Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/284 E. 2021/964 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2013/284 Esas
KARAR NO : 2021/964 Karar

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Kooperatif
DAVA TARİHİ : 27/07/2011
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetlemüvekkilinin davalı kooperatife 28.10.2010 tarihinde 3 hisse ile üye olduğunu, kooperatif yönetim kurulu tarafından kendisinden istenen parayı makbuz karşılığında ödediğini. Kooperatif yönetim kurulu müvekkilinin üyeliği konusunda karar aldığını, müvekkilinin üye pay defterine kaydettiğini, ancak davalı kooperatifin 17.07.2011 tarihli yapılan genel kurul toplantısına müvekkili ve bir çok üyenin çağrılmadığını, bu konuda müvekkiline tebligat gönderilmediğini, toplantıyı başka üyelerden duyduğu için toplantı yerine gittiğinde toplantıya girmesinin engellendiğini, 17.07.2011 tarihli toplantıda müvekkili ve bir çok üyenin hazirun listesinde isimlerinin olmadığını, toplantıya müvekkilinin ancak dinleyici olarak katılabildiğini, hükümet komiserine kooperatif ortakları olduklarını tutanağa geçirttiklerini, kooperatif yöneticileri ile yapılan görüşmelerde müvekkilinin ortak olmadıklarını, önceki yönetim tarafından yapılan üye kayıt işlemini tanımadıklarını genel kurulda önceki yönetim kurulu kararlarının iptaline karar verdiklerinin belirttiklerini toplantı tarihinde istifa etmiş ve kooperatifle ilişkisi kalmamış kişilerin toplantıya katılıp oy kullandığını, yasalara uygun olmayan kararlar alındığını, müvekkili ile bazı kişilerin yönetim kurulu kararı ve ihraçlarına karar verildiğini ve bu ihraç işlemlerinin genel kurulda oylandığını, ihraç edilmeleri yönünde karar alındığını, müvekkilinin hazirun cetveline dahil edilmeyen bir çok üyenin bu oylamaya katılamadığını, toplantıya katılan bazı üyelerinde tehdit edildiğini, çıkarları doğrultusunda oy kullanmalarının sağlandığını, müvekkilinin davalı kooperatifin 3 hissesi olan üyesi olduğunun tespiti ile 17.07.2011 tarihli genel kurulunda alınan eski yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin kararın ve yeni yönetim kurulu seçilmesine ilişkin tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ana sözleşme ve iyi niyet kuralları çerçevesinde üye olmadığını davacının 06.02.2011 gününden önceki kooperatif yönetimine 28.10.2010 tarihinde makbuz karşılığı para ödeyerek üye olduğunu iddia ettiğini, davacının üye olduğu dönemdeki yönetim kurulu üyelerinin kooperatifler kanunun 8/3 16/5 54/4 maddeleri uyarınca böyle bir yetkileri bulunmadığını, banka hesap hareketlerinde davacının ödemelerinin gözükmediğini, 332 sıra nolu vergi usul kanunu genel tebliğinin 1. maddesinin 2. paragrafı kuralına göre banka veya finans kurumu aracılığı ile yatırdığını kanıtlayamadığını, 06.02.2011 günü olağanüstü genel kurula giderken 06.02.2011 tarihinden önceki … başkanlığındaki yönetim kurulunun tutulması gereken defter ve dosyaları genel kurula ne de bu güne kadar yeni yönetime teslim etmediklerini, müvekkili kooperatifin yapı kooperatifi olup genel kurulca belirlenen sayının üzerinde ortak kaydedemeyeceğine göre davacının ortak kaydetme yetkisi olmayan yönetim kurulundan kimi makbuz karşılığı ödeme yapmış ise hakkını ondan talep etmesinin en doğal hakkı olduğunu, kooperatifin 17.07.2011 günü yapılan genel kurulunun yasal düzenlemelere uygun yapıldığını. 17.07.2011 günü yapılan genel kurulun şimdilik yönetimin 06.02.2011 günü seçilmeden önceki …’nun başkanlığındaki yönetimin 18.09.2010 günü yapmış olduğu genel kurul hazirun cetveline göre yapıldığını, davacının 06.02.2011 günü genel kurul da oy kullanmamasına karşın böyle bir iddia da bulunmadığını neticede davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ve genel kurul kararlarının iptaliistemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı kooperatifin 3 hisseli üyesi olduğu, 1163 sayılı Kanun’un 53. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptaline ilişkin dava açma hakkının olduğu, genel kurula 31 kişinin çağrılmadığı, çağrılmayan 31 ortağın genel kurula çağrılması ve katılması halinde tüm kararların oylama sonucunu sayısal olarak etkileyecek nitelikte olması gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının kooperatife 3 adet üyeliğinin bulunduğunun tespitine ve 17.07.2011 tarihli genel kurulun ve alınan kararların iptaline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 23. H. D. 2013/1011 E.-2013/2867 K. Sayılı ilamı ile;” Mahkemece verilen hüküm ve esas alınan bilirkişi raporu yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmamaktadır. Bu durumda mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek ve kooperatife ait tüm defter kayıt ve belgeler, yönetim kurulu ve genel kurul kararları celp edilerek ve varsa banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, kooperatif kayıtlarına göre davacının üyeliğine dair karar alınıp alınmadığı, davacı tarafında genel kurulca belirlenen aidatların yatırılıp yatırılmadığı, genel kurul toplantılarına katılıp katılmadığı, hazirun cetvellerinde isminin bulunup bulunmadığı hususları ile, bir kısım kooperatif defterlerinin Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/163 Esas sayılı dosyasında bulunduğu iddia edildiğinden, bu dosyanın da mevcut dosya ile birlikte değerlendirilmesi, ayrıca kooperatifin önceki yöneticileri hakkında açılmış olan ceza dosyaları da getirtilerek bu dosyalarda rapor alınmışsa iddianame ve rapor suretlerinin, şayet karara bağlanmışsa karar suretlerinin dosya içine konularak, hepsi birlikte değerlendirilmek suretiyle açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma gerekçesi doğrultusunda araştırma yoluna gidilmiş, ilgili dosyalar getirtilmiş, dosya bilirkişiye tevdi olunarak rapor tanzim edilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 8. maddesi gereği; ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı, bu yönde kooperatife verecekleri bir taahhütname ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmaları gerekir. Aynı hükümleri içeren kooperatif anasözleşmesinin 11/2. maddesine göre de, ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşeceği belirtilmiştir.
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/300 Esas-2021/23 karar sayılı dosyası ekinde bulunan; Ankara 20. Noterliğinin 01.06.2011 günlü 9902 yevmiye numarasında, 2011 hesap döneminde kullanılmak üzere tasdiki yapılan Üye kayıt defterinin; 287 tek sahifeden oluştuğu, 43 sahifesinin kullanıldığı, diğer sahifelerinin boş olduğu, incelemesi yapılan Üye Kayıt Defterinde, davacının üyelik kaydına rastlanılmadığı tespit olunmuştur.
Ankara 16. Noterliğinin 06.07.2010 günlü 16750 yevmiye numaralı açılış tasdikini taşıyan Yönetim Kurulu Karar Defterinin incelenmesi sonucunda, 383 tek sahifeden oluştuğu, 80 sahifesinin kullanılmış olduğu, defterin kullanılmaya başladığı, 12.08.2010 tarihli 2 numaralı karardan, defterin en son sahifesinde kayıtlı bulunan karar numarası bulunmayan 24.01.2011 tarihine kadar ortaklığa kabul kararları ile ortaklıktan çıkış, devir, istifa ve ihraç edilen kararlardan davacı …’ın ortaklığa kabulü yönünde herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmadığı, dolayısıyla da ortak (Üye) olarak yönetim kurulu karar defterinde isminin bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/163 esas sayılı dosyası içinde bulunan Ankara 16. Noterliğinin 06.07.2010 günlü 16750 yevmiye numaralı açılış tasdikini taşıyan Yönetim Kurulu Karar Defteri, Bilirkişi Ahmet Kurtulan tarafından 18.09.2010 tarihli genel kuruldan 06.02.2011 tarihli genel kurul toplantısına kadar ortaklıktan çıkış kararları ile ortaklığa kabul kararları yönünden tek tek incelenmiş, davacı tarafın ödeme yaptığını iddia ettiği 30.11.2010, 10.12.2010, 17.12.2010 ve 28.12.2010 tarihleri ile ortak olduğunu iddia ettiği 01.12.2010 tarihini de kapsayan dönemde, ilgili mahkemeye de hazırlanan raporun “7. Yeni Kaydedilen, İstifa ve İhraç Edilen Ortaklar Yönünden Yapılan İnceleme” bölümünde açıklandığı üzere, davacının ne ödeme yaptığı tarihler, ne dava dilekçesinde 3 hisse için ortak olduğunu iddia ettiği 28.10.2010 tarihi, ne sunduğu üye pay defterlerinde ortak olduğu belirtilen 01.12.2010 tarihi ve ne de diğer herhangi bir tarih itibariyle davacının ortak kaydedildiğine ilişkin her hangi bir yönetim kurulu kararına rastlanılmadığı, keza, davacı vekilinin de, müvekkilinin önceki yönetim zamanında ortaklığa kabul edildiğini beyan ederken, müvekkilinin ortaklığa kabule ilişkin ne dava dilekçesinde üç hisse için ortak olduğunu iddia ettiği 28.10.2010 tarihinde ve ne de sunduğu fotokopi üye kayıt defteri fotokopilerinde ortaklığa alındığı belirtilen 01.12.2010 tarihinde alınmış herhangi bir yönetim kurulu kararını dosyaya sunamadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan belgelerden “BORÇSUZLUK BELGESİ”nde aynen “Kooperatifimiz Yönetim Kurulunun 01.12.2010 tarih 32 karar no ile kooperatif üyeliğine alınan …’a ait 3 adet hissenin geçmişe ve ileriye dönük bir borcu bulunmamaktadır.” denilmekle birlikte, bu yazıda davacının 01.12.2010 günlü 32 sayılı kararla ortak olduğu belirtilirken, dava dilekçesinde davacı vekili müvekkilinin 28.10.2010 günü üç hisse için ortak olduğu beyan edildiği, yine oğlunu (Davacıyı) vekâleten genel kurula katılma isteğinin, oğlunun ortak olmadığı gerekçesiyle babası V. Ali Can tarafından 17.07.2011 günü Savcılığa verilen dilekçenin 3 nolu ekini oluşturan karar defteri fotokopisinde ise davacının 01.12.2010 günü 33 sayılı kararla ortak olduğunun belirtildiği, oysa incelenen karar defterine göre, davacının ortak olduğunu iddia ettiği 01.12.2010 tarihli sayılı karardan bir gün sonra alınan 02.12.2010 tarihli karar sayısı dahi, davacı tarafın alındığını iddia ettiği 32 veya 33 karar sayısından daha öncesine ait bir sayı olan “23” olduğu, sonuç itibariyle, davacı …’ın ortaklığa kabulü yönünde herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmadığı, dolayısıyla da ortak (Üye) olarak yönetim kurulu karar defterinde isminin bulunmadığı, davacı tarafın ortak olduğunu iddia ettiği 01.12.2010 tarihinden, ilk ödemesini yaptığını iddia ettiği 30.11.2010 tarihinden ve dava dilekçesinde ortak olduğu iddia edilen 28.10.2010 tarihinden sonra, ilk yapılan gerek 06.02.2011 günü, gerekse de dava konusu edilen 17.07.2011 günü yapılan genel kurul toplantılarına ilişkin hazirun cetvellerinde de davacı tarafın ismine yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu, sayfa dizaynı 59. ve 67. sayfa numaralı, üye pay defteri sayfalarından tamamen farklı olan Kooperatif yetkililerinin imzası ve kaşesi bulunmayan bir başka ortaklık pay defteri sayfasında da “Düşünceler” satırında “2 adet hisse verilmiştir denildiği; sayfanın altına ise yine el yazısı ile “Peşin olarak ödenmiştir. Borcu yoktur.” ibaresi düşüldüğü, mali konularda karar verme yetkisinin tamamen genel kurula ait olduğu, anılan yetkinin devrinin mümkün olmadığı, bu nedenle, eski yönetim tarafından davacıya “geçmişe ve geleceğe yönelik borcu yoktur” şeklinde ‘Borçsuzluk Belgesi’ verilmesinin de hukuken mümkün bulunmadığı, zira davacının yaptığını iddia ettiği ödemeleri kanıtlayamadığı, Kooperatifin karar defterinde de ortaklığa kabul kararının olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından incelenen üye kayıt defterinin davacının eski yönetim zamanında ortaklığa alındığını ve de ödeme yaptığını iddia ettiği tarihlerden sonra 06.02.2011 günü yapılan genel kurul toplantısında seçilen yeni yönetim zamanında Ankara … Noterliğinin 01.06.2011 günlü 9902 yevmiye numaralı açılış tasdiki yaptırılan defter olduğu, ancak davalı kooperatifin söz konusu kayıtları kabul etmediği tespit edilmiştir.
Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/02/2013 tarihli 2011/163 esas-2013/37 karar sayılı ilamı ve bu ilama dayanak olan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere “18/09/2010 tarihli genel kurul toplantısında 44 olan ortak sayısının 06/02/2011 tarihli genel kurul toplantı tarihine göre 4.5 ay gibi kısa bir sürede 54 kişi artarak 98 e çıkmasının makul düşünülemeyeceği, bu dönemde kaydedilen 54 ortağın 59.000,00 TL giriş aidatı ile sermaye payını ödemedikleri, Kooperatife ait … Ostim Şubesi 21350291 nolu hesabın ilgili dönem hesap hareketlerinden bu hususun tesbit edildiği, bu kişilerin gerçek ortak olmadıkları, dolayısıyla bu kişiler çağrılmadan genel kurul yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesi ile genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davanın reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın sunmuş olduğu 4 adet ödeme makbuzu her zaman temin edilip kullanılması mümkün olan belgelerden olup, kooperatif adına matbu basılı tahsilat makbuzu olmadığı, kooperatif anasözleşmesinin 46/1. maddesine göre, Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gerekli olduğu, oysaki Davacı tarafın sunmuş olduğu 4 adet ödeme belgesinde, kooperatif kaşesi üzerinde sadece zamanın Yönetim kurulu başkanı …’nun tek başına imzasını içerdiği anlaşılmış, bu ödemenin Kooperatif kayıtlarına intikal etmediği de anlaşılmakla, davacının davalı kooperatifin üyesi ( ortağı) olmadığı, fiilen ve hukuken ortaklık sıfatını kazanmadığı, bu nedenle açtığı üyeliğin tespiti davasının reddi gerektiği, davacının tespit talebi reddedildiğinden davalı kooperatifin genel kurul kararının iptalini talep etmekte taraf sıfatı olmadığı bu nedenle genel kurul kararının iptali talebi yönünde de davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kısa kararda her nekadar istinaf yolu açık şeklinde hüküm kurulmuş ise de kararın daha önce Yargıtay denetiminden geçerek bozularak Mahkememizce görülmekte olması HMK geçici üçüncü maddenin 6723 sayılının 34. Maddesince değişik 2. Fıkrası gereğince temyiz yoluna tabi olması sebebiyle bu maddi hata düzeltilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının üyeliğinin tespitine ilişkin talebinin yerinde bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2-Davacının 17/07/2011 tarihli genel kurul kararının iptali talebinin taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
3-a)Üyeliğin tespiti davası yönünden alınması gerekli 59,30-TL.harcın başlangıçta peşin alınan 18,40-TL.harçtan mahsubu ile bakiye 40,90-TL.harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b)Genel kurul kararının iptali davası yönünden alınması gerekli 59,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 84,70-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-a)Davalı Üyeliğin tespiti davası yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
b)Davalı genel kurul kararının iptali davası yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır