Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/248 E. 2022/293 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/179 Esas – 2022/155
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/179 Esas
KARAR NO : 2022/155

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 23.03.2021
KARAR TARİHİ : 25.02.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekilinin 11/05/2018 tarihinde yetkili firma ve satıcısı olduğu 0 Km … …+ Uzun yol paketi içeren … şase numaralı aracını satın aldığını, ancak 24.10.2018 tarihinde debriyaj pedalından yağ damlatma sonucu yetkili servise sorunun giderildiği ancak 01.04.2019 tarihinde aracın motor sol alt kısmından gelen sesten dolayı ve periyodik bakım zamanı da geldiğinden yeniden yetkili servise götürdüğünü ancak sorunun çözülemediğini, 60.000KM bakımı için tekrar yetkili servise gittiğinde ise araç hız sınırlayıcı ve sabitleyicinin çalışmadığını, ancak sorunun 1-3 ay arasında aracın serviste kalması gerektiğini bu süre zarfında ise aracın ticari maksatlı olarak kullanıldığı için yerine ikame araç veremeyeceklerini beyan etmeleri üzerine aracın bir çok servise götürmesine rağmen … plakalı araçtaki gizli ayıbın giderilmemesi nedeniyle aracın misliyle değiştirilmesi talebine ilişkin olduğu, araçta gizli ayıbın giderilmesi aracın misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Motorlu Araçlar İmâl ve Satış A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekilinin şirketinin merkezinin İstanbul Anadolu da bulunması sebebiyle İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu, ayrıca davanın görevsiz mahkemede açıldığını görevli mahkemenin Tüketici mahkemesi olduğunu, husumet yönünden ise davaya konu aracın üreticisi ya da satıcısının müvekkilinin olmadığını, müvekkilinden sadece yetkili servis hizmeti aldığını, davaya konu araç … Motorlu Araçlar İnş. Tur. Taş. Tic. Ltd. Şti. Tarafından satıldığını ayrıca davacı ile müvekkilinin herhangi bir sözleşmesinin bulunmadığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını ayrıca garanti süresinin de dolduğunu, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini hük düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve dava konusu araçta teknik bir arıza veya herhangi bir iyap bulunmadığını, davaya konu araçta tespit edilemeyen, çözümlenemeyen, tekrarlayan arıza-gizli ayıp üretim hatasının söz konusu olmadığını, davaya konu araç davacı tarafından kullanıldığını belirtmekle koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … Motorlu Araçlar İnş. Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacının aracı satın aldığı dönemde yetkili satış bayi olması dolayısıyla … Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş distribütörlüğünce satış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bu nedenle araçta fabrikasyondan kaynaklı doğan arıza ve sorunlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir .
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava; aracın misli ile değiştirilmesi (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasına ilişkindir.
… motorlu araçlar inşaat turizm ticaret taşımacılık limited şirketi tarafından gönderilen … plakalı araca ilişkin araç servis formlarını, yapılan onarımlar buna ilişkin tüm bilgi ve belgeler mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Gölbaşı Vergi Dairesi tarafından gönderilen bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Somut olayda davanın, davacı tarafça 11.05.2018 tarihinde … plakalı satın alınan araçtaki gizli ayıbın giderilmediği iddiası ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK. 23/1-c madde de düzenlenmiştir. Ancak ayıp ihbarının maddede belirtilen süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 23/1-c. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 223. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacaktır.
Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğu şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için Kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz. Burada muayene ve ihbar külfetini yerine getirilmemesi halinde alıcının satılanı kabul etmiş sayılacağına dair yasal bir karine söz konusudur. Dolayısıyla külfetlerin yerine getirilmemesi seçimlik hakların kullanılmasına engel olur, alıcı malı o haliyle kabul etmiş sayılır.
Alıcı ihbar külfetini yerine getirmiş ise zamanaşımı süresi içinde Borçlar Kanununun 227. maddesinde kendisine tanınan hakları dava yoluyla talep edebileceği gibi zamanaşımı süresi dolsa bile kendisine karşı açılan davada ayıptan doğan defi hakkını ve seçimlik haklarını ileri sürebilir. Bu halde artık alıcının ayıpları bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir. Zira bu suretle satıcı yasal olarak kendisine düşen bir sorumluluğu reddetmektedir.
TBK’ın 231.maddesinde” Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede; dava konusu aracın 11.05.2018 tarihinde satın alındığı, zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, davacı beyanları dikkate alındığında dava konusu aracın birden fazla kez aynı arızalar nedeniyle davalılara başvurulduğu hususu da dikkate alındığında davanın en geç 11.05.2020 tarihinde açılması gerektiği halde işbu davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra 23.03.2021 tarihinde açıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Zamanaşımı nedeniyle Reddine ,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 -TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30-TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir edilen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irât kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.03.2022