Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/641 E. 2022/243 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2016/641
KARAR NO : 2022/243

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C. …)
VEKİLLERİ …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Ticari Şirket /Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 26/07/2016
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARın
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … San ve Tic. Ltd. Şti.’ nin hisselerinin % 30 una davacı …’in, % 63 üne …’in ve kalanı % 7 sine de … ‘in oğlu …’ ün sahip olduğunu ve davacının ortak olduğu şirketten bugüne kadar hiç kar payı almadığını , Ankara …Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2015/737 Esas dosyasında açılan kar payının tespiti ve tahsili davasının devam ettiğini, davalı şirketin 15.06.2016 tarihinde 2015 yılı ve önceki yıllara ait kar payının sermayeye aktarılmasına yönelik oy çokluğuyla karar alındığını .Bunun hukuka aykırı olduğunu, şirketin kuruluş sözleşmesinin 10.maddesinde , şirketin hesap yılının , Ocak ayının birinci günü başlayacağı ve Aralık ayının 31. günü sona ereceği , 11.maddesinde, şirketin safi karının yapılmış her çeşit masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktar olduğu ve safi kardan her sene evvela %5 ihtiyat akçesi ayrılacağı, kalanın hissedarlara sermaye üzerinden hisseleri oranında dağıtılacağını , yine 12.maddesinde ; şirket tarafından ayrılan ihtiyat akçeleri hakkında TTK’ nun 466 ve 467 maddesi hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini,bu nedenle hem şirket esas sözleşmesinde belirtilen kar payı dağıtım esası, hem de mevcut TTK’ nun 519 maddesi hükümlerine aykırı olarak 15.06.2016 tarihli Genel Kurulun 1. maddesinde alınan kararının iptalinin gerektiğini , yine aynı toplantıda , toplantı öncesi incelenen detay mizanların 331.01 numaralı kaleminde, şirket müdürü … tarafından yapılan bir dizi ticari işlemin şüphe çektiğini, tespit ettiklerini , bu işlemlerin gerçekliği hususunun bir bağımsız denetçi tarafından incelenmesi amacıyla, müvekkili adına bağımsız denetçi atanmasının talep edildiğini ancak çoğunluk oylarıyla bu talebinde 4. Madde alınan karar ile reddedildiğini , müvekkili adına toplantıya katılan vekili tarafından bu kararlara muhalefet şerhi konulduğunu belirterek; 15.06.2016 tarihinde yapılan davalı şirketinin 1 ve 4 nolu genel kurul kararlarının TTK’nun 445. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı firmaya karşı açtığı Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/737 E sayılı dosyasında, kar payının tespiti ve tahsili davasının devam ettiğini, davalı şirketin olağan genel kurul toplantısı, şirket müdürü … un toplantı çağrısıyla 15.06.2016 tarihinde yapıldığını, olağan genel kurul toplantısında ortaklar usulüne uygun bir şekilde çağrıldığını ve hukuka uygun bir şekilde toplantının gerçekleştiğini, davanın reddine, karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, LTD. ŞTİ.’de genel kurul kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak; ticaret sicil gazetesi ve kayıtlarına, davacı şirket ticari defterlerine ve banka kayıtlarına, şirket müdürü tarafından imzalanmış hesap tablolarına ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil dosyası incelendiğinde; davalı şirketin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde 96724 numarası ile kayıtlı olduğu, şirket sermayesinin 4800 hisseye karşılık 120.000,00-TL olduğu, ortaklarının 3200 hisseye karşılık 78.000,00-TL ile … (%63), 1440 hisseye karşılık 36.000,00-TL ile …’in (%30), 240 hisseye karşılık 6.000,00-TL ile Murat Gökurt’un (%7) oranında hissedarı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu ettiği, davalı şirketin 05.06.2016 tarihli ve 2015 yılına ait genel kurul karar tutanağı incelendiğinde; dava konusu edilen genel kurulun 1. maddesinde ”2015 yılı dahil olmak üzere geçmiş yıl kararlarının sermayeye aktarılmasına oy çokluğuyla, olumsuz oya karşılık 3 oyla karar verildiği, bu karara karşı muhalif kalan … adına vekaleten toplantıya katılan .. ‘in ”geçmiş yıl kar payları ortaklara dağıtılmamış olduğundan ve bu kar paylarının tahsiline ilişkin olarak Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/737 esas sayılı dosyasında davanın devam etmekte olan mevcut bir dava olduğundan” gündemin 1. Maddesi ile ilgili karara muhalefet ettiğini belirttiği ve şerh ettiği, yine dava konusu olan gündemin 4. maddesinde; 2015 yılı alt detay mizan, bilanço ve gelir tablosu, 2015 yılı defterleri, faturaları, muhasebe departmanında incelenmiştir. … adına vekaleten Yeşim Bekyürek ‘nin ; 2015 yılına ait detay mizan ve bilanço tarafımızdan incelenmiş olup, bilanço tarafımızdan kabul edilmemektedir. Şirket hesaplarının 2016 yılı bilançolarının ve bundan sonraki yıllara ait bilançoların özel bir denetçi tarafından denetlenmesinin talep ediyoruz, iş bu talebimizin reddine ilişkin olarak dava açma hakkımızı saklı tutuyoruz.” şeklinde beyan ve talepte bulunduğu , bu maddeye ilişkin olarak diğer şirket ortaklarının ise , konulan şerhi kabul etmediklerini, beyan ettiği ve kararın altına şerh edildiği, yani şirkete özel denetçi atanması talebi gündem de olmadığı halde gündem dışı madde olarak eklendiği ve oylama yapılarak, çoğunluk pay sahiplerince kabul edilmediği görülmüştür.
Davacının, işbu davasını, 26/07/2016 tarihinde yasal süresi içerisinde açtığı anlaşılmıştır.
Davacının, genel kuruldan önce şirkete özel denetçi atanması hususunda, genel kurul gündemine madde eklenmesi istemini Ankara … Noterliğinin 31/05/2016 tarih ve 19431 esas sayılı ihtarnamesi ile talep ettiği, söz konusu ihtarnamenin 01/01/2016 tarihinde şirkete tebliğ edildiği görülmüştür.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/737 Esas sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde; davacı … tarafından davalı şirket aleyhinde davalı şirkete ortak olduğu tarihten dava tarihi olan 05/11/2015 tarihine kadar alması gereken kar payının tespiti ile tahsilini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılamada limited şirketlerde ortaklar genel kurul kararı olmadıkça bir ortağın dava açarak kar payı istemesinin mümkün olmadığı, kar payı alacağın şirketler ortaklar genel kurulunun bu yönde bir karar alması yönünde muaccel olacağı, davalı şirketin kar payı dağıtımına ilişkin almış olduğu bir karar olmaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, kararın istinafı üzerine istinaf talebinin Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 18/01/2018 tarih ve 2017/726 esas 2018/57 karar sayıl kararıyla esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine … Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların talebi üzerine Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/239 esas sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde; davacı tarafından davalı şirket aleyhinde, 26/12/2017 tarihli genel kurulunun kar dağıtılmamasına ilişkin aldığı kararın iptalinin istendiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Ticari şirketlerin nihai amacının kar elde edip ortaklarına dağıtmaktır. Şirketin bütün organları nihai amaca uygun kararlar almak zorundadır. Şirketin kar elde etmek ve dağıtmak nihai amacından doğan kar payı vazgeçilmez bir haktır. Şirketin nihai amacının kar edip ortaklara dağıtmak esas olmakla birlikte ana sözleşmeye konulacak hükümler yanında kanunda gösterilen nedenler bu genel ilkenin istisnalarını oluşturmaktadır. Bu istisnaların en önemlisi TTK’nın 523/2. Maddesindeki düzenlemedir. Bu düzenleme gereğince şirketin devamlı inkişafı ve mümkün mertebe istikrarlı kar dağıtımı temin bakımından ana sözleşmede zikredilenlerden başka yedek akçeler ayrılmasına şirket genel kurulunca karar verilebilir. Müktesep hak olan kar payı hakkı ile bu hakkın istisnasını oluşturan TTK’nın 523/2. Maddesindeki hüküm arasındaki hassas dengenin korunması gereklidir. TTK’nın 533. Ve devamı maddelerinde limited şirketlerinde kar dağıtımına ilişkin olarak, ortaklık sözleşmesinde aksine kural bulunmadıkça ortaklar, sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda, yıllık bilançoda gösterilen safi kardan pay alacakları, bir sermaye ortağı sayılan limited ortaklıkta, çıkartılan ticari bilançoya göre saklanan kar dağıtılabilir. Karın dağıtılması için çıkartılması gereken ortaklık bilançosu TTK’nın 539. Maddesi hükmüne göre ortaklar kurulu kararına göre kesinleşir.
Yine TTK’nın 608. Maddesinde limited şirketlerde kar payı dağıtımına ilişkin esaslar belirlenmiş olup , aynı yasanın 616/1-e maddesinde de, kar payı hakkında karar verilmesinin, genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin dava konusu ettiği genel kurulun 1. maddesindeki; 2015 yılı ve öncesine ait kar payının dağıtılmaması hususundaki kararın haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespiti bakımından şirket kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak alınan 26/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; şirketin kar ettiğini, zararda olmadığı ve de karın sermayeye aktarımını gerektirecek , ekonomik bir sıkıntının bulunmadığı bildirilmiştir.
Tarafların rapora itirazı üzerine, TTK’nın 608/3. Maddesi kapsamında denetim de yapılarak, taraf itirazlarını karşılar şekilde aynı heyette alınan 26/03/2019 tarihli raporda; şirketin geçmiş yıllar karlarının sermaye olarak aktarılmasını gerektirir bir ihtiyacın bulunmadığı tespit edilmiştir.
İş bu rapora da itiraz üzerine, davalı şirketin konusu da nazara alınarak süpermarket işletmeciliği konusunda uzman sektör bilirkişisi de heyete eklenerek;” davalı şirketin, sektörün gelişimi, ekonomik şartlar çerçevesinde kar dağıtımı kararından vazgeçerek sermaye eklenmesine ihtiyacının olup olmadığı konusunda incelenerek hazırlanan 25/10/2019 tarihli raporda ise; davalı şirketin çalışanlarına ileride ödenecek ihbar ve kıdem tazminatınında gelir tablosuna eklendiğinde, davalı firmanın zararda göründüğünü, yine piyasada süpermarketlerin, zincir mağazalar nedeniyle yok olduklarını, zincir marketler kadar yüklü mal alamıyor olmaları nedeniyle genel giderlerinin daha büyük olmasının rekabeti zorlaştırdığını, ancak davalı şirketin direk üreticiden mal getirerek ve evlere sipariş yöntemi ile ayakta kalmaya çalıştığını , davalı şirket nakit sıkışına girdiğinden ortaklardan herhangi bir faiz alınmadan finans edildiğini, bu nedenle davalı firmanın kar dağıtımı yapmasının ,bu şartlar altında mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporlarının yetersiz olması nedeniyle , 3 kişilik sayıştay denetçisi ve daha önce rapor veren bilirkişi …’nin oluştuğu yeni heyetten; ” tarafların önceki raporlara itirazları, süpermarket işletmeciliğinin gelişimi ve ekonomik şartlarının , davalı şirketin kar dağıtımı kararından vazgeçerek sermaye eklenmesine ilişkin karar almasını gerektirip, gerektirmediği yönünden” rapor hazırlanması istenmiş hazırlanan 12.03.2020 tarihli raporda; bilirkişi kurulunun 26.06.2018 tarihli kök raporu ile 26.03.2019 tarihli ek raporunda belirtilen tespit ve değerlendirmeler ile ayni mahiyette tespit ve değerlendirilmelere ulaşıldığını, bunun yanında; davalı şirketin genel kurul toplantısının 1 nolu gündem maddesi ile 2015 yılı dahil olmak üzere geçmiş yıl karlarının sermayeye aktarılmasına karar verilmiş olmasının , davalı şirketin 2015 yılı mali bilgilerinin incelenmesi sonucunda , 2015 yılındaki net işletme sermayesinin 2,42’lik cari oranı ile geçmiş yıllar ve cari dönem karı, TTK’nın 608. Maddesi hükmü birlikte dikkate alındığında; davalı şirketin geçmiş yıllar karlarının sermayeye aktarılmasını gerektirir maddi ve fiili bir ihtiyacının bulunmadığı, buna karşılık raporda ayrıntılı açıklandığı gibi gerek şirket müdürü … tarafından şirket hesabına paralar aktarılması, bu aktarılan para karşılığı kendisine ödemeler yapılması, gerekse büyük hissedar … tarafından şirket hesabına paralar yatırılıp kendisinin kredi kartları borçlarının şirket tarafından ödenmiş olması nedeniyle, tüm bu banka hareketlerinin bağımsız denetçi tarafından incelenmesine yönelik olarak davacı yanın talebinin dikkate değer bir husus olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların itirazları ve dosya kapsamı nazara alınarak bilirkişi heyetine SMM bilirkişide eklenerek alınan 25/01/2021 tarihli raporda ; 12.03.2020 tarihli raporun sonuç kısmındaki , “davalı şirketin 2015 yılı mali bilgilerinin incelenmesi sonucunda, davalı şirketin 2015 yılındaki net işletme sermayesinin 2,42’lik cari oranı ile geçmiş yıllar ve cari dönem karı vede TTK.’nun 608. maddesi hükmü birlikte dikkate alındığında, davalı şirketin geçmiş yıllar karlarının sermaye aktarılmasını gerektirir maddi ve fiili bir ihtiyacının bulunmadığı”, görüşlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı gereğince heyete finans bilirkişisi de eklenerek alınan 27/12/2021 tarihli raporda ise ; şirketlerin kar dağıtımı konusunda TTK’nun 385. ve 469/2. maddeleri hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu şirketin ekonomik durumu itibariyle kar dağıtmamak için haklı ve geçerli bir nedenin bulunmadığını , şirketin 2011-2016 yılları arasında kar elde ettiğini, şirketin ekonomik durumunun iyi olduğunu, ayrıca davalı şirketin dağıtılmayan karların ne yapılacağı konusunda da somut ve net gerekçeler ortaya koymadığını, şirket tarafından kar dağıtılmama kararının, şirketin büyüyen bünyesinin gerektirdiği ekonomik bir zorunluluk olduğunun ifade edildiği vede davacının dışarıdan katıldığı ve kabul yönünde oy verdiği , kar payının dağıtılmayarak şirket sermayesine katılmasına yönelik alınan 1998 ve 2000 yıllarına ait genel kurul kararlarının aksine de bir karar alınmadığından halen yürürlükte olduğu iddia edilmiş isede ; şirketin yıllar itibariyle kar elde etmiş olmasına rağmen ortaklarına genel kurul toplantısında kar dağıtımı kararı almamasının TTK’nun 385/2 maddesine göre müktesep hak olan kar payı almanın, genel kurul ya da yönetim kurulu kararlarına tabi olmayan ve pay sahiplerinin rızaları olmaksızın değiştirilmeyen haklarda olduğundan , şirket pay sahibinin müktesep hakkı olan kar payı alma hakkından haklı gerekçeler olmaksızın tamamen mahrum bırakılamayacağını, nispi müktesep hak niteliğinde olan bu hakkın belli durumlarda sınırlandırılabileceği yada hiç dağılmayacağı, fakat bu sınırlamanın hakka ve hukuka uygun olması, haklı ve makul geçerli sebeplere dayanmasını gerektirdiğini, ancak dava konusu olayda davalı şirketin dağıtılmayan karın ne şekilde kullanılacağı izah edilmeden yıllar itibariyle hiç kar dağıtılmaması kararı almasının TTK’nın 385/2 madde hükmüne aykırılık teşkil edeceği ve buna yönelik alınan genel kurul kararının, davalı Yeni Besi Çiftliği Heperler Deri San. Tic. Ltd. Şti.’nin kar payı dağıtmasını engelleyen haklı ve hukuki bir gerekçeyide ortaya koymaması nedeniyle 2015 yılına ait genel kurul tutanağında kar payının dağıtılmaması yönünde alınan kararın iptali gerektiği, davacı …’ in dosya içerisine sunduğu mevcut belge ve beyannamelerle 2015 yılı için net kar payı alacağının 9.640,76.-TL olarak hesaplandığını rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; TTK’nun 608. Maddesi gereğince, kar payı dağıtımının ne şekilde yapılacağı yine aynı yasanın 616. Maddesinde , kar payının dağıtılmasına ancak genel kurulun karar verilebileceğinin düzenlendiği, davalı şirket ana sözleşmesinin 11. Maddesinde ; yukarıda sözü edilen yasa hükümlerine uygun düzenleme yapıldığı, yine TTK’nun 385. ve 469/2. maddeleri hükümlerinin birlikte değerlendirildiğinde ; nihayi amacı kar elde etmek ve ortaklarına dağıtmak olan şirketin , genel kurulunda ortağın müktesep hakkı olan kar dağıtımı alma hakkını kanunda belirtilen istisnai haller dışında kısıtlayamayacağı ,davalı şirketin kar dağıtmasını engelleyen bir durumunun bulunmadığı alınan bilirkişi raporlarında tespit edildiğinden davalı şirketin çoğunluk oyları ile 2015 yılı ve önceki yıllara ait kar dağıtımı yapılmaması yönündeki 16/05/2016 tarihli genel kurulun 1. Maddesindeki kararın ; kanun , şirket ana sözleşmesi ve şirkete ortak olma amacına aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Yine davacının katıldığı ve kabul yönünde oy verdiği , kar payının dağıtılmayarak şirket sermayesine katılmasına yönelik alınan 1998 ve 2000 yıllarına ait genel kurul kararlarının aksine bir kararda alınmadığından bu tarihlerden sonraki dönemlerde de yürürlükte olduğu itirazı ; daha önceki dönemlerde bu hakkında feragat ettiğinden sonraki dönemlerde de artık kar payını isteyemeyeceği ve bu hakkından feragat ettiğin yorumu , kanuna , ticari şirkete ortaklık amacı vede hakkaniyete kurallarına aykırı olduğundan kabulü mümkün değildir. Bu nedenlerle davalı şirketin 16/05/2016 tarihli genel kurulunun 1. maddesin de alınan kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Ancak davacının aynı genel kurulun 4. maddesinde alınan ; şirkete bağımsız denetçi atanmasına ilişkin talebinin reddine ilişkin kararının iptalini talep etmiş ise de; ortakların görüş ve kanaatlerini kullandıkları, alınan kararda herhangi bir usulsüzlük olmadığı gibi bu talebin genel kurulda reddi halinde ilgililer tarafından mahkemeye müracaat ile özel denetçi atanmasını istenebileceği ve de dosyamızda terfikle ayrı esasa kayıt edilen dosyamızda bu kapsamda özel denetçi atanmasını mahkemede talep ettiği nazara alındığında, bu maddenin iptalinde hukuki menfaatinin bulunmadığı anlaşılmakla , bu maddeye yöndeki talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının 15.06.2016 tarihli genel kurulun 1 ve 4 nolu kararlarının iptaline ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE;
A) Davalı …’nin 15/06/2016 tarihli genel kurulunda alınan ”2015 yılı dahil olmak üzere geçmiş yıl karlarının sermayeye aktarılmasına” ilişkin 1 nolu kararının iptaline,
B) Davalı …’nin 15/06/2016 tarihli genel kurulunda alınan ” özel denetçi atanması talebinin reddine ilişkin 4 nolu kararının iptali isteminin reddine,
2-Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava yönünden alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı toplamı 62,70-TL ile; davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 231,50-TL posta masrafı, 11.750,00-TL bilirkişi ücreti toplamı 11.981,5‬0-TL’nin davanın kabul red oranı dikkate alınarak 1/2 si olan 5.990,75‬‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair , taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oy birliği ile verilen kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır