Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR
ESAS NO : 2017/352 Esas
KARAR NO : 2021/798 Karar
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – …
: 2- … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -….
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli, Müdürün azli, tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/04/2017
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete 24.01.2011 tarihinde 9450 hissesini devir alarak ortak olduğunu, ilerleyen aşamada Ankara 54. Noterliğinin 19.06.2012 tarihli hisse devri sözleşmesi ile davalı … Üzer’in isteği üzerine hisselerini … …’a devrettiğini ancak kayden halen ortak görüldüğünü, şirket müdürü …’in karar defterine hisse devrini yazmadığını ticaret siciline kayıt ettirmediğini, şirketin fiilen faaliyeti bulunmadığını, genel kurul toplantılarının yapmadığını, faaliyetlerin yok denecek düzeyde olduğunu, davacının Ankara 16. Noterliğinin 12.01.2015 tarihli 642 yevmiye nolu ihtarnamesi ile karar defterine kar dağıtımı talebinde bulunduğunu ancak herhangi bir kar dağıtımı olmadığını bildirmiş, öncelikle …’in müdürlükten azli ile şirket kayyum atanmasına, şirketin fesih ve tasfiyesine, şirkete denetçi atanarak rapor hazırlanıp müdürün ortaklara ve şirkete verdiği zararın hesaplanarak, müdürün şahsen sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak ortaklara ve şirkete ödenmek üzere şimdilik 500’er TL tazminatın davalı … Üzer’den alınarak davacı ve davalı şirkete ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği, bu haliyle HMK 128. Madde çerçevesinde iddiaları inkar etmiş sayıldıkları anlaşılmıştır.
Yargılamaya katılan davalı … Üzer, kişisel sorunları ve mali güçlükler sebebiyle tescil işleminin yapılamadığını bildirmiş, haksız davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, limited şirket feshi tasfiyesi, şirket müdürünün azli, şirkete kayyum atanması, müdürün şirkete verdiği zararların tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların dayandığı deliller toplanmış, şirket kayıtlar, sicil evrakları celbedilmiş, bilirkişi tarafından rapor hazırlanmıştır.
Toplanan deliller ışığında, davacının, davalı şirkete ait karar defterinde yapılan tespite göre, 03.01.2011 tarihli 2011/1 karar numaralı hisse devri kararı ile(24.01.2011 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş olup), şirketin %50 hissesini devir alarak ortağı olduğu, yine davacının şirketin karar defterinde bulunan, 07/07/2012 tarih ve 2012/04 nolu kararı ile şirketteki 1000 adet 50.000,00 TL bedelli hissesini … …’a devrettiği, bu devri Ankara … Noterliğinin 19.06.2012 tarihli, 10735 yevmiye numarası hisse devri sözleşmesi yaptığı, bu devrin de Ortaklar Pay Defterine işlenmiş olduğu, bu tarihten sonra davacının şirkette hissesi kalmadığı ancak söz konusu hisse devri işleminin Ticaret Sicil kayıtlarında tescil ve ilan edilmediği anlaşılmıştır.
Davacının şirketteki hisse devrinin usulüne uygun resmi şekilde yapıldığı, ortaklar kurulu kararı ile bu konuda pay devrinin kabul edilerek pay defterine işlendiği ancak ticaret sicilde tescil edilmediği anlaşılmaktadır.
TTK 595. Maddesi limited şirketlerde pay geçişini düzenlemiştir. TTK 595/1 maddesi uyarınca ”Esas sermaye payının devri, bedelin borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri;… İlişkin koşullarda belirtilir”. TTK 595/2 maddesine göre “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.” TTK 595/7 maddesi uyarınca ”Başvurudan itibaren 3 ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onay vermiş sayılır.”
Dava dosyasında davacının paylarının tamamını … …’a devrettiğini bildirdiği ancak ticaret sicil kayıtlarında ilan edilmediğinden, şirketin feshi tasfiyesi, müdürün azli, yerine kayyum atanması ve tazminat taleplerinde bulunulduğu anlaşılmakla birlikte davacının hisse devrine ilişkin yaptığı sözleşmenin şirket ortaklar kurulu kararı ile kabul edildiği ve ortaklar pay defterine işlendiği, pay devrinin gerçekleştiği, her ne kadar ticaret sicil gazetesinde keyfiyet ilan edilmemiş ise de ticaret sicildeki tescilin ilanı bildirici nitelikte olduğu, davacının hukuken şirketteki payını devrettiği, bu haliyle şirket ortağı olmadığı anlaşıldığından, şirket ortağı olmayan davacının şirketin feshi, tasfiyesi, müdürün azli, şirkete kayyum atanması ve şirket zararının tazmini yönünde dava açmakta aktif taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 31,40-TL.harcın mahsubu ile bakiye 27,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021
Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır