Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/786 E. 2021/208 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2017/786 Esas
KARAR NO : 2021/208 Karar

Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2017
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davalı firma arasında süregelen ticari ilişki dahilinde taraflar davalıya ait iş makinesinin arızalanan motoru yerine, yurtdışından getirilecek veni bir motor teinini konusunda anlaştıklarını, davalı tarafından temin edilecek veni motor için kararlaştırılan bedeli ödemeyi kabul ettiğini, ve peşinat olarak da 65.000.000 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketin İngiltere’de faaliyet gösteren… Ltd. firmasına davalının istemiş olduğu malın siparişini verdiğini ve ithalatını gerçekleştirdiğini, tüm gümrük prosedürleri de usulüne uygun biçimde yerine getirilerek, 462-3178 seri numaralı malın ülkeye girişinin sağlandığını, tüm işlemleri tamamlanan sözleşme konu motorun davalıya eksiksiz olarak teslim edildiğini ve 18/02/2017 tarih ve 191.636,31 TL bedelli e-fatura düzenlendiğini, davalı tarafın farklı zamanlarda müvekkil şirketten başkaca bir takını malzemeler talep ettiğini, bunların davalıca tesliminin de gerçekleştirildiğini, müvekkil şirket tarafından anlaşmaya uvgun olarak malzeme temini ve teslimi gerçekleştirilmiş olmasma rağmen, davalı tarafça Kuşadası Noterliği’nin 09/03/2017 tarih ve 02767 sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, gerçek dışı iddialar ileri sürdüğünü, ihtarname ekinde de düzenlenen iade faturalarım gönderdiğini, gönderilen ihtarnameye karşı Ankara … . Noterliğinin 14/03/2017 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek, davalının haksız iddialarına karşı itirazların büdirildiğini, davalı tarafından kesilen yansıtma faturalarının iade edildiğini ve borcunu ödemesi içm davalıya 3 gün süre verildiğini, çekilen ihtarnameyi müteakip davalı tarafm sözlü olarak borcunu ödeyeceğini ancak bazı malzemelere ihtiyacı olduğunu bildirdiğini, müvekkil firmanın da iyi niyetle istenilen malzemeleri davalıya gönderdiğini, bu malzemelerin de taraf defterlerine işlendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan ve tüm yazılı ve sözlü bildirimlere rağmen ödenmeyen toplam 187.964,53-TL için davalıya karşı Ankara …Mödüflüğü’nün 2017/10061 E. savılı dosyasına istinaden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, belirterek, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil firmanın J&802810 seri nolu D&T model dozer iş makinası olduğunu, iş makinasının motorunun arızalanması üzerine, müvekkili tarafından davacı firmadan arızalanan motor yerine sıfır, hiç kullanılmamış motor parçalarının temini ve montajı konularında anlaştıklarını, anlaşma doğrultusunda davacı tarafa 65.000,00 TL peşinat ödendiğini, anlaşma doğrultusunda satım konusu motorun gecikmeli olarak 24.02.2017 tarihinde müvekkilin …’daki şantiyesine teslim edildiğini, motorun montajının ise müvekkil tarafından yaptırıldığını, motor üzerinde servis yetkililerinin yapmış olduğu incelemede motorun sıfır olmadığı, ikinci el olduğu, 2.500 saatte olduğu, motorun marş, şarj ve kasnaklarının olmadığının tespit edildiğini ve bu durumun davacıya derhal bildirildiğini, ancak davacı firmanın bu tespiti kabul etmediğini, yetkili…marka servisi tarafından tespit yapılması gerektiğini bildirdiğini, bunun üzerine motorun yetkili servis olan Borusan firmasına götürüldüğünü, yetkili servis tarafından yapılar, inceleme sonucunda motorun sıfır olmadığı, 6500 saatte olduğu, motor üzerinde seri no plakasının bulunmadığı, motorun toplama olduğunun tespit edildiğini, motorun istenilen özelliklerde olmaması nedeniyle sürekli arızalandığını, 08.03.2017 tarihinde Maksan Grup tarafından yapılan incelemede motorun daha önce 2499 saat çalıştığını, diğer beyinlerin ise çalışma saatinin 6500 saat olduğu, motorun üzerinde motor numaıasmut olmadığı, seri numarasının okunmadığı ve motorun daha önceden boyandığının tespit edildiğini, motorun seri numarasının olmaması ve ikinci el motor olması sebebiyle kasko da yapılamadığını, motorun ikinci el olması, seri ve motor numarasının olmaması, parçalarının eksik olması sebeplerinden dolayı motor sipariş edilen özelliklere sahip olmadığını, bu sorunların tespitinden sonra müvekkili tarafından Kuşadası 4. Noterliğinin 09/03/2017 tarih ve 2767 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, bu tarihten sonra da motordaki arızaların devam ettiğini, 08/03/2017-22/08/2017 tarihleri arasında motor arızası nedeniyle değişik tarihlerde servise götürülerek tamir edildiğini, yapılan tüm tamiratlara rağmen motordaki anzanm giderilemediğini, arızasından dolayı dozerin kullanılamadığını ve müvekkilin bundan dolayı zarara uğradığını, 03.10.2017 tarihinde motorun davacı firmaya iade edildiğini, davacı firma tarafından motor bedeli karşılığında müvekkile 18.02,2017 tarihli 191.636,31 TL bedelli, 28.02.2017 tarihli 14.665,34 TL bedelli, 07.01.2017 tarihli 118,00 TL bedelli, 08.03.2017 tarihli 236,00 TL bedelli, 08.03.2017 tarihli 151,00 TL bedelli olmak üzere 206.806,69 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, faturaların e-fatura olup sistem üzerinden müvekkile gönderildiğini, e-fatura olduğundan kayıtlardan silinemediğini, söz konusu motor arızalı çıktığı ve istenilen özelliklerde olmadığı için söz konusu faturaların Kuşadası 4. Noter ligi’nin 09.03.2017 tarih 2767 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı firmaya iade edildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara …. Noterliğine, Kuşadası … . Noterliğine, Ulus Vergi Dairesine, Kuşadası Vergi Dairesine, Ankara … . İcra Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
… Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine 01/02/2019 tarihinde talimat yazıldığı görüldü.
Talimat mahkemesince; Davalı … Bayrama çıkartılan ihtarlı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının AAB Mühendislik ve İnşaat şirketine ait ticari defterleri ve belgelerini mahkemeye sunmadığı gibi şirkete ait defter ve belgelerin nerede olduğunu bildirir beyan dilekçesini mahkemeye sunmadığından dolayı talimat iade edilmiştir.
Bilirkişi… 23/07/2019 tarihli ve 10/12/2019 tarihli bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Mahkememiz ara kararı uyarınca Kuşadası Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine 16/07/2020 tarihinde talimat yazılarak bilirkişi Murat Öztürk’den bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Davacı tarafından davalıya satılan mal nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK md. 67)
Ankara … Müdürlüğünün 2017/16961 sayılı icra dosyası, fatura ve sevk irsaliyesi suretleri, tarafların ticari defter ve kayıtları, ödeme belgeleri, bilirkişi raporları ile getirtilmesi gerekli tüm evraklar incelenmiştir.
Ankara … Müdürlüğünün 2017/16961 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 27/08/2017 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 182.071,40-TL asıl alacak, 5.893,13-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 187.964,53-TL istendiği, takibin dayanağının faturalardan kaynaklanan bakiye alacak olduğu, ödeme emrinin davalıya 26/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 29/08/2017 tarihinde borca, yetkiye, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki tarafların tacir olması nedeniyle yapılan sözleşme, ticari satış niteliğindedir. 6102 sayılı TTK m. 23 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca; bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartı ile tacirler arasında satış ve mal değişimlerinde TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişimi sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Malın ayıplı olduğu, teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde satıcıya ihbar etmek zorundadır. Açıkça belli değilse, alıcının 8 gün içerisinde malı incelemesi ve ayıp bulunması halinde bunu satıcıya bildirmesi gerekir. Diğer durumlarda, TBK m. 223/2 fıkra hükmü uygulanır.
Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir. Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan istisnalar dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir. Taşınır satışlarında, alıcının satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda, devir yapılmış gibi satılanın yarar ve hasarı alıcıya geçer. Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, yarar ve hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer (TBK m.208). Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır. Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı, satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır. Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa, satıcı bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirmek zorundadır (TBK m. 215). Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş olur ve alıcı bu nedenle uğradığı zararları ve satış bedelini satıcıdan talep edebilir (TBK m.215). Satıcı, sözleşmede taahhüt ettiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Satışa sunulan bir ürünün ambalajında etiketinde tanıtma ve kullanma kılavuzunda ürünle ilgili reklam ve ilanlarda veya taraflar arasında kurulan sözleşmede, satıcı tarafından belirtilen hususların ve özelliklerin üründe bulunmaması veya tahsis ya da kullanım amacı bakımından malın değerinin veya müşterinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler ayıp sayılır. Bu eksiklikleri taşıyan mal ve ürünler ise ayıplı mal sayılır (TBK m. 219 ). Üründe mevcut olan ayıp, açık veya gizli olabilir. Gözle görülebilen, ilk bakışta fark edilebilen ayıplar açık ayıp sayılır. Ticari satışlarda açık ayıpların malın teslim alındığı tarihten itibaren 2 (gün) içinde satıcıya bildirilmesi zorunludur. Dış muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanımı ile birlikte zaman içerisinde ortaya çıkan veya çok detaylı teknik inceleme sonucu anlaşılabilen ayıplar, gizli ayıp sayılır (TBK m.219). Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür (TBK m.221). Sözleşmenin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplar nedeni ile satıcı sorumlu olmaz. Satıcı daha uzun bir süre için sorumluluk üstlenmemiş ise ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, müşteriye teslim tarihinden itibaren 2 (iki) yıllık zaman aşımına tabidir (TBK m.231). Ancak satılan malın ayıbı satıcının ağır kusuru veya hilesi ile gizlenmişse satıcı iki yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamaz. (TBK m.231/2). Ürün birden fazla parçadan ibaret ise, ayıplı parçanın yokluğu, diğer parçaların kullanımını etkiliyorsa, ayıbın tüm ürünü kapsadığı kabul edilir. Satıcı veya üretici tarafından ihtiyari veya zorunlu garanti kapsamında ayıp nedeni ile sorumluluk konusunda daha uzun bir süre kararlaştırılabilir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği davacı tarafından davalı tarafça sipariş edilerek teslim edilen motorun istenilen niteliklerde olup olmadığı, tarafların edimlerini eksiksiz yerine getirip getirmedikleri, motorun ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davalı tarafın motorun davacıya iade edilip edilmediği, mahkememizin yetkili olup olmadığı, davalı hakkında yapılan takibin haklı olup olmadığı, davalının motor ve eklenti bedellerinden sorumlu bulunup bulunmadığı, tespit edilecek faizin türü, tarihi ve temerrüt tarihine ilişkin olduğu anlaşıldı.
HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması süre verilmiş ve bilirkişiler tarafından tarafların sunulan ticari defter kayıtları incelenmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan bilirkişi raporu ile incelenmiş olup, aldırılan rapora göre;
Davacı şirket ile davalı arasında 2017 yılında bir ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin davalıya 2017 yılında muhtelif tarihlerde toplam 255.831,53-TL fatura düzenlediği, davalının 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen faturalara karşılık 08.06.2017 tarihinde çek ile 15.000,00-TL, 31.07.2017 tarihinde hesaplar arası virman yoluyla 59.147,20-TL olmak üzere toplam 74.147,20-TL ödeme yaptığı, davalının 2017 yılı sonunda davacı firmaya 181.684,33-TL borçlu olduğunu rapor etmiştir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konuları nedeniyle davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile sözleşme konusu ürünün teknik incelemeyi gerektirmesi nedeniyle dosya üzerinden mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından rapor alınmıştır.
Aldırılan kök rapora göre, Davalının TTK’nın 23. maddesinde belirlenen ihbar süresi içinde davacıya ihbarda bulunmadığı, dosya içindeki tüm belgelere göre, dava konusu motorun davacı tarafından teslim edilen motor olup olmadığı konusundaki değerlendirme ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, dava konusu motorun ve takibe konu faturalarda ver verilen malzemelerin davalıdan iade alındığı ile ilgili bir kaydın davacının ticari defter kantlarında olmadığı, dava konusu motorun kullanılmış olduğu, eksikliklerin gözle görünür nitelikte olduğu, ikinci el değerinin eksiklikleri ile beraber 120.000,00 TL olduğu, takibe konu fatura bedellerinin 256.218,60 TL olduğu, dosyaya sunulan cari hesap ekstresine göre, bakiye alacak miktarının 182.071,40 TL olduğunun gösterildiği, takibe konu 141.419,64 TL’nLn temerrüt tarihinden (21.03.2017) takip tarihine kadar talep edilebilir faiz miktarının 5.893,13 TL olarak hesaplandığı, toplam alacak miktarının 182.071,40 TL ana para, 5.893,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 187.964,53 TL olarak hesaplandığı, mahkemece dava konusu motorun davacıva iade edildiğinin kabulü ihtimaline binaen alacak miktarının 62.071,40 TL asıl alacak, 892,98 TL olmak üzere toplam 62.963,98 TL olarak hesaplandığı, iş bu davaya konu itirazın haksız olup olmadığı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflarca talep edilen kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilmeveceği hususundaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu rapor etmişlerdir.
Aldırılan ek rapora göre, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus olmadığını rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafın icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazı takip konusu istenen miktar para alacağından kaynaklandığından TBK nun 89. maddesi gereği reddolunması gerekmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporu, fatura örnekleri, icra takip dosyası ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında incelenen ticari defter ve kayıtlardan da anlaşılacağı üzere ticari ilişki kurulu olduğu, davalının arızalanan motoru nedeniyle yeni bir motor temini için tarafların anlaştıkları, bu nedenle davalının davacıya 65.000,00TL peşinat olarak ödemede bulunduğu, davaya konu davacı tarafından yurt dışından getirtildiği anlaşılan motorun 19/02/2017 düzenleme 18/02/2017 sevk tarihli 191.636,61-TL bedelle teslimine ilişkin davacının fatura düzenlediği, taraflar arasında motorun ne zaman teslim edildiği ve motorun ayıplı olup olmadığı, motorun ikincil el-kullanılmış olup olmadığı konularında uyuşmazlık bulunduğu, davalı tarafından ürününü ilk elden olmadığı, kullanılmış olduğuna dair inceleme kayıtlarının mahkememize sunulduğu, davacı tarafından 18/02/2017, davalı tarafından ise 24/02/2017 tarihinde motorun teslim edildiğinin belirtildiği, davalı tarafından ileri sürülen daha geç tarihli teslim tarihi kabul edilse bile yukarıda belirtilen TTK’nın 23. maddesi gereği davalı tarafın motor için satıcıya bildirilmesi gerekli süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığından ürün ayıplı olsa dahi bu haliyle motorun kabul edilmiş sayılacağı, taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusunun ise davalı tarafından teslim alındıktan sonra ayıplı olması nedeniyle iade edildiği belirtilen motorun davacıya iadesinin yapılıp yapılmadığı meselesi olduğu, davalı tarafından bir nakliyat firması aracılığıyla motorun iadesi için düzenlenen 03/10/2017 tarihli ve 1.180,00-TL bedelli irsaliye faturasının dosyaya sunulduğu ancak faturadaki motorun özellikleri, teslim edildiği yer ve teslimatın kime yapıldığına dair bir ibarenin bulunmadığı, bu konuda mahkememiz huzurunda yeminine başvurulan davacı şirket yetkilisinin motoru iade almadıklarını belirttiği, bu suretle davalı tarafın motorun davacıya iadesini ispatlayamadığından iade edilen ve bilirkişilerce seçenekli olarak hesaplanan motor bedelinin toplam alacaktan düşülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Tespit edilecek alacak miktarına geldiğinde, davacı tarafın lehine delil teşkil eden ticari defter ve kayıtlarına göre takibe konu fatura bedellerinin toplamının 256.218,60-TL olduğu, dosyada bulunan cari hesap ekstresine göre bakiye alacak miktarının takipte belirtilen 182.071,40-TL olduğu, davalı tarafın lehine delil teşkil eden ticari kayıt ve defterlerine göre ise davacının davalıya toplam 255.831,53-TL bedelli fatura kestiği, davalının ödemesi çıkarıldığında 181.684,33-TL davalının davacıya borçlu gözüktüğü, her iki kayıt arasındaki farkın ise davalı tarafından düzenlenen 151,04-TL ve 236,00-TL bedelli iade faturalarından kaynaklandığı, davalı tarafından yukarıda da bahsedildiği üzere motorla birlikte bu iade faturalarındaki malzemelerin davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldüğünde davacının davalıdan 182.071,40-TL alacaklı olduğu, ayrıca bu alacaktan kaynaklı dava ve takip öncesi noter marifetiyle davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname sonucu davalının 21/03/2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu takip tarihine kadar talep gibi davacının davalıdan 5.893,13-TL işlemiş avans faizi alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın takip konusu edilen ve bilirkişi raporu ile belirlenen fatura bedellerinden kaynaklı182.071,40-TL asıl alacak ve 5.893,13-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 187.964,53-TL için icra takibi yapmakta haklı olduğu, davalının takibe itirazının yerinde olmadığı, yukarıda belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacak likit olduğundan yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının Ankara … Müdürlüğünün 2017/16961 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile; 182.071,40-TL asıl alacak ve 5.893,13-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 187.964,53-TL üzerinden takibin devamına,
Asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 12.839,86-TL harçtan peşin alınan 2.270,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.569,71‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 21.607,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 31,40-TL başvuru harcı, 2.270,15-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 359,00-TL posta masrafları, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam ‬4.665,15‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.18/03/2021
Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır