Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/527 E. 2022/1007 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/527 Esas – 2022/1007
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/527
KARAR NO : 2022/1007
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
K.YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası başlatılan icra takibinin davalılar vekilinin itiraz etmesi üzerine durduğunu, davalıların takibe itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalıların ikametgahları Ankara da olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığını, davalıların, müvekkili şirketin halen ortağı olduklarını, 2019 yılına kadar da müdür sıfatı ile şirketi yönettiklerini, işbu davaya konu edilen alacak talebinin de, ilgililerin müdür iken vermiş oldukları zararlara yönelik olduğunu, şirketin 14.12.2019 tarihinde yapılan Genel Kurulunda şirketin geçmiş dönem hesaplarının YMM veya bağımsız bir denetim şirketine incelettirilmesi için Müdürler Kuruluna yetki veriliğini, Müdürler Kurulu tarafından şirketin hesaplarının … YMM A.Ş’ne incelettirildiğini ve hazırlanan raporun 2021 yılı Eylül ayında yapılan Genel Kurula sunulduğunu, raporun genel kurulda tüm oybirliğiyle kabul edildiğini, bu rapor ile zarar ve amillerinin tespit edildiğini, 2.9.2021 tarihli genel kurulda gereğinin yapılması hususunda müdürlerin yetkilendirildiğini, davalıların şirketten usulsüz şekilde para aldıkları, aldıkları bu paraları şirkete iade etmedikleri ve bu surette şirketin zararına zenginleştiklerinin tespit edildiğini, her ne kadar şirket kayıtlarında sadece davalı … borçlu gibi kayıt atılmış ise de buna göz yuman, dönemin müdürü olan davalı …’ın da aynı borçtan sorumlu olduğunu, davalıların (kendi dönemlerinde tuttukları) muavin defter kayıtları ile sabit olan borçlarını müvekkili şirkete halen ödemediklerini, alacağın likit olduğunu, alacaklarının güvence altına alınması için şirket hisselerinin devrini önler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların takibe itirazlarının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın temelinin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayandığını, sorumluluk davası açabilmesi için genel kurulda buna ilişkin bir karar alınmış olmasının zorunlu olduğunu, ancak davacının dayandığı genel kurulda bu konuda bir karar alınmadığını, müvekkillerin tam anlamıyla ısmarlama bir şekilde ve talimatla hazırlanan tam tasdik raporunu ve özel amaçlı denetim raporunu kabul etmesinin söz konusu olmadığını, bilirkişi tarafından ticari defterlerin detaylı incelenmesi sonucunda raporların gerçeği yansıtmadığının ortaya çıkacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, yönetim kurulu üyeleri zımnen ibra edilmiş olduğundan sorumluluk davası açılamayacağını, ortaklığın YK üyeleri aleyhine sorumluluk (tazminat) davası açabilmesi için, yöneticilerin kusurlu davranışı sonucu fiili bir zararının oluşması gerektiğini, müvekkillerinden … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı şirket vekilinin, söz konusu kayıtların sadece müvekkilleri tarafından tutulduğu hususunun gerçekle bağdaşmadığını, müvekkillerinin şirketten usulsüz para aldıkları, aldıkları bu paraları şirkete iade etmedikleri ve bu surette şirketin zararına zenginleştiklerine ilişkin iddiaların doğru olmadığı, müvekkillerinin kusurlu davranışları ile şirketi zarara uğratmadıklarını savunmuş davanın reddine, takipte talep edilen tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere en yüksek faiziyle kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, limited şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı şirket vekili, davalıların şirket yönetimde oldukları dönemde şirkete vermiş oldukları zararlara yönelik takibe itirazın iptali davası açmış olduklarını beyan etmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki başlıklı 14/2 maddesinde; ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü mevcutttur.
HMK’ 114/ç maddesinde “Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.” dava şartları arasında sayılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan 09/09/2019 tarih 9904 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 242.sayfasında yer alan ilana göre davacı şirketin Çorum Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğu ve şirket merkez adresinin Üçtutlar Mahallesi Ayarık Bağları No:109 Merkez/Çorum olarak yazılı olduğu, davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede ve takip talebinde adresin Çorum adresi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, somut olayda, davalıların şirket yöneticisi oldukları dönemde şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla şirket zararının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasına bakmaya HMK 14/2 maddesi uyarınca davacı … Eğitim Danışmanlık ve Yayıncılık Ticaret Limited Şirketinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin bulunduğu yer olan Çorum Asliye Ticaret (Asliye Hukuk) Mahkemesinin kesin yetkili olduğu, Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından, kesin yetki kuralı dava şartı olduğundan resen dikkate alınmış, HMK.114/ç ve 115.maddesi uyarınca Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıda yazılı karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK.14/2 ve 114/1-ç maddeleri uyarınca mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Dosyanın görevli ve yetkili Çorum Asliye Ticaret (Asliye Hukuk)Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20/1 maddesi uyarınca; süresi içerisinde kanun yolunda başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanunun yoluna başvurulup red edilirse bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.22/12/2022