Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/351 E. 2022/1040 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/351
KARAR NO : 2022/1040

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketlerin bir araya gelerek oluşturduğu…İş Ortaklığı taahhüdü altında yapılan ‘İstanbul İli Seyrantepe 600 Yataklı Devlet Hastanesi İle Alyapı Ve Çevre Düzenlemesi İkmal İnşaatı İşi’’nde ‘’Ahşap İmalatları’’ işleri kapsamında, Gen Ahşap firması ile 22.08.2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle, ayrıca işin davalı namı hesabına yaptırılması nedeniyle davacı iş ortaklığının zarara uğradığını, davalının sözleşme ile yüklendiği işleri eksik, kusurlu ve geç ifası ile birlikte imalatları sözleşme, proje, detay ve şartnamelere aykırı yaptığını, eksik bırakılan işlerin davalı firmanın namı hesabına başka bir firmaya tamamlattırıldığını, sözleşme ve zeyilname hükümlerine göre işin bitirilme tarihi olarak ek süre ile birlikte 30/11/2017 tarihi kararlaştırılmasına rağmen davalının bu süreye uymadığı gibi iş programında yer alan işlerini dahi her zaman geciktirdiğini, davalı tarafın uyarılara rağmen herhangi bir tedbir almadığını, davalıya 16/01/2019 tarihinde noter aracılığıyla ihtar gönderildiği halde bu zamana kadar geri dönüş yapılmadığını… D. İş dosyasından 28.06.2018 tarihinde resen görevlendirilen bilirkişi ile birlikte şantiye mahallinde keşif yapıldığını, 19.11.2018 tarihli Bilirkişi Raporu incelendiğinde imalat seviyesinin %53,9 seviyesinde kaldığının belirlendiğini, mahallinde yapılan incelemeler ile bir çok eksik ve kusurlu imalatlar bulunduğunun tespitine yer verildiğini, tespit dosyasında kalan işlerin bedelinin ve yapılan kısımlardaki kusurlu işlerin toplamının 895.504,80-TL olduğunun tespit edildiğini, davalının davacı şirketlere olan borcunun 3.431,948,57-TL olduğunu, bilirkişi raporu ile haklılıklarının ortaya çıktığını ileri sürerek doğmuş-doğacak her türlü zarar ile toplam gecikme cezası ve fazla ödemelerin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin söz konusu sözleşmedeki tüm sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen davacıların iddialarına maruz kaldığını, davacıların haksız ve hukuka aykırı şekilde dava ikame ettiklerini, sözleşmede işin bitirilme tarihi 30/03/2017 olarak belirtilmiş ise de taraflar anlaşarak iş bitirme süresini iki kere olmak üzere uzattıklarını, müvekkil şirkete bu konuya ilişkin ihtarname ulaşmadığını, davacı tarafın İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/81 D.İş sayılı dosyasından alınan Bilirkişi Raporunu kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik, ayıplı ve geç ifa nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme, ödeme belgeleri, noter ihtarları, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları, taraf vekillerinin beyanları incelenmiş, getirtilmesi gerekli tüm delillerin dosyaya celp edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yapılan sözleşme incelendiğinde; Davacı iş ortaklığının TOKİ ile arasında imzaladığı … 600 Yataklı Devlet Hastanesi ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İnşaatı İşi” kapsamında, “Ahşap İmalatları” işlerinin davalı firma tarafından yapılması için 2016-119 no’lu 22.08.2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede işe başlama tarihinin 01.11.2016, iş bitim tarihinin 30.03.2017 olarak belirlendiği, davacı tarafça ek süre verilerek iş bitim tarihinin 30.11.2017 tarihine kadar uzatıldığı anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin dava konusu ile ilgili maddeleri;
Madde- 5) Sözleşmenin Türü ve Bedeli: Sözleşme konusu iş “Anahtar Teslim Bedet” esasına dayanmakta olup, toplam sözleşme bedeli, geçici(ara) hak edişlerde ve kesin hak edişte aynen kullanılacaktır. Sözleşme kapsamında yapılacak işlerin kapsamı ve bedeli EK-2 ‘de belirtilmiştir.
“Ek 2 de, sözleşme bedeli ANAHTAR TESLİMİ olarak 1.900.009,00 TL+ KDV götürü bedellidir.)
Madde-9) Gecikme Cezası: TAŞERON, İŞ PROGRAMINDA belirlenen süre içerisinde, SÖZLEŞME’ de belirtilen iş’leri zamanında yerine getirmediği takdirde herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın, belirlenen süreleri aşan her takvim günü için SÖZLEŞME bedelinin % 0,5’i (Binde beşi) tutarında gecikme cezası ödemeyi kabul eder, Gecikme 15 günü aştığı veya TAŞERON’un hal ve gidişinden İŞİ yetiştiremeyeceği kanaati hasıl olursa İŞVEREN işlemiş gecikme cezası ile birlikte Sözleşmenin Fesih ile ilgili maddelerini uygulayabilir. Gecikme cezası ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın TAŞERON’ a yapılacak hak edişlerinden veya kesin hesap neticesinde cari alacağından kesilir. İŞVEREN isterse TAŞERON Cezalı olarak çalışmasına devamı eder.
Davacı tarafından davalıya keşide edilen …yevmiye nolu 22.06.2018 tarihli ihtarnamesinde; “Taraflar arasında 22.08.2016 tarihli “TC. Başbakanlık Toplu Komut idaresi İ…600 Yataklı Hastane İnşeatı ile Alt Yapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal işi” nde “Ahşap İmalatları” işine alt “Taşeron Sözleşmesi” imzalandığı, Sözleşmeye göre; 01.11.2016 tarihinde işe başlanıp, 30.03.2017 tarihinde işin teslim edilmesi gerektiği, söz konusu işe ilişkin karşı tarafa 29.09.2017 tarihli yazı ile 30.11.2017 tarikine kadar EK SÜRE verilmesine ve bu süre üzerinden 204 gün geçmesine rağmen hala tamamlanmadığı ve ne kadar süre içerisinde tamarmnlanacağının belli olmadığı, İmalat oranının 19.04.2018 tarihli 4 Nolu son hakediş itibariyle % 53,9 mertebesinde kaldığı, 18.06.2018 tarihi itibari ile şantiyede ekiplerin işbaşı yapmadığı, işin devamı süresince sözleşmede yer almamasına rağmen ilgili faturaları ile sabit olduğu izere malzemelerin taraflarınca alındığı, ücretleri, SGK ödemeleri ve yemek bedellerinin taraflarınca ödendiği, işin başında bulunulmadığı, gün içerisinde sahada ekip ve malzemelerin temin edilerek işin ivedilikle tamamlanması aksi halde sözleşme gereği 9. maddede öngörülen gecikme cezasının ve feshe ilişkin maddelerin uygulanacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin muhtara tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından 25.06.2018 tarihin… D.iş dosyası ile sözleşme konusu işle ilgili keşif yaptırılarak 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporu almmış, bu rapor akabinde davacı tarafından Ankara 10. Noterliğinin 00830 yevmiye nolu 16.01.2019 tarihli ihtarname davalıya gönderilerek “bilirkişi raporunda belirlenen 1.966.500,00-TL gecikme cezası bedelinin, eksik ve kusurlu imalata ilişkin tespit edilen 895.504,80-TL bedilen, 569,943,00-TL alacakları ile birlikte toplamda 3.431.948,57-TL bedelin 7 gün içinde davacı tarafa ödenmesi, aksi halde zararların tümünün tahsili için yasal yollara başvurulacağı” ihtaren bildirilmiş, ancak bu ihtarname davalıya tebliğ edilememiştir.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355 vd.). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Sözleşmede kararlaştırılan niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu vasıfların eserde bulunmaması ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Önemle ifade etmek gerekir ki, eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz. (TBK m. 476) Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yıl; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı serin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. (TBK m. 478; mülga BK m. 363)
Eser sözleşmelerinde işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatının yüklenicide, iş bedelinin ödendiğinin ispatının ise iş sahibinde olduğu, bu nedenle faturanın tek başına işin yapıldığını yahut teslim olgusunun gerçekleştiğinin kanıtlamaya yeterli olmadığı, yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eser sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini ayrıca kanıtlaması gerektiği bilinmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan taşeron sözleşmesi kapsamında davalının edimini eksik, ayıplı ve geç yerine getirip getirmediği, sözleşme gereği yapması gereken işlerin ne kadarını yaptığı, yaptığı işlerin eksik, ayıplı ve kusurlu olup olmadığı, davalının edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmemiş ise davacının uğradığı zararın tespiti, davalıdan gecikme cezası isteyip isteyemeyeceği, istenebilir ise gecikme cezasının miktarının belirlenmesi noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
05/01/2022 tarihli İnşaat Mühendisi … aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “a-Davacılar talebinin; davacılardan oluşan iş ortaklığının taahhüdü altında yapılan … 600 Yataklı Devlet Hastenesi ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkma) İnşaatı işi bünyesinde yer alan “Ahşap İmalatları”nın yapılması komusunda davalı ile yapılan 22.08.2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi kapsamında davalırın edimini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu iş bedoli, hak odiş bedeli, gecikme cezası bodelinin tehsili istemlidir.
b-Bir sonraki paragrafta teşpiti yapılan belge eksikliği nedeniyle, davalının dava konusu işteki edimin tam ve eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği noktasında sağlıklı bir değerlendirme yapma imkânı olamadığı,
Ancak, mahkemece de uygun görüldüğü takdirde, dava konusu işe ait taşeron sözleşmesinin 6 nolu eki iş programı (30.71.2017 iş bitim tarihini esas ulan revize iş programı dâhil), ana sözleşme kapsamında düzenlenen durum tespit tutanağının bir kısım ekleri olan 130 sayfalık “İnşaat. Mekanik, Elektrik İşleri ölçümleme tutanağı ve eklerinin”, 7 sayfalık “durum tespit İcmali ve Pursantaj sayfaları”, 132 sayfalık “foroğraflar” ile beraber ekleriyle birlikte fesih kabul tutanakları, davalı tarafından kesilen okunaklı 5 adet faturanın, dava konusu işe ait taşeron sözleşmesinin 6 nolu eki İş programı (30.11.2017 iş bitim tarihini esas alan revize iş programı dâhil) davacılar vekili, okunaklı 5 adet faturanın davalı şirket vekili, diğerlerinin dava dışı TOKİ Başkanlığı tarafından yerine getirilmesi durumunda, davalının dava konusu işteki edimi tam ve eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği noktasında değerlendirme yapılmasının mümkün olabileceği,
c-İş bu ek raporumuzun bir önceki (b) maddesinde belirtiten belgelerin dava dosyasına ibraz edilmesinin sağlanması durumunda, detaylı bir inceleme sonucuna göre, dava konusu işte eksik ve ayıplı işlerin tespitinin mürmkün olabileceği,
d-İş bu ek raporun (a) maddesinde zikredilen belgelerin dava dosyasına kazandırılması mahkemece de uygun görüldüğü takdirde, teknik açıdan bakiye alacak miktarı hesaplanmasının mümkün göründüğü, ancak yine iş bu ek raporun “MALİ İNCELEMELER” başlıklı kısmımda yer alan “2018 yılı defter kayıtlarında, davacı tarafından davalıya ve davalı adına 290.025,89 TL ödeme yapıldığı, davalının 310.428,48 TL fatura düzenlendiği ve 2018 yılından davalının 29,444,22 TL borçlu kaydı olarak devrettiği” şeklinde mali tespit edildiği dikkate alındığında; davacılardan oluşan iş ortaklığının davalı yandan 29,444,22 TL tutarında borç kaydının bulunduğu, “talep ile bağlılık” ilkesi gereğince fazla ödemeye dayalı alacak kaydının 7.000,60 TL ile sınırlı olduğu, mali yönden tespit yapılan davacılar vekili dava dilekçesinde alacağına faiz talep etmediği, ancak 15.04.2021 tarihli ek beyan dilekçesi ile alacağına ticari faiz talep ettiği, bu durumda alacağına faiz uygulanıp uygulanmayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğu,
e-Taşeron sözleşmesinin 9. maddesindeki düzenlemeye bakıldığında, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere niteliği itibariyle ifaya ekli ceza niteliğinde olduğu, bu gecikme cezasının hesap edilebilmesi için işin süresinin 30.11.2017 terihine uzatıldığı dikkate alındığında, taraflar arasında revize İş programının varlığına bağlı olduğu, yine gecikme cezasının üst sınırı en fazla (15) gün olması gerektiği bu üst sınırı belirleme takdirinin Mahkemesine ait olduğu, talep edilen eksik belgenin (30.11.2017 iş bitirme tarihini esas alan revize iş programının) dava dosyasına kazandırılması durumunda gecikme cezasına yönelik hesaplama yapılmasının mümkün göründüğü, bu revize iş programının kimin tarafından kazandırılacağının bu ek raporun (a) maddesinde belirtildiği” rapor edilmiştir.
02/11/2022 tarihli İnşaat Mühendisi … ve Hesap Uzman…’den aldırılan bilirkişi EK raporunda; “Sayın Mahkemece verilen 2. ek görev uyarınca, dava dosyasının muhteviyatı ile birlikte, davacılar vekilinin 24.01.2022 yazım tarihli itiraz dilekçesi ile davalı vekilinin 19.01.2022 yazım tarihli itiraz dilekçesi kapsamında yeniden yapılan inceleme, tespit, hesaplamalar ve değerlendirmeler sonucunda;
a-Davacılar talebinin; davacılardan oluşan iş ortaklığının taahhüdü altında yapılan İstanbul Seyrantepe 600 Yataklı Devlet Hastanesi ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İnşaatı işi bünyesinde yer alan “Ahşap İmalatları”nın yapılması konusunda davalı ile yapılan 22.08.2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi kapsamında davalının edimini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu iş bedeli, eksik iş bedeli, gecikme cezası bedeli ve fazla ödeme bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu,
b-Dava konusu işten dolayı davacılardan oluşan iş ortaklığının davalı taşeron şirketten talep edebileceği alacak miktarı toplamı (kusurlu iş bedeli, eksik iş bedeli ve fazla ödeme bedeli olarak) 777.241,73 TL olarak hesaplandığı, ( revize iş programından olmaması nedeniyle gecikme cezası hesaplanamadı) bu alacağın şimdilik 9.000,00 TL olabileceği, hesaplaması yapılan bu alacak miktarına davacılar vekili dava dilekçesinde alacağına faiz talep etmediği, ancak 15.04.2021 tarihli ek beyan dilekçesi ile alacağına ticari faiz talep ettiği, bu durumda talep etti; alacağına faiz uygulanıp uygulanmayacağının takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu” rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kaynaklanan icra takiplerinin kural olarak İİK’nın 50. Maddesi uyarınca HUMK’nın (HMK) hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yer icra dairelerinden birinde açılması gerekir. Bu türden sözleşmelerde para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 73, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. Maddesi hükümlerinin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçlarıyla ilgili tüm ihtilafların davacının yerleşim yerinde takip ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki bu da ; Hukuk Muhakemesi Kanunu’nda yer alan yetkiyle ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa, gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 73 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. Maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Öte yandan, her iki tarafı da tacir olan taraflarca akdedilen Taşeron Sözleşmesinde yetki düzenlemesi yapılarak Ankara Mahkemeleri taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda yetkili kabul edilmiştir. Bu nedenle davalının yetki itirazı yerinde değildir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, tanık ve taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporları, sözleşme sureti, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde, Tarafların ticari defter ve kayıtları, ödeme belgeleri ve düzenlenen faturalar bilirkişi marifetiyle incelenmiş, davacı iş ortaklığı işveren ile davalı yüklenici arasında yukarıda detayları belirtilen sözleşme uyarınca davacıların dava dışı TOKİ Başkanlığına karşı yapmayı üstlendiği “İstanbul İli Seyrantepe 600 yataklı Devlet Hastanesi ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İnşaatı İşinde” “Ahşap İmalatları” işlerinin davalı firmaya taşere edildiği, dava konusu iş nedeniyle davalının edimini tam olarak yerine getirmediği, kusurlu yaptığı iş bedelinin bilirkişilerce 20.000,00-TL olarak, eksik yaptığı iş bedelinin 732.787,51-Tl olarak ve davacılar tarafından davalıya yapılan fazla ödeme bedelinin 24.444,22-TL olarak (toplam 777.241,73-TL) belirlendiği, davacıların gecikme cezası bedelinin ise revize iş programı dosyaya sunulmadığı için hesaplanamadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekili, 23.12.2022 tarihli celsede, bilirkişi raporu doğrultusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava dilekçesindeki dava değeri üzerinden kara verilmesini talep etmiş, davacı davasını kuruşlandırdığı beyan dilekçesinde; kusurlu iş nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL, gecikme cezası nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL, eksik imalat nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL ve fazla ödemeye ilişkin olarak şimdilik 7.000,00-TL talep etmiştir. Bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere, taraflarca revize iş programı dosyaya ibraz edilmediğinden gecikme cezası hesaplanamamıştır. Davacıların gecikme cezası dışındaki talepleri dava dilekçesi ve beyan dilekçesindeki dava değeri üzerinden kabul edilmiş, davacılar vekili dava dilekçesinde faiz talep etmediği gibi ıslah yoluyla da herhangi bir faiz talebi olmadığından faize hükmedilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalarımız çerçevesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının KISMEN KABULÜNE;
9.000,00TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2) Dava açılışında alınan 170,78 TL peşin harcın alınması gereken 614,79 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 444,01 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 132,00 TL’sinin MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVACILARDAN ; 1.188,00 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) (a) Dava açılışında alınan 170,78 TL peşin harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
(b) Davacıların yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 247,40 TL posta gideri, olmak üzere toplam 2.691,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 2.422,62 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
5) Davacıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVACILARDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2022
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”