Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1166 E. 2022/966 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1166 Esas
KARAR NO : 2022/966

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
DAVALI : … – ……

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/07/2011
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket çalışanı olan … tarafından dolandırıldığını, bu şahsın sahte imzalı talimatlarla bankalardan müvekkili şirket adına çek aldığını ve bunları sahte imza ile keşide edip cirolayarak piyasaya sürdüğünü, suç duyuruları üzerine … hakkında Eskişehir .. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/345 Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık iyi niyeti suiistimal ve evrakta sahtecilik suçlarından yargılama yapıldığını, halen tutuklu olup yargılamanın derdest olduğunu, bu şekilde sahte imza ile keşide edilmiş çeklerden biri olan Vakıfbank Eskişehir şubesine ait 28.08.2006 keşide tarihli, 43.500,00 TL miktarlı, M5873699 nolu çekin son olarak davalı eline geçtiğini, iş bu çeke dayanılarak müvekkili şirket aleyhine … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11257 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını. gerek davalı gerek lehtar ve gerekse diğer cirantalar arasında müvekkili şirket arasında borç doğuracak her hangi bir ilişki olmadığını, davaya konu çek altındaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmayıp sahte olduğunu, belirterek davaya konu çekin sahte olduğu ve müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve %15’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bir alacak nedeni ile Tuncerler…Ltd.Şti yetkilisi…’ in keşidecisi davacı şirket olan dava konusu çeki, davacı şirket çalışanı …’ nin müvekkiline verdiğini, çekin karşılığının ödenmemesi üzerine adı geçenler ve davacı şirket aleyhine … 6. İcra Müdürlüğü’nnü 2006/11257 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davada … ile ciranta…’e husumet yöneltilmemesinin usule aykırı olduğunu, iddia edilenin aksine dava ve takip konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunu, Yargıtay onaması ile kesinleşen … 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/968 Esas- 2010/705 Karar sayılı ilamı ile sabit olduğunu, dava konusu çekteki imza iddia edildiği gibi …’ye ait olsa dahi iş bu imzanın şirket yetkilisinin bilgi ve muvafakati doğrultusunda atılmış olduğu, Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyasını celp ve tetkiki ile anlaşılacağınıı, …’n in ağır ceza mahkemesi dosyasındaki tanık beyanları ile sabit olduğu üzere davacı şirketi borçlandırıcı bir çok işlem yaptığını, üçüncü şahıslara ödeme yaptığını ve ticari mümessil olduğunun aşikar olduğunu, B.K 450 maddesine göre ticari mümessil hüsniyet sahibi üçüncü kişilere karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhütlerine bulunmak ve müessesenin gayesine dahil olan bilumum tasarrufları yapmak selahiyetine haiz olduğunu, müvekkilinin TTK 599. Maddesi anlamında iyi niyetli hamil olduğunu, hamile karşı bedelsizlik iddiası ileri sürülemeyeceğini belirterek, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddini, alacağının %40 inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava çekteki imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, takibe konu çekteki imzaya itirazın icra hukuk mahkemesince incelendiği, çekteki imzanın şirket yetkilisi Haluk Çil’ e ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu nedenle imzaya itiraza itibar edilmediği, davalının ciranta olup 3. kişi olduğu, çekin ödenmediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, davalının TTK’nun 599. maddesi anlamında kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesini 2013/14018 E- 2014/10847 K. sayılı ilamı ile ‘
“Mahkemece imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporu alınmamıştır. Hükme esas alınan 01.06.2010 tarihli bilirkişi raporu … 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/968 Esas 2010/705 Karar sayılı davaya konu 28.08.2006 keşide tarihli çekteki imzaya itiraza dair yapılan yargılama sırasında düzenlenmiştir. Anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş ise de, icra hukuk mahkemesi tarafından verilen kararlar, bu mahkemenin dar yetkili mahkeme olması ve icra hukukuna yönelik karar vermesi sebebiyle genel yetkili mahkemelerde kesin hüküm teşkil etmemektedir. Bu itibarla dar yetkili icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporu ayrıntılı ve denetime elverişli incelemeyi içermediği gibi dosya içerisinde yer alan ve dava konusu çekteki imzanın davacı eli ürünü olmadığına ilişkin tespitleri içeren Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/334 Esas sayılı dosyasındaki 26.12.2011 tarihli bilirkişi raporu ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/820 Esas sayılı dosyasında anılan çek dava konusu olmadığı halde sehven inceleme konusu yapılarak düzenlenen 15.11.2012 tarihli bilirkişi raporu ile de çelişmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının duruşmada hazır edilerek huzurda medarı tatbik imza örnekleri alınıp, davacının bildireceği çekin keşide tarihinden önceki tarihleri içeren ve davacının imzasının bulunduğu mukayeseye elverişli belgelerin toplanarak konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen raporlar da gözetilmek suretiyle, davaya konu çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” Gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararına uyma kararı verilerek, huzurda imza örnekleri alınmış, mukayese için belge asılları toplanmış, dava konusu çek aslı getirtilerek bilirkişiden rapor alınmıştır.
Adli Belge İnceleme Uzmanı Bilirkişi Levent Sabırlar’dan alınan 02.11.2020 tarihli raporda; M 5873699 çek numaralı 43.500 TL değerindeki çek üzerindeki keşideci imzasının …’in elinden çıkmadığı, …’in hakiki imzalarının model alınması sureti ile takliden oluşturulmuş sahte imza olduğu kanaatine varılmış ayrıca keşideci imzası ile Muzaffer Çil’in mukaise imzaları arasında yapılan karşılaştırmalı incelemede tetkike konu imzanın Muzaffer Çil’in elinden çıktığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgu tespit edilemediği mütala olunmuştur. Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında Adli Tıp Kurumu Fzik İhtisas Dairesi’nden yeni bir rapor alınması , emsal mahiyetteki Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/865 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/865 Esas sayılı dosyası delil olarak incelenmiş dosyanın taraflarının mahkememizdeki dosya ile aynı olduğu ,yapılan yargılama sırasında çek üzerindeki keşideci imzasının …’in eli ürünü olmadığı Adli Tıp Kurumundan alınan rapor belirlendiği, … adına davacı şirketi temsil yetkisi veren vekaletname bulunduğu, vekaletname kapsamında bu şahsın ticari mümessil sayılamayacağı çek keşide etme yetkisi bulunmadığı taraflar arasında bir borç alacak ilişkisinin de bulunmadığı gerekçesi menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğu görülmüş bekletici mesele yapılan dosyanın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2021/444 Esas 2022/6410 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanması üzerine yargılamaya devam olunmuştur.
Vakıfbank Eskişehir Şubesine yazılan müzekkereye gelen cevapta çek karnesinin 16/3/2006 tarihinde …’ya teslim edildiği teslim makbuzunun savcılığı gönderildiği, savcılıktan gelen yazı cevabına göre de ilgili belgelerin Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/345 Esas sayılı dosyasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/345 Esas 2016/277 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda sanık …’nin resmi belgede sahtecilik güveni kötüye kullanma suçlarından TCK 207/1 ve 204/1, 157/1 maddeleri ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edildiği , dosyadaki delillere göre mahkememizde dava konusu olan çekin ceza dosyasında iddianameye konu edilen çekler içinde olmadığı anlaşıldığından , ceza dosyasının beklenmesinde hukuki yarar olmadığından tahkikata son verilerek ceza dosyasındaki bilirkişi raporu ve ifade tutanakları delil olarak değerlendirilmiştir.
Davalı vekili ceza dosyasındaki ifadelerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere şirket yetkilisi …’in mütemadiyen Antalya İlinde olması nedeniyle şirketin ve şahsi işlerinin muhasebeci … tarafından takip edildiğini, …’nin imzaladığı birçok çekin ödendiğini, hatta banka memurlarının ve şirketle ticari iş yapanların ceza dosyasında tanık olarak alınan beyanları, tanık banka personelinin şirket yetkilisi … ile gerçekleştirdikleri telefon görüşmeleri sonrasında telefon oluru ile Mustafa Yeşiltepeye ödeme yaptıklarına ilişkin beyanları karşısında tüm iş ve işlemlerden şirket müdürünün haber olduğunu, …’nin gerçekte davacı şirketin ticari mümessil, olduğunun tartışmasız olduğunu davanın reddini talep etmiş ise de;
Ticari mümessilin tanımı ve temsil yetkisinin kapsamı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 547 ve 548. maddelerinde tanımlanmış ve yetki sınırları tam olarak belirlenmiştir.
TBK 547: “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.
İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış olmasına bağlı değildir.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 548. Maddesinde ; “Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayılır.
Ticari temsilci, açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz.” ifadelerine yer verilmiştir.
Ticari Vekil: Ticari vekalet konusu Türk Borçlar Kanunu 40. vd. Maddelerinde düzenlenmiş olup, temsil yetkisinin ticari hayatın ihtiyaçlarına adapte edilmiş halidir.
Ticari vekalette ticari mümessillik gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisi içermektedir. Türk Borçlar Kanunu 551. Maddesinde “Ticari vekil bir işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir. Bu yetki işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nda da açıkça düzenlendiği şekli ile ; Ticari vekil, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamaz, kambiyo taahhütlerinde bulunamaz ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemez. Ticari mümessil ise, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahiptir.
…’nin ticari mümessil olmadığı, Düzenlenen vekaletnamede vekil sıfatıyla verilen yetkiler içinde şirketi borçlandırıcı işlem yapma yetkisi olmadığından, şirket yetkilisinin imzasını taklit ederek çek senet düzenleyemeyeceğinden davalı tarafın bu konudaki savunması mahkememizce kabul görmemiştir.
Bakırköy 6. Asli Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılamada Adli tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan rapora göre imzanın …’e ait olmadığının tespiti yapılmış olmakla, davalı vekilinin ATK Fiziki ihtisas Dairesinden rapor alınmasına ilişkin talebi kabul edilmeyerek, emsal dosyadaki tespitlere göre şirket tarafından verilen vekaletname ile çek imzalayan muhasebeci …’nin şirketi temsilen çek düzenleme yetkisi bulunmadığından, TBK hükümlerine göre ticari mümessil de sayılmayacağından yetkisiz temsilci tarafından şirket müdürümün imzasını takliden atılan imza ile düzenlediği çekin davacıyı borç altına sokmayacağı gerekçesi ile menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davalı (ciranta ) …’ın kötüniyetle çeki takibe koyduğu konusunda dosyada delil bulunmadığından İİK nun 72. Maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
Dava konusu olan … 6. İcra Dairesinin 2006/11257 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen Eskişehir Vakıfbank Şubesine ait 28/08/2006 tarihli, 43.500,00 TL bedelli, M5873699 nolu çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine,
Davalının kötü niyeti ispat edilemediğinden davacı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.971,49 TL harçtan, dava açılışında alınan 646,00 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 2.325,49 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 646,00 TL peşin harç, 18,40 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 1.217,42 TL posta gideri, olmak üzere toplam 2.581,82 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’ ta temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”