Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/849 E. 2023/463 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 11. … MAHKEMESİ
T.C.

11. … MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/849 Esas
KARAR NO : 2023/463 Karar

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26.12.2022
KARAR TARİHİ : 23.06.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26.06.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin aracılığında 29.03.2021 tarihli … ile davalı taraf ve dava dışı … , … adına kayıtlı … parseldeki taşınmazın davalıya 2.265.00-TL bedelle satışı hususunda anlaşma imzalandığını sözleşmeye konu taşınmaz davalı adına tescil edildiğini ancak davalı tarafça müvekkilinin satış bedelinin %2 ‘sine tekabül eden komisyon ücretini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından… esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalının yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, belirtilen nedenlerle tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla itirazının 45.300.00-TL Komisyon ücreti ve bu miktara ödeme taşınmazın davalıya devir tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ve ferileri yönünden kaldırılması takibin devamına davalının Alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, harçlar kanunu 29/2 gereği ödenen peşin harcın mahsubuna, ayrıca yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususların kabulünün mümkün olmadığını icra takibine konu simsarlık sözleşmesi kanunda ve yerleşik içtihat kararlarında belirlenen zorunlu unsurları ihtiva etmediğinden geçerli bir sözleşme olmadığını, müvekkilinin bu sözleşmeden kaynaklı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkilli ile bu sözleşmeyi yaparken müvekkiline karşı söz konusu taşınmazın üzerinde pek çok icra takibi olduğunu gizleyerek müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkil tapu devrini yapamadığı gibi davacıya da ödemeler de yaptığını, müvekkilli taşınmazı üzerine icralık olduğundan alamayıp satıcıya da kapora ödenerek bağlandığından söz konusu taşınmazın icra borçlarını da ödeyerek ancak bu taşınmaza sahip olabildiğini, davaya konu emlakçılık sözleşmesinde de görüleceği üzere davaya konu taşınmazın mülk sahibi ile müvekkili ve davacı arasında yapılan bir sözleşme olmadığını, taşınmazın hisseli olduğunu, davacının sunduğu sözleşmenin geçersiz olduğunu, ifa imkansızlığı söz konusu olduğundan geçerli bir sözleşmenin şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin şahıs olduğundan dolayı yetkili ve görevli Mahkemeler … Tüketici Mahkemeleri olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının tamamen kötü niyetli olarak hak talebinde bulunduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açılan haksız icra takibi ve bu davadan dolayı asıl alacak iddiasında bulunan tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir .
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava ; 29.09.2021 tarihli alım-satım aracılık sözleşmesi kapsamında komisyon ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan, … … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
… … tarafından gönderilen davacı …’ın tacir olup olmadığına ilişkin tüm bilgi ve belgeler mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
… / … tarafından gönderilen … parsel sayılı taşınmazın satış senetleri mahkememiz dosyası arasına alınmıştır .
… …. esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden gönderilmiş ve mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya uyuşmazlık konusu iş tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın … veya diğer kanunlarda o davaya … Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı …’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar … Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, … Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı …’ndan ve 6102 sayılı …’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
TTK. nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmış olup bu maddeye göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmemiz yargı işleri tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Ayrıca …nun da düzenlenen hususlar ile Medeni Kanun ve Borçlar Kanunuda düzenlenen bazı dava türlerinin ticari dava olduğu belirtilmiştir. TTK. nun 5. maddesinde ise ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla … Mahkemesinin görevli olduğu düzenlenmiş ve … Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Taraflardan biri tacir değilse veya gerçek kişi tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmesiyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olayda; … … tarafından mahkememize gönderilen yazı cevabında davacının işletme esasına göre defter tuttuğu, alım satış tutarlarının ilgili dönem için belirlenen üst sınırı aşmaması nedeniyle tacir sıfatının bulunmadığı ve davanın mutlak ticari dava olmadığı göz önüne alınarak görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış olup, görev ile ilgili hususlar kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yoktuğu nedeniyle HMK. 114/c ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK 114/1-c 115/2 maddeleri gereği davanın usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde müracaat halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde HMK 20/1 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin taraflara ihtarına ,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin HMK 331 gereği görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememiz Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2023

Katip …
¸ e-imzalıdır

Hakim …
¸ e-imzalıdır