Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/450 E. 2023/21 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/450 Esas
KARAR NO : 2023/21
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
KARARYAZ.TRH: 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “…”Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 27/01/2016 tarihinde, ayrıntısı ekli sözleşmede belirtilen Ankara ili Polatlı ilçesi Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan imarın 109 ada 2 parselinde yer alan arsa üzerinde yapılacak fabrika binasına ait inşaat ruhsat eki tüm projeler çizilerek, ilgili idaresine onaylattırılıp, inşaat ruhsatı ile birlikte işverene (davalıya) teslim edilmesi hizmetlerinin müvekkil tarafından görülmesi ile ilgili sözleşme imzalanmıştır. 08 Nisan 2016 tarihli İnşaat Ruhsat eki olan Mimari, Elektrik, Tesisat projelerine (mal sahibi-müteahhit tarafından) uygun inşaat yapılmadığından dolayı (projedeki mahal değişikliği ve fazla inşaat alanı yapıldığından) tadilat ruhsatı alınması gerekmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında ise müvekkil firmanın hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Davalı firma projeye aykırı olarak imalat yapmış ve OSB ile sorun yaşamıştır. Davalının iskân raporu için Polatlı OSB başvurması ile OSB yetkililerinin yerinde incelemeleri sonucu, tadilat ruhsatı alınmadan iskan (Yapı Kullanma izin belgesi) verilmeyeceğinin mal sahibi davalı firmaya bildirilmesinin ardından, davalı, tadilat ruhsatının alımı için önceki sözleşmeye ek niteliğinde olmak üzere müvekkile başvurmuştur. Müvekkil tarafından yerinde alınan ölçümlerle yeni mimari proje oluşturulmuş, OSB onayından sonra mekanik ve elektrik projelerin de tadilatları çizilerek OSB’ den 12 Nisan 2017 tadilat ruhsatı alınmıştır. Davalının, 21 Haziran 2017’de aldığı iskân (Yapı Kullanma izin belgesi) bu tadilat ruhsatı üzerinden verilmiştir. İskanda tadilat olarak belirtilmiştir. Tadilat işi de doğal olarak esas işin parçası olarak yapılmıştır. Müvekkil tadilat işi olduğu için, davalıya fazla bir külfet olmaması açısından, oda rakamlarının altında bir ücret (8.000.-TL + %18 KDV) söylemiş, davalı tarafından kabul edilmiştir. Ancak tadilat ruhsatlarına göre iskanını alan davalı, müvekkile ücretini ödememiştir. Bunun üzerine davalıya …noterliği kanalıyla 16/10/2017 tarih ve 30863 yevmiye numarası ile ihtarname ve ekinde 16/10/2017 tarih ve A79001 nolu KDV dahil 9.440.-TL’lik fatura gönderilmiştir. Davalı 18/10/2017 tarihinde noter kanalıyla faturayı iade etmiştir. Bunun üzerine, verilen hizmetin bedelinin tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Davalı haksız bir biçimde borca ve yetkiye itiraz ederek icra takibinin durmasına neden olmuştur.” şeklinde beyanda bulunarak itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle “… yetkili Mahkemenin Polatlı Asliye Ceza Mahkemesi olduğunu, sözleşmenin tüm yan projelerin çizimi ile iskan alınmasına kadar olan dönemi kapsadığını, davacı tarafından imalatın denetlenmediğini, denetimin yapılmaması veya projenin talebe uygun çizilmemesi nedeni ile ek tadilat projesi gerektiğini, faturaya ek projelerin de dahil olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini… ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Taraf delileri toplanılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış mahkememizin 2017/819 E. 2020/331 K sayılı ilamı ile “…Davamıza konu 27.01.2016 tarihli Proje Hizmet Sözleşmesi, 2. madde ile davacının yapacağı işin “Bu sözleşme konusu olan mühendislik, mimarlık hizmetleri, …. parselinde bulunan arsa üzerinde yapacağınız Fabrika binasına ait aşağıda açılımı yapılan inşaat ruhsat eki tüm projeler çizilerek ilgili idaresine onaylattırılıp İnşaat Ruhsatı ile birlikte iş verene teslim edilmesi işlemleridir.” şeklinde tarif edildiği, davalının ise 3. madde ile götürü bir bedel ödemeyi taahhüt ettiği eser sözleşmedir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK’nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17). Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin 5. maddesi yetki sözleşmesi niteliğindedir. Şu halde Ankara Ticaret Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olup, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Polatlı Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün yazı cevabından 140122 ada 2 parsel (eski 109 ada 2 parsel) için yapı kullanma izin belgesi talebinden önce ruhsat alındığı, bu ruhsata dayanak projenin 05.04.2016 tarihinde onaylandığı, inşaatın bitirilmesi akabinde yapı kullanma izin belgesi talebinin reddi nedeni ile tadilat projesi yapıldığı, tadilat projesinin 12.05.2017 tarihinde onaylandığı ve yeniden ruhsat alındığı, devamla yapı kullanma izin belgesi alınabildiği anlaşılmıştır. 27.01.2016 tarihli Proje Hizmet Sözleşmesinin konusu 2. madde ile 109 ada 2 parselde bulunan arsa üzerinde yapılacak Fabrika binasına ait projelerin çizilerek ilgili idaresine onaylattırılıp İnşaat Ruhsatı ile beraber teslimi olarak belirlenmiştir. Dikkat edilirse 109 ada 2 parselde yapılacak fabrika denilmiş, yapılacak işe başkaca bir sınır konulmamıştır. Dosyada bulunan yapı kullanma izin belgesi 109 ada 2 parselde bulunan fabrika binasına ait olup, başkaca bir imara ait verilmiş yapı kullanma izin belgesi bulunmamaktadır. Şu hâlde davacının mahal değişikliği iddiası yerinde değildir. Fazla inşaat alanı yapılması iddiası ise adı geçen parsel üzerinde yapılacak fabrikanın tüm projelerinin çizilmesi işi sözleşme konusu olduğundan dinlenebilir değildir. Ana Projenin ve Tadilat projesinin sözleşme konusu olan 109 ada 2 parselde bulunan arsa üzerinde yapılacak Fabrikaya ilişkin olması, yapılan işin sözleşme kapsamında kalması, işin bedelinin götürü olarak hesap edilmiş olması nedenleri ile davanın reddine …” karar verildiği görülmüştür.
Davacı istinafı üzerine mahkememiz ilamının Ankara Bölge adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesinin 2020/1218 E,2022/622 K sayılı ilamı ile “… Dosya kapsamından, davaya konu tadilat projelerinin çiziminin, inşaat yapımı aşamasında 10/04/2017 tarihli sözleşme kapsamında hazırlanan projeler ve inşaat ruhsatına aykırı davalı tarafından yapılan imalattan kaynaklandığı, bu nedenle inşaatın yasal hale getirilmesi ve yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için asıl proje müellifi olan davacıya tadilat projelerinin çizimi konusunda anlaşmaya varıldığı ve davacı tarafça tadilat projelerinin çizildiği ve davalı tarafça yapı kullanma izin belgesinin alındığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının herhangi bir kusuru olmaksızın inşaatın yapımı aşamasında ortaya çıkan durum nedeniyle davacı tarafça çizilmek zorunda kalınan ek projelerin asıl sözleşme kapsamında yapılması gereken iş olarak kabulü mümkün değildir. Sözleşme kapsamı dışında çizilen ek projeler bedeli konusunda taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu anlaşıldığından işin bedeli önceden kararlaştırılmayıp iş bedeli taraflar arasında çekişme konusu olduğuna göre sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesi uyarınca iş bedelinin yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek konusunda uzman bilirkişi tarafından inceleme yapılmak suretiyle bilirkişiden dava konusu işin yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre iş bedelini belirleyen, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken taraflar arasındaki sözleşmenin kapsamının hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. ..” denilerek mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Dosya üzerinde yeniden inceleme yaptırılmış alınan bilirkişi raporunda “…Tarafların 27.01.2016 tarihli sözleşme ile bu projenin bedelini kendi aralarında 14.110,00TL ye, diğer bir anlatımla davacı yanın kendi serbest iradesi ile 2016 yılında resmi tutarı 50.563,00TL olan bir projeyi 14.110,00 TL e hazırladığı ve davalı yana bu konuda kendi serbest iradesi ile %72,09 indirim-iskonto yaptığı, İlerleyen zaman dilimi içinde de davacı yanın çeşitli nedenlerden dolayı – hazırladığı tadilat projesi için davacı yanın 2017 yılında kendisinin hazırladığı tadilat projesi için talep edebileceği bedelinde tarafımdan itibar edilen Ankara Mimarlar Odası Şubesince resmi verilere göre hazırlanan 19.082,00TL tutarındaki bedelin %72,09 indirimli-iskontolu olarak talep edilmesinin yerinde olacağı bu bedelinde serbest piyasa rayiçlerine göre =19.082,00TL x (% 100- %72,09)= 5.325,78TL +KDV ye denk geldi görülmektedir ” denildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça sözleşme dışı yapılan ek iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş.
Taraflar arasındaki 27/01/2016 tarihli proje hizmet sözleşmesi ile davacının proje hazırlamayı üstlendiği, sözleşme kapsamında davacı tarafça proje hazırlanmasına rağmen davalı tarafından yapılan imalatlardan kaynaklı olarak hazırlanan projeler ve inşaat ruhsatına aykırılığın oluştuğu, inşaatın yasal hale getirilmesi ve yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için davacı tarafça tadilat projesi çizimi yapıldığı, inşaatın yapımı aşamasında ortaya çıkan durum nedeniyle davacı tarafça çizilmek zorunda kalınan ek projelerin asıl sözleşme kapsamında yapılması gereken iş olarak kabulünün mümkün olmadığı, sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında yapıldığı yıl rayiç fiyatları dikkate alındığında davacının talep edebileceği iş bedelinin 5.325,78TL +KDV ( 6.284,42-TL ) olduğu, bilirkişi raporu , Ankara Bölge adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesinin …. K sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla , rayiç değerin mahkememizce takdiri nedeniyle alacağın likit olmadığıda gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının kısmen kabulüne,
Davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptaline,
Takibin 6.284,42-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, bakiye talebin reddine,
Tarafların şartları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 429,29 TL harçtan, dava açılışında alınan 114,02 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 315,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 31,40 TL başvurma harcı, 235,80 TL tebligat ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, toplamı 1.267,20 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 843,60 TL’si ile dava açılışında alınan 114,02 TL peşin harç toplamından oluşan 957,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.284,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.155,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair Taraf vekillerini yüzüne karşı, kabul ve red edilen miktar itibariyle HMK 341 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.