Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2023/202 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/65 Esas – 2023/202
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/65 Esas
KARAR NO : 2023/202

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/11/2015
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARARYAZ.TRH : 17/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… trafik kazasından dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 1.000-TL’nin temerrüt (dava tarihine denk gelmekle) tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini, bilirkişi raporuna karşı bir diyecekleri olmadığı için ıslah dilekçesi verdiklerini, dosyadaki maluliyet raporuna bir diyecekleri olmadığı için kusur durumu ve tazminat miktarının hesabı için dosyanın bilirkişilere verildiğini, bilirkişiler raporuna da itirazları da olmadığı için ıslah edip harcını yatırdıklarını, davalının itiraz beyanlarını kabul etmediklerini, dosyanın temlik edildiğini ancak tamamının değil 50.000-TL sinin temlik edildiğini, ek bilirkişi raporu yeni yıldaki asgari ücret üzerinden hesaplandığından kök rapordan fazla çıkmış olup yaptıkları ıslahın yeterli olduğunu, zaten iki kere ıslah yapamayacaklarını, hatır taşımasının da söz konusu olmadığını, başka sunacakları ve getirtilmesini istedikleri delil olmadığından subut bulan davalarının kabülune karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ” davacının tescilsiz motora üstelik kasksız binmesi sebebiyle müterafik kusurunun olduğunu, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmasını, uzman bilirkişilerden rapor alınmasını, başvuru olmadığından temerrütün oluşmayacağını, ancak yasal faize hükmedilebileceğini ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:

Temlik alan vekillerinin dilekçeleri ile davanın kabulü ile 45.000,00 TL sinin temlik alan …’a, 180.747 TL sinin …’na ödenmesine karar verilmesini istedikleri, Davacı tarafından ,…’a 15/02/2017 tarihinde 45.000,00 TL temlik edilmesine ilişkin temlik sureti ile mahkememizin 15/03/2023 tarihli oturumunda Diyarbakır 7.noterliğinin 05/06/2013 tarihli 17175 yevmiye numaralı davanın …..na 180.747,00 TL temlikine ilişkin temlikname suretinin ibraz edildiği görülmüştür.
Taraf delilleri toplanılmış mahkememizin 2015/751 E,2017/573 K arar sayılı ilamı ile “… davanın; 18/07/2015 günü sürücüsü dava dışı Ramazan Birtane’nin kullandığı … plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu ve plakasız … idaresindeki motorsikletin Diyarbakır ili Dicle ilçesi Çelebi Mahallesi Eski Han Yolu Cd. Körmik Kavşağında çarpışması sonucu davacının sakat kalacak şekilde yaralanması nedeniyle cismani zarar tazminatın tahsili talebi istemine yönelik olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının dava açma hakkının bulunup bulunmadığı, talebinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise tazminat miktarının ne kadar miktar olacağı hususlarına ilişkin olduğu, ceza dosyasındaki bilgilerle çelişmeyen yeterli ve gerekçeli bilirkişi raporlarına göre, davacının kusursuz olduğu, dava dışı plakasız ve sigortasız motosiklet sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucu 500 gün karşılığının 6.156,90-TL, %30.7 vücut kaybı da dikkate alındığında 233.434,38-TL davacının tazminata hak kazandığı, yaralanan yolcu …’in 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14. maddesi 2. fıkrasına dayanarak davalı Güvence Hesabından koşulları bulunduğundan tazminat isteme hakkının bulunduğu, geçici iş göremezliği taleplerinin tedavi giderleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, beden bütünlüğü ihlal edilen kişinin bu ihlal nedeniyle tamamen veya kısmen çalışamaz duruma gelmişse bundan doğan zararının tazminini isteyebileceğinden davalının itirazlarının yerinde olmadığı, Yüksek yargı kararları doğrultusunda hatır taşımasının koşullarının; işletenin veya şoförün aracına aldığı yolcudan istese maddi bir karşı edim (para gibi) alabilmesinin mümkün olması, işletenin aracına aldığı yolcuya karşı hukuken, ahlaken, manen veya örfen kendisini taşıması için bir yükümlülüğünün veya görevinin bulunmaması, işletenin tamamen iyilik yapma düşüncesi ile yolcuyu ivazsız olarak (ki bir karşılık elde etmesi mümkün iken) taşıması gerektiği, bu ilkeler doğrultusunda örneğin eş veya akrabalar arasında hatır taşımasının olmayacağı, ceza dosyasında sürücü …k’in “arkadaşım ve köylüm …” demesi nedeniyle hatır taşıması koşullarının oluştuğu, bu nedenle bu miktarlara yine Yargıtay’ın içtihatları doğrultusunda % 20 indirim yapıldığı, davalıya davadan önce başvurulmadığı için dava tarihinden itibaren ancak araca göre yasal faizle tahsili gerektiği, kısmen temlik olması nedeniyle davacı ile temlik alan arasındaki konunun kendi iç meseleleri olduğu, mahkeme olarak alacaklı olan bu şahısları davacı olarak kabul edip ıslah miktarı olan 222.420-TL dikkate alındığında … Davanın kısmen kabulü ile geçici iş göremezlik tazminatı olarak 4.925,52-TL, sürekli iş göremezlik olarak da 186.747,50-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı/temlik alana verilmesine, dava tarihi olan 19.11.2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, Fazla istemin reddine,” karar verildiği görülmüştür.
Davalı istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2018/483 E, 2020/1626 K sayılı ilamı ile “Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde silindir hacmi 50 cm küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km’den az olan bisiklet olduğu, 2918 sayılı yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür. Somut olayda, kazaya neden olan araç, kaza tespit tutanağında motosiklet olarak belirtilmiş olup dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Güvence Hesabı’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle Güvence Hesabı’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. Davalı Güvence Hesabı’na aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, davacının yolcusu olduğu vasıtanın, trafik sigortası yaptırması zorunlu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun saptanması gerekmektedir. Zira, ZMSS Genel Şartları’nın A.6-ı maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı hallerden olup, yukarıda değinildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde motorsiklet ve motorlu bisikletin tanımı yapılmıştır. Anılan düzenlemeler gereği, davacının yolcu olduğu motosikletin, KTK’nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motosiklet olup olmadığının saptanması, kanun kapsamında motorlu araç olmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde davalı Güvence Hesabı’nın bu aracın neden olduğu zarardan sorumlu olmadığı gözetilip sonuca ulaşılması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı Güvence Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; araçla ilgili tespitlerin yer alabileceği soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, davacının yolcu olduğu tescilsiz motosiklete ilişkin faturanın sunulması için uygun bir süre verilip belgenin temin edilmesi; bahsi geçen motosikletin davacı elinde bulunması halinde, araç üzerinde uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken aracın niteliği konusunda araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bunun yanında davalı yan müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini ileri sürmesine karşın mahkemece bu hususta da her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Buna göre davalı, davacının yolcusu olduğu araçta koruyucu tertibat kullanmadığını ve yine aracı kullanan sürücünün yeterli ehliyete sahip olmadığını ileri sürdüğüne göre bu hususların araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda tarafların sunduğu delillerin değerlendirilmemesi de hatalı olmuştur. Ayrıca haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan rapor Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre düzenlenmiş olup kaza tarihinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olduğuna göre bu yönetmelik hükümleri nazara alınarak düzenlenecek rapora göre davacının maluliyetinin belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece açıklanan yönlerden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına…” denilerek mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Kazaya karışan plakasız motor sürücüsü …’ın kollukta verdiği ifadede motorsikletin 2014 model Kuba marka motorsiklet olduğunu, ruhsat işlemlerini henüz tamamlayamadığını, kaza sırasında ne kendisinin nede davacı …’in kask takmadığını belirttiği görülmüştür.
Kazaya konu aracın Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motosiklet olup olmadığının saptanması için müzekkere yazılmış , üretici firmanın verdiği 21/06/2021 tarihli cevapta ürettikleri tüm araçların 50 cc üzerinde olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davacının maluliyet raporu aldırılmış Dicle Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 26/01/2022 tarihli raporunda “… Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre, maluliyet-sürekli iş göremezlik oranının % 41 olduğu, 30.03,2013 gün ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre değerlendirildiğinde;… Kişinin özür oranının% 38 ve sürekli olduğu, 18.07.2015 tarihinden itibaren kişinin tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı (temizlik, banyo, tuvalet, yeme içme, vb.) ihtiyaç süresinin 3 ay olduğu, 18.07.2015 tarihinden itibaren kişinin iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında % 100 özürlü sayılması gerektiği,” belirtildiği görülmüştür.
Aktüerya ek raporu aldırılmış alınan ek raporda “…. Davacı vekilince; davacı …’ın 1.000,00 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talehinde bulunulduğu, . Dava konusu olayın meydana gelmesinde, plakasız motosiklet sürücüsü dava dışı …..’ın, % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’in kusursuz olduğu tespit edildiğinden, hesaplanan maddi zarardan TBK 52 inci maddesi kapsamında kusur indirimi yapılmadığı, Davacı …’ın 18.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre, maluliyet-sürekli iş göremezlik oranının % 41 olduğu, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre, özür oranının %38 olduğu, İyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve ortaya çıkanı bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiği, Sayın Mahkemenin 20.10.2021 tarihli duruşmasında alınan karar gereğince, her iki yönetmeliğe göre ayrı ayrı seçenekli hesaplama yapıldığı, Özürlülük Ölçütü Yönetmelik hükümlerine göre %38 maluliyet oranı esas alınarak hesaplama yapıldığında, davacı lehine 347.097,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, hesaplandığı, Çalışma Gücü Yönetmelik hükümlerine göre %41 maluliyet oranı csas alınarak hesaplama yapıldığında, davacı lehinc 374.499,83 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, Davacı lehine 10.077,47 TL geçici iş göremezlik tazminatı hcsaplandığı,” belirtildiği görülmüştür.
Davacının 23/11/2016 tarihli dilekçesi ile talebini 222.420.00 TL sına yükselttiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça trafik kazasına bağlı olarak daimi ve geçici iş gücü kaybı tazminatı, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Davacının yolcu olduğu … tarafından kullanılan olan 50cc kapasitesi üzerindeki plakasız (tescilsiz) motorsiklet ile Ramazan Birtane’nin kullandığı … plakalı aracın çarpıştıkları oluşan kazada plakasız ve sigortasız motosiklet sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, davacı …’in kazada kusurunun bulunmadığı, kaza sonucu davacının kaza tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre % 38 daimi iş gücü ,9ay geçici iş gücü kaybına uğrayacak derecede malül kaldığı, karar tarihine en yakın tarihte alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının 347.097,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 10.077,47 TL geçici iş göremezlik tazminatına hak kazandığı, davacının kaza sırasında koruyucu tertibat kullanmaması nedeni ile %20 müterafik kusur indirimi yapılması ve araçta ücretsiz taşınması nedeniyle ve %20 hatır taşıması indirimi halinde davacının hak kazanacağı tazminat tutarının toplam 228.591,91 TL ı olduğu, bilirkişi raporları, savcılık evrakı, motor üreticisi müzekkere cevabı, Üdli Tıp raporu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla mahkememizin önceki ilamının sadece davalı tarafça temyiz edilmesi ,önceki ilamdaki tutarın davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının kısmen kabülüne, 4.925,52-TL geçici iş görememezlik tazminatı 186.747,50-TL daimi iş görememezlik tazminatı olmak üzere 191.673,02-TL’nin dava tarihi olan 19/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak 45.000,00-TL’sinin temlik alan …’a bakiye 146.673,02-TL’sinin temlik alan …’na verilmesine bakiye talebinin reddine
Alınması gereken 13.093,18-TL harçtan peşin alınan 783,97-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 12.309,21-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Başvurma harcı 27,70-TL, peşin harç 783,97-TL, bilirkişi ücreti, çağrı kağıdı gideri, müzekkere gideri 2,334,00 TL olmak üzere 3.145,67 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı olan % 86,17’ye göre 2.710,62-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 367,50 TL sinin davanın kabul ve red oranı olan %13,83 e göre50,82-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Tarafların kendilerini vekille temsil edilmesi nedeniyle karar tarihine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre hesap edilen 29.750,95-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan9.200,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekili, temlik alan vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023