Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/797 E. 2022/36 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/797 Esas
KARAR NO : 2022/36
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2014
KARAR TARİHİ : 21/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 14.03.2014 tarihli dilekçesinde özetle; taraflar arasında sistem kullanım anlaşması akdedildiğini, bu anlaşmanın 30.06.2010 tarihinde revize edildiğini, taraflar arasında 23.06.2008 tarihinde “Bağlantı Anlaşması” imzalandığını, davalı tarafından davacıya 20.02.2014 tarihli 1967 sayılı yazı ekinde 31.01.2014 tarihli 5.531,82-TL bedelli Ocak 2014 dönemine ait sistem kullanım ceza ücreti faturası gönderdiğini, 24.02.2014 tarihinde faturanın tebellüğ edildiğini, davacı tarafça Ankara …. Noterliği kanalıyla 27.02.2014 tarihinde … yev. Nolu ihtarı ile ceza faturası ve muhteviyatındaki ihlalin oluşmadığını, davacı şirkete ceza faturası gönderilmeden ihlalin giderilmesi için makul bir süre tanınmadığını, bu hususta yazılı uyarı yapılmadığını, ceza faturasının taraflar arasındaki anlaşmalara aykırılık teşkil ettiği bildirilerek fatura kabul edilmeyerek iade edildiğini, davalının 05.03.2014 tarih 02365 sayılı yazısı ile ihtarnameye cevap vererek faturayı tekrar davacıya gönderdiğini, 10.03.2014 tarihinde tebellüğ edildiğini, ceza muhteviyatı çizelgesinde gösterilen ihlalin gerçekleşmediğini, kullanıcıya yazılı uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlalin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, taraflar arasında imzalanmış bir sayaç okuma tutanağının bulunmadığı iddia edilen ihlalin ne şekilde tespit edildiğinin belirsiz olduğunu, bu hususta karşılıklı düzenlenmiş bir tutanak olmadığını, bulunsa dahi bu belge davacıya tebliğ edilmediğinden tetkik edilemediğini, ceza faturasının fahiş olduğunu, zamanaşımına uğradığını belirterek davaya konu ceza faturası bedeli sebebiyle borçlu olmadıklarının tesbitini, borçlu olduğu kanaatine varılırsa fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 30.04.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 23.01.2014 tarihinde sistem kulanım anlaşması imzalanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu anlaşmanın 29.12.2005, 12.04.2007, 30.07.2008, 15.04.2010, 30.06.2010, 07.06.2012 tarihlerinde revize edildiğini, taraflar arasında imzalanan Sistem Kullanım Anlaşmasının Cezai Şartlar başlıklı 9. Maddesinde iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ile dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sistemini belirtir ölçüm noktasında çekilecek endüktif reaktif enerjinin/ verecekleri kapasitif reaktif enerjinin aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili 31.01.2014 tarihli sistem kullanım ceza faturası düzenlenerek 20.02.2014 tarihli yazı ekinde davacıya gönderildiğini, davacının faturaya itiraz ederek … sayılı ihtarı ile iade ettiğini, itirazlarının cevaplandırılarak 05.03.2014 tarihli yazı ile faturanın davacıya tekrar gönderildiğini, Reaktif Enerji sınırının aşılmasına ilişkin ihlal durumunun ve bu ihlale yaptırım uygulanmasının Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalite Yönetmeliğinin 11. maddesinde belirtildiğini, 09.01.20107 tarih ve 26398 sayılı RG de yayımlanan Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalite Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmelik ile reaktif enerji kullanımına yönelik sınır değerlerinde değişiklik yapıldığını, 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren aynı Yönetmeliğin Geçici 3. Maddesinde yer alan 01.07.2007 tarihinden itibaren iletim sistemine doğrudan bağlı tüketicilerin aylık çekilen endüktif enerjinin/ aktif enerjiye oranının %33 verileri kapasitif enerjinin aktif enerjiye oranının %20 olarak uygulanacağını, 01.01.2008 tarihinden itibaren de %33 oranın % 20’ye ve %20 oranının %15 olarak uygulanacağını, 01.01.2007 tarihinden itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için iletim sisteminin herbir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranının %50 olarak, 01.01.2008 tarihinden itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için iletim sisteminin herbir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranının %33 aylık sisteme verilen kapasitif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranının %20 olarak uygulanacağını, 01.01.2009 tarihinden itibaren bu oranların bu yönetmeliğin 11. Md. hükümlerine göre tespit edileceğinin belirlendiğini, 01.01.2009 tarihinden itibaren bu oranların çekilen aylık endüktif enerjinin aktif enerjiye oranının %20, verilen kapasitif enerjinin aktif enerjiye oranının %15 olarak belirtildiğini, Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalite Yönetmeliği ile 2007 ve 2003 yıllarında reaktif enerji sınır değerlerinin aylık olarak değerlendirilmesinin öngörülmüş olmasına karşın 01.01.2009 tarihinden itibaren 11. Md hükmüyle değerlendirmenin herbir ölçüm noktasındaki ve her bir uzlaştırma periyodunda değerlendirilmesinin öngörüldüğünü, diğer yandan 14.04.2009 tarihli 27200 sayılı RG de yayınlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 91(1) “Bir fatura dönemi içerisinde herbir saat bir uzlaştırma dönemini oluşturur. hükmü yer aldığını, bu uygulamanın başlamasının 01.10.2009 tarih 27363 sayılı RG de yayımlanan yönetmelikte yapılan değişiklik gereği 01.12.2009 tarihinden itibaren saattik uygulamaya geçilmesiyle birlikte sınır ihlalinin tesbitinde aylık değerlendirmenin söz konusu olmadığını, uzlaştırma döneminin saatlik olduğunu, sayaç verilerinin otomatik olarak uzaktan okunabilmesi ile ilgili tarafların sunması amacıyla Otomatik Sayaç Okuma Sisteminin (OSOS) kurulduğunu, 2008 tarihinden itibaren bu sistemin faaliyete geçmesi ile birlikte iletim sistemi ile irtibatlı (bağlantı ve sistem kullanım anlaşmasının imzalandığını) kullanıcıların mevzuata tanımlı sayaçlarındaki enerji verilerinin 15 dk lık periyotlarda ve günlük olarak okunduğunu, bu verilerin sayacın ilgili taraflarına günlük olarak OSOS web arayüzü vasıtasıyla sunulduğunu, bu nedenle sayacın bulunduğu yere gidilmediğini ve protokol düzenlenmediğini, sayaç verilerinin OSOS aracılığı ile okunmasına dair mevzuatın İletim Sistemi Sistem kullanım ve Sistem İşletim Tarife Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildiriminin Sistem Kullanım Bedeli başlıklı 4.5 maddesine göre yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) isteminden ibarettir.
Bilirkişi 02/03/2015 tarihli raporunda özetle; davalı TEİAŞ’ın davaya konu 31.01.2014 tarihli 361311 sayılı 2014 Ocak dönemi Sistem kullanım Ceza Ücreti Bedeli 5.531,82-TL borcunun olmadığını belirtmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/5542 Esas 2021/801 karar sayılı ile; ” . 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir…” denilmekle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde;7257 sayılı kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’ın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan ” yargı yolunun caiz olmaması ” nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’nın 114/1 -b maddesi uyarınca usulden REDDİNE ,
2- Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 94,47 TL den düşümü ile fazla alınan 13,77 TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı