Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/226 E. 2021/9 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2015/226 Esas
KARAR NO : 2021/9 Karar

Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2015
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile inşaat iskelesi satımı konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, satış bedeli olarak davalıya 30.01.2015 vade tarihli 35.000,00 TL bedelli ve 28.02.2015 vade tarihli 35.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 70.000,00 TL bedelli iki adet çek verdiğini, çek bedellerinin davalıya tamamen ödendiğini, davalının satım konusu inşaat iskelesinin teslim edilmeyeceğini bildirdiğini, dolayısı ile müvekkilinin satın almadığı malın bedelini ödemiş bulunduğunu, ayrıca cari hesap alacağı olarak 55.000,00 TL alacağı bulunduğunu, bu suretle davalıdan toplam 125.000,00 TL alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için öncelikle davalıya 04.02.2015 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, sonuç alınamaması üzerine … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itirazda, takipteki borçlunun yanlış olduğunu iddia edildiğini, ancak borçlu olarak … Grup Müh. İmi. San. ve Tic. Ltd. Şti. yazılmış ise de, vergi numarası ve tebligat adresinin davalının olduğunu, borçlu şirketin tebligatları almaması üzerine yapılan araştırma ile borçlunun gerçek unvanının … …. Platform Mük. Mak. İmi. San. Ltd. Şti. olduğu tespit edilerek gerçek borçluya ödeme emri tebliği çıkarıldığını ve tebliğ edildiğini, yapılan temsil hatasının düzeltilmesinin her zaman mümkün olduğunu, bunun bir hata olmadığını, davalı iddiasında satım sözleşmesine konu malların teslimi sonrasında uzun bir süre kullandıktan sonra iade edilmek istendiği ve iade edilen malların hasarlı ve ayıplı olduğunun belirtildiğini, ancak bu hususun gerçeği yansımadığını, sözleşme konusu malların hiç teslim edilmediğini, davalının cari hesap konusunda itirazının olmadığını, bunun bir zımni kabul anlamına geldiğini, belirterek, davanın kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen müvekkiline sonradan borçlu sıfatı ile ödeme gönderilerek takibe dahil edilmesinin mahkemece re’sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekeceğini, borçlu isminin temsilde hata gerekçesi ile değiştirilmesinin ÜK.58 ve devamı maddeleri gereğince yasal olmadığını, davacı ile 01.05.2014 tarihinde yapılan görüşmeler neticesi 8 adet 2. el T30 tipi hareketli iskele için 265.000,00 TL bedelle sözlü olarak anlaşma yapıldığını ve çeklerinin alındığını, 6 adet makine ve ekipmanın 16.05.2014 tarihinden itibaren davacının Ankara … şantiyesine sevk irsaliyesi ile gönderildiğini, kalan 2 makineyi de ihtiyaç olmadığı gerekçesi ile teslim almadıklarını, davacının makineleri şantiyede 3 bloğun mantolama işinde 6 ay süre ile kullandığını ve daha sonra makineleri irsaliyesiz olarak iade ettiğini, sözlü anlaşma ile alınan 265.000,00 TL çek bedelinin 160.000,00 TL’sinin geri ödediğini, ancak davacının kullandıkları makinelerin kira bedellerinin müvekkiline ödemediğini, piyasada bir makinenin aylık rayiç kira bedelinin 3.500,00 TL/ay olduğunu, buna göre 3.500,00 x 6 ay x 6 adet = 126.000,00 TL müvekkili şirkete ödenmesi gereken kira bedeli bulunduğunu, Bk.139. ve devamı maddeleri uyarınca takas-mahsup defini ileri sürdüklerini, ayrıca iade edilen 6 adet makinenin eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğini, … Md. lüğünün … esas sayılı dosyasındaki icra takibine konu cari hesap ekstresinin taraflarca mutabakata varılmış bir ekstre olmadığını, ödeme emrinde 2002-2015 yılları hesap olarak belirtildiğini, oysa davacı ile 2002 ve devamı yıllarda aralarında hukuki ilişki bulunmadığını, icra takibinde talep edilen faiz 02.02.2015-17.02.2015 tarihleri arasına ilişkin olup müvekkiline tebliğ edilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığı, dolayısı ile muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceği, cari hesap konusunda müvekkilince itirazda bulunmadığı belirtilmiş ise de ödeme emrinde 125.000,00-TL tutarında asıl borcun tümüne itiraz edildiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkide likit bir alacaktan söz edilemeyeceğinden müvekkilinin icra inkar tazminatından sorumlu tutulamayacağını savunarak; davanın reddine, takas-mahsup definin değerlendirilmesine, davacının haksız ve kötü niyetli icra takibi ve davası nedeniyle %20’den az olmamak kaydı ile icra tazminatı ödemesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Ankara SGK’ya, … Bankasına, …. Ticaret Sicil Müdürlüğüne, …. Bankasına, …. Bankasına, … Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
Ankara Batı Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için 14/12/2018 tarihinde talimat yazıldığı, talimat mahkemesince dosyamız işlem yapılmaksızın mahkememize iade edildiği görüldü.
Bilirkişi …’dan 04/10/2019 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bilirkişi …., …. ve ….’den 11/07/2016, 12/02/2020 ve 04/09/2020 tarihli bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dava, davacı tarafından inşaat iskelesi anlaşmasından ve cari hesap alacağından kaynaklı davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. (İİK m. 67)
… Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası, müzekkere cevapları, bilirkişi raporları, taraf vekillerince dosyaya sunulan belge ve bilgiler ile gerekli tüm deliller dosyaya celp edilmiştir.
… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 17/02/2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 125.000,00-TL asıl alacak, 462,33-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 125.462,33-TL istendiği, takibin dayanağının 2002-2015 cari hesap fotokopisi olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalıya 10/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16/03/2015 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması süre verilmiş ve bilirkişiler tarafından sunulan taraf ticari defter kayıtları incelenmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelenmiştir.
Aldırılan 04/10/2019 tarihli rapora göre;
Davanın ödenmeyen cari hesap alacağına dayalı olarak … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ilişkin olarak açıldığı,
Davalı tarafın ticari defterlerinin yerinde incelenmesinde 2014-2017 takvim yılları arasında davacının davalıya 684,00-TL borcu kaldığı davalının ticari defter kayıtlarından tespit edildiğini rapor etmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında oluşturulan bilirkişi heyetinden kayıtlar incelenerek taraflar arasında alacak durumun tespiti için kök ve ek raporlar aldırılmıştır.
Aldırılan 11/07/2016 tarihli rapora göre;
Davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tutarın 61.516,00 TL olduğu,
Bu nedenle davalının icra takibine vaki itirazının 61.516,00 TL’lık bölümünün iptalinin gerekeceği,
Bu alacağı icra takip tarihinden itibaren istem gereği % 9 yasal faiz uygulanmasının gerekeceği,
Cari hesap alacağı olarak girişilen icra kovuşturmasında alacağın likit ve muayyen olmayıp yargılamayı gerektirdiği düşünüldüğü takdirde inkar tazminatı isteminin yerinde olamayacağı, mahkemece aksi kanaate varılması halinde inkar tazminatı tutarının 12.303,20 TL olacağını rapor etmişlerdir.
Aldırılan ek raporlara göre özetle;
Kök raporda yer alan bilirkişi tespit ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığını, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tutarın 61.516,00-TL olduğu,
Eğer mahkeme mevcut durumda kiralamanın olduğuna kanaat getirecek olursa davacının icra tarihi itibari ile (6 aylık KDV dahil 106.200,00-TL kira bedelinden dolayı) alacağı bulunmadığı, aksine 44.684,00-TL borcu bulunduğunu rapor etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tarafların inşaat iskelesi alım satımı yahut kiralanması konusunda anlaşıp anlaşmadıkları, kaç adet iskelenin davacıya teslim edildiği, iskelelerin davacı tarafından ne kadar süre kullanıldığı ve ne zaman teslim edildiği, iskelelerin kullanma bedelinin ne kadar olduğu, bu nedenle davalı tarafın takas-mahsup talebinin yerinde olup olmadığı, davacı taraf davalıdan alacaklı ise alacağın varlığı ve miktarı ile alacağın likit olup olmadığı konularında toplanmıştır.
Dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tacir olan taraflar arasında 265.000,00-TL bedelle 8 adet inşaat iskelesinin alım satımı konusunda görüşüldüğü, davalı tarafından davacıya 2 adet iskeleye ihtiyaç duyulmaması nedeniyle 6 adet iskelenin teslim edildiği, bu iskelelerin bir müddet kullanılıp davalı tarafından davacıya teslim edildiği, bu hususların taraf şirket temsilcilerinin mahkememiz huzurunda aldırılan beyanları ile sabit olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları ile taraflarca sunulan belgeler incelendiğinde, davacının 10 adet toplam 324.000,00-TL tutarlı çekleri keşide ederek davalıya verdiği, davacının 2014 yılında 149.000,00-TL ve 2015 yılında ise 175.000,00-TL (toplam 324.000,00-TL) ödeme yaptığı, davalının ise davacının defterinde de kayıtlı olan 2014-2015 tarihlerinde toplam 63.484,00-TL tutarlı 4 adet faturaları düzenlediği, ayrıca davacıya toplam 135.000,00-TL ile davacının 15/03/2016 tarihli beyan dilekçesinde belirttiği üzere 20.000,00-TL (toplam 155.000,00-TL) ödemede bulunduğu, aldırılan bilirkişi raporlarına göre taraflar arasındaki karşılıklı ödemeler, çeklerin verilmesi, çeklerin iadesi, davalının dosyaya sunduğu banka ödeme dekontları ile davacının muavin defter kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, bu konularda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalının dosyaya sunduğu faturalardan 04/09/2015 tarihli ve 241299 nolu 106.200,00-TL tutarlı iskele kira bedeli açıklamalı fatura dışında kalan faturaların davacı muavin defter kayıtlarında da göründüğü, nitekim bilirkişi marifetiyle davalı ticari defter ve kayıtlarına göre bu fatura dahil edildiğinde davalının davacıdan 684,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere 6 adet iskelenin davacıya teslim edildiği, bunların bir müddet kullanıp davalıya iade edildiği konularında şüphe bulunmadığı, bu iskelelerin kullanım bedeli ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, davalı tarafça iskelelerin 6 ay davacının kullanımında olduğu ve bu nedenle 6 aylık kullanım bedeli nedeniyle kdv dahil 106.200,00-TL fatura kesildiğinin belirtildiği, davacı vekilince 06/07/2015 tarihli davaya cevap dilekçesinde bu kiralamanın kabul edildiği, ancak davacının bir başka vekilince 15/03/2016 tarihli beyan dilekçesinde aksine böyle bir hizmet almadıklarını belirttikleri dosyada sabittir. Her ne kadar taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi bulunmasa da davacı vekilinin 06/07/2015 tarihli beyan dilekçesinde 90.000,00-TL bedelli verilen çeklerin kira kullanım bedeli olarak kabul edildiğinin belirtilmesi, bu beyan dilekçesindeki kiralama hizmetinin kabulüne yönelik ifadelerin davacıyı bağlaması, ön inceleme duruşmasından daha sonra 15/03/2016 tarihinde davacı vekilince aksine sunulan beyan dilekçesinin iddiayı ve savunmayı değiştirme yasağına tabi olması ve davalı tarafın buna muvafakat etmemesi ile davacı şirket temsilcisinin son celse mahkememiz huzurunda alınan beyanı birlikte değerlendirildiğinde iskelelerin kullanım amacı, süresi ve niteliğine, iskelelerin kullanılan dönem piyasa rayicine ve yukarıda belirtilen bahse konu beyanlara uygun olarak davalı tarafın kdv dahil 106.200,00-TL tutarlı faturanın iskelelerin kira kullanım bedeli olarak düzenlemiş olduğunun kabulünün gerektiği, davalının bahse konu faturayı kiralama süresi bittikten çok sonra düzenlemesinin ve bu faturanın davacıya usulüne uygun tebliğ edilmemesinin bu maddi olguyu ortadan kaldırmayacağı, karine olarak kabul edilen bu maddi olgunun aksinin davacı tarafça ispat edilemediği, bu suretle davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü takas mahsup talebinin yerinde olduğu, davacı şirket temsilcisinin mahkememiz huzurundaki beyanında davalının kendisine yapılan ödemeler sonrası 50,000,00-TL borcunun kaldığı, bu konuda anlaştıkları ancak icra takibini başlatınca anlaşmalarının aksine davalı yanca kira kullanım bedelinin ödenmemesi nedeniyle itirazda bulunulduğuna yönelik beyanlarına dosyada bulunan yazılı belgeler, ödeme evrakları ile tarafların sunduğu ticari defter ve kayıtlar karşısında itibar edilmesinin mümkün olmadığı, nitekim bu yönde anlaşma olduğuna dair yazılı bir beyan ve bilgiye de rastlanılmadığı, neticeten davacının icra takip tarihi itibarıyla davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davalı tarafın başlatılan icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olduğu, davanın yukarıda belirtilen sebeplerle reddi gerektiği, davacı tarafça başlatılan takipte kötüniyetli olduğuna dair dosyada somut bilgi-belge olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 2.142,59-TL.harçtan mahsubu ile bakiye 2.083,29‬-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla geçerli AÜT md. gereğince 15.868,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı asil ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır