Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/496 E. 2022/426 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/496 Esas – 2022/426
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/496 Esas
KARAR NO : 2022/426

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARARYAZ.TRH: 27/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… müvekkilinin 1987 yılından beri sigorta acentesi olduğunu, işini başarı ile sürdürdüğünü, davalı, müvekkili ile çalışmayı çok istediği için müvekkiline %70 oranında komisyon vermeyi kabul etttiğini, ve düzenlenen her poliçenin %70’ini müvekkile komisyon olarak verdiğini, müvekkili ve icra dosyası alacaklısı sigorta şirketi arasında, Temmuz 2020’den bu yana hiçbir hesap mutabakatı yapılmadığını, bu tarihte yapılan mutabakat ile ortaya çıkan borcun tamamını acente, sigorta şirketine ödediğini, bu tarihe kadar acentenin hiçbir borcunun bulunmadığını, sigorta şirketi tarafından müvekkilinin acenteye bildirildiğini, sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nin “Hesap planı ve hesap mutabakatı” başlıklı 18. Maddesinde; “Sigorta şirketleri ve acentelerin hesap ve kayıt düzenlerini üçer aylık dönemler itibariyle mutabakat çalışmasına uygun olacak şekilde oluşturmaları ve en geç ilgili dönemi takiben bir ay içinde mutabakat sağlamaları gereklidir.” dendiğini, Sigorta Acenteliği Yönetmeliği uyarınca 3 ayda bir yapılması zorunluluğu olan hesap mutabakatı yapılmaksızın, borç-alacak ilişkisi belirsiz olarak kalmış dendiğini, sigorta acentelerinin günlük hesap ekstresi, komisyon alacakları veya iptal olan poliçeler, acente iptal ya da komisyon alacaklarından kaynaklı mahsuplaşmalar nedeni ile anlık olarak değişkenlik gösterdiğini, bu sebeple bahsi geçen yönetmeliğin bu amaç ve maksatla yürürlüğe konulduğunu…, sigorta acenteleri belirli dönem ve zamanlarda, düzenlenen sigorta poliçeleri tahsilatsız, tahsilatı yapılmamış gözükmesin, böylelikle bir hasar anında “prim ödenmedi” diye hasar tazminat talebi ret edilmesin düşüncesi ile sigorta şirketine belirli meblağlarda çek ya da senet verdiklerini, sigorta şirketleri ile sigorta acenteleri arasında genel bir teamül ve uygulama olduğunu, önceki tarihlerde müvekkili, sigorta şirketine böyle senetler verdiğini, atıl kalan senetler sigorta şirketi tarafından acenteye teslim edildiğini, 08.01.2021 tarihli “Senet Alındı Makbuzu”nda belirtilen senetlerde bahsi geçen konu ile bağlantılı olarak, acente tarafından sigorta şirketine verilmiş senetler olduğunu, acentenin de hesapları kontrol etmesi ve farklılık var ise senetlerin iade edilmesi veya değiştirilmesi kaydı ile hesapların sıfır gözükmesi ve bir hasar anında sigortalı müşterilerin mağdur olmaması maksadıyla müvekkilinin sigorta şirketine verdiği senetler olduğunu…, İİK 169/a-2 ve 170/2 maddeleri gereğince esas hakkında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına, davanın kabulü ile müvekkilinin Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından ve takibe konu senet bakımından borcu olmadığının tespitini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe girişilmiş olduğundan davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, takip talebinde belirtilen işlemiş ve işleyecek faiz oranına ilişkin itirazlarımızın kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına.. ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “… davacı yanın 1987 yılından bugüne işini başarı ile sürdürdüğünü, müvekkili şirkete borcu olmadığını beyan ettiğini, davacı yanın müvekkili şirkete olan borcunu ödemediği için taraflar arasında defalarca görüşüldüğünü, davacıya süreler verildiğini, davacı ile protokol yapıldığını, davacı yanın şirkete olan borcunu ikrar ettiği protokol ve mail kayıtlarını sunduklarını…, davacı borçlu acentenin bu senetleri ödediğini iddia etse de, takip konusu senetlere ve dahi protokol altına alınan senetlerin tamamının ödendiğine ilişkin dekont sunmadıklarını, Senet ödemelerine ilişkin dekont sunmayan davacı acentenin, senetlere tahsil edildi kaşesi de bastıramadığını, senet suretlerinin sunulması, takdir edileceği üzere, senedin ödendiği anlamına gelmeyeceğini, dava dilekçesinde protokol gereğinin yerine getirildiği ve senetlerin tamamının bedelinin ödendiği halde taraflarına, icra takibine konu edildiği iddia edilmişse de, gerçeğin iddia edilenden çok farklı olduğu takip konusu edilen senetlerin vade bedellerinden kolaylıkla anlaşılacağını, davacının menfi tespit talep ettiği Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında takip dayanağı olan senetler ile protokole konu senetler birbirinden farklı olduğunu, 09.07.2020 Protokol sonrasında davacı tarafın 08.01.2021 keşide tarihli kayıtsız-şartsız borç ikrarını içeren kambiyo vasfındaki senetleri müvekkil lehine keşide ederek borçlu olduğunu bir kez daha ikrar etmiş bulunduğunu, davacı tarafın takibin geçici olarak durdurulması talebinin reddine, yargılama neticesinde davacı tarafından açılan haksız davanın reddine, davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davacı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini… ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Davacı vekilinin 25/05/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini dosya üzerinden karar verilmesini istediği, davalı vekilinin 25/05/2022 tarihli dilekçesi ile “feragati kabul ettiklerini davacı taraftan vekalet ücreti, kötüniyet tazminatı ve yargılama gideri talebimiz bulunmadığını ” beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davadan Feragat müessesi 6100 sayılı HMK’nın 308 de düzenlenmiş ,feragatin şekli ise 309/1m.de “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.” 309/2’de “Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. ” şeklinde tanımlanmıştır.
Yine aynı Kanun’un 310/1.maddesinde de; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı tarafça sigorta sözleşmesine dayalı olarak davalı sigorta şirketine verilen bonolar nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş ise de, yargılama devam ederken davacının davadan feragat edildiği anlaşılmakla aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Feragat nedeniyle davanın reddine,
Alınması gereken 80,70 TL Red harcının peşin alınan 2.174,67 TLden mahsubu ile fazladan alınan 2.093,97 TL nin davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, hükmün kesinleşmesi halinde yatırılan gider avansından bakiye miktarın yatırana iadesine,
Talep ve feragat gereği taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Feragat gereği dava öncesi zorunlu arabuluculuk gideri olarak yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair tarafların yokluğunda ,dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2022