Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/508 E. 2021/965 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/508
KARAR NO : 2021/965

DAVA : Kooperatifin Dağılması
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022

Mahkememizde görülen Kooperatifin Dağılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üyesi bulunduğu davalı kooperatifin 1994 yılında kurulduğunu, 2007 yılında inşaatlar tamamlanarak bireysel tapular dağıtılmak suretiyle ana sözleşmesinde belirtilen amacına ulaştığını, Kooperatifler Kanunun 81.maddesine göre dağıtılmasına karar verilerek tasfiye kurulu oluşturulması gerekirken, bir çok kez yazılı ve sözlü başvurulara rağmen bu yola başvurulmadığını, ortaya kooperatifler kanunu hükümlerine göre yönetilen garip bir site yönetimi çıktığını, bu hukuki yapının sonucu olarak tahsil edilemeyen gittikçe büyüyen “aidat sorunu” baş gösterdiğini, evini satarak üyelikten ayrılanın yerine yeni malikin kooperatife üye olmadığını, dolayısıyla aidat ödemediğini, 04.07.2021 tarihli genel kurul toplantısında yönetimin bu konuda hukuki yoldan bir şey yapılamadığını, 255.000 TL tahsil edilemeyen aidat alacağının 400.000 TL’nı aştığını beyan ettiğini, ödenmeyen bu aidatların üyelerin aidat borçlarının artmasına neden olduğunu, davalı kooperatifin 2007 yılında ferdi mülkiyete geçtiğini, üyelere tapularını dağıttığını, ana sözleşmesinde belirtilen amacına ulaştığını, dolayısıyla kanundan doğan tasfiye şartları oluştuğundan genel kurul kararına gerek bulunmadığını, bununla birlikte, davacıya vekaleten kooperatif yönetimine yaptığı başvurulara rağmen konunun gündeme alınması talebinin yerine getirilmediğini, son genel kurulda kanundan doğan tasfiye nedeniyle %10 imza toplanmasına gerek duymaksızın, Divan Başkanlığına dilekçe vererek dağılma konusunun tartışılabilmesi için gündeme eklenmesini talep ettiğini, Divanın, önergeyi kabul veya red etmeyip sessiz kalmayı tercih ettiğini, bir yandan, ödenmeyen aidatlar nedeniyle, aidat borcunun arttığını, diğer yandan tasfiyesi gereken kooperatif yeni inşaata başlamayı planladığını, konuya ilişkin T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına web sitesi üzerinden tarihini hatırlayamadığı başvuruda bulunduğunu, bugüne kadar bir yanıt alınamadığını belirterek davalı kooperatifin kanundan doğan tasfiye koşullarının gerçekleştiğinin tespitiyle, dağılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmadan işbu dava açıldığını, dava şartının yerine getirilmediğini, davacının aktif husumet ehliyeti de bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı yanın iddiasının aksine davalı kooperatifin henüz amacına ulaşmadığını, davalı kooperatifin faaliyetlerine devam ettiğini, …. parselde bulunan 9.000 m2’lik arsanın henüz davalı kooperatifin mülkiyetinde olduğunu, arsa üzerinde sosyal tesis alanı inşa etme yönünden çalışmalar yapıldığını, 04/07/2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında 5. maddede ifade edildiği üzere sosyal tesis alanı ile ilgili yapılan çalışmalar ve etütlerin sunulması ve değerlendirilmesine geçildiğini ve yönetim kurulu üyesi tarafından diğer üyelerin bu konuda bilgilendirildiğini, Genel Kurul Toplantısından sonra da sosyal tesis alanı için proje hazırlıklarına geçildiğini, kanunun amir hükmünden de anlaşılacağı üzere davalı kooperatifin dağılmasını gerektirecek başkaca bir sebep de bulunmadığını, davacı vekili tarafından 04/07/2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında kooperatifin tasfiye kararı almasının gündeme eklenmesi hususunda 1 (bir) imza ile divana önerge verildiğini, ancak davacının talebinin Kooperatifler Kanununun 46. maddesi ve Kooperatifin ana sözleşmesinin 31. maddesinde yer alan gündeme eklenecek konulardan olmadığı gerekçesiyle Bakanlık temsilcileri ve Divan Başkanı tarafından gündeme alınmadığını, dolayısıyla kooperatifin dağılması konusunda alınan bir genel kurul kararı da bulunmadığını, kooperatifin dağılmasına karar verilebilmesi için fiilen kullanılan oyların 2/3’ü çoğunluğuyla alınan Genel Kurul Kararı olması gerektiğini, davalı kooperatifin dağılmasını gerektirecek herhangi bir neden bulunmadığından ve davalı kooperatifin henüz faaliyetine devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı kooperatifin kanundan doğan tasfiye koşullarının gerçekleştiğinin tespitiyle, dağılmasına karar verilmesini istemine ilişkindir.
1163 Sayılı Kooperatifler kanunu 81 maddesinde; “Kooperatif 1. Anasözleşme gereğince, 2. Genel Kurul kararı ile, 3. İflasın açılmasıyla, 4. Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine, 5. Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle, 6. Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde, 7. Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla, dağılır.
Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. …” hükümleri mevcuttur.
1163 Sayılı Kooperatifler kanunu 81 maddesi hükmüne göre, somut olayda, ilgili Bakanlığın Mahkemeden kooperatifin dağılmasına dair karar verilmesi talebiyle dava açabileceği, davalı kooperatifin ortağı olan davacının böyle bir dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK.114 ve 115.maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK.114 ve 115.maddesi uyarınca usulden Reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
5-AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.16/12/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza