Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 E. 2022/38 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/531 Esas – 2022/38
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/531 Esas
KARAR NO : 2022/38

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe dava dışı sigortalıya 31/12/2020-31/12/2021 tarihleri arasını kapsayan Ticari Paket Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, müvekkili sigortalıya ait iş yerinde 04/03/2021 tarihinde iş yerini su basması soncu hasar meydana geldiğini, ekspertiz incelemesi yapıldığını ve toplam 23.605,00-TL’nin 24/03/2021 tarihinde ödediğini, dava dışı sigortalının dava konusu taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu ve bu esnada su basması olayının davalılar/kiraya verenlerin üzerine düşen bakım ve özeni göstermediğinden meydana geldiğini ve hasar oluştuğunu , davalıların olayın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduklarını, ödenen tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalıya ait taşınmazın ve araçların üçüncü şahıslara devrini önlemek için ihtiyat tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
DAVALININ CEVABI: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı iş yerinin 05/11/2017 yılında dava dışı …’ye kiralandığını kira kontratı uyarınca iş yerini su basma hadisesinin zamanında müvekkiline bildirilmediğini kiracının iş yerinde kombiyi söküp taktığından ve kombinin yerini projesiz değiştirmesinden dolayı zarar meydana geldiğini kombinin projesiz değiştirmesinin kira kontratına aykırı olduğunu, patlamanın kombiden kaynaklı sorundan meydana geldiğinin anlaşıldığından davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve G E R E K Ç E :
Dava, konut sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 gün ve 37 E, 9 K sayılı kararında, “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları sigorta poliçesinden doğmayıp, ödeme suretiyle sigorta şirketince sigortalının halefi sıfatıyla açılır. Bu davalarda görevli mahkeme davacı sigorta şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 gün ve 13158 E., 9204 K.; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 gün ve 1084 E., 1497 K ile aynı dairenin 20.09.2016 gün ve 6280 E., 7990 K sayılı kararları da aynı yöndedir.
Somut olayda dava dışı sigortalı ile davalı kat malikleri arasındaki ilişki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanmakta olup, adı geçen davalının 634 sayılı Kanundan kaynaklanan sorumluluklarına dayanılarak, sigortalının haklarına halef sıfatıyla dava açılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar düzenlenilmiş olup “ç” bendi, “Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmünü, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesi ise “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı HMk ‘nun 4/1-a maddesine göre ” …….Kira ilişkisinden doğan alacak davaları davalarıda dahil olmak üzere , kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk mahkemesi görevlidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde; ” Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kira sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıklarda 6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından aynı yasanın 114/1-c maddesi gereğince görev dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından ve dava şartı gerçekleşmediğinden görev yönünden davanın usülden reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/2300-2018/447 , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1750-2002 ve 2020/344-2081 sayılı kararları )
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine ,
2-Ankara Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-HMK 20/1 md. uyarınca süre içerisinde kanun yolunda başvurulmayarak kesinleşmiş ise kesinleştiği tarihten ; kanunun yoluna başvurulup red edilirse bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği
Kararın kesinleşmesinin ardından belirtilen süre ve şekilde başvuru gerçekleştiğinde dosyanın görevli Ankara Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 md. Gereğince görevli mahkeme tarafından dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022