Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/269 E. 2021/866 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/269 Esas – 2021/866
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2017/269 Esas
KARAR NO : 2021/866 Karar

BAŞKAN : ….
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI :………

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/03/2012
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde 0001-04783036 numaralı ticari paket sigorta poliçesi ile… Elektrik…Ltd.Şti adına sigorta edilen … Hidroelektrik Santralinin “4261 Metre uzunluğunda 3,6 metre genişlikte ve 3.7 metre yüksekliğindeki kutu kesitli betonarme su iletim kanalının kilometre 0+715-0+800 arasında yamaç kayması nedeni ile çökme” sonucu hasara uğradığı hasar sonrasında yapılan ekspertiz çalışmaları neticesinde; vaki hasarın meydana gelmesinde proje hatalarının imalat eksikliklerinin sebep olduğunun tespit edildiği, meydana gelen hasarlardan projelendirme dahil anahtar teslim bazında EPC Sözleşmesi imzalayarak projeyi gerçekleştiren müteaahit ……A.Ş’nin projeye aykırı ve eksik işleri nedeni ile ve söz konusu eksikliklerin EPC Sözleşmesi Garanti şartlarına göre garanti dönemi içinde meydana gelmiş olması nedeni ile sorumlu olduğunu proje mühendisi Ensu Mühendislik….Ltd.Şti’nin proje hesapları ve uygulama cizimlerinde eksiklik ve hataların tespit edilmiş olması nedeni ile sorumlu olduğunu, anahtar teslimi müteahhitlik yapan … firmasının sözleşme şartlarına uygun imalat yapmadığı gibi imalatlardaki eksiklikler ve oluşacak riskler kendilerine gerek …….Ltd.Şti ve gerekse dava dışı denetim firması Temelsu…A.Ş tarafından bildirilmesine rağmen önlemleri almayarak hasarın oluşumuna neden olduğunu, diğer davalı Ensu firmasının ise Meslek sanat ve ticari faaliyeti gereği fenni kurallara aykırı şekilde gerekli özeni göstermeyerek hatalı projelendirme yapmak suretiyle hasarın oluşumunda kusurlu davrandığı davalının meydana gelen zararda müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, hasar nedeni ile tespit olunan 909.338,00 USD onarım tazminatı 2.392,445,17 USD gelir kaybı olmak üzere toplam 3.301.783,17 USD hasar tazminatının sigortalıya ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve TTK’nun 1301 maddesi uyarınca sigortalının zarara sebebiyet verenler hakkında mevcut her türlü haklarının sigorta şirketine intikal ettiği, davacıya intikal eden tazminat haklarının davalılardan noter ihtarı ile talep edildiğini, ancak davalıların bu ihtara soyut gerekçelerle itiraz ettiklerini, bu nedenle sigortalıya ödenen toplam 3.301.783,17 USD hasar tazminatının ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak T.C Merkez Bankası’nın belirlediği ticari işlere uygulanacak en yüksek döviz faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği ancak tarafların kusur durumu netleşmediğinden ıslah ve her türlü ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.301.783,17 USD alacaktan 1.700.000,00 USD’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak T.C Merkez Bankasının Ticari işlere uygulanacak en yüksek döviz faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılardan ……A.Ş vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile …Mühendislik…Ltd.Şti arasında 22.01.2008 tarihinde … HES Mühendislik projelendirme satın alma ve yapım aşaması ile ilgili anahtar teslimli EPC sözleşmesi imzalandığı Mühendislik çalışmaları yapılarak uygulama projeleri hazırlandığı ve gerek …gerekse Enerji Bakanlığı’nca onaylandığını, yapım işini onaylı projeye uygun şekilde tamamlayarak 23.08.2010 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, …Elektrik tarafından 01.09.2010 tarihinde 1 yıllık paket sigortası yaptırılarak meydana gelecek bir takım sigorta ve rizikolarının sigorta teminatı altına alındığını, … HES’in işletmeye geçmesi üzerine tamamen işletme hatasından kaynaklı olarak 14.12.2010 tarihinde Kutu Kesitli Betonarme Su Üretim kanalında çökme olayı yaşandığı davacı sigorta şirketi tarafından itham edilen davada rücu davasının açılabilme koşullarının bulunmadığı zarar sorumlusu konumunda olmayan müvekkili şirkete sigortalının kusuru nedeni ile davacı tarafından ödenmiş olan bedelin rücu edilmesinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığı, gerek eksper raporlarında gerekse dava dilekçesinde ihtilaf konusu olan çökme olayının doğal nedenlere dayalı yamaç kayması olarak nitelendirilmesinin hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, sigortalı …şirketinin elektriğin regülatördeki su seviyesini maksimum işletmesi üzerine çıkardığı zaman müdahale edilmemesi nedeni ile de kanaldaki basıncın arttığını, basınçlı suyun kanal üzerindeki menhol kapaklarını kaldırdığını, büyük miktardaki suyun menhollerden taşarak erezyona neden olduğunu, saatlerce taşan su tarafından kanalın altının oyulması neticesinde kanalın çöktüğünü, …Elektrik çalışanlarınca tutulan işletme defterindeki notların bunu ortaya koyduğunu, ayrıca sigorta ekspertiz firmasınca düzenlettirilen 09.03.2011 tarihinde yapılacak regülatör önündeki su seviyesinin projeye esas taşkın debisinin olağanüstü üzerinde olmasını …firmasının olayda asli kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu, öte yandan …firmasının hissedarlarından İbrahim Çeçen Yatırım Holding tarafından 70 yılı aşkın Uluslar arası Tecrübe sahibi HPI Şirketine düzenlettirilen raporda; suyun normal işletme seviyesinden taşkın seviyesine yükselme arasında geçen 13 saatlik süre boyunca kapakların çalıştırılmadığı suyun yükselmesine müdahale edilmediği kanalın regülatördeki suyun 690,75 seviyesinde iken çökmüş olduğu su seviyesinin işletme seviyesince yaklaşık 2,5 metre üstünde olduğunu, açıkça işletme hatası olduğu sonucunun çıktığını, ayrıca müvekkili şirketi tarafından bilgisayarlı kumanda sistemi ile uzaktan kumanda edilecek şekilde tasarlanmış yapılmış ve teslim edilmiş olmasına rağmen sistemin devre dışı bırakıldığı böylece kapaklara müdahale edilebilmesinin ancak regülatöre gidilmek suretiyle yapılır hale geldiğini, …Elektrik mühendisi olan Temelsu tarafından düzenlenen raporda; kapakların açılmasında gecikildiği, rezervuar, tünel ve kanalın devamlı olarak izlenmediği, yükleme havuzu dolu salonunun su tahliye ediyor olmasının acil durum habercisi olarak değerlendirilmediğini, işletim personelinin yeterli deneyime sahip olmadığını, kapakların uzaktan kumanda sistemi ile kumanda edilmesi imkanının kısıtlanmış olduğunun belirlendiğini, imalat hatasına ilişkin bir eksiklik tespit edilmediğini, Temelsu Firmasının kanalın çökmesinden çok daha önceki bir tarihte alt sel geçitlerinin tıkalı olması nedeni ile işlev görmediği hususunda işletici …elektriğin raporla uyarıldığı buna rağmen …Elektrik’in gereken önlemleri almadığını, EPC sözleşmesinin 10.2 maddesindeki garanti şartlarının kendi kusuruna dayalı işlerde söz konusu olduğunu, … HES iletim kanalında meydana gelen çökme olayında; yamaç kayması nedeni ile meydana gelmediği, ekspertiz raporlarındaki eş yükselti eğrileri ve fotoğraflardan anlaşılacağı üzere çökme olayının yaşandığı yerde dere yatağı olmadığını, yukarıdaki kotlardan gelmesi gereken çamur yada her hangi bir akış izine rastlanmadığını, toprak ve bitki örtüsünde değişiklik olmadığını, çökme olayının meydana geldiği alanın çok düşük eğime sahip olduğunu, kanalın yamaç üzerine oturtulduğu iddiasının dosyadaki fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere gerçek olmadığını, çökme olayının tamamen işletici firmanın regülatördeki su seviyesinin tasarıma göre aşırı yüklenmesine izin vermesi ve tasarıma aykırı olarak iletim kanalına fazla su alması kanalı yine tasarıma aykırı olarak saatlerce basınçlı çalıştırması bu duruma işletici firma tarafından zamanında müdahale edilmemesi ve suyun kontrol altına alınamaması nedeni ile menhollerden taşan büyük miktarda suyun kanal arkasında akışa geçmesi yıkılan kanal bölgesinde kanalın üzerinden saatlerce yola akması bu akma nedeni ile şevde ve kanal tabanında erezyona sebep olduğu ve devamında kanalın çökmesine sebebiyet verdiği. ASG’lerin işletici firma tarafından bakım ve temizliklerinin yapılmamış olması nedeni ile tıkanan ASG’lerin işlev görmemesi ve dronaj sisteminin çalışmadığı ekspertiz raporlarında yer alan ve davacı şirkete izafe edilen kusurların gerçekle bağdaşmadığı ve ekspertiz raporlarında teknik ve mühendislik hesaplamalarına dayanılmaksızın soyut beyanlarda bulunulduğunu, davalı şirkete davaya konu çökme olayı nedeni ile kusur izafe edilemeyeceğini, davalı şirketin işveren ve bakanlık tarafından onaylanmış olan projelere uygun davrandığını, geçici kabulün yapılmış olduğunu, sigortalı işletici …elektriğin mühendisinin de buna itiraz etmediğini, davada gündeme getirilen davalı şirketten kaynaklandığı iddia edilen eksikliklerin hiç birine geçici kabul işlemleri öncesinde ve işlemler sırasında yer verilmediğini, EPC sözleşmesindeki garanti sorumluluğunun davalı şirketin kusurlarından kaynaklandığını, fakat somut olayda davalı şirketin kusuru olmadığından; garanti sorumluluğuna gidilemeyeceğine kaldı ki kar kaybının garanti kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını yönetici beyanlarını içeren ekspertiz raporlarının dikkate alınmaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan En-Su….Ltd.Şti’nin cevap dilekçesinde; …ile … arasında akdedilen devir sözleşmesi uyarınca; … HES inşaatı yapımı işe …’a devredilmekle …ile Ensu arasında akdedilen sözleşme ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğini ve … HES inşaatının yapım işine ilişkin projeler …ile İC İçtaş tarafından akdedilen sözleşmeler uyarınca …tarafından hazırlandığından; …’a halef sıfatı ile davacı sigorta şirketinin davalılardan …şirketine karşı husumet bulunmasının hukuken mümkün bulunmadığını, bu nedenle Ensu aleyhine açılan davanın husumet (taraf sıfatı yokluğu) nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş olduğu davanın açılmış olduğu tarih ile davacının talep ettiği alacakların zaman aşımına uğradağını projelerin hatalı olduğuna ilişkin iddiların tamamen var sayıma dayalı soyut iddialar olduğunu 08.07.2010 tarihli geçici kabul tutanağının 23. maddesinde “ Geçici kabul sonrasında regülatör yeri ve yakın çevresi santral yeri ve yakın çevresi yükleme havuzu ve yakın çevresi ile su iletim güzergahlarının geçtiği tüm yamaçlarda yamaç duyarlılığı takip edilmeli gerekli olması durumunda tedbirler …Ltd.Şti tarafından alınacaktır” 24. maddesinde “geçici kabul sonrasında regülatör yapısı su iletim yapıları yükleme havuzunda oluşabilecek su kaçakları düzenli olarak gözlenerek bu yapılardan su kaçaklarının gözlenmesi halinde bu su kaçaklarının önlenmesi için şirket tarafından her türlü tedbirler alınacaktır” 25. maddesinde “geçici kabul heyeti regülatör iletim kanalı, su iletim ve su alma yapıları yükleme havuzu, santral binası ve yakın çevresindeki ilgili tüm birimlerin inşaat sonrası yerinde yapılan yüzeysel gözlemlere göre değerlendirilmiş olup, geçici kabul sonrasında HES ve ilgili tüm birimlerde oluşabilecek can ve mal kayıplarından sorumlu değildir. Şirket geçici kabul sonrasında oluşabilecek can ve mal kayıplarını önleyebilmek için can ve mal emniyeti açısından her türlü tedbiri almayı kabul ve taahhüt eder. İhtiyaç duyması halinde çevre güvenliği ile ilgili ilave tedbirlerin alınacağını şirket beyan ve taahhüt eder” 26. maddesinde “tesise ait test raporları dökümanlar, şirketin arşivinde mevcut olup tutanak ekine konulmamıştır. Şirket bu raporları korumak ve gerektiğine ilgililere göstermek zorundadır.” 27. maddesinde; “aşağıdaki belgeler tutanak ekindedir…Proje onayı yazısı” 29. maddesinde; “üretim hattı devamlı kontrol hattında tutularak kapak deşarj eğrisine uygun şekilde işletilmelidir.” 30. maddesinde “regülatör yeri iletim tüneli, giriş ve çıkış portallarında iletim kanalı güzergahı, yükleme havuzu ve cebri boru yamacı boyunca gelişebilecek kaya düşmesi, heyelan ve oluşabilecek kaya çatlakları gözlenmeli bunlarla ilgili oluşabelicek olumsuzluklar tesislere zarar vermeden en kısa sürede …Elektrik….Ltd.Şti tarafından önlenmelidir” şeklinde hüküm ve taahhütlere yer verildiğini, bu hüküm ve taahhütlerin davacının selefi …tarafından her hangi bir itirazı kayıt ileri sürülmeksizin imzalandığını, işletme boyunca zararın vuku bulduğu tarih itibari ile regülatördeki su seviyesini gösteren Scada ki kayıtlar incelendiğinde geçici kabul tutanağının 24-25-26-29-30. maddelerinde yer alan hüküm ve taahhütlere rağmen anılan hüküm ve taahhütlere aykırı olarak …tarafından “Su iletim hattı devamlı kontrol alınmak üzere kapak deşarj eğrisini uygun şekilde işletilmediğinden” iletim kanalından taşan yüksek debili suyun kanal tabanında ve civarında heyelana sebebiyet vermesi sonucunda su iletim kanalının 0+715-0+800 KM arasında hasar meydana geldiği nitekim …’ın görevlendirildiği kişi tarafından düzenlenip imzalanan 14.12.2012 tarihli rapordan ve …’ın görevlendiğrildiği diğer çalışanlarınca tutulan işletme defterindeki notlar ve ekli çizelgeden de anlaşılacağı üzere “22.50 flapgate kapakları açılmaya başlandığı seviye 691,80 metre flapgate (1) 1 metre açıldığı açık flapgate( 2 ve 3) 55 cm açıldığı, açık 2340 flapgate (2-3) 1 metre açıldığı, açık 691,81 metre 12.00 flapgate (1-2-3) 1,30 metre açık 691,79 metre şeklinde kayıtlara yer verildiğinin görüldüğü regülatördeki su seviyesinin 689, 3 metre olması gerekirken hatalı işletme sonucu su seviyesin 691,80 kotuna çıkana kadar flap kapaklarının hiç açılmadığı su seviyesi 691,81 metre de iken kapakların yeni açılmaya başlandığı, santral işletmeicisi en basit işletme kurallarını ihlal ederek uzaktan kumanda edebildiği regülatör kapaklarının gerekli şekilde çalıştırmayarak suyun regülatör arkasında nerede ise taşacak kadar yükselmesine neden olduğunu. Aynı şekilde kanal girişindeki kontrol kapaklarının da kapak deşarj eğrisine uygun şekilde işletilmeyerek serbest akışlı kanalı basınçlandırdığı bu olay sonucunda kanalın üzerinde bulunan kapaklardan saatlerce su taşarak önce kanalın yanındaki servis yolunun sonra da kanalın altını oyarak yukarıda bahsi geçen hasara neden olduğunu …tarafından Temelsu dan hasarın nedenlerinin saptanabilmesi için rapor tanzim edilmesinin istendiği Temelsu tarafından hazırlanan raporda ise işletim personelinin yeterli deneyime sahip olmaması ve işletim personelinin … HES gibi bir santralin çalıştırılmasına dair bir eğitim almamış olabileceği bakım çalışmalarında ve acil durumlarda kullanılmak üzere sahada hazır bir Ekskavatör bulundurulmaması personelin acil durum iletim araçları ile donatılmamış olduğu iletim personelinin … HES gibi bir Elektrik santrali ve rezervuar sisteminin işletilmesi için yeterli olamayabileceği hususlarına yer verildiği, …’ın mühendisi Temelsu tarafından keşide edilen Ankara 38. Noterliği’nden 24.01.2012 tarih ve 2522 yevmiye nolu ihtarnamede de geçici kabul tutanağından kayıt altına alınan hüküm ve …tarafından taahhüt edilen tedbirlerin alınmadığının ifade edildiğini Bağımsız Alman Müşavirlik firması HPI’nın 10.01.2011 tarihinde bir saha ziyareti gerçekleştirerek konunu incelendiğini ve hasarın mekanizmasının teknik hesaplarla açıkça ortaya koyarak zararı doğuran olayın işletme hatası nedeni ile meydana geldiğinin tespit edildiğini izah edilen bu nedenler ışığında geçici kabul tutanağında 24-25-26-29 ve 30. maddelerinde yer verilen hüküm ve taahhütlere rağmen anılan hüküm ve taahhütlere aykırı …tarafından taahhüt edilen tedbirlerin alınmadığı iletim hattının devamlı kontrol altında tutularak kapak deşarj eğrisine uygun bir biçimde işletilmediği anlaşılmakla; zararı doğuran olayın vuku bulmasında davacının selefi …’ın tek başına ve tam kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, somut olayda; ne davacı ve ne de onun selefi tarafından mahkeme tarafından saptanmış her hangi bir delil söz konusu olmadığını, davacı sigorta şirketinin kendisi tarafından hesaplattırılan rapora dayanarak bu davayı açtığını, taraflar arasındaki borcun yabancı para üzerinden aynen ödeneceğine dair her hangi bir sözleşme akdedilmediğinden; BK 83. maddesi uyarınca yalnızca memleket parası üzerinden talepte bulunabileceğini, yabancı paranın tahsil edilmesi yönündeki talebin hukuka aykırı olduğunu, faizin yüksek olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ticari risk sigorta poliçesine dayalı zarar sorumlularından rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık davacıya sigortalı barajda meydana gelen hasarın proje hataları ve imalat eksikliklerinden mi yoksa işletme kusurundan mı kaynaklandığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı sigortalısının hasarını ödedikten sonra TTK’nun 1472. maddesi gereği hukuken sigortalının yerine geçmekte ve ödemiş olduğu miktarın kusura bağlı zarı oranında tahsil etmekte haklı olduğundan dava açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce benimsenen kök ve ek bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hasarın işletme kusurundan kaynaklandığı, davalılara hasredilecek bir kusurun bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 11.H.D. 2014/12082 esas- 2015/8329 karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, zararın davalılara hasredilecek bir kusurdan meydana gelmediği, tamamen davacının sigortalısı olan …’ın işletme kusuru denebilecek nitelikteki kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir… Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” gerekçesi ile onanmış, davacının karar düzeltme talebi üzerine aynı dairenin 2015/12898 esas- 2016/9425 karar sayılı ilamı ile “… davacı vekilinin sonuca etkili ve esaslı itirazlarını içeren dilekçesi üzerinde mahkemece ek rapor alınmış ise de, alınan ek rapor özellikle hasarın oluşumu ile ilgili davacı itirazları yeterince karşılamadığı gibi, hükme esas alınan rapor Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Öte yandan, mahkemece davacı tarafça davaya dayanak yapılan ekspertiz raporu ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu arasındaki barajların proje dahil yapımı, bakımı ve işletilmesi hususlarındaki çelişkileri bu konularda uzmanlıkları bulunan akademisyenlerin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu raporu ile de giderilmemiştir.
O halde, mahkemece, barajların proje dahil yapımı, bakımı, işletilmesi hususlarında uzmanlıkları bulunan içlerinde akademisyenlerin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu ile davacı vekilinin itirazlarını karşılayan ekspertiz raporu ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu arasındaki çelişkiyi denetime elverişli gideren yeni bir rapor alınması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın reddi isabetli değildir. Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 16.06.2015 gün 2014/12082 Esas, 2015/8329 Karar sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçelerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır. Mahkememizce aldırılan 10/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmında ;
“1) … HES’in çöken kısmında yer aldığı iletim kanalının iş sahibi dava dışı …Şti’nin tünel kanal olarak yapımı konusundaki iradesine bağlı olarak projelendirildiği, iletim kanalının kapalı dikdörtgen kesitli serbest akımlı beton kanal olarak tasarlandığı ve büyük kısmının ana kaya üzerine, 6 40’ının yamaca moloz kazısı yapılarak sağlam zemine yerleştirildiği, iletim kanalının çökmesi içn zeminin stabilitesinin bozulması ve stabilizenin bozulması için de nehir tarafından kanal zeminine doğru bir heyelanın oluşumu ve bu heyelanın kanal zeminine kadar ulaşması gerektiği, proje kapsamında bir tasarım hatasının bulunmadığı,
2) Heyelanın meydana geldiği gün ve öncesi bölgede gerçekleşen yağışın, iletim kanalı ile yamaç arasındaki dolgu uygulanmış kısmı doldurmasının mümkün olmadığı, kanal arkasındaki suyu drene edecek menfezlerin tamamı kapalı ve çalışamaz dahi olsa kanal arkasından kanal üzerinden geçerek aşağıya su geçmesinin ve kanal zemini stabilitesini bozmasının söz konusu
olmadığı,
3) İletim kanalının geçtiği güzergahta olay öncesi drenaj sorunları, nehre rusubat taşınması, bir kaç bölgede şev kopması tespit edilmiş olmakla birlikte çöken bölgede bu yönde bir tespit bulunmadığı, gerek olay öncesi tespit edilen eksiklik ve olumsuzlukların, gerekse olay sonrası çöken kanal dışındaki kısımlarla ilgili eksikliklerin çökme bölgesinde de bulunduğu varsayılsa dahi, bu eksikliklerin olaya konu heyelana neden olmayacağı gibi, heyelanın oluşumunda da bir etkisinin olmayacağı,
4) 14 Aralık 2010 günü iletim kanalının Km 04715 ile 01800 arasında oluşan heyelanın, dava dışı sigortalı iş sahibi …’ca iletim kanalının proje, tasarım ve işletme şartlarına aykırı şekilde basınç altında işletilerek saat 14.30’dan çökmenin olduğu takribi 19.10 sıralarına kadar km 740’da bulunan ve kapağı açık olan rögardan takribi olarak 116.000 m? suyun kanalın yol ve nehir tarafında bulunan alt kısımlara deşarj olması ve deşarj olan suyun suya daha hassas olan 3. kişilere ait meyve bahçelerininde bulunduğu kısımlarda erozyona neden olması, erozyonun yamaca doğru yol ve kanal zeminine kadar ilerleyerek kanal zemin stabilizesini bozması sonucunda meydana geldiği,
5) İletim kanalının geçtiği kısımlarda drenaj sorunu mevcut olmakla birlikte, drenaj için tesis edilen menfezlerin bölgede meydana gelecek yağışlar sonucu oluşan suyu tahliye edebilecek seviyede olduğu, menfezlerin aralıklarla kontrol edilerek temizlenmesinin işletici yükümlülüğünde olduğu, menfezlerin tamamen çalışmamış olması halinde dahi bu durumun olaya etkisinin bulunmadığı, davalıların olayda bir kusurları olmadığı gibi bölüşük kusurlarının da söz konusu olmadığı,
6) Hasara konu çökme olayının işletme kusuru sonucunda meydana gelmiş olması nedeniyle, olayda tesis sahibi dava dışı …Elk. Ltd. Şti.’nin 6 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu,” yönünde rapor tanzim etmişlerdir.
Davacının itirazları doğrultusunda dava dosyasında jeoloji mühendisi ve geoteknik konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmak üzere bilirkişi listesinde yeralmayan akademisyen bilirkişilerden aldırılan 12/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda ;
” …a) İnceleme alanında, “Ofiyolitik Melanj” özelliğindeki kayaç topluluğunun bulunduğu,
b) Çökmenin olduğu kesimde; yüzeyde çok ince toprağın bulunduğu, iletim hattının ise ofiyolitik melanja ait radyolarit kayacının üzerine oturtulmuş olduğu,
c) Çökme alanının hemen arkasında kazı sonrası yüksekliği birkaç metre olan dik şevin olduğu, ancak kazılmış kesim dışındaki ve arkasındaki doğal topoğrafyanın dik olmadığı,
d) Çökme alanının dışında derelerin bulunduğu, ancak mesafe dolayısıyla bu derelerin çökme alanına herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağı,
e) İletim kanalında yapılan jeolojik etüdün, doğrudan çökme olayına etkisinin olmadığı,
f) Çökmenin olduğu kanalın bulunduğu alanın nispeten eğimi az bir alan olduğu ve bu şekilde yüzey suyu oluşma ihtimalinin bulunmadığı,
g) İletim sisteminin basınçlı çalıştırılması sonucu menhol kapaklarından akan suların etkisiyle erozyon ve buna bağlı olarak çökmenin oluştuğu,
h) Dava konusu çökme olayının işletme kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle tesis sahibi dava dışı CENA Y Elk. Ltd. Şti.’nin olayda Yo 100 kusurlu olduğu…” yönünde görüş bildirmişlerdir. Davacı vekili bu bilirkişilere dosya teslim edilirken sehven yeminin yaptırıldığına ilişkin kaydın tutanağa yazdırılmamış olması ve bilirkişilerin görüşlerini açık ettiklerini bildirerek raporu kabul etmemiş bu bilirkişiler dışında bilirkişilerden rapor talebinde bulunmuştur. Usulü eksiklik mahkememiz kalemince gerçekleştirildiğinden yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilerek Ankara’da uzman bulunamadığından İstanbul mahkemelerine talimat yazılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İstanbul 15.ATM’nin 10/12/2019 tarihinde aldırılan bilirkişi raporunda “..
– İletim kanalının çökmesinin jeolojik yapıya bağlı tasarım veya yapım hatasından meydana gelmediği,
– Çökme bölgesindeki iletim hattının yamaştaki ofiyolitik melanja ait kayaçların üzerine oturmuş olduğu, mevcut dere yataklarının çökme bölgesinin dışında olmasına bağlı olarak derelerin çökme olayına etkisinin olmadığı,
– Davacı tarafından Yargıtay aşaması dahi! tüm aşamalarda öne sürülen tasarım ve yapım hataları ile ilgili iddiaların yerinde bulunmadığı, Ekspertiz raporu ekinde yer alan raporların ve davacı tarafından sunulan “Teknik Uzman Mütalaası’nın, bilimsel bir özelliği olmadığı gibi herhangi bir statik ve hidrolik hesaplamaya da dayanmadığı, bir kısmı, mevzuata ve yerleşik teknik uygulamalara aykırı soyut görüşler içerdiği,
– … HES’te çökme olayına etki edebilecek bir tasarım ve yapım hatası bulunmadığı,.. Santralın normal işletme koşullarında; Regülatördeki işletme seviyesi maksimum 689,3 m olup, su iletim hattındaki kanal ise 3,6×3,7 kesitinde, 49 cm hava payı bulunan serbest akımlı dikdörtgen kutu kesitlidir. Regülatörden suyun iletim hattına alınmasında su alma kapakları mevcut olup, bu kapaklar santral binasından kumanda edilecek şekilde tasarlanmış ve yapılmıştır. Santral kayıtlarına göre olay günü saat 00.00’da dahi regülatör su seviyesi maksimum işletme seviyesinin üzerinde bulunmaktadır. Su iletim hattı regülatöre bağlı olduğundan, regülatördeki su seviyesinin artması halinde, artışa bağlı olarak iletim kanalında basınç oluşması teknik olarak kaçınılmaz bir sonuçtur.
Olay günü saat 00.00’dan sonra regülatördeki su seviyesinde sürekli artış meydana gelmiş olup, regülatördeki su seviyesi Saat 15.00 itibariyle maksimum işletme kotunu 55 cm aşarak 689,85 cm’ye, saat 17.00’de 92 cm aşarak 690,22 cm, çökme olayının yaşandığı saat 19.00 itibariyle de 1 metre 48 cm aşarak 690,78 cm’ye ulaşmıştır.
Dosyada mevcut bozma öncesi alınan 03.06.2013 tarihli 1. Bilirkişi Raporunda, regülatördeki su seviyesinin artışı kapsamında iletim sisteminin basınç altında kalıp kalmayacağı hususunda Şubat 2011 tarihli raporda hidrolik hesaplamaların yapılmış olduğu ve tüm kayıplar dikkate alınarak, sistemin basırıçlanmaya başladığı regülatör su seviyesi 689.63 m olarak belirlendiği, söz konusu hesaplamalarda alınan parametrelerin kayıt ve projelere dayalı olması nedeniyle heyetce yeniden bir hesaplama yapılmadığı, bu duruma göre herhangi bir müdahale yapılmadığında, su alma ağzında su seviyesi 689.63 kotunun üstüne çıktığında, iletim sistemi basınçlanmaya başlamaktadır.
Buna göre, iletim sisteminin saat 13.00’den itibaren basınç altında kaldığı ve bu durumun çökme anına kadar artarak devam ettiği anlaşılmaktadır, tespiti bulunmaktadır.
Bernolli denklemi kullanılarak hesaplama yapıldığında, çökme anındakı reğgülalör SU Seviyesi olan 690,78 cm’de iletim hattından asgari 29,8 m#/sn su geçmesi söz konusudur. 24 m/sn olarak belirlenen işletme şartının üzerinde olan 29,8 msn su geçmesi halinde ise, çökme bölgesinde kanaldaki basınç takribi olarak 1,5 olmaktadır. Serbest akımlı olarak tasarlanan iletim hattının basınç altında çalıştırılmasının sonucunda, 49 cm hava boşluğunun tedricen ortadan kalkması nedeniyle menhollerden su çıkmasına neden olabileceği gibi derzlerden de su akışı kaçınılmaz bir durumdur.
Bozma öncesi raporda, çökme bölgesinden taşacak su miktarı ile ilgili yapılan hidrolik hesaplama sonucunda, olay anında menhol kapağından saniyede 6,90 m? suyun taşabileceği hesaplanmıştır.
Bu su miktarı oldukça yüksek olup, basınç oluşumun başladığı saat 13.00 sularında bir taşma olmasa dahi, mevcut kotlara göre, 14,30’a kadar suyun tedricen arttığı, 49 cm olan hava boşluğunun ortadan kalktığı ve menhol kapağından su taşmaya başladığı ve kanal çökene kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. 14:30 ile çökme anı olarak kabul edilen 19:00 arasında 16.200 saniyelik sürede taşan su miktarı takriben 16.200s x 6,9üm3/s – 111.780 m3civarında olacağı hesaplanmaktadır.
Bu miktarda bir suyun menholden taşarak kanal her iki tarafına akması sonucunda, çöken kısmın ve yolun altında bulunan 3. kişilere ait meyve bahçelerinden itibaren erozyona neden olması, bilahare arazi yapısına göre erozyonun kanalın altında yer alan ulaşım yoluna ulaşarak kanal altına kadar ilerlemesi ve bunun sonucunda da kanalın stabilitesinin ortadan kalkarak çökmesi teknik olarak kaçınılmaz bir sonuçtur.
Olayın ne şekilde meydana geldiğinin tespitinde, olay sonrası herhangi bir belgeye dayalı olmayan soyut görüşlerden çok, olay öncesi sahada yapılmış tespitlerin, olay günü santral kayıtları ile vardiya görevlilerinin görgü ve tespitlerinin ve santral işletme koşullarının dikkate alınması gerekeceği değerlendirilmiştir.
Önceki raporlarda belirtildiği üzere, işletme personelinin saat 16:00’da vardiya değişimi sonrasında, görevlilerce saat 17,30 da yolun toprakla tıkanmış olduğu, yükleme havuzunun kısmen tikalı olduğu ve nehre su savaklandığı, 17.45 de ise kanala 1 mt mesafeye kadar bir toprak kaldığı, kanalın halen sağlam olduğu ancak kanal arkasından su geldiği, yönündeki görgüsü de olayın su iletim hattından taşan suyun kanal altındaki yol da dahil olmak üzere erozyona neden olduğunu ortaya koymakta olup, santral kayıtları da bu görgüyle uyuşmaktadır.
Sonuç olarak; çok uzun süre her hangi bir müdahale yapılmadan, regülatördeki maksimum su seviyesinin aşılarak iletim kanalının basınçlı bir şekilde çalıştırılmış olması, iletim kanalı içinde bulunan hava boşluğunun saat 14.30 sularında ortadan kalkması sonrasında menhol kapağından çok miktarda suyun kanalın her iki tarafına akarak, doymuş hale gelen nehir yönündeki yol platformu ve şevin stabilitesinin bozulması sonucunda meydana gelen heyelan nedeniyle çökme olayının meydana geldiği, tasarım ve yapımla ilgili olaya etkili olacak bir eksiklik bulunmadığı…” görüş ve kanaatini bildirmişlerdir. Bu rapora rapora görüş bildiren bir kısım bilirkişilerin de bilirkişilik kurulunda kayıt olmamaları ve tutanakta yemin yaptırıldığının anlaşılmaması üzerine davacı vekilinin itirazına itibar olunarak yeni bir heyetten rapor alınması yoluna gidilmiştir. 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda ;”…Bozma ilamının gerekçesini; davacı tarafça dayanılan ekspertiz raporu ile alınan rapor arasında barajlarının proje dahil yapımı, bakımı ve işletilmesi konusunda mevcut çelişkinin giderilmemiş olması, oluşturmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere bozma ilamı sonrasında 3 ayrı heyetten rapor alınmış tüm bu raporlarda davaya konu kazadadava dışı …Şirketi’nin 100 kusurlu olduğu, davalı şirketlerin kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir…davacının davasına dayanak aldığı, ekspertiz raporu ile ekspertiz raporunun dayanağı olan işveren mühendisi TEMEL-SU, İngiliz MWH firması raporu ile ODTÜ öğretim görevlisi 2 akademisyenin hazırladığı özel raporda ve daha sonra alınan teknik uzman görüşünde; olay günü meterolojik kayıtların, santral kayıtlarının, santral görevlilerinin olay sırasındaki görgülerinin dikkate alınmaksızın ve sadece çöken iletim kanalı dışında mevcut iletim kanalının geçtiği bölgelerde yapılan jeolojik tespitlerin, sağlam kanal bölümlerindeki şev açılarının dikkate alınarak, oluşturulan bir varsayıma göre rapor düzenlenmiş olduğu ve bu raporların tamamen eksik incelemeye dayalı olduğu, anlaşılmaktadır. Raporların bilimsel tekniklere uygun olarak düzenlenmemesi, varsayıma göre belirlemeler yapılması nedeniyle işbu raporlara iştirak edilmesi mümkün görünmemektedir. Heyet, tekrardan kaçınmak adına, sayın davacı vekilinin en son alınan 05.12.2019 tarihli 7 kişilik bilirkişi raporu ile ilgili sayın davacı vekilinin raporla ilgili itirazlarını değerlendirerek, mevcut belgeler ve bilimsel ve teknik kriterlere uygun şekilde sonuca varılmasının yerinde olacağını değerlendirmiştir. Buna göre; 1- Hasara konu heyelanın gerçekleşebilmesi için kanal stabilitesinin bozulması gerektiği, kanal arkasındaki boşluğun olay günü yağan yağış miktarını ve önceki gün meydana gelen kar yağışı kapsamında eriyen su miktarını karşılayabilecek büyüklükte olduğu ve kanal arkasından ASG’ler tıkalı olsa dahi yağan yağmur ve eriyen kar suları nedeniyle kanal üzerine su taşmasının teknik olarak mümkün bulunmadığı, İletim kanalının çöken kısmının sağlam zeminde ve stabil olarak tesis edildiği, Su iletim kanalı üzerinde çökme öncesi tarihlerde tespit edilen şev akmalarının çöken bölge dışında olduğu gibi bu şev akmalarının benzer HES sahalarında zaman zaman görülen bir durum olduğu gibi kanalın stabilitesini bozmasının teknik ve bilimsel olarak mümkün olmadığı, Kanalın üzerinde olası işletme hatalarına karşı 49 cm hava boşluğu bulunduğu ve kanalın çok vahim işletme hataları olmadığı sürece basınçlı çalışmasının ve kanaldan su taşmasının olanaksız bulunduğu,
2- Davalı yüklenicinin tasarımda, regülatörde taşkın sonucu ani su yükselmesini dikkate alarak santral binasından kumanda edilebilecek yeterli kapıları tesis ettiği gibi, olası işletme hatalarını da gözeterek su iletim kanalı üzerinde 49 cm hava boşluğu bıraktığı ve su iletim kanalına su alma yapısında santral binasından kumanda edilebilecek 2 asıl ve 2 yedek olamk üzere 4 adet kapak (kapı) tesis ettiği, Mevzuat kapsamında Enerji Bakanlığı tarafından düzenlenen HES Geçici Kabul Tutanağında yer aldığı gibi Su iletim kanalı başta olmak üzere tüm tesisin kontrolünün, görülen eksikliklerin giderilmesinin ve regülator ile su iletim hattının tasarıma uygun şekilde minimum ve maksimum seviyeler arasında işletilmesinden bakım ve onarımların yapılmasından, iletim hattının kapak deşarj eğrisine uygun olarak işletilmesinden dava dışı işletmeci …’ın sorumlu olduğu,
3- İletim kanalının Km 715 ile Km 800 arasındaki kesiminin; Regülatörde su seviyesinin maksimum seviyenin yaklaşık 1,5 m üzerine çıkmasına ve su iletim kanalının basınçlı olarak çalıştırılmasına ragmen zamanında tasarımda yer alan sistemlerin devreye alınmaması sonucunda, vahim işletme kusuruna dayalı olarak yaklaşık 4 saatlik sürede her an artan miktarda kanaldan taşan suyun nehir kenarındaki zemini etkileyerek kanalın dere tarafında bulunan servis yolunu ve kanal platformunu oyması ve kanal stabilitesini bozması sonucunda meydana geldiği, çökme olayında HES tasarım ve yapım kusurlarının bulunmadığı ve davalıların çökme olayında bir kusurları olduğuna dair bir emare görülemediği,
4- Dosyada mevcut 05.12.2009 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki görüş ve kanaatlere iştirak edildiği, dava konusu kazanın %100 oranında dava dışı …Şirketi’nin kusuru nedeniyle meydana geldiği, davalıların kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı… ” doğrultusunda görüş bildirmişlerdir.
Dava, …Şirketi taralından işletilen … HES5 iletim kanalının Km 04714 ile Km 04-800 kesiminde 14.12.2010 tarihinde meydana gelen heyelan sonucunda bu kısımda kanalın çökmesine nedeniyle Davacı Sigorta Şirketi tarafından işletmeciye ödenen bedelin davalı şirketlerden rücuen tazminine ilişkin olup,. Davacı, dava konusu kazanın davalı şirketlerin kusurları nedeniyle meydana geldiğini iddia etmekte davalı şirketler ise dava konusu kazada kusurları olmadığını iddia etmektedir.
Mahkememizce bozma ilamından önce görevlendirilen bilirkişilerce, bizzat olay yerine gidilerek santralde, iletim kanalı güzergahında incelemeler yapılarak, santral kayıtları kontrol edilerek, mevcut belge ve tüm dokümalar ayrı ayrı teknik kriterlere göre değerlendirilmek suretiyle dava konusu kazada tesis sahibi dava dışı …Elk. Ltd. Şti.’nin %100 kusurlu olduğu ve Davalıların meydana gelen hasarın tamamen işletim hatasına bağlı olması nedeniyle olayda kusurlarının bulunmadığı görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bozma ilamının gerekçesini; davacı tarafça dayanılan ekspertiz raporu ile alınan rapor arasında barajlarının proje dahil yapımı, bakımı ve işletilmesi konusunda mevcut çelişkinin giderilmemiş olması oluşturmaktadır.
Mahkememizce üç farklı heyetten rapor alınmıştır. Davacının davasına dayanak yaptığı raporların bilimsellikten uzak olduğu tüm bilirkişilerce bildirilmiş ve gerekçeleri ile açıklanmıştır.
Olay 14.12.2010 günü meydana gelmiştir. Olay sonrasında, Km 04715 ile Km 04-800 arasındaki iletim hattı çökmüş olup, yaklaşık 65.000 m3 toprak heyelan olmuştur. Dosya kapsamındaki uyuşmazlığın çözümü için, dava dışı …şirketince işletilen … HES’a ait su iletim hattının bir bölümünün oluşan heyelan sonucu çökmesinin nedeninin veya nedenlerinin belirlenmesi ve buna göre çökmenin tasarım, yapım veya işletim hatalarına bağlı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı vekili çalışmalar aşamasında, araştırma kuyusu açılmadığı veya jeolojik sondaj yapılmadığı, bu durumun çökmede etkisi olduğu iddiasında bulunmuş olmakla birlikte, yapılan incelemelerde itibar olunan bilirkişi beyanlarına göre, çökme bölgesinde ve iletim kanalı boyunca kanalın tesis edilmemesi gerekliliğine işaret eden bir sorun tespit edilmediği gibi, kanal şevlerinde tespit edilen sorunlar benzer şekilde bir çok HES su iletim hattında ortaya çıkan ek tedbir alınmasını gerektiren ve kanalın tesis edilmesine engel teşkil etmeyen sorunlar olup, bu tespitlerin de çökmeyen kanal kısımlarının bulunduğu bölgelere ait olduğu, Sediment sorununun ise … HES’in iletim kanalının bulunduğu arazi koşullarında, nehir yatağı ile tepeler arasında mevcut kot farkının yüksek olduğu ve nehir yatağına inen dere yatakları bulunan bölgelerde, aşırı yağışların bir sonucu olarak ortaya çıktığı, bu konuda TEMEL-SU tarafından çözüm önerileri için çalışma yapılacağı dava dışı iş sahibine bildirildiği, sediment sorununun bir sonucu olarak mevcut menfeslerin temizlenmediği gibi davalı yükleniciye de bir bildirim yapıldığına yönelik bir belgeye rastlanmadığı, Davalının, yüklenici …’ın kanalın geçeceği arazi koşullarını dikkate alarak, kanalı sağlam zemine oturacak ve stabilite sorunu teşkil etmeyecek şekilde, zikzaklar çizen yapıdaki ana kayanın hemen kenarındaki kısma kazı yapmak suretiyle tasarladığı ve tesis ettiği de dikkate alındığında, bir araştırma kuyusu açılması ve jeolojik sondaj yapılması hallerinde, ortaya çıkacak en iyi zemin şartlarının, yüklenicinin tasarladığı kanal zemininden daha sağlam yapıda olmasının teknik olarak mümkün olmadığı, Yüklenicinin, tünel ile yükleme havuzu arasındaki sahada kanalı yaptığı gözlem sonucu en sağlam olacak zeminden geçirmiş olduğu, kanalın geçtiği zeminin jeolojik formasyonuna uygun olarak kanalı taşıyacak sağlamlıkta ve stabilite sorunu bulunmayacak şekilde yaptığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin iletim kanalı tasarım hataları ile bunların çökmeye etkisi olduğuna ilişkin iddiaları yönünden yapılan araştırmada, Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından bizzat yerinde yapılan incelemelere ve olay sonrası çekilen fotoğraflara göre; çöken kısımda yamaç molozu kalınlığının 1- 2 metre ile sınırlı olduğu, kanalın temelinin yamaç molozuna oturmadığı, Km 04735 ve km 04770’ten alınan iki adet en kesite göre bahse konu bölgede doğal şev eğiminin oldukça yatık olup yaklaşık 23.5 derece olduğu, kanal yanındaki yol bölümünün dolgudan değil doğal zeminden oluştuğu, dolguların yolun nehir kısmındaki alt bölümlerinde yer aldığı, çöken kısımlarda dere yatağı bulunmadığının belirlendiği, Ekspertiz raporunda; hasardan sonra AES-İC tarafından İngiltere’deki MWH firmasından risklerin değerlendirilmesi ve ileride problem yaşanmaması için alınması gereken önlemlere ilişkin teknik inceleme raporu talep edildiği, kaydedilen eksikliklerin özetlendiği, bunların “ Şev drenajı yapılmadığı, ASG’lerin rüsubatla dolduğu, sel geçidi olarak çalışmadığı, İletim kanalı ile şev arasında hapsolan yüzey sularının kanal boyunca ilerlediği, iletim kanalı boyunca zemin etüdü ve jeoteknik inceleme yapılmadığı, şevlerin eğimi 1/2’den daha dik olduğu, şev akmaları meydana geldiği, iletim kanalı yanındaki servis yolu platformunun yarmadan çıkan toprağın aynı yerde dolguya konulması ile oluşturulan ve herhangi bir sıkıştırma yapılmayan kısımlarda, yamaç kaymaları, şev akmaları ve gerilme çatlamaları meydana geldiği, Bu şev akmaları, akmanın en çok olduğu noktada, İletim kanalının çökmesine neden olduğu, İletim kanalı boyunca çok sayıda açık derz olduğu ve bir noktada su kesici derz contası yırtıldığı, uygulanan onarım bandajlarının açıldığı, aynı 1 4 124 ile Km 14090 arasında bir yerde, menfezin iç duvarında, dağ yamacına en yakın yerde, yatay çatlaklar meydana geldiği ve bu çatlakların, yukarı kotlardaki önemli bir yamaç kaymasıyla aynı yönde olduğu, Bu durumun iletim kanalı yapısının yamaç kaymasıyla hasarlanmış olabileceğini düşündürdüğü, kanalın iki bölümünde (ano) eğilme (sehm) olduğunun görüldüğü, İletim kanalının bazı yerlerinde, yan duvarla tavan birleşimindeki donatı demirleri üzerindeki beton döküldüğü ve birkaç donatının dışarı çıkmış olduğu,” tespit ve görüşlerine yer verildiği, raporu değerlendiren ve MWH’nin ihtimal dahilinde belirttiği üç adet varsayımın bilimsel gerekçeleri de belirtilerek çürütülen bilirkişilerimiz, raporun gözleme dayalı olduğu olayın oluşuna ilişkin kesin veriler bulunmadığı, çökmenin aşamalı olarak kanaldan taşan suyun kanal aşağısındaki zeminleri erezyona uğratması bir olasılık olarak verildiğini, ancak bu kadar büyük miktardaki suyun olay gününde yağan yağmur sonrası hasar bölgesindeki yamaçlardan toplanıp toplanamayacağı konusunda her hangi bir değerlendirme ve bir hesap yapılmadığını, aynı şekilde dava dosyasında yer alan santral görevlilerinin ifadelerinde kanal menhol kapaklarından su taştığı, kanal yanındaki servis yolunun bir metre genişliğe kadar eroze olduğu, ancak bu tespitten takribi 1,5 saat sonra beton kanal yapısında hasar oluştuğu yönündeki tesbite göre, bu durumun MWH raporunda yer alan kanal çökme nedeni ile ilgili görüşle de örtüştüğü, görevlilerin ifadelerine göre beton kanaldaki hasar gerçekleşene kadar kanaldan yükleme havuzuna suyun akmaya devam ettiği ve bu esnada kanalın birleşim yerlerinden herhangi bir şey görülmediği de dikkate alındığında dosyada bulunan tüm raporların ortak olarak kanaatlerinin; Yüksek miktardaki suyun kanalın aşağısındaki şevi aşındırması ve aşamalı olarak nehir kenarından yamaca doğru nispeten gevşek zeminlerde erozyona neden olması ve bu erezyonun daha sonra kanala doğru ilerleyerek önce servis yolunu, daha sonra kanal altını oyması ve kanal stabilitesinin bozulduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan, davalının dayandığı Ekspertiz raporunda hasar sonrasında çöken kanalın nehri tarafında yer alan 3. kişilere ait meyve ağaçlarının zarar gördüğü ve 3. kişilere ödeme yapıldığı, çöken kanal ile nehir arasında yer alan meyve bahçeleri zemin yapısı dikkate alındığında, erezyonun kanaldan gelen çok büyük miktar suyun meyve bahçelerinin yumuşak zeminini etkilediği ve burada erozyona neden olduğu, bu erezyonun kanala doğru ilerlediği, kanaldan suyun basınçlanmasının nedeninin ise işletmecinin regülatördeki yükselen su seviyesini bilmesine rağmen su alma kapakları deşarj eğrisine uymayarak kanala fazla su alması ve kanalın basınçlanması olduğu, işletmecinin kendi beyanında da belirttiği üzere açık olan menhol kapaklarından yüksek miktarda taşar su, aşama aşama kanal altındaki şevi eroze ederek, kanalın altının boşalarak kanalın kırılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinden aldırılmış tüm raporlar zararın oluşumunda davalılara yüklenebilecek kusur bulunmadığını bildirmekte ve birbirini teyit etmektedir. Davacının bu bağlamda itirazlarının tamamı bilirkişilerce bilimsel gerekçeleri de açıklanarak geçersizliği mahkemeye bildirilmiş olup iitbar olunan bilirkişi raporları doğrultusunda, hasara konu heyelanın gerçekleşebilmesi için kanal stabilitesinin bozulması gerektiği, kanal arkasındaki boşluğun olay günü yağan yağış miktarını ve önceki gün meydana gelen kar yağışı kapsamında eriyen su miktarını karşılayabilecek büyüklükte olduğu ve kanal arkasından ASG’ler tıkalı olsa dahi yağan yağmur ve eriyen kar suları nedeniyle kanal üzerine su taşmasının teknik olarak mümkün bulunmadığı, kanalın üzerinde olası işletme hatalarına karşı 49 cm hava boşluğu bulunduğu ve kanalın çok vahim işletme hataları olmadığı sürece basınçlı çalışmasının ve kanaldan su taşmasının olanaksız bulunduğu, Davalı yüklenicinin tasarımda, regülatörde taşkın sonucu ani su yükselmesini dikkate alarak santral binasından kumanda edilebilecek yeterli kapıları tesis ettiği gibi, olası işletme hatalarını da gözeterek su iletim kanalı üzerinde 49 cm hava boşluğu bıraktığı ve su iletim kanalına su alma yapısında santral binasından kumanda edilebilecek 2 asıl ve 2 yedek olamk üzere 4 adet kapak (kapı) tesis ettiği, tüm tesisin kontrolünün, görülen eksikliklerin giderilmesinin ve regülator ile su iletim hattının tasarıma uygun şekilde minimum ve maksimum seviyeler arasında işletilmesinden bakım ve onarımların yapılmasından, iletim hattının kapak deşarj eğrisine uygun olarak işletilmesinden dava dışı işletmeci …’ın sorumlu olduğu, iletim kanalının Km 715 ile Km 800 arasındaki kesiminin regülatörde su seviyesinin maksimum seviyenin yaklaşık 1,5 m üzerine çıkmasına ve su iletim kanalının basınçlı olarak çalıştırılmasına rağmen zamanında tasarımda yer alan sistemlerin devreye alınmaması sonucunda, vahim işletme kusuruna dayalı olarak yaklaşık 4 saatlik sürede her an artan miktarda kanaldan taşan suyun nehir kenarındaki zemini etkileyerek kanalın dere tarafında bulunan servis yolunu ve kanal platformunu oyması ve kanal stabilitesini bozması sonucunda meydana geldiği, çökme olayında HES tasarım ve yapım kusurlarının bulunmadığı ve davalıların çökme olayında bir kusurları bulunmadığı, dava konusu kazanın %100 oranında dava dışı …Şirketi’nin kusuru nedeniyle meydana geldiği anlaşılmış, davacının davasının reddi gerektiği kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
G.D./ Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 40.095,00-TL harç ve 45.523,10-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 85.558,80‬‬‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 147.277,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davalı …Mühendislik Müşavirlik Limited Şirketi tarafından yapılan 73,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …Mühendislik Müşavirlik Limited Şirketine ödenmesine,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Başkan ….
✍e-imzalıdır
Katip….
✍e-imzalıdır