Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/640 E. 2022/693 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/640 Esas – 2022/693
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/640 Esas
KARAR NO : 2022/693

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2022
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARARYAZ.TRH : 10/10/2022
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Müvekkil şirket … Telekomünikasyon A.Ş. ile davalı … Gençlik Federasyonu arasında 7000001140 nolu hat üzerinden kurumsal tip abonelik sözleşmesi akdedildiğini, davalı borçlu adına düzenlenen Aralık 2016- Ocak- Şubat- Mart- Nisan 2017 tarihli faturaların ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını, borçlunun 06.09.2022 tarihinde takibe itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, ilamsız icra takibine itiraz eden takip borçlusunun yapmış olduğu itirazın takibi durdurması üzerine haksız itiraza karşı vekil eden … Telekomünikasyon A.Ş. adına açılacak olan itirazın iptali davasından önce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/a maddesi gereğince söz konusu uyuşmazlık konusunun kurumsal tip abonelik sözleşmesinden doğan alacak olması sebebi ile dava şartı yerine getirilerek arabuluculuk başvurusu yapıldığını, haklı davasının kabulüne, … İcra Müdürlüğü … dosyasına vakii itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava yargılama giderleri ve sair tüm masrafların borçlu davalıya yükletilmesine…. ” karar verilmesini talep ettiği görüldü
SAVUNMA:
Tensip aşamasında karar verildiği için davalıya tebligat yapılamadığı ,cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Davacı tarafça abonelik sözleşme ve dosya suretinin , ödenmediği belirtilen Aralık 2016- Ocak- Şubat- Mart- Nisan 2017 tarihli fatura suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Ankara Bam 4.Hukuk Dairesinin 2021/726 E,2022/1361 K sayılı ilamında Memur … Federasyonu aleyhine açılan davada “…Dava, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde; Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılıp karar verilmiş olduğundan, öncelikle davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının incelenip değerlendirilmesi gereklidir. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; dava, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalının tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla dava, nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığı gibi, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan da değildir. Tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak ” denildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça telefon aboneliğinden kaynaklı olarak davalı Federasyon aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talep edilmiş olup;
Abonelik sözleşmesine dayalı alacak nedeniyle olarak itirazın iptali talep edilmiş ise de; davalı Federasyonun tacir olmadığı davanında nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığı, dava konusunun TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan da olmadığı, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla dava şartı yokluğun davanın usulden reddine ve aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
Yargılama gideri ve harç konusunun yetkili ve görevli Mahkemede dikkate alınmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avasından kullanılmayan bakiye kısmın HMK’nun 333 . Maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair Tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 07/10/2022