Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/338 E. 2021/873 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2015/338 Esas
KARAR NO : 2021/873

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2015
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan … ‘nün davacı şirketin bayii (Yetkili Satıcısı) olduğunu, Arçelik markalı ürünleri sattığını, davalıların …’nün doğmuş ve dağacak olan borçlarının teminatı olarak taşınmazlarını rehnettiğini, ihtara rağmen borcun ödenememesi üzerine Icra takibi başlatıldığını, borçluların ödeme emrine itiraz ettiklerini, itirazın dayanağı olarak 05.02.2014 tarihli cari hesap mutabakat belgesi başlıklı matbu bir yazının göstertidiğini, bu belgede cari hesap bakiyesini 0 olduğu bilgisini yer aldığını, söz konusu belgenin hatalı olarak kendilerine verildiğini, davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi imcelemesi sonunda anlaşacağı üzere davalıların davacıya 146.533,00 TL borçlu olduğunu, davalı borçlulardan itiraz geçerli olan … ile … aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalılar … ve … üzerinde bırakılmasına karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının TMK’nun 887 inci maddesi gereğince 146.533,00 TL alacaklı olunduğuna dair muacceliyet ihtarnamesi gönderilmediği, davacının iddia ettiği 281.503,56 TL tutarındaki 14.06.2012 tarih 20105 yevmiye nolu ihtarnameye dayanarak herhangi bir icra takibi yapılmadığını, ipotek belgelerinden de sabit olduğu üzere ilk bayilik sözleşmesinin Aysan … ile yapıldığını, Aysan …’nün vefatından sonra eşi … üzerinden devam ettiğini, davacı ile davalı … … arasında imzalanan cari hesap mutabakatnamesinin hataen düzenlendiği iddiasının asla kabul edilemez olduğunu, cari hesap mutabakat belgesi taraflar arasında 05.02.2014 tarihinde düzenlenip imza edildiğini, yürürlükte bulunan yasalar karşısında cari hesap mutabakatını hükümsüz kılacak tek itiraz imza ve imza edenlerin sorumluluk kapsamı ile yetkilerine itiraz olduğunu, itirazın iptali istenen icra takibinin 06.12.2013 tarihinde yapıldığını, icra tahdidi altında borcun sıfırlandığını gösteren cari hesap mutabakat belgesinin 05.02.2014 tarihinde hataen verilemeyeceğini, bunun tek koşulu borcun tamamen ödenmiş olması olacağını, Beyoğlu …. Noterliği’nin 13.03.2015 tarih ve 3079 yevmiye numaralı ihtarnamesine itiraz ettiğini ve ihtarnameye …Noterliğinden cevap verildiğini ve bu cevapta Borçlar Kanunun 39. maddesine atıf yapılmasının yoklukla malul olduğunun ihtara cevap olarak bildirildiğinden bahsedilmediğini, davalı … …’nün davacının bayisi olarak sunduğumuz …Vergi Dairesinin 29.06.2015 tarihli belgesinden de görüleceği üzere ticari faaliyetini 28.06.2012 tarihinde sonlandırdığını, davacının ayrıca 05.02.2014 tarihli cari hesap mutabakatını imzalanmadan önce teminat mektubunu da 26.11.2013 tarihinde tahsil ettiğini bildirmiş, davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere davalı … … ve … lehine icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. (İİK md. 67)
Ankara … Dairesinin 2013/17746 takip sayılı dava dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, mevcut ipotek belgeleri, taraflar arasında düzenlenen evraklar ile getirtilmesi gerekli tüm belgeler dosyaya celp edilmiştir.
Ankara … Dairesinin 2013/17746 takip sayılı icra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 09.12.2013 tarihinde yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi hakkındaki icra takibinde 146.533,00 TL asıl alacağın talep edildiği, ödeme emrinin davalılara 01/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu davalılar vekilinin 06/08/2014 tarihinde yasal süre içine borca ve faize itiraz ettiği, takibin durduğu, davacıların 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı görülmüştür.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca tarafların ticari defter ve kayıtları istenilmiş, sunulan ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
…Asliye Hukuk Mahkemesin aracılığıyla 2016/34 talimat sayılı dosyasında aldırılan 07/06/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacılardan …’nün 2001 ila 2012 yılları defterleri üzerinde yapılan incelemede tespit edilen borçlanmaların işin bırakıldığı tarih itibariye, defter kayıtlarına göre… AŞ’ye borcunun bulunmadığı anlaşıldığı bildirilmiştir.
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla 2017/69 talimat sayılı dosyasında aldırılan 29/09/2017 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacının davalı bayili ile aralarında mevcut alacak – borç ilişkisinin yer aldığı tasdikli yasal defter kayıtlarına göre davalıdan olan alacakların izlendiği 125 hesaptan en son 06.12.2013 (İcra Takip Tarihinde) 128- Alıcılar Hesabı (Şüpheli alacaklar) hesabına aktarıldığı ve aynı tarih itibarıyla bu hesabın borç bakiyesinin 146.533,00 TL olduğu, davacı ile davalılar arasında akdedilen ipotek belgelerinde faiz öngörülmediğinin bildirildiği görülmüştür.
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla 2020/63 talimat sayılı dosyasında aldırılan 08/12/2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacı şirket defter ve kayıtları ile dava dosyasına mübrez deliller üzerinde yapılan ve detayları yukarıda verilen inceleme ve değerlendirme sonucunda, yasal defterlerin T.T.K. hükümlerine uygun tutulmuş olduğundan davacıya ait 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı …Ş. nin davalı … Küpçüden 31.12.2013 tarihi itibariyle cari hesaptan alacaklı olmadığını, 05.02.2014 tarihli hesap mutabakatında da cari hesaptan alacağı olmadığı gözüktüğünden birbirlerini teyit ettiklerini, davalıların savunmalarında var olan 08.07.2011 tarihinde 70.000,00 TL, 22.05.2012 tarihinde 20.000,00 TL, 07.06.2012 tarihinde 55.000 TL, 28.03.2013 tarihinde 60.000,00 TL Yapı Kredi Bankasından toplam 205.000,00 TL gönderilen EFT’lerin cari hesap kayıtlarına girdiğini, 26.11.2013 tarihinde 2 adet teminat mektubundan bozdurulan 20.000,00 TL’ninde cari hesap kayıtlarına girdiği, davacı …Ş.’nin davalı … …’den 28.11.2013 tarihi itibariyle protesto olan senetler hesabından 146.533,00 TL alacaklı olduğunu, takip talebinin ise 146.533,00 TL ile birbirlerini teyit ettiğini, davacı şirketin 06.12.2013 tarihinde icra işlemine başlamış olması nedeniyle alacağını 128 Şüpheli Alacaklar Hesabına devir yaptığını, yapılan kayıt muhasebe işlemlerine uygun ve doğru bir kayıt olduğunu, fakat 05.02.2014 tarihli hesap mutabakatında protesto olarak 0,00 TL gösterilmesinin eksik ve hatalı olduğunu, bunun nedeninin protesto sentlerden olan alacağın 128 Şüpheli Alacaklar Hesabına devrinden kaynaklandığını, davacı şirkete ait yasal defter ve kayıtlarda protesto olan senetlerden 146.533,00 TL alacaklı olduğunu, protesto belgeleri ve yedi adet sunulan senet fotokopilerinin toplam değerinin 33.565,00 TL olduğu, Beyoğlu …Noterliği 30.11.2010 tarih 36316 yevmiye nolu ihtarnamede; “Muhataplardan …’ nün müvekkil… A.Ş. ye ihtarname keşide tarihi itibariyle, daha sonra hesaplanacak vade farkları hariç, cari hesabından doğan 366.480,35 TL borcu bulunmaktadır” yazılı olduğunu, Beyoğlu ….Noterliği 14.06.2012 tarih 20105 yevmiye nolu ihtarnamede; “Muhataplardan …’ nün müvekkil… A.Ş. ye ihtarname keşide tarihi itibariyle, daha sonra hesaplanacak vade farkları hariç, cari hesabından doğan 281.503,56 TL borcu bulunmaktadır. …A.Ş. …Şubesi 13.05.2004 tarih ve 13456 sayılı Teminat Mektubu kapsamında 15.000 TL, 08.06.2001 tarihli Teminat Mektubu kapsamında 5.000 TL olmak üzere, …” nün… A.Ş. ne olan borçlarının toplam 20.000 TL’ye kadar olan kısmını garanti etmiştir.” yazılı olduğunu, 26.11.2013 tarihinde 20.000 TL lik teminat mektupları çözdürülerek hesaba geçtiğini, icra takibinin davalılara tebliğ şerhinin var olmadığını, fakat davalıların 06.08.2014 tarihinde itiraz dilekçesini verdiğinin bildirildiği görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan 2021/38 talimat sayılı dosyasında aldırılan 09/08/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı vekilinden protesto olan senetlerle ilgili ödeme belgelerinin dava dosyasına sunulmasının istenilmesi ile birlikte 08.12.2020 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüşün korunduğunun bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davaya konu Ankara …Müdürlüğünün 2013/17746 takip dosyasında davalılardan … ve …’nün borca itirazının haksız olup olmadığı, taraflardan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup bulunmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı, davalıların usulüne uygun temerrüde düşürülüp düşürülmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere T.M.K.’nun 887. maddesi hükmüne göre ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Bir başka deyişle ipotek veren 3. kişi yönünden borç muaccel hale getirilmediği takdirde, onun hakkında takip başlatılamaz. Aynı kanunun 851. maddesi, “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” şeklinde ifade edilmiştir. Dosya kapsamında mevcut ipotek belgeleri incelendiğinde, …. ve… çü’nün …’nün davacıya olan borçlarının teminatı olarak …. parselde kayıtlı taşınmazda … adına 3/4 ve … adına 1/4 olmak üzere sahip oldukları tüm hisseyi müştereken 15/06/2014 tarih ve 811 yevmiye sayısı ile 50.000-TL bedelle 1. dereceden, 28/05/2009 tarih ve 2768 yevmiye sayısı ile 100.000-TL bedelle 2. dereceden; …, … ve …’nün …’nün davacıya olan borçlarının teminatı olarak…. parselde kayıtlı taşınmazda 1/4’er pay olmak üzere sahip oldukları toplam 3/4 hisseyi müştereken 28/11/2002 tarih ve 1582 yevmiye sayısı ile 50.000-TL bedelle 4. dereceden, diğer hissedar …’nün aynı taşınmazda 1/4 hissesi beraber toplam 4/4 hisseyi, 30/12/2003 tarih ve 1719 yevmiye sayısı ile 60.000-TL bedelle … hissesi 4. Dereceden ve diğer hisseler 5. Dereceden; …’nin … hisselerini temellük etmesinden sonra sahip bulunduğu 2/4 hissesi ile … ve …’nün ayrı ayrı 1/4’er hisse olmak üzere toplam 4/4 hisseyi müştereken 18/11/2009 tarih ve 5719 yevmiye numarası ile 200.000-TL bedelle 6. Dereceden olmak üzere davacı lehine teminat ipoteği tesis edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Somut olay incelendiğinde, tüm davalıların davacı ile arasındaki acentelik ilişkisi bulunan …’nün davacı ile aralarında doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak taşınmazlarını ipotek ettirdiği, takip öncesi yasal mevzuat uyarınca yerine getirilmesi gerekli davalılara noter marifetiyle hesap kat ihtarnamelerinin tebliğ edildiği, bu suretle davalıların temerrüde düşürüldüğü, düzenlenen ipotek belgeleri uyarınca davalılar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen 05/02/2014 tarihli cari hesap mutabakatı hakkında düzenlenen evrakta her ne kadar 31/12/2014 tarihi itibarıyla tarafların birbirlerine borçlu ve alacaklı olarak gözükmedikleri imza altına alınsa da, sonrasında davacı şirket tarafından noter marifetiyle cari hesap mutabakatının kendilerine hata sebebiyle verildiği ve hatalı beyan ile bağlı olmadıklarına dair davacılara bildirimde bulunulduğu tespit edildiğinden davalılar vekilinin davalı … … ile arasındaki gerçek alacak ve borç durumunu yansıtmayan cari hesap mutabakatına değer verilmesine yönelik itirazlarının mahkememizce yerinde görülmediği, bu suretle davacı ile davalı … …’nün ticari defter ve kayıtları incelenerek alacak ve borç durumunun tespiti yoluna gidildiği, 08/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları kayıtları incelendiğinde, davacı …Ş. nin davalı … Küpçüden 28.11.2013 tarihi itibariyle protesto olan senetler hesabından 146.533,00 TL alacaklı olduğu, davaya konu icra takip talebinin miktarı ise 146.533,00 TL olduğundan birbirlerini teyit ettiği, davacı şirketin 06.12.2013 tarihinde icra işlemine başlamış olması nedeniyle alacağını 128 şüpheli alacaklar hesabına devir yaptığı, yapılan kayıt muhasebe işlemlerine uygun ve doğru bir kayıt olduğu, fakat 05.02.2014 tarihli hesap mutabakatında protesto olarak 0,00 TL gösterilmesinin eksik ve hatalı olduğu, bunun nedeninin protesto sentlerden olan alacağın 128 şüpheli alacaklar hesabına devirden kaynaklandığı, davalıların savunmalarında var olan 08.07.2011 tarihinde 70.000 TL, 22.05.2012 tarihinde 20.000 TL, 07.06.2012 tarihinde 55.000 TL, 28.03.2013 tarihinde 60.000 TL Yapı Kredi Bankasından toplam 205.000 TL gönderilen EFT lerin cari hesap kayıtlarına girdiği gibi 26.11.2013 tarihinde 2 adet teminat mektubundan bozdurulan 20.000 TL ninde cari hesap kayıtlarına girdiği, ancak takip talebine konu edilen protestolu senet bedellerinden kaynaklı 146.533,00-TL kadar davacının başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip nedeniyle davalılardan alacaklı olduğu, bu senetlere istinaden ödeme belgelerinin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde bilirkişi raporu ile hesaplanan asıl alacak miktarı kadar icra takibi yapmakta haklı olduğu, yukarıda belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacak likit olarak değerlendirildiğinden yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, asıl alacağa kısa vadeli avanslar için uygulanan temerrüt faiz oranının geçmemek kaydıyla takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile;
Davalılar hakkında başlatılan Ankara … Müdürlüğünün 2013/17746 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile; 146.533,00-TL asıl alacak üzerinden kısa vadeli avanslar için uygulanan temerrüt faiz oranını geçmemek kaydıyla takibin devamına
Asıl alacak likit olduğundan yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 10.009,67 TL harçtan peşin alınan 2.502,42 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.507,25 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 17.870,64 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 27,70 TL Başvurma harcı, 2.502,42 TL Peşin harç, 4,10 TL Vekalet harcı, 467,08 TL posta ve müzekkere ücreti, bilirkişi ücreti 1.970,00 TL olmak üzere toplam 4.971,3‬0 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2021

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.