Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/472 E. 2021/6 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2011/472 Esas – 2021/6
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/472
KARAR NO : 2020/6

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.

DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ : Av.

DAVA İHBAR OLUNAN :

VEKİLİ : Av.

DAVA İHBAR OLUNAN : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2011
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01.06.2009 tarihinde işyeri tarafından temin edilen davalı … Seyahat’in taşımacılığını üstlendiği, …’a ait, … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı personel servis aracı ile evine gitmekte iken, araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile meydana gelen kazada ağır yaralandığını , müvekkilinin tedavisinin uzun sürdüğünü, bu sebeplerle oluşan ruhsal çöküntüden kaynaklı 50.000,00 TL manevi tazminat ile, fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL iş ve güç kaybı ve 14.555,74 TL tedavi giderinin davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin daimi olarak servis işi yapmadığını olay günü bozulan servis aracının yerine hatıra binaen taşınma işi yaptığı sırada başka bir aracın sıkıştırması nedeni ile kazanın meydana geldiğini, kusurun tamamının müvekkillerinde olmadığını, davacının emniyet kemerinin bağlı olmadığını, müterafık kusurun zararın oluşunda fazla etkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Seyahat … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının işçisi bulunduğu … A Ş. ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunduğunu, şirketin işleten sıfatının bulunmadığını, davalı şirket adına taşıma yapan aracın arızalanması nedeni ile şoför tarafından çağrılan başka bir araçla yolcular taşınmaya devam edildiği esnada kazanın meydana geldiği, bu aracın şirket tarafından işletilen bir araç olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, Davacı sigortalının 01.06.2009 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sebebiyle iş göremezliğine dayalı maddi zararlar, tedavi gideri ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
2019 sy nın 109/2. Maddesine göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı dolmamıştır.
Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, davalı tarafın iş bölümü itirazı üzerine görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Dava tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi değil iş bölümü ilişkisidir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup HMK nın 114(1) c maddesi uyarınca dava şartıdır.
Kazanın niteliğinde göre görevli Mahkemenin İş Mahkemesi olup olmadığı bakımından yapılan inceleme;
5510 sayılı Yasanın 13/e bendine göre işçilerin, işverence sağlanan bir taşıt ile işin yapıldığı yere gidiş gelişi esnasında meydana gelen kaza iş kazası sayılır. İşverenin işinin görülmesi için sigortalıların işin görüleceği yere emniyetli ve güvenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri işverenin yükümlülüğünde olan bir husustur. İşveren bu görevini kendi araç ve işçisiyle yapabileceği gibi başkasına ait araç ve işçi ile de yerine getirebilir. Taşıma işinin işverenin nam ve hesabına yapılması halinde diğer sorumlular yanında işverenin de işçiye karşı doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır.
İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın tarafların işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması koşuldur. Somut olayda, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gibi uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmamaktadır. Kural olarak haksız fiile dayanılarak açılan tazminat davaları genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde görülür. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Esas : 2006/10655 Karar: 2006/16041 ).
Yukarıda izah ediliği üzere olay trafik iş kazasıdır. Görevli Mahkeme genel mahkemelerdir. Davalıların görev itirazı reddedilerek işin esastan incelenmesine geçilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı … Seyahat’e husumet düşüp düşmediği, davacının kalıcı maluliyet oranının ne olduğu, kusur ve zarar miktarı noktasındadır.
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığının 01/12/2010 tarih, 29909 sayılı kararında; Kişinin 01/06/2009 tarihinde maruz kaldığı iş kazasından ötürü sağlık kurulunca tespit edilen sürekli iş göremezlik derecesi %5,30 olarak tespit edilmiştir.
SGK dan gelen yazı cevabında , davacının geçirdiği trafik kazasından dolayı %5.3 maluliyeti olduğu, maluliyet oranı %10 un altında olduğundan daimi iş görmezlik ödemesi yapılmadığı belirtilmiştir.
Gazi Üniversitesi ATK dan alınan raporda, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre meslekte kazanma gücünden Balthazardla %54,5 (yüzde ellidört virgül beş) nispetinde kaybetmesine neden olduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulunun 25/12/2017 tarihli raporu ve Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunun 21/01/2019 tarih, 592 karar numaralı mütalaasında ; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği büro memuru olarak bildirilmekle Grup 23 kabul olunarak; Balthazard formülüne göre: %52,45, E cetveline göre: %56 (yüzdeellialtı) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 01/06/2009 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.
ATK raporu ile SGK tarafından aldırılan rapor arasında çelişki bulunması sebebi ile önce kaza öncesi sağlık durumunun tespiti bakımından SGK dan 2005-2010 arası Medula Sitemindeki tüm sağlık kayıtları getirtilmiş sonra İstanbul ATK …..Üst Kurulundan rapor alınmıştır. Hükme esas alınan rapora göre davacının Balthazard formülüne göre: %52,45, E cetveline göre: %56 (yüzdeellialtı) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin 01/06/2009 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.
SGK tarafından aldırılan rapor 01/12/2010 tarihinde düzenlenmiştir. Davacının bu tarihten sonra da tedavisi devam etmiş, ameliyatlar geçirmiş ve psikolojik yakınmalar başlamıştır. ATK dan alınan raporların tarihleri gözetildiğinde kalıcı maluliyetin tespitinin artık kesinlik kazandığı anlaşılmakla İstanbul Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan alınan rapora itibar edilmiş, davalı ve ihbar olunan vekillerinin bu konudaki itiraz ve yeni rapor alınması talepleri reddedilmiştir.
Davalı … Seyahat vekili , Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Sosyal Güvenlik Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilerek rapor tanzimi istenmesini talep etmiş ise de, İş mahkemesinde açılan bir dava olmaması sebebi ile maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumunca belirlenmesi gerektiği nazara alınarak talep reddedilmiştir.
Olay tek taraflı trafik kazası olup, davacı yolcudur. Makine Mühendisi bilirkişi ve aktüer bilirkişiden alınan alınan raporda, davalı sürücü %90 , davacı da %10 kusurlu bulunmuş, davacı için hesaplanan tazminattan davacının %10 kusuru düşüldükten sonra 209.860,35 TL tazminat hesaplanmıştır. Davacı taraf bu kusur oranına itiraz etmekle beraber dava dilekçesindeki talebini 209.860,35 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı taraf davacının emniyet kemeri takmadığını müterafik kusuru olduğunu savunarak indirim yapılmasını talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu Madde 52 : “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Araçta yolcu olan kazaya sebebiyet veremeyeceğine göre olsa olsa kendi yaralanmasından dolayı müterafik kusurlu olabilir. Somut olayda, kusur raporunda işçinin kaza anında emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle kendisine belirlenen oranda kusur izafe edilmesi oluşa uygun görülmemiştir. Bilirkişinin sadece trafik kazasındaki kusur oranını belirlemesi gerekmekte, hakimin takdir hakkını değerlendirme konusu yapmaması gerekir. Yargıtay uygulamalarına göre müterafik kusur indirimi %20 oranı üzerinden yapılmaktadır. Araçta emniyet kemeri olup olmadığı kesin olarak ispat edilememiş ise de kaza tarihinde şehir içi ulaşım yapan servis minibüslerde kemer zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının servis minibüsünde emniyet kemeri takmaması müterafik kusur olarak kabul edilmemiş, kusurdan ve tazminattan indirimi yapılmasına gerek görülmemiş davalı sürücü tam kusurlu kabul edilmiş, taleple bağlı kalınarak maddi tazminat davası aynen kabul edilmiştir.
Tedavi masrafları talebi bakımından Doktor bilirkişiden alınan 09.10.2020 tarihli raporda Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarının B2-b Maddesi ve BK nun 46/1. Maddesi uyarınca tedavi giderlerinin karşılanması gerektiği, 14.555,54 TL Özel hastane fatura bedelinin ödemesinin davacı tarafından yapıldığının ispat edilmesi halinde tazminat olarak talep edilebileceği, ayrıca davacının kemik kırığı ameliyatları tedavi sürecinin 9 aya kadar uzayacak olması nedeni ile SGK tarafından karşılanmayan 6111 sy kapsamında olmayan faturalandırılmayan tedavi gideri masrafları olacağı belirtilerek 5000 TL tedavi gideri masrafı hesap edilmiştir. … Sigorta A.Ş den gelen yazı cevabına göre davacı adına … Sağlık Hizmetleri A.Ş ne (Özel… Hastanesi) 21/01/2010 tarihinde 11.175,65-TL ödeme yapılmıştır. Özel… Hastanesinden gelen yazı cevabında da Sigorta Şirketinin hastaneye yaptığı ödeme doğrulanmıştır. Bu durumda sigortanın yaptığı ödeme düşüldüğünde hastaneye ödenemeyen fatura bedeli 3.379,89 TL kalmıştır.
25.02.2011 tarih ve 27857 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince, trafik kazasında oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin mağdurun SGK’lı olup olmaması önemsenmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, kaza tarihi olan 2009 yılında 6111 sy nın yürürlükte olmadığı, bu yasanın 2011 yılında yürürlüğe girdiği, kaza tarihi itibariyle tedavi giderlerinden SGK nun sorumlu olmadığı, ancak Sigorta Şirketinin dava dışı… Hastanesine 11.175,65 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Sigorta şirketi tarafından ödenmeyen 3.379,89 TL bakiye fatura bedelinin davacı tarafından ödendiğine ilişkin dekont makbuz gibi ödeme belgesi sunulmamış ise de davacının hastaneye karşı olan borcunun devam ettiği, bilirkişi raporuna göre de 5000 TL faturalandırılmayan tedavi gideri talep edebileceği de gözününe alındığında davacının 14.555,54 TL faturaya dayalı tedavi gideri talebinin kısmen kabulüne 3.379,89 TL nin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise hastane faturasını davacı yerine Sigorta Şirketi ödediğinden reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından gerekçe ;
Kaza tarihinde yürürlükte olan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacı iki yıllık üniversite mezunu olup … A.Ş. ‘de İdari ve Sosyal işler biriminde büro memuru olarak çalışmaktadır. 19… doğumlu olup kaza tarihinde … yaşındadır. Medeni hali bekardır. Kaza nedeniyle yüzünde sabit eser kalmıştır. Kaza sonrası uzun süre tedavi görmüş, psikolojisi bozulmuştur. Özel… …. Hastanesinin 02/06/2009 yatış 09/06/2009 çıkış tarihli epikrizinde araç içi trafik kazası sonrası başvurduğu, yüz bölgesinde yaygın ağrı bulunduğu, sağ alt ekstremitede kırık tespit edildiği, çekilen sağ kruris direkt grafisinde; sağ tibia 1/3 proksimal kesimde multipl fraktür hatları, medial malleol kırığı izlendiği, maksillofasiyal travma sonucu oluşan LeFort 2 kırığı nedeniyle yatışının yapıldığı, 03/06/2009 tarihinde maksillanın açık redüksiyon ve plak vida tespiti ile redükte edildiği anlaşılmaktadır. 20/05/2010 tarihinde halen yüzünde bulunan plakları çıkarttırmak için başvurduğu, yüzdeki toplam 5 plak ile 21 vidanın eski intraoral insizyonla ulaşılarak çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 2013 yılındaki Psikiyatri A.D. konsültasyon notunda, 15.03.2013 tarihinde yapılan muayenesinde; hastanın mevcut kaza sonrası hipervijilans, irkilmeler, sık sık olayı hatırlama, çökkün duygudurum semptomlarını gösterdiğinin izlendiği, hastanın kısmi remisyonda travma sonrası stres bozukluğu olduğu teşhisi konulmuştur. ATK raporunda, 04/06/2018 tarihli alt ekstremite grafilerinde sağ tibia proksimal diafizde kaynamış kırık sekeli olduğu, tibianın 10 derece angulasyon ile kaynamış olduğu, sağ alt ekstremitenin sola göre 1 cm kısa ölçüldüğü görülmektedir. Kısacası davacının yaralanmasının hem yüzünde iz bıraktığı, hem kemik kırığı ve bacağında kısalma yaptığı 9 ay tedavisinin devam ettiği anlaşılmaktadır.
Yaralanmanın niteliği, kusur durumu, kaza tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumları gözönüne alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenen ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” hükmü uyarınca meydana gelen trafik kazasında haksız fiil faili olan şoför ile birlikte işletenin de kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Anılan Yasa’nın 3. maddesinde de işletenin tanımı yapılmış olup, ”Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır”.
Davacının çalıştığı işyerine ait servis aracı, işyeri çalışanlarını evlerine götürmek üzere taşıma esnasında tek taraflı kaza yapmıştır. 818 sayılı BK.nun 50, 51 ve 142. maddeleri hükmüne dayanılarak, zararın tümünün, müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açılacak bir dava ile istenilebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açılacak tek bir dava ile de talep edilmesi mümkündür. Davalılardan araç maliki işleten sıfatı ile, sürücü haksız fiil faili olarak zarardan 2918 sy nın 85. Maddesi uyarınca müteselsilen sorumludur. Taşımanın asıl taşıyıcı firmanın hatırına binaen bir kez yapılmış olması davalı gerçek kişilerin sorumluluğunu kaldırmayacaktır. Davalı … Seyahat taşıma işini ihbar olunan dava dışı … Tur’a alt yüklenici olarak vermiş olması davalı … Seyahat’in sorumluluğunu kaldırmayacaktır.
Taşıma hatıra binaen bir defa yapılmış olsa taşıma işini yapan araç maliki … Seyahat’in emir ve talimatı ile … Seyahat adına taşıma yapmaktadır. … Seyahat kusurlu sürücünün sebep olduğu kazada işveren sıfatı ile kusursuz sorumluluk hükümlerine göre zarardan mesuldür. Bu sebeple sürücü ve araç maliki ile birlikte tazminattan sorumlu tutularak hüküm altına alınan tazminatlara haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Dava ve ıslah dilekçesine göre;
-209.860,35 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacının tedavi masrafları talebinin kısmen kabulüne, 3.380,09 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2)Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair istemin reddine,
3)Müterafik kusur indirimi talebinin REDDİNE,
4) Dava açılışında alınan 195,00 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 716,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 911,45 TL harcın alınması gereken 16.274,20 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 15.362,75 TL harcın MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
5) (a) Dava açılışında alınan 195,00 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 716,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 911,45 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 18,40 TL başvurma harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 775,90 TL posta gideri, 2.060,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 4.455,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 3.867,97 TL’sinin MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalılar … … ve …’ın yargılama sırasında yapmış olduğu 58,85 TL posta gideri, olmak üzere toplam 58,85 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 51,08 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARA VERİLMESİNE,
7) Davalı … Seyahat Turizm Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin yargılama sırasında yapmış olduğu 92,35 TL posta gideri, olmak üzere toplam 92,35 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 80,16 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARA VERİLMESİNE,
I- Maddi Tazminat Yönünden Vekalet Ücretleri:
a) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından kabul edilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 25.126,83 TL vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davalılar … Seyahat Turizm Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi , … … ve …’ın yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından reddedilen miktar bakımından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
II- Manevi Tazminat Yönünden Vekalet Ücretleri
a) Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettiği anlaşıldığından kabul edilen miktar için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080 TL vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davalılar … Seyahat Turizm Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi, … … , …’ın yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından reddedilen miktar için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL VEKALET ÜCRETİNİN DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
8) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, Davacı/Vekili Av. … , Davalı … Seyahat Vekili Av. …, Davalılar … ve … … Vekili Av. …., İhbar olunan … Tur. Ltd. Şti. Vekili Av. ….’ in yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip

Hakim

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”