Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/430 E. 2022/86 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/430
KARAR NO : 2022/86

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLLERİ : Av. … -…

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …

DAVA TARİHİ : 13/07/2015
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022

Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün 2015/2488 Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, usülsüz yapılan tebligata rağmen takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek öncelikle takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, menfi tespit davasının kabulüne, haksız icra takibi nedeniyle davalı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının turizm işi ile ilgilenen bir şirket olup uçak bileti de sattığını, davacı şirketin ortakları … , davacı şirketin uçak bilet bedellerini bir süre normal olarak ödediğini ancak son zamanlarda ödemelerini aksatmaya ve geciktirmeye başladığını, daha sonra ise hiç ödeme yapmadıklarını, takip konusu 14.488.00 TL’nin ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacı davasında haksız ve kötüniyetli olduğundan dolayı asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere müvekkili şirket lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, İİK nun 72. Maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Ankara … Müdürlüğünün 2015/2488 Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağı olarak 14.448,00 TL alacak talebinde bulunulmuştur. Borçlu aksi ilişkiyi inkar etmemiş borca ve faize itiraz etmiştir.
Davacı taraf bir kısım faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, faturaya itiraz hakkı tanınmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlık, davalı tarafından düzenlenen faturaların davacıya tebliğ edilip edilmediği, faturaların defterlerde kayıtlı olup olmadığı, faturalardaki biletlerin davacı şirket ile ilgisi olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıya borcu olup olmadığı noktasındadır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
HMK nın 266 ve 222. Maddeleri uyarınca ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş, 06/06/2016 tarihli raporda davacının kendi defterlerine göre davalıya 5.452,39 TL borcu olduğu tespit edilmiş, davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında alacağın oluştuğu 31.10.2014 tarihinden önce davacıya düzenlenen faturaların uçak bileti faturaları olduğu, THY den bilet örneklerinin istenmesini talep etmiş, ilgili kurum ile yapılan yazışmalar sonrası 17.05.2018 tarihli rapor düzenlenmiş, bilirkişi raporunda ticari defterlerdeki 13.446,00 TL karşılıklı mahsuplaşmanın her iki tarafında kabulünde olduğu için hesaplamaya dahil edildiği ancak davacının tek taraflı mahsubu olan 5745 TL ve 922,99 TL lik mahsup/düzeltme işleminin dayanak belgelerinin sunulması gerektiği mütalaa edilmiş, 06/05/2019 tarihli ek raporda fatura içeriğindeki uçak biletlerinin getirtilmesi durumunda bu faturaların değerlendirmeye alınabileceği belirtilmiş biletlerle ilgili yazışma sonrası düzenlenen 09/09/2019 tarihli ek raporda da davalı şirketin davacı şirketten (5452,39 +2.328,00 ) 7.780,39 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiş, 16.12.2021 tarihli ek raporda da 03.09.2013 tarihli 191663 nolu faturada kayıtlı 2352105618943 nolu 627,00 TL tutarında faturadaki biletin davacı THY tarafından davalı şirket tarafından düzenlendiği belirtilmesine rağmen kimin adına düzenlendiği yazmadığından davacı şirkete ait olup olmadığının tespiti yapılamadığı, davacıyla ilgisi ispat edildiğinde davalının davacıdan 7780,39 TL alacaklı olduğu, aksi durumda 7153,39 TL borçlu olacağı mütalaa edilmiştir. THY dan gelen 21.01.2022 tarihli yazı cevabında bu biletin yasal saklama süresi sona erdiğinden bilet kaydına rastlanmadığı belirtilmiştir. Davalı delil listesinde yemin deliline dayanmadığından yemin hakkı hatırlatılmamış bu biletle ilgili alacağın ispat edilemediği kabul edilmemiştir.
Dosya kapsamındaki deliller ve bilirkişi ek raporuna göre davalının davacıdan 7.153,39 TL ödenmemiş alacağı bulunduğu kabul edilmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibinde talep edilen tutar 14.448,00 TL olup davacının davalıya olan borcu 7.153,39 TL çıkarıldığında bakiye 7.294,61 bakımından davacının menfi tespit davasının kabulüne, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez (İİK 72/3,4).
Davacı ve davalı tarafın tazminat talepleri bakımından ise, Davalının takip talebinde kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davacı lehine tazminata hükmedilmemiş ise de Davacının ihtiyati tedbir talebi mahkememizce kabul edildiği ve karar infaz edildiğinden İİK nun 72. Maddesi gereğince davalı lehine %20 tazminata hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın Kısmen Kabulüne,
Davacının Ankara … Müdürlüğünün 2015/2488 Esas sayılı dosyasında, davalıya 7.294,61 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Yasal şartlar oluşmadığından, davacı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebi bulunduğu, Mahkememizce 21/07/2015 tarihinde ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın infaz edildiği görülmekle İİK 72. Maddesi gereğince davalı lehine ‭7.153,39‬ TL üzerinden hesap edilecek %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 498,29 TL harçtan, dava açılışında alınan 195,51 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 302,78 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 27,70 TL başvurma harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 333,30 TL posta gideri, toplamı 1.761,00 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 889,11 TL’si ile dava açılışında alınan 195,51 TL peşin harç toplamından oluşan 1.084,62 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 400,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 400,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 198,05 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Davacı vekili Av. …, Davalı Vekili Av, … nın yüzüne karşı verilen karar davacı ve davalı bakımından kabul ve reddedilen kısımlar istinafa başvuru sınırı olan 8.000,00 TL’ nin altında olduğundan, kesin olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”