Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/240 E. 2022/279 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/240 Esas
KARAR NO : 2022/279

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KARARYAZ.TRH. : 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu 200.000,00 TL değerindeki senedin hükümsüz olması ve müvekkilin alacaklıya da herhangi bir borcu olmaması sebebiyle müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin ve satışın durdurulmasını, davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının kabulüne, icra takibine konu senedin hükümsüz olması ve müvekkilinin davaya konu senet bakımından borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine…,” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Tensip aşamasında karar verildiği için davalının cevap dilekçesinin bulunmadığı görüldü.
DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının …,takip borçlularının … ve …,takip konusunun 08/05/2020 tanzim tarihli,08/08/2020 vadeli, 200.000,00 TL bonodan kaynaklı komisyon ve faiziyle birlikte 235.789,04 TL olduğu, bonoda Keşidecinin …,Lehtarın … , tanzim tarihinin 08/05/2020 vadesinin 08/08/2020, tutarının 200.000,00 TL olduğu, keşide yerinin yazılı olmadığı,lehtar …’in cirosunun bulunduğu görülmüştür.
Ankara Bam 22.Hukuk Dairesinin … K sayılı ilamında “…Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir. Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.Somut olayda, takibe ve davaya dayanak senet aslında, lehdar hanesinde takip alacaklısının isminin yer aldığı görülmüş ise de, senedin düzenleme yeri içermediği, düzenleyenin adının yanında herhangi bir idari birimin bulunmadığı anlaşılmış olup bu haliyle dayanak senet kambiyo senedi vasfında değildir.Belirtilmelidir ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde, “Türk Ticaret Kanunun da düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı yasanın 4.maddesinde ise, “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanunun da düzenlenen uyuşmazlıkların ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı ” düzenlenmiştir.TTK’nın 5. maddesinde ise, “(1)Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır.Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.O halde, ilk derece mahkemesince, dayanak senette düzenleme yeri bulunmadığından, yine dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 23/10/2012 tarihinde açılmış olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.Somut olayda, tarafların tacir sıfatına haiz olup olmadıkları, ödünç verme işleminin ticari bir iş olup olmadığının belirlenerek düzenlenen senedinin kambiyo senedi vasfı bulunmayıp, senedin adi senet hükmünde olduğu da gözetilerek 6100 sayılı HMK.nin 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin davaya bakmakta görevli olması hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilerek, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince de mahkemenin görevli olmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceğinden, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça üzerinde keşide yeri bulunmayan bonoya dayalı başlatılan icra takibi nediniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olup;
6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Davamıza ve takibe dayanak senet aslında, lehdar hanesinde takip alacaklısının isminin yer aldığı , senedin düzenleme yerini içermediği, düzenleyenin adının yanında herhangi bir idari birimin bulunmadığı bu haliyle dayanak senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı, senedin adi senet hükmünde olduğu, dosyamız taraflarının tacir sıfatını haiz olmadığı, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari davadan söz edilemeyeceği de anlaşıldığından davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
ihtiyati tedbir talebinin görevli mahkemede değerlendirilmesine
Yargılama gideri ve harç konusunun yetkili ve görevli Mahkemede dikkate alınmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avasından kullanılmayan bakiye kısmın HMK’nun 333 . Maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair Tarafların yokluğunda, tensiben dosya üzerinde ,kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben verilen karar verildi. 05/04/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.