Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2022/444 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/752 Esas – 2022/444
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/752 Esas
KARAR NO : 2022/444
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı arasında, 14/02/2008-28/02/2014 tarihlerini kapsayan dönemler içerisinde cadde sokak ve pazar yerlerinin süpürülmesi , ve katı atıkların çöplüğe nakliyesi” işine ilişkin ihale yolu ile hizmet alım sözleşmesi imzalandığını dava dışı …’ün davalı şirketin çalışanı olduğunu 28/02/2014 tarihinde iş akdini feshettiğini bunun üzerine kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti bayram tatil ücreti ve fazla mesai ücretlerinin alacaklarının tarafına ödenmesini talep ettiği ve Ankara …İş Mahkemesinin 23/03/2016 tarih, 2014/512 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, hükme bağlanan alacaklann tahsili amacıyla, … vekili tarafından, Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden müvekkiline ve diğer davalı … Tekstil Turizm İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına 06/02/2018 tarihinde toplam 22.591,57 TL müvekkil tarafından icra dosyasma ödeme yapıldığını, bu ödemelerin dışında … tarafından açılan dava nedeniyle müvekkili tarafından muhtelif tarihlerde toplam 1.627,70 TL yargılama gideri harcaması yapıldığını, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesine dayanarak müvekkilinin davalı şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmuşsa da İş Kanununun söz konusu maddesi işveren karşısında zayıf konumda olan işçinin haklarını güvence altına almak için konulmuş bir madde olduğunu, Kanundaki böyle bir maddenin bulunması İhale sözleşmesi ile yüklenici şirkete yüklenilmiş olan şirket işçilerinin kanundan doğan tüm alacaklarının müştereken ve müteselsilen müvekkili tarafından ödeneceği anlamına gelmediğini, İş Kanunun 2/6 maddesi sözleşme hükümlerinin uygulanmasına ve şirket işçisine ödenilen paranın tamamının davalı şirketten talep edilmesine engel teşkil etmeyeceğini, fazlaya İlişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 24.219,27 TL’nin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı vekili Asliye Hukuk Mahkemesinde cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Zaman aşımı itirazlarının olduğunu davanın Yetkisiz ve Görevsiz mahkemede açıldığını dava dışı işçinin belirtilen işçi alacaklarından davacı asıl işveren olduğundan salt olarak sorumlu olduğunu, yine diğer işçi alacaklarını kabul anlamı taşımamakla birlikte …’ün 10.036,92 TL olarak belirlenen kıdem tazminatından davalı şirket sorumlu olmadığını, işçilerin çalışma koşulları ve denetimleri davacı tarafından yürütüldüğünü, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde davacının işçilerinin alacaklarının davalı şirket tarafından ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, keza şirketin işçisi kabul edilemeyecek bir işçinin alacaklarından davalı şirketin sorumlu tutulabilmesi mümkün olmadığını, mahkemenizin aksi kanaati taşıması halinde ise davalı şirket dava dışı işçinin alacaklarından sadece kendi dönemi ile sınır olmak üzere asıl işverenle birlikte yarı oranda sorumlu olduğunu, davalı şirketin de davalı sıfatı olarak katıldığı rücuya alacak bakımından yapılan masrafların hem usul sebebi ile hem de esas bakımından davalıdan talep edilmesi kanunen mümkün olmadığını, davanın yetkisizlik sebebi ile yetkili mahkemeye gönderilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava ; alacak davası niteliğindedir.
Dava dosyası Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Davacı vekilince arabuluculuk tutanağı sunulmadığı anlaşılmıştır.
Kabul tarihi 06/12/2018 olan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 21. 22. 23. ve 24. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 22- 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
MADDE 23- 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu yasal düzenleme ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıkca ifade edilmiştir .
Davacı tarafça Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmış olup mahkemece davanın ticari dava olması nedeni ile görevsizlik kararı verildiği ve kararın istinaf yoluna başvurulması üzerine kesinleştiği, mahkememizin görevli olması nedeni dosyanın mahkememizin 2021/752 esasına kaydının yapıldığı , davacı vekili tarafından Dava tarihi olan 14/05/2020 tarihinden önce davacının zorunlu arabulucuya baş vurulmadığı anlaşılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. Fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz acısından özel dava şartı olduğundan ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK 114 ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davalı davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asgari Ücret Tarifesinin 7 ve 13/1. Maddesi gereğince taktir edilen 5.1000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022