Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/102 E. 2023/170 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/102 Esas – 2023/170
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/102 Esas
KARAR NO : 2023/170

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/02/2023
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 18/09/2022 tarihinde davalı gerçek kişinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın park halindeki …plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sigorta şirketine zarar için başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığı bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle … plakalı aracın trafik kaydına karar kesinleşinceye kadar satışı ve devri engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar için 100TL , değer kaybı için 100TL , kazanç kaybı için 100TL olmak üzere toplam 300TL’nin sigorta şirketi yönünden limitleri aşmayacak şekilde davalı gerçek kişi yönünden kaza tarihinden sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara tebligat yapılmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava ; trafik kazasından doğan maddi tazminat davası niteliğindedir.
Davacı vekiline davalı sigorta şirketi yönünden Arabuluculuk Kanunun 18/A/2 maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına dair tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya ibraz edilmesi için 1 hafta kesin süre verilmiş, buna ilişkin 14.02.2023 tarihli tutanak davacı vekiline 19.02.2023 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davacı vekili tarafından tarafından dosyaya arabuluculuk anlaşamama tutanağı ibraz edilmemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Kabul tarihi 06/12/2018 olan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 21. 22. 23. ve 24. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 22- 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
MADDE 23- 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu yasal düzenleme ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıkca ifade edilmiştir .
Dava tarihi olan 14/02/2023 tarihinden önce davacının davalı sigorta şirketi yönünden zorunlu arabulucuya baş vurulmadığı anlaşılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. Fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz acısından özel dava şartı olduğundan ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK 114 ve 115. Maddeleri gereğince davalı şigorta şirketi aleyhine açılan dava yönünden dava şartı yokluğundan reddine,
Davacı … yönünden ise ; 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda , dava konusu uyuşmazlık trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı, kazanç kaybı ve hasar bedeline yöneliktir. Davacı ve davalı … tacir olmadığı , … plakalı aracın dosyada mevcut sigorta policesine göre otomobil niteliğinde olduğu ve … tarafından sigortalandığı, kaza tespit tutanağından da aracın kaza sırasında davalı … tarafından kullanıldığından ve dava haksız fiilden kaynaklanmakta olduğundan mutlak ticari dava niteliğini taşımaz.
Tüm bu acıklanan nedenler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalının tacir olmadığı ve davanın haksız fiilden kaynaklandığı, davanın mahkememizin görev alanına dahil olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin davanın görülme yeri genel mahkemeler olduğu anlaşıldığından, 6102 sayılı Kanunun 4.maddesi ile HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli oluğuna aynı yasanın 114/1-c maddesi gereğince görev dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından ve dava şartı gerçekleşmediğinden görev yönünden davanın usülden reddi gerektiği sonucuna varılarak davanın mahkememizin görevsiz olması nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir. ( Ankara Bölge Aliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 18/10/2017 tarih 2017/694-1163 sayılı kararları )
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Sigorta Şirketi aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK ‘nun 114/1 c delaleti ile 115/2 mad. gereğince usulden REDDİNE,
3-Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
4-HMK 20/1 md. uyarınca süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınması ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflar ihtarına,
5-Red edilen dava yönünden alınması gerekli harcın peşin yatırıldığı anlaşıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 md. Gereğince görevli mahkeme tarafından dikkate alınmasına,
7-Tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2023