Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/677 E. 2023/779 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/677 Esas – 2023/779
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2023/677
KARAR NO : 2023/779

BAŞKAN : ….
ÜYE :….
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1- ….
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/12/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı …’ün 21.03.2012 yılında herbiri %50 ortak olmak üzere; … Harf.Nak.İnş.Taah. Elek San. ve Tic. Ltd Şti.’ni kurduklarını, davalı …’ün şirketi temsil etmesi için müdür olarak atandığını, davacı ev hanımı olduğu için aynı zamanda akrabası olan …’ün babası …’e şirketin rutin işlemlerini yapması için 21 Mart 2012 tarihinde …. Noterliğinde … Yevmiye Numarası ile vekaletname verdiğini, 24.05.2018 tarihinde davalı … yorulduğunu, şirkettin zarar ettiğini belirterek tüm hisseleri müvekkili adına devir etmek istediğini beyan edince, müvekkilinin de şirkete işler aksamasın diye şirkettin %100 hissesini iyi niyet çerçevesinde kendi üzerine almak zorunda kaldığını, şirket adına yüklü vergi borçları ve ticari borçlar ortaya çıktığını, davacının eşi … ve damadı …’un birlikte yaptıkları incelemede, davalılardan şirket müdürü …’ün şirkettin kendisine işleri takip etmesi için noterde vekalet verilen …’ÜN baba oğul olmaları münasebeti ile yaptıkları hukuka aykırı işbirliği sonucu şirket reelde kazanç elde etmesine rağmen, davalıların vekalet sözleşmesine, kanuna karşı hile yoluna başvurarak şirketi sürekli zarara uğratıkları, şirket hesabından kendilerine ve 3. Kişilere şüpheli para transferleri yapıldığı, şüphelilerin bu işlemleri perdeleme yapmak sureti ile şirketi zarar uğratmak ve kendilerine haksız menfaat elde etmek amacıyla şirket karından elde ettikleri kazancı şirket kasasına koyacaklarına ve ortakları olan müvekkiline ödemek yerine şirketten haksız olarak elde ettikleri kazançları, şüphe çekmemek için kendi adlarına tescil edecekleri taşınmazları …de güvenlik görevlisi aynı zamanda davalı …’ün dayısı olan davalı …’nın üzerine muvazaalı taşınmazlar alarak şirket kasasını boşalttıkları bilgisini edindiklerini, müvekkilinin 29.05.2018 tarihinde, davalı …’ü şirketi temsil eden vekaletnameden azlettiğini, davalılar hakkında …. E sayılı soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunduklarını, davalıların müvekkiline verdikleri zararları tazmin edeceklerini kabul ve taahhüdünde bulunduklarını, müvekkili ile davalılar … ve … arasında zararların karşılaması ve ortalığın hitamı için 22.11.2018 tarihli tasfiye protokolu yapıldığını, davalıların müvekkilinin, kendilerini şikayet etmemesi koşulu ile kusurlu haksız iş ve eylemleri sonucu oluşan şirketin tüm borçlarını kapatacaklarına dair kabul ve taahhütte bulunduklarını, müvekkilinin, muaccel ve müeccel vergi borçlarından ve davalıların hile desilerinden korktuğu için 22.11.2018 tarihinde % 100 sahip olduğu şirketi davalı …’E devretmek zorunda kaldığını ancak davalı alıcılar …’ün arsayı, …’ün de TBK ‘nun 207. MAddesine aykırı davranarak tüm şirket hisselerini üzerlerine geçirmelerine rağmen alınan hisse bedeline karşılık aralarında yapılan protokole göre şirket borçlarını ödemeyerek edimlerini ifa etmediklerini, davalılar … ve …’ün vekalet görevini ve şirketteki müdürlük görevini kötüye kullanarak ve aralarında yaptıkları 22.11.2018 tarihli sözleşmeye aykırı davranarak yakınları olan davalı …adına muvazaalı şekilde taşınmazlar satın aldırdıkları, bu şekilde müvekkilini zarara uğrattıkları, işledikleri suç gelirleri ile illiyet bağı olan …. Kayıtlı davalı … ve …adına taşınmazlar üzerine HMK ‘nun 389.md. gereğince tensiple tedbir konulmasına, taraflar arasında 22.11.2018 tarihli protokole göre vergi ve diğer borçlar davalılar tarafından ödenmesi koşulu ile davalı …’e tescili yapılan ancak sözleşmeye aykırı davranan borçları ödemeyen davalı … adına kayıtlı dava konusu …. Kayıtlı …. sayılı taşınmaz şirketten elde edilen haksız kazanç sonucu iktisap edildiğinden, taşınmazın 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenemsi için HMK ‘nun 389.md. gereğince tedbir konulmasına, davalıların her birinin müvekkiline verdiği zararlar belirlenebilir olmadığından belirsiz alacak davası olarak fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davalıdan ayrı ayrı 1000’er TL olmak üzere toplam 30000 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli Mahkeme’nin ….. Asliye Ticaret Mahkemeleri olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmesini, zorunlu arabuluculuk yolu tüketilmeden açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddini, davalılar hakkında açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafça talep konusu edilen hususların tamamı zamanaşımına uğradığınından zamanaşımı definde bulunduklarını, davacı tarafça soyut iddialar dışında bir belge sunulmadığı gibi olaylar dahi farklı/gerçeğe aykırı olarak anlatıldığını, aynı davada her üç müvekkilinin birlikte davalı konumunda olmasının mümkün olmadığını, ileri sürülen hususların birbiri ile ilgisi bulunmadığını, ihtiyari dava arkadaşlığının dahi bulunmadığını, davacı asil ile müvekkili …’ün kardeş olduklarını, davacının …’ün halası olduğunu …’nın, …’ün eşinin kardeşi ve …’ün dayısı olduğunu, şirket kurulduğunda sermaye olarak davacının bir bedel ödemediğini, şirkette emeği ile de çalışmadığını, …’e karşı açılan davada sorumluluğun kaynağının belirli olmadığını, müvekkili … tarafından davacıya verilmiş bir zarar bulunmadığını, vekalet ilişkisinin kötüye kullanıldığını belirten tek bir somut vaka dava dilekçesinde bulunmadığını, davacının eşi … tarafından işlerin kötü olması nedeni ile ortaklığın sonlandırılması talep edildiğini, şirket adına kayıtlı makineler, araç gereç, hesaplandığını ve tarafların anlaştıklarını, davacını şirketin tamamı aldığını, bankalara olan taksitleri ve diğer borçları ödemeyi kabul etmiş olmasına rağmen ödeyemediğini, bunun üzerine adına kayıtlı evlerin ve leasing kullanılarak alınan makinelerin icra yolu ile satılmaması için abisi olan … ile tekrar görüştüğünü ve şirketi tekrar almasını söylediğini, bunun üzerine tekrar şirketin paylarının …’e devredildiğini, 22.11.2018 tarihi protokolün taraflarına tebliğ edilmediğini, protokolde bulunan imzaların müvekkillerine ait olup olmadığının incelenemediğini, HMK gereği iddiasını davacının ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenilmesine muvafakat etmediklerini savunmuş davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı …. 23/05/2023 tarih, …. sayılı görevsizlik kararı sonucu dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.), “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”, hükümleri mevcuttur.
Mahkememizin 16/10/2023 tarihli tensip tutanağı uyarınca; Arabuluculuk Kanunun 18/A/2.maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkememize ibraz edilmesi için davacı vekiline 1 hafta kesin süre verilmiş davacı vekili tarafından bu süre içinde anlaşmaya varılmadığına dair son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğininin mahkememize sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davanın ticari dava olduğu, TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildiği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, …. 23/05/2023 tarih, …. sayılı görevsizlik kararından sonra dosya mahkememize tevzi edilmeden öncede arabulucuya başvurulmadığı, dava şartı noksanlığının giderilmediği anlaşıldığından Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıda yazılı karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 269,85TL harçtan peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile kalan 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
5-AAÜT uyarınca belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.21/11/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip ….
e-imza