Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/992 E. 2021/189 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/498
KARAR NO : 2021/18

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : Acentalık Sözleşmesine aykırılık nedeniyle tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/19/2021

İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/145 Esas sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında 12/05/2011 tarihinde 3 yıl süre ile geçerli olacak şekilde yetki sahası …ili olan temsilcilik sözleşmesi akdedildiğini, taraflar sözleşme maddelerinde mutabakat sağlandığını, sözleşmeyi imzaladıklarını, davalıların yetki sınırlarını aşarak müvekkilinin bilgisi dışında işlemler yaptığını, davalıların acente sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği müvekkilinin …acentesi olarak sözleşme akdettiği kişileri müvekkili bildirmek zorunda olduğunu, davalının bu görevini de aksattığını, hatta müvekkile hiç bildirmediği işlemlerde bulunduğunu, acente yetkilisinin müvekkili tarafından sorulan sorulara makul sürede cevap vermediğini, başvuran kişilerin işlemleri hakkında müvekkilini bilgilendirmediğini, bu nedenle müvekkile ulaşmış birden çok şikayet olduğunu belirterek davalılar ile davacının İmzalanan 12.05 2011 tarihli temsilcilik sözleşmesi gereği davalıların uymak zorunda olduğu yükümlülükler, özen borcu, rekabet etmeme borcu, sadakat borcunun ihlali nedeniyle davacının uğramış olduğu 20.000,0 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat ile , davacının bilgisi dışında yapılan öğrenci kayıtları nedeniyle doğan 20.000,00 TL’ komisyon alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Işlak Paksoy vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığını, davanın müvekkili açısından yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin acentelik sözleşmesinin tarafı olmadığını, yazılı acentelik sözleşmesinden bu durumun açıkça belli olduğunu, müvekkili ile diğer davalı arasındaki ilişkinin, diğer davalının müvekkiline yönelik “birlikte çalışalım, acentelik sözleşmesi yaptım, sizde bu işin uzmanısınız” şeklindeki yaklaşımı ile müvekkilinin acente olan diğer davalının teklifini kabul etmesi ve bir kısım işler gerçekleştirmesi olduğunu belirterek davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, davacı ile tefrik edilen dosyada davalı … arasında imzalanan ve davalı … Işlak Paksoy’un daha sonra onay vererek dahil olduğu iddia edilen sözleşme kapsamında davalıların sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettikleri, sadakat ve rekabet etmeme hükümlerine uymadıkları iddiası ile açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Acenta TTK da düzenlendiğinden görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Davanın açıldığı mahkemede 2014/ 1102 Esas üzerinden yapılan yargılamada davalı … hakkında açılan davanın reddine , davalı … Borcu…hakkında açılan davanın tefrikine karar verilmiş, tefrik işlemi sonrasında 2020/145 esasa kaydedilen dosyada yetkisizlik kararının gerekçesi; ” Sözleşme davacı ile 2014/1102 Esas sayılı dosyasında davalı … arasında imzalanmış olup, sözleşmenin 32.maddesinde yer alan yetki hükmü ise HMK 118/2 maddesi gereğince sadece sözleşmeyi imzalayan taraflar arasında geçerlidir. Bu hükmün sözleşmede imzası bulunmadığından ve daha sonraki süreçte ticari ilişki içerisinde olunmasına rağmen imzalanan bir yetki sözleşmesi mevcut olmadığından davalı … Işlak yönünden geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ilk itirazlardan olup, cevap dilekçesinde süresi içinde yetki itirazında bulunulduğu nazara alınarak davalı … Işlak Paksoy hakkında açılan davada yetkisizlik kararı verilmiştir.
Davalı … hakkındaki davada verilen ” davanın reddi” kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. (25/02/2020 tarih 2014/1102 Esas 2020/187 Karar )
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/ 1102 esas sayılı dosyasında deliller toplanmış ,bilirkişiden rapor alınmış olduğundan davaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Davalı … savunmalarında sözleşmenin yapıldığı 12.05.2011 tarihi itibariyle sözleşmede imzası bulunan …’in davalının çalışanı olmadığını , …’in davalı yanında çalışmadığı dönemde sözleşme imzalamasının davalı Ruşen’i davacıya karşı sorumlu kılmayacağını savunmuştur.
Temsilcilik Sözleşmesi;
… Barış Gümüşlü ile davalılardan … arasında imzalanan 12.05.2011 tarihli “Temsilcilik Sözleşmesi” başlıklı belgenin
3. Maddesinde aynen; “…Yapılan anlaşma gereğince acente, …ilinde sonradan Teoreme yazılı olarak beyan edeceği adresinde … yetkili temsilcisi olarak faaliyetlerine başlayabilecektir. Acente olarak ayrıca Yeşim Tekin ve Ruhşan Burcu Işlak şahıslarla da sözleşmeye ilerleyen tarihlerde …’in onayı ile eklenebileceğine ortaklaşa karar verilmiştir…” denildiği,
5.maddesi olan “Sözleşme Konusu” başlıklı maddesinde, “…İşbu sözleşme … ile Acente arasında Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı hizmetleri için yapılacak işbirliğinin şeklinin belirlenmesi ve karşılıklı görev ve sorumlulukların belirtilmesi amacı ile yapılmıştır…” denildiği,
6.maddesi olan “İşbirliğinin Şekli” başlıklı maddesinde , “…acente bu sözleşmenin karşılık olarak onaylanmasından itibaren yukarıdaki ilgili adresteki …’in temsile yetkili acente olarak Yurtdışı Eğitim konusunda danışmanlık hizmeti verecektir…” denildiği,
7. maddesi olan “Sözleşmesi Süresi” başlıklı maddesinde , “…Bu sözleşme 3 (üç) yıl süre ile geçerli olacaktır. Tarafların hemfikir olması durumunda sözleşme tarafların karşılıklı onayı ile yenilenecektir. Sözleşmenin iptali söz konusu olduğunda, sözleşme tarafların 3 ay öncesinden sözleşmedeki adreslerine noter aracılığı ile gönderecekleri ihtarname ile iptal olacaktır…” denildiği,
Komisyona Hak Kazanma başlıklı 25, 26,27, 28. Maddelerinde,
“…25. Acente, … üzerinden kayıt ettirdiği ve gross ödemesini okula eksiksiz yapan her öğrenci için komisyona hak kazanır. Komisyon oranları aşağıda belirtilmiştir.
26. Komisyon mutabakatı her ayın sonunda acentenin hazırlayacağı ve …’in onaylayacağı Aylık satış tablosu ile sağlanacaktır.
27. …, acentenin hak ettiği komisyon ödemeleri eline ulaştıktan sonra 3 iş günü içinde yapılacaktır.
28. … ve Acente, Acente üzerinden gelen her türlü yurtdışı eğitim programı için kazanılmış komisyonu aşağıdaki oranlarda paylaşmayı kabul eder.
… adına düzenlenmiş ve yurtdışı eğitim kurumlarınca gönderilmiş her fatura üzerinde belirtilen komisyon miktarının acenteye ödenecek tutarı;
Sözleşmeyi takip eden ilk sene içerisinde, %70 oranında ve sözleşmenin ikinci ve üçüncü yıllarında ise %80 oranında … ödemeyi; Acente ise ödeneceği kabul eder…”
29. Acenta, … ile imzalamış olduğu temsilcilik sözleşmesini takiben 3 iş günü içerisinde temsilcilik bedelinin ilk taksiti olarak 20.000,00 Türk Lirasını Teoremce banka aracılığı ile ödemeyi taahhüt eder. Acenta, temsilcilik sözleşmesinin ikinci taksiti ise yine cn geç 25 Mayıs 2011 tarihinde ödemeyi taahhüt eder.
30.Acenta, … ile ortaklaşa yapılacak olan tanıtıma dayalı her türlü materyal çalışmalarında, basılı, sözlü ve dijital medya ile diğer tanıtım mecralarında ve internet geliştirme çalışmalarında payına düşecek ödemeleri …’e fatura tarihinden itibaren 3 iş günü içerisinde yapmayı taahhüt eder.
31.Acenta, sözleşmenin başladığı tarihten itibaren ilerleyen 3 sene içerisinde sözleşmesini iptal/fesih isteminde bulunma hakkına sahiptir. Bu durumda Acenta, …’e 30.000,00 TL tazminat ödemeyi kabul eder. Acenta, 3 yıl olarak belirtilen sözleşme süresi zarfında ya da sözleşme bitimi sonrasında yurtdışı eğitim danışmanlık faaliyetlerine kendi ya da başka firma adı altında devam etmek istemesi durumunda ise tazminat dışında ayrıca 30.000,00 TL ödemeyi kabul eder, denildiği, Tespit edilmiştir.
SMMM bilirkişiden alınan 18.04.2017 tarihli rapor:
”Davalı … IŞLAK PAKSOY’un ticari defterlerinin incelenmesinde; kuruluş tarihi olan 28.09.2011 tarihinden dava tarihi olan 05.05.2014 tarihine kadar toplam 54.763,72 TL’lik gelir elde etmiş olduğu, bu gelirlerden 38.952,00 TL’lik kısmının davacı adına düzenlenen komisyon bedeli olduğu,
• Davalı …’in davalının işyerinde sigortalı işçi olarak 31.10.2011 tarihinde işe başladığı ve 18.11.2013 tarihinde de işten ayrılmış olduğu,
• Davalı yanın ticari defterlerinin incelenmesinde; davalının dava tarihi olan 05.05.2014 tarihinden sonra London School Of firmasına, 08.10.2014 tarih ve 016450 no.lu 21.458,05 TL’lik, University Of Westminster firmasına 17.11.2014 tarih ve 064464 no.lu 34.020,00 TL’lik olmak üzere 55.478,05 TL’lik 2 adet fatura düzenlenmiş olduğu” tespit edilmiştir.
SMMM ve Haksız Rekabet konusunda uzman bilirkişiden oluşan heyetten alınan 14.03.2019 tarihli rapor:
” Dosyadaki acentelik sözleşmesinin imzalayan …’in diğer davalı … Işlak’ın SGK’lı çalışanı olması, davalı … tarafından davacıya acentelik faaliyeti kapsamında faturala kesmesi, mail adresinin davacı firma uzantılı bir mail adresi olması, mail yazışmalarında davalı …’nun da acente olarak hareket etmesi karşısında Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla davalı …’nun da acente olduğu ve imzalanan sözleşmenin davalı … “yu da bağlayacağı, Davalı… diğer dâvâlının işçisi olması dikkate alındığında TBK 32 anlamında sözleşmeye diğer davalının temsilcisi sıfatıyla diğer davalı adına imza attığının Sayın Mahkemece kabulü ihtimalinde sorumlu bulunmayacağı,
Davalının eylemlerinin TTK 104 hükmüne, acentenin davacıya haber vermeden kendi adına işlemler yapmasının TTK 100 hükmüne aykın olduğu ve aynca vaki hususların taraflar arasındaki sözleşmenin 18,20 ve 24 üncü maddesi hükümlerine aykırı olduğu,
Davacı taraf davalı acentenin acentelik sözleşmesine aykın hareketi sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı acentenin rekabete aykın davranışı sebebiyle maddi tazminatın tespitinde davalı acentenin rekabeti olmasaydı davacının ne kadar kazanabileceğinin tespiti gerekir Bazı zararlar, mal var lığının net miktanm azaltır, bazıları da bu varlığın artmasına engel olurlar. Bunlardan birinci tür zarara fiili zarar, ikincisine yoksun kalınan kâr adı verilir. Dosyada bu şekilde bir zarar hesabına ilişkin yeterli delil yoktur. Buna mukabil davacı davalının elde ettiği karı da maddi tazminat olarak talep edebileceğinden, davalı … Işlak Paksoy’un ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi raporunda kuruluş tarihi olan 28.09.2011 tarihinden dava tarihi olan 05.05.2014 tarihinde kadar toplam 54.763,72 TL’iik gelir elde etmiş olduğu bu gelirlerden 38.952,00 TI/lk kısmının davacı adına düzenlenen komisyon bedeli olduğu tespit edilmiştir. Davacı dışında davalının elde ettiği gelir bu hesaba göre 15.812, TL olup. Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla davacının maddi tazminat olarak bu tutarı talep edebileceği kanaatine varılmıştır. ”şeklinde mütalaada bulunmuştur.
EK Raporda; Davalı …’ in diğer davalının işçisi olması dikkate alındığında TBK 32 anlamında sözleşmeye diğer davalının temsilcisi sıfatıyla diğer davalı adına imza attığının Mahkemece kabulü ihtimalinde sorumlu bulunmayacağı, dosyadaki mail yazışmaları ile davalının kendi beyanından davalı …’mm da vaadin habersiz olarak başka bir isimle … adı altında acentenin bulunduğu adreste kendi adına aynı alanda aynı hizmeti verdiği ve davacıdan habersiz olarak İşlem yapmış olup bu hususun Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla kuruluş tarihinden dava tarihine kadar toplam 54.763,72 TL gelir elde etmiş olduğu bu gelirlerden 38.952,00 TL’lik kısmının davacı adına düzenlenen komisyon bedeli olduğu tespit edildiği, bu durumda fark bedel olan 15.812,00 TL’nin davacı tarafından maddi tazminat olarak talep edilebileceği mütalaa edilmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE :
Taraflar arasındaki akdi ilişki 6762 s.Türk Ticaret Kanunu zamanında kurulmuştur.
Uyuşmazlık acentalık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
6762 sayılı TTK Madde 116 – Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tabi bir sıfat olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
818 sayılı Borçlar Kanunu
a) Temsilin hükümleri Madde 32: (6098 sy TBK Madde 40)
Salahiyettar bir mümessil tarafından diğer bir kimse namına yapılan akdin alacak ve borçları, o kimseye intikal eder.
Akdi yapar iken mümessil, sıfatını bildirmediği takdirde akdin alacak ve borçları kendisine ait olur. Şukadar ki kendisiyle akdi yapan kimse, bir temsil münasebeti mevcut olduğunu halden istidlal eder yahut bunlardan biri veya diğeri ile akit icrası kendisince farksız bulunur ise akdin hakları temsil olunan kimseye ait olur.
Sair hallerde alacağın temliki yahut borcun nakli hakkında mevzu usule tevfikan muamele icrası lazımgelir.
Acentelik ilişkisi bir sözleşme ile kurulur. Acentelik sözleşmesi, TTK’da bir geçerlik şartına tabi tutulmadığına göre; yazılı ya da sözlü olarak hatta açık veya örtülü iradelerin uyuşması ile yapılabilecektir. Ancak sözleşme yapma yetkisi haiz acentelerin, acentelik sözleşmesi yazılı olarak yapılmamış ise acentenin sözleşme yapma yetkisine ilişkin beyanın yazılı olarak verilmesi gereklidir. Yetkilendirme belgesinin ayrıca ticaret siciline tescil ve sicil gazetesinde ilan edilmelidir. TTK md. 121/2 gereği, tescil ve ilanın acente tarafından yaptırılması mecburidir Tescil ve ilanı gereken acentelik sözleşmesi değil, acenteye sözleşme yapma yetkisinin verildiğini açıklayan beyandır. Acentelik sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması bir geçerlik şartı değil olsa olsa ispat kolaylığı olarak nitelendirilebilir.
6762 s. TTK 123–126. maddeleri arasında acentenin hak ve borçları düzenlenmiştir.
Acentenin temel işlevi ve görevi müvekkilin faaliyetleri ile ilgili sözleşmelere aracılık etmek veya bunları müvekkil nam ve hesabına yapmaktır. Acente ve temsile yetkili ya da yetkisiz bağımlı yardımcılarının yerine getirdiği işler bizzat acente tarafından görülmüş sayılır. Acentenin rekabet etmeme borcu açıkça ve ayrıca TTK’da düzenlenmiş değildir.etmeme borcu genellikle sözleşme süresince değerlendirilmekte sözleşme sona erdikten sonra rekabet yasağı içeren bir sözleşme ile de rekabet etmeme borcunun devam ettirilebileceği dikkate alınmaktadır Sözleşme süresince rekabet etmeme borcu TTK md. 118’den hareketle ileri sürülmektedir. Buna göre acente aksi yazılı olarak kararlaştırılmadıkça müvekkilinin kendisine tahsis ettiği yer veya bölge içinde müvekkili ile aynı ticaret dalı dâhilinde başka tacirler ad ve hesabına sözleşmeler düzenleyemeyecek veya bu sözleşmelere aracılık edemeyecektir.

Bu açıklamalardan sonra somut olaydaki akdi ilişkinin inkarı bakımından yapılan değerlendirme; Davacı ile davalılardan … arasında imzalanan Sözleşmenin 3. Maddesinde” Acenta olarak ayrıca Yeşim Tekin ve Ruhşan Burcu Işlak isimli şahıslarla da sözleşmeye ilerleyen tarihlerde …’in onayı ile eklenebileceğine ortaklaşa karar verilmiştir” maddesi yer almaktadır. İddiaya göre sözleşme tarihinde davalı … Işlak yurt dışındadır. Mahkememizin kabulü …’in sözleşmeyi …adına imzalamadığı, … ile imzalanan sözleşmenin sonradan… ile hayata geçirildiği , …’in diğer davalı adına sözleşme yapma yetkisi olmadığından bu sözleşmenin yazılı hükümlerinin davalı … … bağlamayacağı şeklindedir. Bu bakımdan 12.05. 2011 tarihli sözleşmede davalının imzası yer almadığından sözleşmedeki yetki şartının ve sözleşmedeki cezai şartlar tazminatlar gibi hükümlerin davalı … Işlak’ı bağlamayacağı kabul edilmiştir. Davalı … tarafından imzalanan sözleşmenin hükümleri davalı …’u bağlamamakla birlikte fiili olarak davalı … ile davacı arasında acentalık ilişkisi kurulduğu kabul edilmiştir. Zira Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda acentalık ilişkisinin kurulması için yazılı şekil şartı bulunmadığından bu tür sözleşmeler genelde yazılı olarak yapılmakla birlikte sözlü olarak da yapılabilmektedir. Sözlü yapılan sözleşmelerde sonradan çıkan ihtilaflarda ispat sorunu ortaya çıkar. HMK ya göre 2500 TL nin üzerindeki işe ve işlemlerin yazılı delille ispatı gerekmektedir. Nitekim davalı … da savunmasında akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Ancak bu sözleşme imzalandıktan sonra Ticaret Sicil Kayıtlarına göre 23.03.2012 tarihinde davalı … adına iş yeri açılışı bulunmaktadır. Bundan sonra davacının muhatabı… olmuştur. Davacı ile davalı arasındaki yazışmalarda da davalı … muhatap alınmış, ticari defterler bu kişi adına olup faturalar… tarafından düzenlenmiştir. Bu durumda davacı ile davalı arasında sözlü olarak acentalık ilişkisi kurulduğu kabul edilmiştir. Bu bakımdan davalı hakkında açılan davanın esastan incelenmesine karar verilmiştir.
Davalı acenta olduğundan TTK 116-134 Maddelerinde düzenlenen acentalık hükümlerine riayet etmekle yükümlüdür.
SMMM bilirkişiden alınan raporda davalının ticari defterlerinde komisyon alacağı 15.812,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunda başkaca maddi zarara hesabı yapılmamıştır. Bu hesaplama denetime uygun olduğundan bilirkişi raporu hükme esas alınarak dava kısmen kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporunda da izah ediliği üzere kazanç kaybına ilişkin delil sunulmamış defterlerde bu yönde tespit yapılamadığından 20.000 TL maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
Davacı itibar kaybına uğradığı gerekçesi ile 20.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Dava dilekçesinde davalının kendi hesabına işler yaptığı, acentaya müracaat eden ve yurtdışı eğitim danışmanlığı almak isteyen kişilerin işlemlerini geciktirdiği, aksatıldığı, acenta adresini ve telefonlarını … isminde farklı bir firma adına kullandığını TK nun 104. Maddesine aykırı işlem yaptığını ileri sürmüştür. Manevi tazminat talebine sebep olarak da Sayıştay’ dan öğrenci grubu kaydı aldığı ancak kurumun işleriyle yeterince ilgilenmediğini , … … isimli bir öğrenciden gelen şikayete göre bu kişiden 100 dolar aldığı ancak bu para karşılığında yurt dışına okul kaydının yapılmadığını sonradan bu öğrenciye devam eden işlemlere … adına değil kendi adına bireysel olarak devam edeceğini söylediğini , davacının bu eylemlerinin itibar kaybına sebep olduğunu savunmuş, davalı da cevap dilekçesinde … isimli danışanın okula kaydolmaktan vazgeçtiği 100 doların kendisine iade edildiğini , Sayıştay işinin de … ile ilgisi bulunmadığını, Sayıştay’ın Londra’da bulunan … Üniversitesi ile protokol imzaladığını, protokolün tarafının kurum ve Üniversite olduğunu, … Services’in ise havaalanı transferi, vize işlemleri ve uçak biletleri temin etmek olduğunu, Teoremin … Üniversitesi ile anlaşması bulunmadığını bu işin Teoremin faaliyet alanındaki işlerden olmadığını davalının bireysel bir işi olduğunu ileri sürmüştür.
Tüzel kişinin kişilik hakları; Adı, ekonomik kişiliği , onur ve saygınlığı …
Tüzel kişilerin kişilik hakları da Türk Medeni Kanunu’nun 23 ve 24. Maddeleri ve Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi uyarınca koruma altındadır şartları bulunması halinde TBK 58 anlamında manevi tazminat talebinde bulunabileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede Davalının Sayıştay’la kendi adına bireysel kazanç elde edecek işler alması TTK daki acentalık hükümlerinin ihlali niteliğinde ise de, TBK nun 58. Maddesi gereği manevi tazminat gerektirmeyeceği kabul edilmiştir. … isimli kişinin önce Teoreme e- posta gönderip şikayette bulunduğu daha sonra …ve …’e gönderdiği (dava dilekçesi ekindeki ) 1 Nisan 2014 tarihli e- postada da yanlış anlaşılma olduğu, …ile herhangi bir problem söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Bu olayda davalının davacının kişilik haklarını ihlal mahiyetinde davranışı olmadığından davacının manevi tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
a)20.000,00 TL Komisyon alacağının kısmen kabulü ile 15.812,00 TL Komisyon alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacının 20.000,00 TL Maddi tazminat talebinin reddine,
c) Davacının 20.000,00 TL Manevi tazminat talebinin reddine,
2) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.080,12 TL karar ve ilam harcının 1.024,65 TL sini peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 55,47 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) (a) Dava açılışında alınan 1.024,65 TL peşin harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 25,20 TL başvurma harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 228,00 TL posta gideri, 130,00 TL tefrik fotokopi giderleri olmak üzere toplam 1.983,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 522,64 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
I)Maddi tazminat yönünden vekalet ücretleri
a) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davalının yargılamada vekil ile temsil ettiğinden reddedilen maddi tazminat için davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
II)Manevi tazminat yönünüden vekalet ücreti:
a) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2021

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”