Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/555 E. 2022/887 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/555 Esas
KARAR NO : 2022/887

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARARYAZ.TRH: 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Yargılama esnasında davacıya bakiye poliçe limiti kadar ödeme yapılmış ise de; tüm itirazlara rağmen bu durum BAM ve Yargıtay tarafından atlanmış ve davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verilmiştir. Bu hata sebebiyle müvekkil şirket poliçe limitinin 2(iki) katı kadar ödeme yapmak zorunda bırakılmıştır. Bu sebeple yargılamanın iadesi yoluyla işbu kararın düzeltilmesi ve konusuz kalma kararı verilmesi gerekmekte olduğunu Müvekkil şirketin davacıya 03.10.2018 tarihinde 196.125,43-TL ödeme yaptığını. sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti dahilindedir. bu durum gözetilmeden istinaf ve temyiz taleplerimizin reddine karar verilmesi ağır yargı hatası olup hukuka aykırıdır.Tüm teminat limiti üzerinden kabul kararı verilmesi mükerrer ödemeye ve neticeten davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiğini. Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirkete, 08.03.2011-08.03.2012 tarihleri arasında 39165257 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu. Bu kazadan dolayı müvekkil şirketin azami sorumluluğu 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu. Müvekkil şirketin ilk olarak bu davadan da önce SGK’nın geçici iş göremezliğin rücusuna ilişkin olarak aleyhimize açmış olduğu Ankara …İş Mahkemesi’nin … E. sayılı ilamı neticesinde 10.11.2014 tarihinde 3.874,57-TL ana para ödemesi yaptığını, İşbu dava devam ederken de müvekkil sigorta şirketi tarafından davacı …’a 03.10.2018 tarihinde bakiye limit olan 196.125,43-TL ödeme yapıldığını.Müvekkil sigorta şirketi tarafından yapılan bu ödemeler neticesinde şirketin poliçe limiti tükendiğini ve kanuni olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini. Limiti aşan zarardan ise sürücü ve işleten sorumlu olabileceğini, Davacının, kazaya karışan iki aracın da … Sigorta’ya sigortalı olduğu iddiası mevcut ise de bunun kabulü mümkün değildir. Ödeme davaya ilişkin olarak zararı karşılama amacıyla yapılmıştır. Yine böyle bir ödeme alındığını davacı bilmekte olmasına rağmen mahkemeye beyanda bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini Ayrıca kazaya karışan tek bir araç(…) ve 3 farklı yaya vardır. Yayaların park edip indikleri … plakalı aracın kusur dağılımında herhangi bir yeri olmadığnı. Dolayısıyla da aslında kazada tazminat talebinde bulunabilinecek tek bir araç(…) mevcut olduğunu, Bir an için aksi düşünülse dahi; kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için diğer aracın sigortacısının da sorumluluğuna gidileceği kabul edilse dahi; park halindeki araca herhangi kusur atfı olmadığından ve … plakalı araç %100 kusurlu bulunduğundan her koşulda kusursuz olan diğer aracın sorumluluğuna gitmek hukuken söz konusu olmayacağını…. Sonuç olarak müvekkil şirketin işbu kazadan dolayı davacıya karşı tazminat sorumluluğu 200.000,00-TL ile sınırlıdır. Müvekkil şirket yargılama esnasında bakiye poliçe limiti olan 196.125,43-TL’yi davacıya ödediğini. Yargılama neticesinde de hükmedilecek azami tutar bu olduğunu. Yerel mahkeme, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından bu hususun irdelenmemesi ağır yargılama hatasıdır ve hukuka aykırı olduğunu. Davacının hükme esas alınan hacettepe üniversitesi raporu hatalı olup itirazlara rağmen çelişki giderilmeden hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu Davacı yanın işbu davaya konu kaza sebebiyle post travmatik stres bozukluğu yaşadığı gerekçesi ile %53 olarak belirlenmiş olan maluliyet oranı hatalı olduğunu, Dosyada mübrez Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen 28.05.2015 tarihli raporda davacının maluliyet oranı %8 olarak tespit edilmiştir. Davacının maluliyeti tam olarak tespit edilebilir hale gelmeden yerel mahkemece davacı yanın %53 malul olduğunun kabulü ile tazminata hükmedilmesi ve akabinde istinaf talebimizin esastan reddedilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu Görüldüğü üzere Hacettepe Üniversitesi ATK ABD tarafından 13.11.2017 tarihinde düzenlenen maluliyet raporu ile Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen 28.05.2015 tarihli rapor arasında fahiş bir fark bulunmakta olduğunu. Ayrıca yine bağımsız medikal … tarafından düzenlenen rapor ile de maluliyet oranı rasyonel bulunmamıştır. Söz konusu tıbbi mütalaa raporu da daha önce dosyaya kazandırıldığını. Davacı yanın mevcut yaralanması için raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu Davacının posttravmatik stres bozukluğu yaşadığı gerekçesiyle, sürekli maluliyet durumunun olduğunun iddiası, kabul edilemez olduğunu. Nitekim işbu durum nedeniyle davacının sürekli olarak tedaviye devam edip edilmediğine ilişkin herhangi bir kayıt da dosyada bulunmamakta olduğunu. Dolayısıyla bahse konu tanı nedeniyle davacının sürekli sakatlık hali olduğunun kabul edilmesi gerek genel tıp kabullerine, gerekse maluliyet tespiti genel yaklaşımlarına uygun olmadığını, Post travmatik stres sendromu, travmatik hadiselerden sonra görülebilen o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur. Bu bozukluğun sürekli ruhsal bozukluk olarak kabul edilebilmesi için uygulanacak maksimal medikal tedaviye rağmen kişinin yaşamını etkileyen bulguların devam ediyor olması gerekmekte olduğunu…. Yargılama aşamasında sübut bulan ağır yargılama hataları ve noksanlarıyla verilen karar hem müvekkil şirketin mükerrer ödeme yapmasına hem de davacının sebepsiz zenginleşmesine mahal verdiğini. Davacı hak etmesi gereken tutarın 2(iki) katı tutarında tazminat edindiğini. Dosyanın ayrı bir esasa kaydedilerek müstakil bir dava gibi görülmesi gerekmekte olduğunu… Yargılamanın iadesi talebinin kabulüne, Yargılama esnasında zarar karşılanmış olduğundan davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “….yargılanmanın iadesi talepli dilekçesinde davalının esasa ilişkin olarak ileri sunduğu hususların gerek istinaf dilekçesi, gerekse temyiz dilekçesinde daha önce ileri sürüldüğünü ancak kabul görmediğini. böylece kabul görmeyen hususların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini. Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen hususlarda yeniden yargılama yapılması yasal olmadığını. davacı açısından sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığını, 29/05/2011 tarihinde … plaka sayılı araç ile … plakalı aracın karıştığı çift yönlü trafik kazası meydana geldiğini. Meydana gelen kaza neticesinde, … …’un kullandığı … plaka sayılı araçta yolcu olan müvekkilin ağır yaralandığını. … …’a ait … plaka sayılı aracın davalı …Ş. tarafından 32869316 nolu ZMSS trafik poliçesinden 200.000 TL, …’a ait … plakalı sayılı aracın ise davalı …Ş. tarafından 39165257 nolu ZMSS trafik poliçesinden 200.000 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL üst limit ile sigortalandığını, -Kaza nedeniyle ciddi şekilde yaralanan müvekkilin yoksun kaldığı maddi kaybın tahsili için davalı şirkete, 29/03/2016 tarihinde …’a ait … plakalı aracın poliçesinden kaynaklı Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile maddi tazminat davası açıldığını. Yargılama sırasında alınan 12/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilin zararı 408.136,77 TL. Olarak tespit edildiğini Müvekkilin uğradığı zararın … plakalı aracın poliçe limitinden çok daha fazla olduğunun anlaşılması üzerine, tarafımızca 15/12/2017 tarihinde, … …’un kullandığı … plaka sayılı araçta yolcu olup 3.kişi konumunda olan müvekkil lehine … aracın trafik poliçesinden dolayı davalı … şirketine başvuru yapıldığını. Davalı … tarafından dava tarihinden sonra, 03/10/2018 tarihinde taraflarına ödeme yapıldığını. taraflarınca davalı şirkete … plakalı aracın poliçesi nedeniyle yapılan bir başvuru bulunmadığını. Taraflarınca yapılan başvurunun … plakalı aracın poliçesinden kaynaklı olarak yapıldığını. Nitekim ödeme de dava açıldıktan yani taraflarınca yapılan 15/12/2017 tarihli başvurudan sonra gerçekleştirildiğini. Nitekim müvekkile hangi aracın poliçesinden kaynaklı ödeme yapıldığının tarafımızca bilinmesi de mümkün olmadığını Dolayısıyla davalı şirketin %100 kusurlu olduğunu belirterek başvuru yapılmayan ve dava konusu edilen aracın poliçesinden kaynaklı ödeme yapıldığını belirtmesi kötüniyetli olduğunu gösterdiğini dosyada mevcut, 22/08/2011 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı raporunda; … plakalı aracın sürücüsü …’ın asli kusurlu, … …’un ise tali kusurlu olduğu belirtildiğini. Bu olayda müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığını. Kaza her iki aracın müşterek kusuru sonucu meydana geldiğini… Görüleceği üzere gerçekleşen olayda her iki aracın sürücüsü de kusurlu olduğunu, Bu nedenle davalı … … plakalı sayılı aracın 39165257 nolu trafik poliçesinden dolayı 200.000 TL, … plaka sayılı aracın 32869316 nolu trafik poliçesinden dolayı 200.000 TL Olmak üzere toplam 400.000,00 TL Üst limit ile müvekkilime karşı sorumlu olduğunu. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede müvekkilimin zararının 408.136,77 TL olduğu tespit edildiğini, Müvekkilimin zararı her iki poliçe üst limiti toplamından düşük olduğunu. Kazaya sebebiyet veren her iki aracın davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğundan davalı şirketin müvekkile karşı sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerektiğini… Davalı …, kazaya sebebiyet veren her iki aracı da sigortalayan şirket olduğundan müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Kusur durumu davalı şirketin kendi iç ilişkisi olduğunu, Müvekkilin maluliyet oranını belirleyen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından verilen 13/11/2017 tarih 2609 sayılı rapor Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini. Bu rapora ilişkin davalı itirazları istinaf ve Yargıtay tarafından incelenmiş ve bu inceleme yapıldıktan sonra mahkeme ilamı onanarak kesinleştiğini Dolayısıyla davalının istinaf ve temyiz dilekçesinde öne sürdüğü itirazların tamamı istinaf ve Yargıtay tarafından incelenmiş olduğundan artık bu aşamada yargılanmanın yenilenmesi gerekçesi olarak gösterilmesi mümkün olmadığını. davalının yargılanmanın iadesine ilişkin taleplerinin reddine” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Dosyanın tetkikinde; Mahkememizin … esas, 2019/91 karar sayılı ilamı ile… ” 29/05/2011 tarihinde … …’a ait aracın çevre yolunda arızalanması üzerine aracın sağa çekildiği gerekli güvenlik önlemlerinin alındığı, davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın dava ihbar olunan sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken …’ın alkol etkisinde iken %100 kusuru ile davacı ve yanındakilere çarparak davacının %53 oranında daimi iş gücü kaybına uğrayacak 18 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kalacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği oluşan kazada davacının ve davacının yanında bulunduğu araç sürücüsü … …’un herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 362.223,31 TL kalıcı iş göremezlik zararı ile 9.148,50 TL geçici iş göremezlik zararının bulunduğu, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti olan 200.000,00 TL ile sınırlı olduğu bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla davacı vekilinin davasının sürekli ve geçici iş göremezlik yönünden kabulü ile bakıcı giderleri yönünden reddi ile… Davacının davasının kısmen kabulüne, 9.148,58-TL geçici iş gücü kaybı, 190.851,42-TL sürekli iş gücü kaybı olmak üzere 200.000,00-TL tazminatın dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının bakıcı giderine yönelik talebinin reddine…” karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının davalı … tarafından istinaf edildiği, istinaf dilekçesinde ödeme dekontu da eklenerek” davacı yana davalı … tarafından 03/10/2018 tarihinde 196.125,43-TL ödeme yapıldığının…, ödeme tarihinde davacı yanın zararının karşılandığının…, davacının maluliyet oranının hatalı olduğunun, sağlık bir şekilde yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinin, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından 13/11/2017 tarihinde düzenlenen maluliyet raporu ile Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen rapor arasında fahiş bir çelişki bulunduğunun…,” belirtilerek istinaf talebinde bulunulduğu, istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/1178 esas, 2021/1792 karar sayılı ilamı ile İstinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İstinaf Mahkemesinin kararı üzerine davacı Sigortanın 26/10/2021 tarihli temyiz dilekçesi ile istinaf talebine konu sigorta ödemesi ve maluliyet raporları arasındaki çelişki gerekçe gösterilerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına davacının davasının reddine, karar verilmesini talep ettiği, dilekçe ekine ödeme belgesinin de eklendiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/06/2022 tarih, 2021/25314 esas, 2022/8976 karar sayılı ilamı ile mahkeme ilamının onanmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidilmediği, 23/08/2022 tarihli dilekçesi ile Yargılamanın İadesini talep ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça davalıya asıl dava yargılaması sürecinde ödemede bulunulduğu, karara esas alınan maluliyet raporu ile daha önce Sağlık Bakanlığı Hastahanesinden alınan rapor arasında çelişki bulunduğu belirtilerek yargılamanın iadesi talep edilmiş olup;
Davacı tarafça yargılamanın iadesi talep dilekçesine ekli 13/10/2018 tarihli havale makbuzunun ve ödeme belgelerinin 13/10/2018 tarihli olduğu, mahkememizin önceki yargılama safahatında oluşturulduğu, iki rapor arasındaki çelişki ve ödeme belgelerinin davacı tarafça 01/03/2019 tarihli istinaf ve 05/11/2021 tarihli temyiz dilekçelerine eklenmek suretiyle yasa yollarına konu edildiği, ödeme belgelerinin karardan sonra yeni elde edilen HMK 375 maddesinde sayılan belge niteliğinde olmadığı gibi raporlar arasındaki çelişki ve ödeme belgelerine dayalı istinaf ve temyiz taleplerinin ayrı ayrı red edildiği yargılamanın iadesi şartlarının gerçekleşmediği, yargılamanın iadesi talebi, bu talebe ekli belgeler ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla yargılamanın iadesi mesmu olmadığından talebin HMK 374,375, 379 m uyarınca reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Yargılamanın iadesi davası Mesmu olmadığından talebin reddine,
Red harcı peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,hükmün kesinleşmesi halinde bakiye vansın iadesine,
Av.As.Üc.Ta uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünü karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.