Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/144 E. 2021/667 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/144 Esas – 2021/667
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2017/144 Esas
KARAR NO : 2021/667 Karar

HAKİM : Salim Yunus LOKMANOĞLU 137466
KATİP : Selçuk USLU 238309

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1-….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : 2….
VEKİLLERİ : Av…..
Av. ….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumlu müdürü …isimli kişinin, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 13.06.2006 tarih ve 6576 sayılı nüshası ile 30.05.2007 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunu. Buna dayanarak, … Noterliği’nin 17.10.2006 tarih ve 0009971 yevmiye numaralı süreli vekaletnamesi ile …’ı anılan şirkete 28.12.2006 tarihi mesai bitimine kadar vekil tayin ettiğini, 16.11.2006 tarihinde, … ve … ile …Yukarı Ayrancı Şubesi arasında; …’a verilen vekaletnamenin aslı dahi incelenmeden sadece vekaletnamenin fotokopisine dayanarak, … isimli kişinin ise şirketi temsil edebilecek herhangi bir vekaletnamesi dahi bulunmamasına rağmen, 400.000,00 TL değerinde kredi sözleşmesi imzalandığını, öte yandan, …Yukarı Ayrancı Şubesi, …’a 05.04.2007 tarihinde bu kredi sözleşmesi gereğince, anılan şahsın müvekkil şirketi temsil yetkisi olmamasına rağmen, Z 0381681 başlangıç ve Z 0381690 bitiş seri numaralı çek koçanı verdiğini, …’ın, münferiden şirketi borç altına sokma ve temsil yetkisi bulunmadığını, şirket yetkilisi …tarafından …Yukarı Ayrancı Şubesi’ne dilekçe verildiğini, defaten ihtarname keşide edililerk, … isimli şahsın yetkisiz temsilci olduğu, bu kişiye verilen vekaletnamenin süresinin 28.12.2006 tarihi mesai saati bitimine kadar geçerli olduğu, imzalanan kredi sözleşmesi gereğince şirkete ödenmesi gereken kredinin, yetkisiz kişilere ödendiği, böylece usulsüz kredi kullandırıldığını, yetkisiz kişiye verilen çek koçanı nedeni ile şirket hakkında icra takipleri başlatıldığını, şirket namına kredi çekme yetkisi bulunmayan şahsa kredi ödemeleri yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, …’ın, çekleri şirket namına keşide ettiğini. …tarafından, muhatap bankaya çeklere ödemeden men yasağı konulması için dilekçe verildiğini, Ankara …. Noterliğinden 16.07.2007 tarih 33536 yevmiye numaralı ve 21.08.2007 tarih 39887 yevmiye numaralı, 23.08.2007 tarih 40468 yevmiye numaralı, 17.10.2007 tarih 49696 yevmiye numaralı ihtarnameler keşide edildiğini, anılan ihtarnamelerde, …’a vekaletname verildiği, vekaletnamenin süresi bittikten sonra, bu kişiye banka tarafından çek defteri verildiği, şirkete ait kredi hesabından yetkisiz kişilere kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredi nedeniyle şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, bu durumun bankacılık kanununa aykırı olduğu ve ayrıca suç teşkil ettiği, bu konuda bankanın sorumlu olduğu, gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiği bildirildiğini, müvekkili şirket hakkında, bankanın ihmali ve kötü niyeti sonucu verilen çek koçanı neticesinde, Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2007/7994, 2007/7995, 2007/6614 sayılı dosyaları kapsamında, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, bütün takiplere, icra takibine konu çekin altındaki imzanın şirket müdürü … ‘e ait olmadığı, …’a ait olduğu, şirketi temsile yetkili olmayan bir şahsın, şirketi borçlandırıcı işlemler yapması mümkün olmadığı, dolayısıyla şirketin böyle bir borcunun bulunmadığı, gerekçeleri ile Ankara …. İcra Mahkemesi’nin 2007/741 E. 2007/961 K., 2007/773 E. 2007/986 K., 2007/781 E. 2007/963 K. Sayılı dosyaları kapsamında itiraz edildiği, Mahkeme taleplerini yerinde görerek bütün davaların kabulüne ve yapılan takiplerin iptaline karar verdiğini, mahkeme kararının Yargıtay tarafından onandığını müvekkili şirket hakkında başlatılan icra takipleri sonucunda, şirket; şartnamelerini aldığı halde hiçbir ihaleye kabul edilmediğini, 06.09.2007 tarihinde ihalesi yapılan ve ihale şartları sadece müvekkil şirket tarafından sağlanan, … Şemdinli Elektrik Tesisi Bakım Onarım İşinin ihalesine haksız icra takipleri neticesinde Kamu İhale Kanunundaki şartlar sağlanamadığı için girilemediğini, İhale yaklaşık bedelinin 2.330.000 TL ve bu işten yaklaşık kar oranının 96 15 olduğunu, diğer taraftan, müvekkil şirketin uhdesine bulunan 15 MW”lik … … Hidroelektrik Santrali Lisanslı Projesinin yaklaşık değeri 16 Milyon EURO, diğer bir proje de … Zap Vadisi üzerinde Yenihan hidroelektrik santrali olduğunu. Bu proje … Genel Müdürlüğünde fizibilite aşamasında olduğunu, Projenin yaklaşık değerinin 46 milyon TL olduğunu, bu projelerin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, ancak davalıların yetkisiz kişilere verdiği çek koçanı neticesinde keşide edilen çeklerin arkasının yazdırılması ve neticede icra takiplerinin başlatılması sonucu, bu işlerin de geciktiğini, müvekkili şirketin zamanında bu projeleri de yetiştiremediğini, müvekkili şirketin, her yıl ortalama 2.000.000 TL ciro yapmakta olduğunu, davalıların ihmali ve kötü niyeti neticesinde şirket hakkında başlatılan takipler sonucu, şirket hiç bir ihaleye giremediği için, bu yılki cirosunun sıfıra yakın olduğunu, bu nedenle ortalama 2.000.000 TL zarar ettiğini, iddia edip, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 50.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde karşı tarafın da belirttiği üzere, tarafları ve konusu aynı olan Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 E. ve 2016/699 K. numaralı dosyasında davacının işbu dava dilekçesinde de iddia etmiş olduğu maddi/manevi zararlarını da değerlendirmeye alacak şekilde karar verildiğini, söz konusu karara karşı istinaf yoluna gidildiğini, dosyanın hali hazırda istinaf incelemesinde olduğunu, bu nedenlerle huzurdaki davanın derdestlik nedeni ile usulden reddi gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinde, şirket hakkında başlatılan icra takipleri nedeniyle davacının kredi kullanamadığı ve … … Projesini gerçekleştiremediği, bu hususun Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 Esas, ve 2016/699 Karar sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda değerlendirilmediği belirtildiği. Sözkonusu projeyi gerçekleştiremediği için maddi zararının oluştuğunu iddia edildiğini, oysa Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 Esas, ve 2016/699 Karar sayılı dosyasından düzenlenen bilirkişi raporlarında davacının bu iddiaları değerlendirildiğini ve haklı görülmediğini, mahkeme tarafından da bilirkişilerce yapılan incelemelerin yeterli görülmüş olduğunu ve ona göre karar verilmiş olduğunu, davacının henüz hiçbir faaliyette bulunmadığı, üretim yapmadığı bir projeden dolayı zararının oluştuğunu belirtmesinin tamamen soyut bir iddia olduğunu, gerçekleşmeyen bir proje için zararın oluştuğunu belirtmek hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hiçbir hukuki dayanağının da bulunmadığını, yine projenin gerçekleşmemesinin tek sebebinin davacı aleyhine başlatılmış kambiyo takiplerinin olduğunu belirtmenin de hiçbir dayanağı olmayan soyut bir iddia olduğunu, Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 Esas, ve 2016/699 Karar sayılı dosyasında davacının tüm iddiaları değerlendirilerek davacı lehine kredi bedelinin yarısı olan 84.400,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, davacının kredi işlemleri nedeniyle % 50 kusurlu olduğu ve kredinin yarısı olan 84.400,00 TL’ndan sorumlu olduğu tespit edildiğini, kullanılan krediden kusuru oranında sorumlu olan davacı şirket lehine yukarıda belirtilen tazminat tutarları hükmedilmesine rağmen, gerçekleşmeyen bir proje nedeni ile halen maddi zararının olduğunu iddia etmesinin kötü niyetli olarak hareket edildiğini göstermekte olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Türkiye Elektromekanik Sanayi Anonim Şirketine, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığına, Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesine, Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesine, Ankara…Ticaret Mahkemesine, …Yukarı Ayrancı Şube Müdürlüğüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı görüldü.
Bilirkişi … y’dan 18/02/2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, davalı bankanın usulsüz işlemi nedeniyle davacının ileride mahrum kalacağı karın/zararının hesaplanarak davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 esas sayılı dosyası, Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/506 esas sayılı dosyası, Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/798 esas sayılı dosyası, müzekkere cevapları, bilirkişi raporu ile ilgili tüm belgeler dosyaya celp edilmiştir.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan ve aslı celp edilen Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/195 esas ve 2016/699 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının …İnşaat Enerji Makine Bilgi Nak. Tem. Hiz. Kilim İmlt. İhr. İth. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, davalının …Genel Müdürlüğü olduğu, dosyanın 17.11.2016 tarihinde karara çıktığı, kararda 84.400,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın 60.000,00 TL sine dava tarihi olan 02.04.2008 tarihinden 74.000,00 TL’sine ise ıslah tarihi olan 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline şeklinde karar verildiği, verilen bu karar davalı vekilince istinaf edilmiş olup; Ankara BAM …. HD’nin 2017/334 esas 2017/851 karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/195 esas sayılı hükmün kaldırılmasına dair karar verildiği, kararda davanın kısmen kabulü ile 84.400,00-TL maddi tazminat ve 15.000,00-TL manevi tazminatın aşağıda belirtilen faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya istemin reddine, hükmedilen maddi tazminatın 10.000,00-TL’nin 02/04/2008 dava tarihinden, kalan 74.400,00-TL’nin 27/10/2016 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine şeklinde karar verildiği, davacı vekili tarafından 05/02/2018 tarihinde Ankara BAM …. HD’nin 2017/334 esas 2017/851 karar sayılı ilamının manevi tazminata ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesinin talep edildiği, temyiz incelemesinde Yargıtay …. HD’nin 2018/1306 esas 2019/3238 karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik temyiz isteminin miktar yönünden reddine, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. Maddesi uyarınca onanmasına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Rapora göre;
Davalı Banka ile davacı şirket arasında, vekâlete istinaden 16.11.2006 tarihinde Genel Kredi Taahhütnamesi akdedildiği, vekaletnamede verilen yetkinin süreli olduğu, sürenin sonu 28.12.2006 tarihi olduğu dikkate alındığında, Genel Kredi Taahhütnamesinin vekaletin geçerli olduğu bir tarihte akdedilmiş olduğu,
Davalı banka, imzalanan taahhütnameye istinaden davacı şirkete İşlek Kredi hesabı açtığı ve kredi hesabından, Kredili Mevduat Hesabına paralar aktardığı ve Kredili Mevduat hesabından da vekil …’a vekâletnamenin geçerli olduğu tarihe kadar 113.845,00 TL, vekaletname süresinin dolduğu tarihten (28.12.2006) sonra ise 168.800,00 TL ödeme yapıldığı, vekaletnamede verilen süresinin dolmasından sonra …’a yapılan 168.800,00 TL ödemede davalı bankanın kusurlu olduğu ve davacının bu nedenle zarara uğratıldığı,
Davalı bankanın, vekâletnamede verilen süresinin dolduğu tarihten sonra (05.04.2007 tarihinde) …’a vermiş olduğu çek karnesi nedeniyle kusurlu olduğu,
…’a teslim edilen çeklerden 3 adedinin karşılıksız çıktığı, çeklerin icra takibine konu edildiği, başlatılan icra takiplerinin mahkemelerce iptal edildiği, şirketin çekler nedeniyle herhangi bir ödemede bulunmadığı, ancak süreç içerisinde ticari itibarının zedelenmiş olduğu,
Davacı şirketin, …’a çok geniş yetkiler içeren süreli bir vekaletname verdiği, bunun yanında Şirket adına kredi açılması için gerekli olan şirkete ait belgeleri …’ın nasıl temin ettiği hususunda dosyada yeterli bilgi ya da belge bulunamadığı,
Davacı şirketin, …’dan lisans aldığını beyan ettiği 2 …projesi için, başka iki bankadan teminat mektubu ve nakit kredi talebinde bulunduğu, bankalar şirketin ödenmemiş çekleri bulunduğunu gerekçe göstererek davacı şirketin talebini kabul etmediği, davacının lisansı alınan iş ile ilgili iddiasını somut delillere dayandırmadığı, ayrıca lisansını aldığını iddia ettiği bu büyüklükte bir işi kaçırmamak adına, takip konusu çekleri teminatlandırıp, takibi durdurmak için çaba sarfetmiş olduğuna dair dosyada herhangi bir belgeye rastlanılmadığı,
Davacı şirketin, SGK … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 110.000,00 TL bedelle yapılan bakım ve onarım ihalesine iştirak ettiği, ancak ihalenin kendilerinde kalmadığı,
…Dağıtım A.Ş., …İnş. Ltd. Şti.’nin 2008 yılı yatırım programı kapsamında ihale edilen 10.074.000,00 TL bedelli 29 Adet iş ile 2009 yılı Yatırım Programı kapsamında ihale edilen 113.000,00 TL bedelli Bakım-Onarım İşlerine, şirketin karşılıksız çeki çıkan ve kredi borcu görülen firma olması sebebiyle iştirak edememiş olduğu bildirilmiş olduğu, davacının iddiasını somut delillere dayandırmadığı, ayrıca bu büyüklükte olduğunu iddia ettiği işi kaçırmamak adına, takip konusu çekleri teminatlandırıp, takibi durdurmak için çaba sarfetmiş olduğuna dair dosyada herhangi bir belgeye rastlanılmadığı,
Davacı şirketin net satışlar kalemlerinde; 2007 yılında, 2005 yılına göre %90, 2006 yılına göre %26’lık artış; 2008 yılında, 2007 yılına göre %41, 2009 yılında 2007 yılına göre %42’lik azalış olduğu, söz konusu yıllardaki şirket dönem karlarında da kayda değer bir sapma olmadığı,
Dava konusu olayda her iki tarafında sorumluluğunun / kusurlarının bulunduğu kanaatine varıldığı, ancak; Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından belirlenen ve başkanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar”ın “Kusurun tespiti normatif bir değerlendirmeyle mümkündür ve sadece hakimin yetkisindedir. Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz. Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hakimin yerine geçmeyi ifade eder.” şeklindeki 27. maddesi gereği tarafların kusur oranında değerlendirme yapılamadığını rapor etmişlerdir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ve beyan dilekçelerinde, davalının haksız eylem ve işlemleri sonrası müvekkil şirketin zararlarının Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 esas ve 2016/669 karar sayılı dosyasında hüküm altına alınmayan zararları olduğundan bahisle eldeki davayı açtığı, davalının yetkisiz kişilere tahsis edip kullandırdığı kredileri müvekkilinden talep etmesi, bu kişilere verilen çek koçanları nedeniyle çeklerin takibe konulması, ekonomik açıdan riskli firma durumuna düşen davacının yaptığı kredi başvurularının kabul edilmemesi, şirket hisselerinin bedelsiz devredilmesi ve lisansı alınan hidroelektrik santralinin işletilmemesi nedeniyle yoksun kaldığı karın davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, kısaca özet geçilen yoksun kalınan kazanç kaybına yönelik talepleri incelendiğinde; dava dilekçesine konu eylemlerin gerçekleştiği tarih itibarıyla 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri somut olayda uygulanacak olup, Borçlar Kanununun 42. maddesi hükmüne göre zararın kanıtlanması davacı tarafa, kapsamının belirlenmesi ise aynı kanunun 43. maddesi hükmüne göre hakime aittir. Haksız fiilden kaynaklanan zararın her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzdur. Borçlar Kanununun 41. maddesi hükmünde açıklanan maddi zarar, fiilen gerçekleşen(eylemli) zarar ile kardan yoksun kalma zararını kapsar. Fiili zarar malvarlığının aktifinde bir azalma veya pasifinde bir çoğalmayı ifade eder. Oysa ki, kardan yoksun kalmada malvarlığının fiilden önceki durumu ile sonraki durumu arasında bir fark yoktur. Zararı doğuran fiil malvarlığının çoğalmasına engel olmuş ise, bir başka deyişle fiil meydana gelmese idi gelecekte malvarlığının çoğalması sözkonusu ise kardan yoksun kalmadan söz edilebilir. Kardan yoksun kalma zararı malvarlığının fiilden sonraki durumu ile, çoğalma ihtimali gerçekleşmiş olsa idi ulaşabileceği varsayılan farazi durumu arasındaki fark göz önünde bulundurularak hesaplanır. Hakim yoksun kalınan karı belirlerken halin icaplarını ve kusurun ağırlığını (Borçlar Kanunu 43) ve zararın azaltılması için davacının aldığı veya alması gereken tedbirleri (Borçlar Kanunu 44) göz önünde tutmalı, olayların olağan akışına ve davacının aldığı veya alması gereken tedbirlere göre elde edilmesi kuvvetle mümkün görülen karı davacının zararı olarak kabul etmelidir.
Somut hadisede, Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/195 esas ve 2016/669 karar sayılı dosyasında davacının fiili zararı yönünden yargılama ve hesabı yapılıp karar verilerek hüküm kurulması yoluna gidildiği, eldeki davada ise davacının kardan yoksun kalınması nedeniyle zararının tahsili isteminde bulunulduğu, dolayısıyla bahse konu davada hüküm altına alınmayan talepler bakımından mahkememizce yargılama yapıldığından davalı vekilinin derdestlik ve kesin hükme ilişkin itirazları yerinde bulunmayarak davaya devam olunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde … … projesi için gerekli krediyi temin edemediğinden ve zararının oluştuğunu belirttiğinden ayrıca dosyada yazılı beyan dilekçelerine konu edilen … projesine ilişkin taleplerin davalı tarafça iddiaların genişletilmesine muvafakat edilmediğinden dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Davalı banka tarafından yetkisiz temsilciye verilen 3 adet 156.000,00-TL bedelli keşide edilen ve karşılıksız kalan çekler için davacı hakkında icra takibi yapıldığı, davacının itirazı üzerinde bu takiplerin iptal edildiği, çekler sebebiyle davacının …projesini yürütemediği ileri sürülse de, …’dan gelen yazı cevabında davacının …projesi için bir önlisans, üretim lisansının ya da buna yönelik bir başvurusunun bulunmadığının belirtildiği, heyet bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere karşılıksız kalan çekler için gerekli tedbirleri alarak bankalardan kredi alması/çekmesi mümkün olan davacının bunun aksine yönelik bir bilgi-belgeyi dosyaya sunmadığı, bu yönüyle mahkememizce heyet bilirkişi raporuna itibar edildiği anlaşıldığından davacının yoksun kalınan zararının bulunduğuna ilişkin yerinde olmayan talep ve davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 170,78-TL.harcın mahsubu ile bakiye 111,48‬‬-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 45,20-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021
Katip ….
✍e-imzalıdır

Hakim …..
✍e-imzalıdır