Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2022/808 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2022/808

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … hakkında Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını , takibe dayanak olarak 22.10.2004 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin gösterildiğini, müvekkilinin … Gıda Turizm İnş. Taah. Danışmanlık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. küçük ortağı olduğunu ve imza yetkilisinin bulunmadığını, hukuki haklarını bilmeyen davacının takibe 7 günlük süre içerisinde itiraz etmediğinden icra takibinin kesinleştiğini, takibe konu olan Genel Kredi Taahhütnamesinde müvekkilinin müteselsil kefil olarak gösterildiğini ancak söz konusu Kredi Taahhütnamesine kefil olma gibi bir iradesi olmamakla birlikte: kefalet sözleşmesindeki tarih, kefilin sorumlu olduğu miktar vb. şekil şartlarının eksik olması sebebiyle kefalet sözleşmesi geçersiz olduğunu , sözleşmenin imzalandığı 22/10/2004 tarihlinde 818 Sayılı Borçlar Kanunun yürürlükte olduğunu ve Genel Kredi Taahhütnamesine bağlı Kefalet Sözleşmesinin 818 sayılı yasa ile 6098 Sayılı yasa bağlamında şekil şartlarının sağlamaması nedeniyle geçersiz olduğunu, müteselsil kefaletin vekil edenin kendi el yazısıyla imza altına alınmamış olduğunu bu nedenle müvekkilinin Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, İcra takibinin durmasına ve iptaline, dava sonuçlanıncaya kadar ödemiş olduğu miktarın yasal faiziyle birlikte iadesine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla takdir edilecek tazminatın davalıdan alınarak taraflarına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI: Davalı vekili Asliye Hukuk mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle ; Genel Kredi Taahhütnamesi ticari nitelikli bir sözleşme olduğu bu nedenle davaya bakmakla Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu ,dava konusu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. (Eski No: …. E.) sayılı icra takibinin 13.12.2005 tarihinde yapılmış olduğunu ve takibin dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesi 22/10/2004 tarihinde imzalandığını, davacının istirdat talebinin 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu ayrıca somut olayda sözleşme ilişkisi bulunduğundan menfi tespit davası yönünden B.K’nun genel hükümlerine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini bildirerek zamanaaşımı nedeniyle davanın usulden reddini karar verilmesini , bu talepleri kabul edilmediği taktirde davacının kefaletinin geçerli olduğunu bildirerek davanın esastan reddine karar verilmesini, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, müvekkil iyi niyetli olduğundan, davacı lehine karar verilecek olsa dahi, müvekkil aleyhine tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava; genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet geçersiz olduğundan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dosyası Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. sayılı görevsizlik kararı ile mahkememizi gönderilmiştir.
Mahkememizin davanın reddine dair verdiği karar davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin … sayılı kararı ile ” Takip dayanağı 22/10/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1. sayfasında kredi limitinin 137.000.000.000 TL olduğu belirtildiği, davacının kefalet imzasının yer aldığı 27. sayfada ise davacının kefalet limitine ilişkin bir belirleme yapılmadığı, davacı yanın kredi sözleşmesinin limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri sürdüğü , yargılama aşamasında ise anılan iddiaya ilişkin yeterli ve denetime açık bir şekilde inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu durumda mahkemece yapılması gereken işin , banka kayıtları üzerinde yerinde bankacı bilirkişiye inceleme yaptırılarak, asıl borçluyla imzalanan genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden banka kayıtlarına işlendiği, kredinin hangi miktardan açıldığı, genel kredi sözleşmesi sebebiyle ilgili kurumlara vergi ve bu gibi adlar altında yapılan ödemelerin hangi limit üzerinden yapıldığı hususlarının tespit edilmesi ve bu suretle genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden tanzim edildiği belirlenerek sözleşme limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı da tartışılmak suretiyle dava konusu icra takibi nedeniyle, dava tarihi itibarıyla davacının var ise davalıya borçlu olmadığı miktarın tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olduğu” bildirilerek kaldırılmıştır.
Kaldırma kararından sonra mahkememizce yerinde incele yetkisi verilerek dosya bilirkişiye verilmiş; 10.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı asıl borçlu … Gıda Turizm İnş. Taah. Danışmanlık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile temlik eden … T.A.Ş. arasında 22/10/2004 tarihli 137.000.000.000 TL (Eski TL) Kredi Genel Taahhütnamesi akdedildiği, akdedilen sözleşmenin “Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller” başlığı altında, dava dışı … …, … … ve davacı …’nin imzalarının bulunduğu, davacının imzalamış bulunduğu sözleşmenin ilk sayfasının bilgisayar metni olduğu ve ilk sayfasında limitin el yazısıyla doldurulduğunun görüldüğü , Kefalet sözleşmesinin metinin bir kısmının matbu ve elektronik ortamda yazılması mümkün olup, sözleşmenin son sayfasında Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller bölümünün üst paragrafında;Matbu olarak (sayfa-27) “İşbu teselsül eden (27) sahife ve (5) ek yapraktan oluşan toplam (40) sahifelik Gene! Kredi Taahhütnamesinin içeriğinde yer alan ve 42 maddeden ibaret olan hükümler, aşağıda imzaları olan bizler tarafından okunmuş olup, mutabık olduğumuz bildiririz” denilmek suretiyle taahhütnamenin son sayfasında, dava dışı asıl borçlu Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller başlığı altında imzaların bulunduğu şeklen tespit edildiği , davacının akdettiği 22/10/2004 tarihli kefalet sözleşmesi kapsamında ortaya koyduğu kefalet taahhüdünün yasal koşullarının oluştuğu ve geçerliliği Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Ankara …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası kapsamında başlatılmış icra takibinin durması..” talebinde bulunduğu, temlik eden bankaca başlatılan icra takibine konu alacağın … Hesap limitinden kullanılan Taksitli Kredi olduğu hususunun keşide edilen ihtarnamede beyan edildiği, yapılan teknik tespitler neticesinde; Ankara …İcra Müdürlüğü … E, sayılı icra takibine konu edilen kredi alacağının dava dışı asıl borçlu firmaya tahsis edilen … Hesap Kredisi (Kredili Mevduat Hesabı) kullanımından kaynaklandığı, hesap hareketleri üzerinde yapılan incelemede Taksitli Kredi Kullanımına ilişkin herhangi bir hesap hareketi, Ödeme Planı, taksit ödemesi tespit edilemediği, 13989 nolu … Hesap ilk 10/05/2004 tarihinde (-) eksi bakiyeye düştüğü, 20/07/2005 tarihine kadar aktif olarak kullanılmaya devam edildiği, en son faiz tahakkuku tahsilatının 01/07/2005 tarihinde hesaba borç kaydı verilmek suretiyle gerçekleştiği, kredi hesabının 20/07/2005 tarihinde anapara borç bakiyesinin 10.478,93 TL olduğu, anapara borç bakiyesi olan 10.478,93 TL üzerinden takip hesaplarına aktarıldığı,
Kefaletin geçerliliği hususu Sayın Mahkeme takdirine bırakılarak; Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; İcra Takip Tarihi İtibariyle: 10.478.93 TL Asıl Alacak, 2.593,54 TL İşlemiş Faiz, 129,68 TL BSMV toplamı 13.202,15 TL borç bakiyesi bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Her ne kadar davalı sigorta şirketi vekili tarafından zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de “Sözleşme ilişkisinin bulunduğu hallerde zamanaşımı süresi B.K.nun genel hükümlerine göre, 10 yıl olup, menfi tesbit davasının icra takip tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılacağına dair Borçlar Kanununda ve İİK’nun da bir hüküm bulunmadığı, dava dışı alacaklı … A.Ş tarafından ilk icra takibi 13.12.2005 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğünün 2005/16060 sayılı dosyası ile yapılmış ise de daha sonra dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı ve davalı … Yön. A.Ş. Tarafından alacağın devir alınmasında sonra 30.12.2012 tarihinde yenilendiği , yenileme tarihi ile menfi tespit davasının açıldığı 06.09.2017 tarihi arasında 10 yıllık sürenin geçmediği anlaşıldığından zaman aşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası incelenmiş ; dava dışı … A.Ş tarafından 13.12.2005 tarihinde borçlular … Gıda Turz. İnş. Taah. Dan. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. , … …, … … ve … aleyhine genel kredi taahutnamesine dayanılarak 10.478,93TL asıl alacak , 4.589,66TL işlemiş faiz, 229,50TL BSMV ve 146,93TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 15.445,02TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı , ödeme emirlerinin borclulara usulune uygun tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği,daha sonra dosyanın takibsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı , daha sonra alacağı devir alan varlık şirketi tarafından 30.12.2012 tarihinde yenilendiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 22.04.2004 tarihli genel kredi sözleşmesi ve ekleri incelenmiş ; dava dışı … Gıda Turz. İnş. Taah. Dan. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı … A.Ş arasında 137.000 TL ( eski para 137.000.000.000TL ) bedelli kredi sözleşmesi imzalandığı , bu sözleşmeyi davacının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı , ancak kefilin imzasının bulunduğu yerde kefalet limitinin gösterilmediği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dava dilekcesinde her nekadar sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı bildirilmiş ise de davacı asıl 22.10.2019 tarihli celsede alınan beyanında gösterilen genel kredi taahütnamesinin aslında bulanan isim ve imzanın kendisine ait olduğunu ancak kendisinin böyle bir kredi kullanmadığını, böyle bir krediden haberinin olmadığı, bu imzayı nasıl attığını hatırlamadığını kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte şirket ortağı olmadığını , 26.05.2005 tarihinde şirkete ortak olduğunu bildirmiş olup kredi taahütnamesindeki imzanın davacıya ait olduğu davacı asılında kabulünde olduğundan mahkememezice imza incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1.maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.
Sözleşme 22.04.2004 tarihinde imzalanmış olup sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlıdır. İcra takibinin dayanağı 22.04.2004 tarihli genel kredi sözleşmesinde kredi limitinin 137.000,00 TL ( eski para 137.000.000.000TL) olduğu açıkça gösterilmiş olup davacı tarafından bu limitin sözleşmeye aykırı olarak daha sonra doldurulduğu iddia edilmiş ise de ispat edilememiş olup bu kredi limitinden kefillerin sorumlu olacağı belirli bir miktarın mevcudiyetinin var olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kredi limitinin aynı zamanda davacı kefillerin kefalet sorumluluğunu belirlediği, bu davacının kefalet limiti dahilinde ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumlu olacağının kabul gerektiği, kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kurulduğundan 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemeyacağı , 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 7.maddesinde 6098 sayılı TBK’nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme yapılmışsa da bu hüküm 818 sayılı BK’ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından ve BK’nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı kefalet taahütnamesinde açıkça yazılı değil ise de Yargıtay’ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararında da belirtildiği gibi genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında kredi limiti yazılı olduğundan ve bu şekilde borç miktarı belli olduğundan davacı kefillerin 22.04.2004 tarihli sözleşmedeki kefaletinin geçerli olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şelilde hüküm kurulmuştur.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 04.12.2018 tarih 2017/4303-2018/6291 , 01.11.2018 tarih 2016/19890-2018/5414 sayılı kararları ) Dava menfi tespit davası niteliğindedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin alınan 263,78-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 183,08TL’nin harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı davada kendisini vekille temsil etirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Ücret tarifesinin 13/1 maddesi gereğince taktir edilen uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır