Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/443 E. 2021/20 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/443 Esas – 2021/20
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/443 Esas
KARAR NO : 2021/20 Karar

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.

DAVA : Tazminat (Destekten yoksun kalma )
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2016 tarihinde dava dışı … ‘ in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken araçta meydana gelen mekanik bir arıza nedeniyle aracını yol üzerinde durdurduğu, araçta yolcu olan … ‘ ın aracın sağ ön koltuğundan inerek, aracın yanında bulunan sürücünün yanına geldiği sırada aynı yolda seyreden şüpheli … ‘ in kullandığı … plakalı aracın … ‘ a çarptığı ve ölümüne sebebiyet verdiği, araç sürücüleri hakkında kamu davası açıldığını, müteveffanın kusursuz olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde … Sigorta Şirketi tarafından 109570422 poliçe numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalandığını, poliçe limitinin 290.000 TL olduğunu belirterek desteklerini kaybeden davacılar için şimdilik ayrı ayrı 5.000,00 TL’ er tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacılara dava açılmadan önce 18. 222 TL ödeme yapıldığını ve tüm zararlarının bu ödeme ile karşılandığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sigortalanın kusuru oranında olduğunu, müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğunu , mahkeme aksi kanaatte ise ATK dan kusur raporu alınmasını, aktüer bilirkişiden rapor alınmasını beyanla davanın reddini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.

Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
“Zorunlu Trafik Sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK’nun 85/1.madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Yasa’nın 91/1.maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1.madde hükmü ve gerekse Zorunlu Trafik Sigortası poliçesi Genel Şartları’nın 1.madde hükmü, ölüm veya bedensel zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüştür.
Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenlerin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca).
Davacıların desteğinin kusurlu olması davacıların dava açmasına engel değilse de, birden fazla aracın karıştığı kazada davalıyı tazminattan sorumlu tutabilmek için davalıya sigortalı aracın sürücüsünün az da olsa kusuru olması gerekir.
Bu nedenle önce davalıya sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün kusuru olup olmadığının tespiti bakımından kusur raporu alınmasına karar verilmiş, Makine Mühendisi bilirkişi Ömer Turan ‘dan alınan raporda ; … plakalı araç sürücüsü …’in olayda %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in olayda kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’ın olayda %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan raporda,
Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve dosya içeriğine göre kazanın; meskun mahalde, 14 m genişliğinde, 4 şeritli, refüjle bölünmüş tek yönlü, eğimli, düz, zemini kuru, asfalt kaplamalı yolda, gece meydana geldiği, aydınlatma mevcut, havanın açık ve kaza yerindeki azami hız limiti 82 km/s olduğu, … plakalı otomobile ait mahalde, sağ şeritten başlayıp sola yönelen 41 m sürtünme izi bulunduğuna ve … plakalı aracın 33 m ileride durduğuna dair tespit mevcut olup, … plakalı otomobile ait mahalde fren izi tespitine rastlanmamıştır.
Sürücü … ‘ in (iddianamede bulunan savunmasında) aracıyla rampadan inerken bulunduğu şeridin üzerinde kırmızı renkli …. bir aracı görür görmez sola manevra yaptığını ancak aracın yanındaki kişinin panikleyerek kaçmak istediğini ve kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir.
Sürücü …, (iddianamede bulunan savunmasında) özetle;”.. aracının arıza yapıp kilitlendiğini, orta şeride gelerek durduğunu, araçtaki siyah renkli, silindir şeklindeki tahtayı aracının üç metre gerisine koyduğunu, arkadaşı … ‘ m sağ ön koltuktan inip aracın arkasından dolanıp yanına gelirken kendisine dur dur diye bağırdığını, kırmızı renkli … marka bir aracın ikaz için koyduğu siyah renkli malzeme ile kendi aracı arasındaki sol şeride girip …’ a çarptığını, aracının dörtlülerinin yandığını..” beyan etmiştir.
Tanık … … beyanında:”… Olay tarihinde sevk ve idaremdeki araçla sol şeritte önümde de kırmızı renkli … araç seyir halinde idik, süratim yaklaşık 70-80 km civarındaydı, olay yerine geldiğimizde iki yolun birleştiği nokta olduğu için noktanın az ilerisinde sağdan itibaren sayarsak 3.şeritte bir aracın durduğunu fark ettik, öndeki araç birden manevra yapmaya başladı, baktığımda duran aracın yanından bir kişinin yolun içerisine doğru koştuğunu gördüm bu esnada önümdeki araç kurtarmak için sola hafif manevra yaptı ancak kaçacak yeri olmadığı için şahsa vurdu, duran araç 3.şeritte olup 4.şeride doğru sola dönük vaziyette duruyordu, ancak 4.şeride girmemişti, ben hemen arabamı sağa çekip kaza yapan kırmızı …araçtan reflektörü alarak onların arkasına yeni bir kaza olmaması için koydum, tahmini 40-50 metre geriye koydum daha önce orada duran aracın arkasında herhangi bir ikaz işaretini ben hatırlamıyorum..” şeklinde beyan etmiştir
Tanık …, (iddianamede bulunan savunmasında) şüpheli …’ı aracında yolcu olarak bulunduğunu, gittikleri şeritte duran kırmızı renkli …. marka aracı görür görmez, … ‘ ın sola manevra yaptığını, duran aracın yanındaki şahsın da sola doğru fırlayınca aracın bu şahsa çarptığını..” beyan etmiştir.
Trafik Kazası Tespit Tutanağında, sürücü …’in K.T.Y.’nin 135. Maddesini, sürücü …’in K.T.K.’nun 52.1-b maddesini, yaya …’ın K.T.K.’nun 68. Maddesini ihlal ettikleri, dosyada mevcut 23.12.2019 tarihli Bilirkişi Raporunda, sürücü …’in %60 oranında, yaya …’ın ise %40 oranında kusurlu, sürücü …’in ise kusursuz olduğu kanaati belirtilmiştir.
Dosyada mevcut olan Trafik Kaza Tespit Tutanağı, tüm ifadeler, bir kısım ceza mahkemesine ait evraklar, çarpmanın yeri, Bilirkişi Raporu ve tekmil veriler nazara alındığında, arızalı araçtan inip can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde, sola yönelen aracın önüne doğru yola giren yayanın asli kusurlu olduğu, diğer sürücülerin bu oluş şartlarındaki olayda kusurlarının bulunmadığı görüş ve kanaatine varan heyetimiz, Bilirkişi Raporunun sonucuna katılınmamış aşağıdaki şekilde rapor tanzim etmiştir. Mevcut verilere göre;
—Sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti, meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyredip, aydınlatmanın olduğu olay mahalline geldiğinde, yol içinde gördüğü arızalı aracı geçmek istediği esnada, bu araçtan inip kontrolsüz bir şekilde seyir yoluna giren yaya …’a çarpması olayında atfı kabil kusuru yoktur.
—Sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile seyrederken geldiği olay yerinde aracının arızalandığı, sonrasında aracından yolcu olarak bulunan yayanın araçtan inip kontrolsüz bir şekilde yola girmesiyle meydana gelen kazada kusuru yoktur.
—Yaya …, gece vakti, meskun mahalde, aydınlatmanın olduğu 4 şeritli bölünmüş yolda, yolculuk yaptığı aracın arıza sebebiyle yol içerisinde kalması sonrasında bu araçtan inip, can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda yola girip sürücü …’in kullandığı otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi ile asli kusurlu olduğuna oy birliğiyle karar verildiği kanaatini bildirir müşterek rapordur.”
… Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden incelendiğinde Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, Sanık sürücü …’in tali kusurlu olduğu, Sanık sürücü …’in tali kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ın asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ceza Mahkemesi Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 03/01/2018 tarihli raporu ve Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan 16/08/2012 tarihli raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden yeni bir rapor almıştır. İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 20/06/2019 tarihli raporunda sanık … ve Sanık …’in kusursuz olduğu, müteveffanın araçtan inerek kendi can güvenliğini tehlikeyi attığı olayda asli kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Bu rapor hükme esas alınarak sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.
Kusur raporuna itiraz üzerine 29/04/2020 tarihinde oluşturulan ara kararla İTÜ Otomotiv Bölümünden seçilecek bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş , ara karar davacı vekiline tebliğ edilmiş takip eden celsede bilirkişi ve talimat giderlerinin yatırılmadığı görülmüş, davacı vekili müvekkilinin geliri olmadığı için avansı yatırmadığını beyan etmiş, kesin süre verilmiş, kesin süre içinde de masraf yatırılmadığından davacının yeni rapor alınması talebinden vazgeçmiş sayılması nedeniyle dosyadaki delillere göre karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Ceza dosyasında maddi vakıa ve oluş gerekçeli kararda, ” sanık …’in yola uygun süratle seyrederken önünde duran aracı aniden görüp duran aracın solunda bulunan tek şeride geçmeye çalışırken müteveffanın birden önüne fırlaması nedeniyle fren yapmasına fırsat bulamaması ve diğer araca da çarpmadığı dikkate alındığında kusurunun bulunmadığı , olayda kusurun tamamının müteveffada olduğu” şeklinde kabul edilmiştir. Bu kabule göre de beraat kararı verilmiştir.
Olay, 26.07.2016 günü saat 22:30 sıralarında, sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile bölünmüş 4 şeritli 1071 Malazgirt Bulvarını takiben Konya Yolu istikametinden Eskişehir Yolu istikametine seyredip, olay mahalline geldiğinde, arızalandığı için sağdan 2. şeritte kalan diğer sürücü …’e ait … plakalı otomobile çarpmamak için sola doğrultu değiştirerek, o sırada arızalanan araçtan inip kaplama içerisindeyken önüne doğru yönelen yaya …’a aracının sağ ön kesimi ile çarpması sonucu yayanın ölümüyle sonuçlanan dava konusu olay meydana gelmiştir.
Mahkememizce alınan iki raporda da davalıya sigortalı aracın sürücüsü … kusursuz bulunmuştur. Ceza dosyasında alınan raporlar arasındaki çelişki de İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile giderildiğinden davalıya sigortalı araç sürücüsünün yapabileceği manevra ve alabileceği bir tedbir olmadığı dolayısıyla 2918 sy ve yönetmelikteki kuralları ihlal etmediği, kusursuz olduğu kabul edilmiştir.
Kazaya karışan araçların sigorta şirketleri zarardan müteselsilen sorumludur. Davacılar zararlarını araçların tümünün sigorta şirketlerine, sürücülerine ve maliklerine karşı açabilecekleri gibi sadece birine karşı da açabilirler. Teselsül hükümleri gereği zararın tamamını biri öder diğerlerine iç ilişkide rücu eder. Davalıyı zarardan sorumlu tutabilmek için sürücünün az da olsa kusurlu olması gerekmektedir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü Lütfi Köşkeroğlu’nun kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Ancak bu şart Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli ve 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. İptal kararının somut olaydaki durumu değiştirir etkisi bulunmamaktadır.
Somut olayda mütevvefa davalıya sigortalı aracın sürücüsü değildir. Bu araçta yolcu da değildir. Anayasa mahkemesinin iptal kararının bu davada uygulanması mümkün değildir.
Mahkememizce alınan raporlar, İstanbul ATK dan ceza dosyası için alınan rapor ve beraat kararının gerekçesine göre Sigortalı araç sürücüsü olayda kusursuz kabul edildiğinden davalının tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL den mahsubu ile bakiye 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4) Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine ,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, (kısa kararda istinaf yasa yolunun açık olduğu yazılmış ise de yapılan maddi hata düzeltilerek ) her bir davacı için talep edilen ve reddedilen alacak miktarı ayrı ayrı istinafa başvuru sınırı olan 5.880,00 TL nin altında olduğundan kesin olarak karar verildi. 19/01/2021

Katip

Hakim

YARGILAMA GİDERLERİ
DAVACI
Bilirkişi Ücreti 500,00TL
Posta/Tebligat Ücreti 163,00TL
ATK Ücreti 328,00 TL
——————————————-
Toplam 991,00TL
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”