Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/104 E. 2023/124 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/104 Esas
KARAR NO : 2023/124

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARARYAZ. TRH: 17/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “…. …./ Ankara adresinde bulunan …k Apartmanının çatı dış cephe mantolama işinin yapılması için 16/06/2022 tarihinde müvekkili şirket ve davalı yan tarafından dilekçeleri ekinde sunulan eser/yapı sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşmede müvekkili sorumluluğunda bulunan edimlerin her birinin tam ve eksiksiz, süresinde yapıldığını, davalı yanın sözleşme bedeli olan 910.000-TL ücretin ödenmesini yapmadığını, peşinat olarak yansıtılan 225.000-TL’nin ödendiğini, peşinatın gecikmesinin ödeme işleminin gecikmesi nedeniyle malzeme fiyatlarının arttığını, müvekkili şirketin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, işe başlama tutarı ile iş sonunda çıkan tutarın uyuşmadığını, sözleşmeye göre ve işin bitiş tarihine göre fiyat artış endeksi hesaplandığında müvekkili şirketin alacağının ancak bu şekilde tespit edebileceğini, belirsiz alacak davası açtıklarını…, müvekkiline ödenmeyen işin tutarının belirlenmesini, ana paranın gecikmiş yasal faizi ile birlikte, KDV sinin işin güncel bedelinin hesaplanarak müvekkiline ödenmesini, yargılama ve vekalet ücreti giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine…, ” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Tensip aşamasında karar verildiğinden cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağı, taraflar arasında imzalanılan 16/06/2022 tarihli yapı sözleşme sureti ibraz edildiği görülmüştür.
Ankara Bam 3.Hukuk Dairesinin 2022/2848 E,2023/74 K sayılı ilamının tetkikinde “…Davacı-site yönetimi, dava dışı … tarafından açılan davanın yapılan yargılaması sonucu hüküm altına alınan miktarın adı geçene ödendiği, yapılan ödemeden kusur oranına göre davalı güvenlik şirketinin sorumlu olduğunu, ödemenin tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir. Davanın tarafları arasında davalı site yönetimi ile davalı güvenlik şirketi arasında güvenlik hizmeti verilmesine ilişkin sözleşme yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. 6502 Sayılı Kanun’un 3. maddesinde “ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, i)Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, k)Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, l)Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade eder hükmü ile, 73. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü bulunmaktadır. Davanın dayanağı olan güvenlik hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmesinin niteliği itibariyle bir tüketici işlemi olduğunda ve davalının 6502 sayılı Kanun’un 3/1-k maddesi gereğince tüketici sıfatını taşıdığında ihtilaf yoktur. Dolayısıyla temel ilişki tüketici işlemi olup davaya bakma görevi 6502 sayılı Kanun’un 73. maddesi gereğince Tüketici Mahkemesi’ne aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Mahkemece, 6502 sayılı Kanun gereğince Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu eldeki davada, davayı görme yetkisinin münhasır Tüketici Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek, davanın esası hakkında karar verilmesinde isabet bulunmamıştır….” ,Ankara Bam 31.Hukuk Dairesinin 2022/924 E,2022/935 K sayılı ilamında “….Davacı (Site Yönetimi), dava dışı … Proje San. Ve Tic. Ltd. Şti ile imzalanan 01/05/2015 tarihli eser sözleşmesi gereğince, davalı tarafından takip ve dava konusu 3 adet senedin teminat olarak verildiğini, dava dışı şirket tarafından işe hiç başlanılmadığını, senetlerin teminat olarak verildiğinin sözleşmede kararlaştırıldığını belirtmiştir. Dava dışı şirket ile imzalanan sözleşmenin teminata ilişkin hükümler başlıklı 9.maddesinde; yüklenicinin idare adına sözleşme bedeli kapsamında ilk hak edişlerine karşılık teminat senedi vereceği, teminat senedinin şirket adına verilecek olmakla birlikte; şirket sahibi tarafından imza edileceği ve adı ve soyadının senette yer alacağı kararlaştırılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde; takip konusu alacağın, söz konusu sözleşmeden kaynaklı kefaletine ilişkin olduğunu bildirmiştir. Davacı ve davalı beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; takip ve dava konusu senetlerin dava dışı şirketle yapılan sözleşme gereğince, davalı tarafından keşide edilerek davacıya verildiği, davalının senetlerle dava konusu sözleşme gereğince borç altına girdiği anlaşıldığından, işin esasına girilerek, toplanacak delillere göre bir değerlendirme yapılıp sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, davalının pasif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.-6 maddesi gereğince kaldırılmasına… Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Ankara 14. Tüketici Mahkemesi’nin 24/05/2022 gün ve 2021/455 Esas 2022/206 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,” karar verildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili talep edilmiş, tensiben karar verilmesi nedeniyle davalı savunmasının bulunmadığı görülmüş olup;
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında Kanun’un 3. maddesinde tüketicinin; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işleminin ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği belirtilmiştir.
6502 sayılı yasanın 73. maddesinde ise, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
HMK.’nun 114. ve 115.maddeleri de ise, mahkemenin görev hususunun dava şartı olduğu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen nazara alınacağının düzenlendiği görülmüştür.
Davalı Site Yönetimi ile davacı arasında eser sözleşmesi imzalandığı, davalının yasada tamamlanan şekilde tüketici olduğutaraflar arasındaki sözleşmenin de tüketici sözleşmesi olduğu, davacının tüketici olması nedeni ile davaya bakmaya görevli mahkemenin genel mahkeme değil, Tüketici Mahkemesi olduğu , görevlerle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği de dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usûlden reddine karar vermek gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Ankara TÜKETİCİ Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama harç ve giderlerinin ve adli yardım talebinin yetkili ve görevli Mahkemede dikkate alınmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avasından kullanılmayan bakiye kısmın HMK’nun 333 . Maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik ve Yetkisizlik kararı hakkında, taraflardan biri tarafından süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ve işbu karar kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili ve görevli mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 17/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.