Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/660 E. 2022/196 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/660 Esas
KARAR NO : 2022/196
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR.YAZ.TRH. : 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… 07/09/2020 tarihinde, müvekkilleri … ve …’un da paydaşlarından biri olduğu … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ndeki 59.668 adet sermaye payının, 596,68’er-TL karşılığında noter huzurunda, senede bağlanmış anonim şirket pay devri ile devrinin gerçekleştirilmesi sonucu ortaya çıktığını, belirtilen tarihte davalı yan tarafından müvekkillerinin iradeleri sakatlanarak … kodlu Hisse Senedi’nin piyasa değeri satış işleminin gerçekleştiği tarih olan 07-09-2020 tarihinde 250,50-TL olmasına rağmen müvekkillerine ait 59.668’er adet sermaye payını 596,68’er-TL karşılığında satın alındığını, davalı …’in hisseleri olması gerekenden çok çok düşük bir bedelle müvekkillerinden devralındığını, davalı …’e edimler arasındaki dengesizliğin giderilmesi için ihtarname çekildiğini, cevaben olumlu bir yanıt alınamadığından işbu davayı açtıklarını, edimler arası açık bir dengesizliğin sabit olması müvekkilleri … ve … bakımından TBK’nın 28.maddesinde düzenlenen aşırı yararlanma hükmünü gündeme getirdiğini, ilgili maddeye göre; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.” davalı …, bir dönem … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nde çalıştığını, şirketin mali tablolarının iyiye gitmediğinden bahisle müvekkillerinin içeriden bilgi aldığına inandırarak, söz konusu şirketteki sermaye paylarını elinden çıkarması gerektiğini ve bu konuda yardım edebileceği söyleyerek sahip olduğu sermaye paylarını almayı teklif ettiğini, müvekkilleri … ve …’da sermaye paylarını …’e sattığını, davalı …, daha önce bu şirkette çalışmasının vermiş olduğu güvenle şirketin iflas edeceği duyumunu kullanarak müvekkillerinin iradesini sakatlığa uğratmış, şirketin mevcut bedelinden çok daha düşük bedeller karşılığında şirketin sermaye paylarını topladığını, davalı, müvekkilleri … ve …’un yatırım alanındaki deneyimsizliğini, daha önce söz konusu şirkette çalışması sebebi ile içeriden bilgi aldığına inandırmak suretiyle suistimal etmiş ve söz konusu devrin gerçekleşmesini sağladığını, “Gabinden söz edebilmek için, tarafların karşılıklı edimleri arasında açık nispetsizlik olması, lehine dengesizlik yapılan tarafın müzayaka, tecrübesizliğinden yararlanılması gerektiği,” YARGITAY 11. HD E. ….sayılı kararı ile de belirtildiğini, gerek gabin müessesesinin kanuni tanımında gerek de yargıtayın yerleşik içtihatlarında gabinin varlığından bahsedebilmek için aranan objektif ve subjektif şartlar somut olayda gerçekleştiğini…, teminat karşılığı, borca yeter miktarda menkullerinin muhafazası için ihtiyati tedbir talep ettiği, müvekkilleri … ve … ile davalı … arasında noter huzurunda yapılan anonim şirket pay devri anlaşmasının gabin hükümleri uyarınca değerlendirilmesine ve müvekkil …’ın sözleşmeden dönme isteminin kabulüne, sözleşmenin, gabin ile murtabit olduğundan bahisle müvekkiline ait sermaye paylarının müvekkiline iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde denkleştirici adalet ilkesi gereği, hisselerin dava tarihindeki bedelinin edimler arası orantısızlığın giderilmesine ilişkin ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile beraber müvekkile iadesini, müvekkilleri bakımından herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek adına, uygun görülecek teminat karşılığı, davalının borca yeter miktarda menkullerinin muhafazası için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine…, ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile ” davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesine göre davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. dendiğini.., davacının, alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açamayacağını, somut olayda, davacı var olduğunu iddia ettiği alacağını belirleyebilecek durumda olduğundan alacağını belirsiz alacak davası ile isteyebileceğini.., gabin iddiasında bulunabilmek için 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların iddialarında TBK 28. Madde kapsamında aşırı yararlanmaya dayanmış olduğu söz konusu iddiada bulunabilmek için hak düşürücü süre olan bir yıllık sürenin kaçırıldığını, dosya kapsamındaki noter pay devri sözleşmelerinden görüleceği üzere devir işlemi 07.09.2020 tarihinde yapılmış olup huzurdaki dava 08.11.2021 tarihinde ikame edildiğini, davacının davaya konu iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle davanın hak düşürücü süre yönünden reddini…, davacıların davaya konu edilen taleplerinde tamamen kötü niyetli olup haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduklarını, davacılar huzurdaki davada 07.09.2020 tarihinde gerçekleşen hisse devir sözleşmesinden edimler arasında aşırı dengesizlik olması sebebiyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmayı, mümkün değilse hisselerin dava tarihindeki bedelinin edimler arası orantısızlığın giderilmesine ilişkin ihtar tarihinden işleyecek en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte iadesini talep ettiğini, söz konusu iddiaların tamamen gerçeklikten yoksun olduğunu, davacıların açıkça kötü niyetli olduklarını, davacıların devir öncesinde müvekkiline ait … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi çalışanları olduğunu, davacılardan …’ın muhasebeci-mali müşavir, … ise gıda mühendisi-fabrika müdürü olduklarını, müvekkilinin 2009 da limited şirket olarak kurduğu şirketinde 2012 yılında tür değişikliğine giderek anonim şirket olmak istediğinden davacılarda %0,07 pay oranı ve 596,68 pay tutarı ile ortak olarak 5 kişi ile anonim şirket kurulduğunu, müvekkili tarafından 21 Mayıs 2020 de şirket … Holding yönetim kurulu üyesi ve genel müdürü … ….’ye satılmış olduğunu, satış kap duyurusu bulunmadığını, davacıların bu devir tarihinden 4 ay sonra 07.09.2020 tarihinde paylarını müvekkiline devretmiş olduğunu, söz konusu süreçte şirketin mali durumundan, piyasadaki hisselerinin değer artışından haberdar olmama ihtimali olmadığını, satıştan sonra şirket sermayesi 20 milyon lira artırılmış olduğunu, bunun bilincinde olan davalıların hisselerini bu süreçte satmaya çalıştığını, ancak hisseler MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) alt hesaplarında bulunan borsa dışı hisse statüsünde olduğundan ve piyasadaki değer üzerinden işlem görmediğinden satış işlemini gerçekleştirememeleri üzerine müvekkiline başvurduklarını, davacıların dilekçelerinde müvekkilinin bir dönem … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinde çalıştığını ve şirketin mali tablolarının iyiye gitmediğinden bahisle kendilerini şirketin iflas edeceğine inandırarak çok düşük bedelle sermaye paylarını devrettiklerini iddia ettiklerini, müvekkili şirketin çalışanı değil sahibi olduğunu, davacılar tarafından olaylar kasıtlı olarak eksik ve yanlış anlatılarak mahkeme nezdinde haklılık yaratma çabası ortaya konulduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketini devrettiğini, … Holding Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olan satıştan sonra ekte sunmuş olduğu şirket hisse değerini gösterir grafikten de açıkça görüleceği üzere şirket hisseleri ciddi miktarda değerlendirildiğini, büyük bir holding bünyesine geçen şirketin değeri piyasada her geçen gün arttığını…, söz konusu maillerde davacılar tarafından hem hisselerin kayıt dışı/borsa dışı olduğu hem de hisse sayısının 596,68 pay tutarı olduğu açıkça teyit edildiğini, müvekkilinin de onların mağdur olmaması adına söz konusu borsa dışı hisseleri kendilerinden ekte sunmuş olduğumuz dekontlardan da görüleceği üzere 20.000 TL ye satın aldığını, 07.09.2020 tarihinde ….yevmiye numaralı Senede Bağlanmış Anonim Şirket Pay Devri sözleşmesi ile her iki taraf da kendisine ait 596,68 sermaye payını müvekkiline devrettiğini, ancak noterlikce düzenlenen resmi senetlerde 596,68 sermaye payı 1.00 TL nominal değer üzerinden 596,68 TL bedelle devredildiği belirtilmiş ancak sehven sermaye pay oranları noktalama hatası yapılarak 596,68 yerine 59.668 olarak yazıldığını, eğer yazıldığı gibi 59.668 sermaye payı olsa idi 1 TL bedel üzerinden toplam 59.668,00 TL karşılığında devri gerekeceğini, noterlikçe düzenlenen senetteki maddi hatanın açıkça ortada olduğunu, mahkemenin dikkatine sunduklarını, davacıların ekte sundukları oldukları dekontlardan da açıkça görüleceği üzere kendilerine pay devir bedeli olarak 20.000,00 TL ödenmiş olmasına rağmen noterdeki senette eksik harç ödemek amacıyla ya da planlı olarak huzurdaki davayı ikame etmeyi düşündüklerinden bedeli düşük olarak gösterdiklerini.., davacıların bir ticari şirket ortağı olmaları, meslekleri ve tecrübeleri itibariyle basiretli tacir olduklarından deneyimsizlik ve gabin iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı davranarak hakkın kötüye kullanılması yasağını ihlal ettiğini…, dava dilekçesinde gündeme getirilen bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı iddiasının somut olayla hiçbir ilgisi olmadığını, mahkeme nezdinde haklı çıkma çabasından başka bir sebebi bulunmadığını…, davanın öncelikle usul itirazlarımız yönünden reddine, eğer esasa girilecek ise esas yönünden davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini…,” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
30/08/2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin incelenmesinde davaya konu … Kuru Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi merkez adresinin ….Üsküdar İstanbul olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça … yevmiyeli senede bağlı anonim şirket pay devri senet suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
HMK 14/2 maddesinin “…Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünü içerdiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça gabin nedeniyle davacıların sözleşmeden dönme isteklerinin kabulü ile sermaye paylarının iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde denkleştirici adalet ilkesi gereği, hisselerin dava tarihindeki bedelinin edimler arası orantısızlığın giderilmesine karar verilmesi,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Davacı tarafça merkezi …. Üsküdar İstanbul adresinde bulunan dava dışı şirketin hisse senetlerinin davamıza konu edildiği HMK 14/2 maddesi gereği yetkili mahkemenin şirket merkezinin bulunduğu yerleşim yeri adresi olduğu, HMK 14/2 maddesindeki yetkinin kesin yetki içerdiği HMK ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Mahkememizin Yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının HMK’nun 331/2. Maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avasından kullanılmayan bakiye kısmın HMK’nun 333 . Maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik ve Yetkisizlik kararı hakkında, taraflardan biri tarafından süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ve işbu karar kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili ve görevli mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına
Dair Taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.