Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/652 E. 2021/102 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2015/652 Esas
KARAR NO : 2021/102 Karar

Av. … –
Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında önceden gelen cari hesap ilişkisi olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin davalıya iş yaptığını, davalıyla en son 26.12.2013 tarihli 315.000 TL bedelli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşmeye göre 25.000 TL + 125.000 TL = 150.000 TL’nin ödendiğini, ancak 165.000 TL + düzenlenerek davalıya teslim edilen 10.06.2014 tarihli 107377 nolu 315.000 TL + kdv (371.700 TL) bedelli faturanın KDV’sinin ödenmediğini, sözleşmeye göre bu tutarların malın tesliminde ödenmesi gerektiğini, sonrasında 18.10.2014 vadeli 25.000 TL çek alındığını, hesaba 25.06.2015 tarihinde 20.000-TL + 31.08.2015 tarihinde 20.000-TL EFT edildiğini (toplam 65.000 TL), davalının faturaya itiraz etmediğini, sözleşmeye göre eksiklik veya ayıp ihtarının olmadığını, bu hususta karşı dava açmadığını, davalının sözleşmeye uygun şekilde kapasitesi 160 tona çıkarılan bu makineyle … belediyesinden asfalt işi aldığını, resmi kuramlara makinenin 160 ton kapasiteli olduğuna dair başvurularda bulunduğunu, eksik ve ayıp iddialarının asılsız olduğunu, zira davalının makineyi mahallinde yapılan keşif sonrasında 29.12.2017 tarihli faturayla 3.kişiye 620.000 TL bedelle sattığını, bakiye alacağın tahsili için … Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının vaki itirazıyla takibin durdurulduğunu” beyanla, “Davalının vaki itirazının iptaline takibin devamına, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereğince talep edilen tüm edimlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiği iddiasını kabul etmediklerini, akdedilen sözleşmeye istinaden ödeme yapılması koşulunun sağlandığını, bu ödemelerin cari hesap hareketlerinden açıkça anlaşılacağını, makinelerin müvekkili şirkete revize teklif, imalat şartnamesi ve sözleşmede belirtildiği şekilde teslim edilmediğini, makinedeki eksikler ile ilgili olarak davacı tarafa ile sözlü olarak görüşüldüğü ancak ne eksikliklerin giderildiğini ne de testlerin yapıldığını, müvekkili şirketinde bu sebeple kısım kısım ödemeler yaptığını, “davacıya 26.12.2013 tarihli sözleşme kapsamında 150.000-TL ödendiğini, bakiye 165.000-TL+kdv miktarının ise makine sözleşme hükümlerine uygun şekilde teslim edilmediğinden ödenmediğini, bu nedenle ….belediyesinden alınan iş 10 günde bitmesi gerekirken 45 günde tamamlanabildiğim, eksikliklerin sözlü olarak davacıya belirtildiğini eksiklik ve ayıbın miktarı tespit edilemediğinden faturaya itiraz edilemediğini, yine bu nedenle iade faturası kesilemediğini davanın reddini ve takibinde haksız ve kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
… Vergi Dairesine, … Belediyesine, …Ticaret Odasına ve … Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
… Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine 14/06/2016 tarihinde talimat yazılarak bilirkişi …’dan bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Davalı şirket defter kayıtlarına göre davalı şirketin davacı şirkete 156.800,00-TL ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap borcu bulunduğunu rapor etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesine 04/07/2017 tarihinde talimat yazılarak yapılan keşif incelemesi ile tanık beyanları alınmış, akabinde bilirkişi …’dan bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmıştır.
Tanık …;”Ben davalı şirketle iş yapmaktayım, bu nedenle şirket yetkilisi şantiye şefini tanırım, aramızda iş ilişkisi vardır, iş makineları tamiratı torna, tesfiye ve makina işiyle uğraşırım, Belediye ihalesi alındığında makina çalışmadığı için beni çağırdılar benim olaydan haberdar olmam böyle başladı, davacı şirket yetkililerini tamirat için aradılar, onlar dönüş yapmayınca beni aradılar, tamirat yapılacak konu rediktör kırılımı, elezonların eğilimi, rediktörün bağlantı motorunun dengesiz oluşu, ben geldiğimde sistem çalışmıyordu, sistemdeki durma asfaltın donmasına neden oluyordu, bu durumda da hiçbir sistem çalışmaz, elezonların değişimi, rediktör dişli yapımı, motorun bağlantı yerinin dengeye getirilmesi, motorun bağlantı ayaklarının teraziye alınması işlemlerini yaptım, bu şekilde makina çalışmaya başladı, akabinde faturamı keserek şirket yetkililerine teslim ettim, ben ayıp ihbarına ilişkin tamirat için beni çağırdıklarında davalı şantiye şefi … beyin yanındayken … beyi telefonla … şirketinden bir yetkiliyi aradığını, makinada meydana gelen arızalardan bahsetti, ihale aldıkları için tamiratın hemen yapılması gerektiğini, servis göndermelerini istediğini, onlar siz orda yaptırın deyince tamirat hususunda benimle davalı şirketin şantiye şefi … bey anlaştı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … …: ”Ben davalı şirkette şantiye şefi ile çalışıyorum, makinaların üretimine ilişkin sorumluluk bendedir, biz 2012 senesinde bu plenti kurduk, 60 tonluk kapasite ile üretime başladık, 2 sene sıkıntısız olarak üretim yaptık, ihalelerde süre sınırı olduğu için bizim kapasitemiz yetmiyordu, mesai saatlerini artırıyorduk, bunun önüne geçebilmek için tesisi büyütmeye karar verdik, 2014 yılında biz … ile anlaşarak kapasite artırımına gittik, aslında biz yeni bir tesis kurulmasını istemiştik ancak … yetkilileri daha uygun fiyata kapasite artırımı yaparak bu şekilde anlaştık, biz 160 tonluk kapasitesi olacak şekilde anlaştık, onlarda bu kapasiteye uluşması için plentte değişiklikler yaptılar, kurulumu yaptıktan sonra tek tek makinaların çalışıp çalışmadığını elektrik açısından denediler, asfalt maliyetli olduğu için üretim yaparak denenmedi, yalnızca çakıl ve kum konuldu, zift ile beraber bütün verilmedi, biz bir kısım ödemeyi yaptık ve 3-4 ay sonra … Belediyesinden ihale aldık, üretime başladık, brulörde sıkıntı çıktı, başka makinaların başka yerlerinde de sıkıntı çıkmaya başladı, flitre de sıkıntı çıktı, özellikle gaz ve flitre sistemi manuel çalışıyordu, ben sürekli şirket yetkililerini telefon ile arıyordum, şirket yetkilileri bir kaç kez ordan yetkilisini gönderdi, gelen kişi tamiri denedi ancak yapamadı, malzeme gönderdiler o da işe yaramadı, ayrıca şirketlerin haricinde bir servis ile anlaşmışlar, o servis geldi ancak onlarda tamiratı yapamadılar, ben günlük olarak davalı şirket ile görüşüyordum, … Belediyesinden ihale ile almış olduğumuz 1 haftalık işi 45 günde tamamlayabildik, sistem yeteri derecede verim vermiyordu, düzgün çalışmıyordu, ben sistemdeki arızalarla ilgili sürekli kendileriyle telefon ile görüştüm, bu durumdan haberdardırlar, eksiklikleri gidermeleri halinde kalan paranın da kendilerine ödeneceğini söylemiştim, arızalar giderilmediği için durum bu hale gelmiştir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine davalı vekilince adı geçen tanığa sorılduğunda; ”Sisteme takılan brulör 2. Eldir, kurulumu yaptıkları sırada biz bunu fark ettik, kendilerine de söyledik, ancak bunun bizim için yeterli olacağını söylediler, arızaların kaynağı da yoğunlukla brulörün 2. El olmasıdır, … Belediyesinin çıkarmış olduğu ihaleye girebilmek için şartnamede yer alan kapasite raporunu … Sanayi ve Ticaret Odasından aldık, … yetkilileri plentin bulunduğu şantiye alanına geldiler, motorların gücüne bakarak 160 tonluk üretime uygundur raporu vermiştir, … yetkilileri geldiğinde üretim yapılmamıştır, yalnızca motor gücüne bakılarak verilmiştir, zaten tamamının ısıtılması için 2 gün gerekir, zaten bize … yetkilileri tarafından gelineceği haber verilmedi, anladığım kadarıyla onlar da motor gücüne göre bu kapasite raporunu oluşturuyorlardı, biz … Belediyesinden aldığımız ihaleden sonra başka bir ihaleye girmedik, girsek bile yüksek fiyat söyledik, başka bir plent satın alarak üretim yapma fikrindeydik, çünkü bu plentte istenilen kapasiteyi sağlama gibi bir durumumuz yoktu, biz bu revizyon sözleşmesi yapıldıktan sonra … Belediyesinin ihalesine 5-6 ay sonra girdik, bu 5-6 ay sonra başka bir iş almadık, o dönemde ihale yoktu, makinaları deneme fırsatımız … Belediyesi ile yaptığımız ihale ile oldu,” şeklinde tanık … … beyanda bulunmuştur.
Tanık …: ”Ben davalı … L.t.d. Ş.t.i’de 2010 yılından beri şöfor olarak çalışıyorum, bu plent 2012 yılında kuruldu öncelikle 60 ton/saat kapasiteliydi, ihalelerde kapasite yetersiz gelince artırmak zorunda kalındı, şuanda hatırladığım kadarıyla 2014 yılında revizyona girildi, 2015 yılında … Belediyesinden bir ihale alındı, çalışmalar sırasında yeterli tonoj alınmadı, makinalar sürekli arıza yapıyordu, bu şirket kiralık araçlarla da çalışıyordu, ben şirketin aracının şoförüyüm, üretimin az olduğunu ve arızalar oluştuğunu bu sebeple biliyorum, makina arıza yaptığı için şantiye şefi … bey sürekli revizyon yapan şirket ile telefon ile görüşüyordu, bu hususu da şantiye sahasında birlikte bulunduğumuz için biliyorum, üretimde aksamalar olduğu için bunu gidermek için çalışıyordu, arızayı gidermek için bildiğim kadarıyla davacı şirket tarafından gönderilenler geldi, onlar tamir için bir şeyler yapmaya çalıştılar ancak arızalar giderilmedi, daha sonra da gelen olmadı, şuan plent çalışmaz durumda, çünkü kapasite yetersiz olduğu için iş alamıyoruz, … de iptal edildi, dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine davalı vekilince adı geçen tanığa sorulduğunda; ”İlk kurulum yapıldığında şirket yetkilileri geldiğinde sistemin çalışıp çalışmadığını asfalt üretimi yaparak test etmediler, makinanın içerisine sadece kum ve mıcır koydular, zift karışımı yapmadılar, yalnızca motorların çalışıp çalışmadığını kontrol ettiler, kapasite artırımı yapıldıktan sonra Belediye’nin ihalesinden sonra bir ihale alınmadı ve hiç bir iş yapılmadı, revizyondan önce biz 60 tonluk iş kapasitesiyle üretim yapıyorduk, ihale ile küçük belediyelere iş yapıyorduk, revizyondan sonra yalnızca sözü edilen … Belediyesi’nden ihale alındı, … Belediyesi ile yapacağımız iş süresi 1 hafta iken biz 45 günde yerine getirebildik,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ….:” Ben elektrik işi ile uğraşıyorum, şirketin kurulumu sırasında elektrik tesisini ben yapmıştım, şirketin yetkilileri ile o nedenle 2012 yılından beri tanışırım, hatırladığım kadarıyla 2014 yılında davalı şirketin plentinde revizyon yapılmıştı, revizyon yapılana kadar makinaların arızalarına ilişkin çok nadir sıkıntı çıktığını biliyorum, rezizyondan sonra çok büyük arızalar çıkmaya başladı, ben bunu arıza çıktığı zaman beni çağırdıklarından dolayı biliyorum, çünkü elektrik teknik işleriyle ben ilgileniyordum, … gazında otomasyon ayarlanamadığı için bununla ilgilenen işçinin sıkıntı yaşadığını biliyorum, kumandası çalışmıyordu, sürekli manuel ayarlama ile çalışıyordu, ayar tutmayınca sistem duruyordu, makina içerisindeki malzemenin çöpe atılmasına neden oluyordu, üretim maliyeti ve zaman kaybına sebep oluyordu, beni elektrik hususunda bir sıkıntı olup olmadığına bakmam için çağırıyorlardı, o sırada şantiye şefi … bey … şirketi yetkilileriyle konuşuyordu, telefondaki kişi … beye bakılması gereken şeyleri söylüyordu, … beyde bana kontrol ettiriyordu, voltajla ilgili ölçümler yapmamı söylemişlerdi, motor uç bağlantılarını yapmıştım, o süreçte sürekli burda bulunmam gerekiyordu, kapasite artırımı için bu sözleşme yapıldı ancak hiç bir şekilde sözleşmede belirtilen 160 tonaja ulaşamadıkları gibi eski verimi de kaybettiler” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ….:” Ben dava konusu şirkette 2012 tarihinden beri kepçe operatörü olarak çalışıyorum, sözleşme ile 60 tonluk olan kapasitenin 160 tonluk olacağını söylemişlerdi, ben bunu davacı … şirket yetkilileri makinaları kurarken tanıttıkları sırada duydum, kurduktan sonra denemek için makinanın içine kum ile çakıl koydular, zift koymadılar, daha sonra gittiler, biz üretime başladıktan sonra 160 tonluk bir üretim yapılmadı, makinalar sürekli arıza verdi, bende bunu şantiye sahasında bulunduğum için biliyorum, makinalar bozulunca şantiye şefi … bey … şirketi yetkilileriyle telefonla konuşuyordu, makinalar sürekli arıza yaptığı için … beyin telefonu sürekli elindeydi, telefonla … bey konuştuğunda ordan bize talimat veriyorlardı, yapmamız gereken şeyleri söylüyorlardı, … bey de bize söylüyordu, biz kendi çabamızla tamir etmeye çalışıyorduk, biz bi şekilde tamir etmeye çalıştık, ihale ile aldığımız 1 haftalık işi 40-45 gün içerisinde bitirebildik, şirket yetkilileri gelip makinaları değiştirmeden önce biz üretim yapıyorduk, bir sıkıntı yoktu, … Belediyesinden ihale ile aldığımız işten sonra üretim yapamadık” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Keşif yapılarak aldırılan bilirkişi raporuna göre;
… Müh. Firmasının Fiyat Şartları (KDV DAHİL)
Döner kurutucu (drayer) 112.100,00-TL,
Kombine brülör (sıvı yakıt+doğalgaz) 64.900,00-TL,
40000 m3/h jet-pulse (filtre) 112.100,00-TL,
Agrega, bitüm ve filler kantarları 15.340,00-TL,
Mikser (revüzyonlu 1.500 kg/batch orjinal Wibau) 41.300,00-TL,
Demontaj, montaj ve devreye alma işleri 25.960,00-TL,
Sökülüp götürülen geri getirilmeyen parça
(damper klepe motoru) _______
Toplam: 371.700,00-TL,
Yukarıda yedi kalemden ibaret olan imalatların KDV DAHİL AYIP MİKTARLARI
(NEFASET DÜŞÜMLERİ)
Döner kurutucu (drayer) 3.540,00-TL,
Kombine brülör (sıvı yakıt+doğalgaz) 41.595,00-TL,
Filtre mekanizması için yapılan
Tamirat ve deneme için alınan … bedelleri 29.300,53-TL,
Otomasyona bağlı devreye alma montaj-demontaj 18.880,00-TL,
Damper kleme motoru 4.130,00-TL,
Toplam: 97.445,53-TL,
Davacının asıl alacağı olan KDV dahil 371.700,00-TL’den bugüne kadar davalının ödemiş olduğu KDV dahil 156.800,00-TL’nin mahsup edilmesi sonucu geriye 214.900,00-TL alacaklarının olabileceği, söz konusu bu meblağdan 97.445,53-TL nefaset farkı (ayıplı imalat bedellerinin düşürülmesi) sonucunda geriye kalan KDV DAHİL 117.454,47-TL alacaklarının olabileceğini rapor etmiştir.
Bilirkişi ….’dan 13/07/2018 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Her iki tarafın usulüne uygun tutulduğunu, hem davacı faturaları, hem de davalı ödemeleri yönünden, kayıtlar birbiriyle tam bir uyum içinde olduğunu, buna göre davacı, her iki tarafın defterlerinde de, icra takip ve dava tarihleri itibariyle davalıdan 156.800,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacak miktarından; asfalt pilenti sisteminde kullanılan brülör için KDV dahil 34.060,70-TL ayıplı imalat bedeli, davalının bu ayıbın giderilmesinde yapmış olduğu 10.974,00-TL harcama bedeli, olmak üzere toplam 45.034,70-TL’nin davacı alacağından düşülmesi gerektiği, bu durumda davacının dava konusu edilen fatura nedeniyle davalıdan (156.800,00-45.034,70) 111.765,30-TL alacaklı olduğu, davacı talebinin 156.700,00-TL olduğunu rapor etmiştir.
Bilirkişi … 26/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Davalı tarafın 34.060,70-TL ayıplı imalatı ayrıca bu ayıbı giderilmesinde 10.974,00-TL harcama yapılması gerektiği böylece toplamda 45.034,70-TL alacaklı olduğu, söz konusu bu alacağın davacı alacağından düşülmesi ile birlikte davacının talepte bulunacağı miktarın 156.800,00-45.070,70-TL=111.765,30-TL davacının talepte haklı olacağı, dolayısıyla tarafların itirazlarının 13.07.2018 tarihli rapordaki değişiklik yapılmasına neden olabilecek herhangi bir yeni belge sunmadığından kök raporda herhangi bir değişiklik yapılmadığını rapor etmişlerdir.
Bilirkişi …. 18/09/2019 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Davacının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiği, ilgili işi tam ve eksiksiz davalıya teslim ettiğini, garanti ve montaj süresince davalının ilgili problemler arızalar veya eksiklikler için davacıya herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, davacının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiği anlaşıldığından, davalının ödemediği sözleşme bedeli olan 156.700,00-TL ile sözleşme bedelinin KDV ‘sini ödemesi gerektiği, davacının başlatmış olduğu … Dairesindeki icra takibinin iptalinin gerekmediğini rapor etmişlerdir.
Bilirkişi …. 09/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus olmadığını rapor etmişlerdir.
Bilirkişi … 30/06/2020 ve 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşmeye dayalı bakiye ödenmeyen alacaktan kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m. 67)
… Müdürlüğünün … takip sayılı sayılı icra dosyası, tanık beyanları, müzekkere cevapları, keşif duruşma zaptı, bilirkişi raporları, tarafların ticari defter ve kayıtları ödeme belgeleri ile getirtilmesi gerekli tüm deliller dosyaya celp edilmiştir.
… Müdürlüğünün … takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 16/09/2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde toplam 156.700,00-TL istendiği, takibin dayanağının 26.12.2013 tarihli sözleşmeye istinaden yapılan işlere karşılık kesilen 107377 sıra nolu 371.700,00(KDV DAHİL) bedelli faturaya karşılık yapılan çek, nakit vb. Ödemeler düşüldükten sonra kalan bakiye borcu olduğu, ödeme emrinin davalıya 22/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 29/09/2015 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Sözleşmede kararlaştırılan niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu vasıfların eserde bulunmaması ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Önemle ifade etmek gerekir ki, eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz. (TBK m. 476)
Taraflar tacir olduğundan uygulanması gerekli TTK 23-1/c maddesine göre “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür, diğer durumlarda TBK 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır. TBK 223. maddesine göre, alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılandan satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içerisinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılır.
Eser sözleşmelerinde işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatının yüklenicide, iş bedelinin ödendiğinin ispatının ise iş sahibinde olduğu, bu nedenle faturanın tek başına işin yapıldığını yahut teslim olgusunun gerçekleştiğinin kanıtlamaya yeterli olmadığı, yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eser sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini ayrıca kanıtlaması gerektiği bilimektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan mevcut sözleşmeye göre davacının sözleşme konusu imal edilen asfalt plentinin ayıpsız ve eksiksiz olarak davalıya teslim edip etmediği, ayıp mevcut ise ayıbın niteliği, davalının süresinde ve geçerli olarak ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıplı değil ise yapılan icra takibinin yerinde olup olmadığı, mal ayıplı olduğu takdirde davacı alacağından indirim yapılmasını gerektirir hususların bulunup bulunmadığı, davacının konu sözleşme nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın varlığı ve miktarı ile davacının icra inkar tazminatı; davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Dosya kapsamında bilirkişiler tarafından birden fazla rapor alınmıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan 30/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre, Davacının eser sözleşmesine dayalı olarak yüklenici tarafından … Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, dava değerinin 156.700,00-TL olduğu, davacı yanca yapılan imalatın ayıplı olduğu ve dinlenen tanıklarla da ayıp ihbarının şifahen davacıya yapılmış olduğunun beyan edildiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının, davacı yanın 156.800,00-TL tutarında alacaklı olduğu hususunda örtüştüğünün dosya kapsamından anlaşıldığı, dava konusu makine bedelinden, davalı tarafça yapıldığı anlaşılan 10.974,00-TL, ayıp gideri bedelinin mahsup edilmesinin uygun olacağı, ayrıca daha önceki raporlarla da tespit edildiği üzere, makinede kullanılan brülörün 2. El olması nedeniyle, sözleşmede 64.900,00-TL olarak kararlaştırılan brülör fiyatının 2. El fiyatı olan 16.520,00-TL üzerinden hesaplanmasının uygun olacağı, bu durumda, davacının takip tarihi itibariyle ve ”taleple bağlılık” ilkesi uyarınca, 97.346,00-TL tutarında alacaklı olduğunun hesaplandığı, icra inkar tazminatının mahkemeye ait olmak üzere hükmolunması halinde, 97.346,00 x %20 = 19.469,20-TL tutarında hesaplandığını rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporu, fatura örneği, icra takip dosyası ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun sabit asfalt plentinin kapasite arttırım işinden ibaret olduğu, sözleşme bedelinin 315.000,00-TL olarak belirlendiği, sözleşme konusunun imalat yerinin davacının fabrika sahası olarak belirlendiği, sözleşmede ayrıca teslim süresi, ödemelerin ne şekilde yerine getirileceği, sözleşme kapsamında yapılacak tüm imalatlar ile temin edilecek tüm ekipman, malzeme, mal ve hizmetlerin sözleşmeye ekli teknik şartnameye uygun olarak düzenleneceği gibi hususların düzenlendiği, davacının kdv dahil 371.700,00-TL tutarındaki toplam alacağından davalının toplam ödediği 215.000,00-TL tutar düşülerek 156.700,00-TL tutarındaki sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağın ödenmesi için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların sözleşme konusu makine hakkında itiraz ve savunmaları teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişiler marifetiyle yapılan inceleme ve düzenlenen rapora göre, sözleşme konusu makinanın sözleşmeye göre imal edilmediği, zira, dava konusu iş için gerekli 160 ton/h kapasitenin, brülor (asfalt plentinin çalışması için gerekli özel yakıcı) kapasitesi ve sisteminin doğru devreye alınmaması nedeniyle sağlanamadığı, sözleşme ekinde bulunan teknik şartnameye göre brülor sisteminin istenilen kapasitede çalışmamasının sorumluluğunun davacı yüklenicide olduğu, mevcut sözleşme konusundaki ayıbın sonradan ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, taraflar arasında yapılan işin hukuki niteliği eser sözleşmesi olup bilindiği üzere TBK ‘nın 474. maddesinde eserdeki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde iş sahibi tarafından gecikmeksizin bu durumun yükleniciye bildiriminin gerektiği, yerleşik Yargıtay kararları dikkate alındığında bu ayıp ihbarının bir geçerlilik şartına tabi tutulmadığının bilindiği (bkz. Yargıtay 15. HD.’nin 2014/303 esas ve 2014/6830 karar sayılı 26/11/2014 tarihli ilamı), eldeki davada dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında sözleşme konusu makinadaki ürünün ayıplı olduğunun davacı yana usulüne uygun bildirildiğinin tespit edildiği, bu yöndeki davalı itirazlarına bu nedenlerle itibar edilmediği, sözleşme konusu makinanın ayıplı olması gözetilerek makinada kullanılan brülorun 2. el olması ve makinanın yukarıda belirtilen kapasitede çalışmaması nedeniyle davalı tarafından arızanın giderimi için yapılan 02/11/2015 tarih ve 10.974,00-TL’lik faturadaki ayıp giderim bedelinin bilirkişilerce uygun bulunduğu, diğer yandan sözleşme ve teknik şartnameye göre brülor için kdv dahil 64.000,00-TL bedel belirtilse de dosyada bulunan raporlarda 2. el brülor kullanıldığı tespit edildiğinden 2015 yılı olarak bilirkişilerce belirlenen kdv dahil 16.520,00-TL piyasa rayici bedel mahkememizce de uygun görülerek bu bedelin sözleşmede brülor için tespit olunan değerden tenzilinin gerektiği, davalının yapmış olduğu 10.974,00-TL ayıp giderim bedelinin de bu tutara eklenerek davacının icra takibinde istemiş olduğu tutardan mahsubu ile davacı alacağının tespit olunacağı, zira davalının 34.060,70-TL tutarındaki ayıplı imalat giderinin TBK nun 475. maddesi uyarınca eldeki davada ayrıca toplam tutardan indirilmesinin mümkün olmadığı, belirtilen hesaplamaya göre mahkememizce aldırılan 30/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiğinde davacı alacağının 97.346,00-TL olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın takip konusu edilen ve bilirkişi raporu ile belirlenen sözleşmeden kaynaklı alacağı için icra takibi yapmakta kısmen haklı olduğu, davalının fazlaya ilişkin itirazlarının ise yerinde olduğu, yukarıda belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, asıl alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi ile davacının başlatmış olduğu takipte tümüyle haksız ve kötüniyetli olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verileceği anlaşıldığından icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile icra takibinin devamına, yargılama giderlerinin davanın kabulü oranında davalı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına davalı tarafın yaptığı itirazın kısmen iptali ile 97.346,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı ile şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
2-Alınması gereken 6.649,71-TL harçtan peşin alınan 2.676,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.973,66-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 13.197,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 8.516,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 27,70-TL başvuru harcı, 2.676,05-TL peşin harç, 4,10-TL vekalet harcı, 221,80-TL keşif harcı toplamı 2.929,65‬-TL ile,
Davacı tarafından yapılan posta masrafları toplamı 296,70-TL, bilirkişi ücreti 5.475,00-TL olmak üzere toplam 5.771,7‬0-TL’nin kabul red/oranına göre 3.585,53-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 1.655,00-TL bilirkişi ücretinin kabul/red oranına göre 626,87-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, geri kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.18/02/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır