Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/410 E. 2022/288 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/410 Esas – 2022/288
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/410
KARAR NO : 2022/288

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankaca 27.05.2008 tarihli 3.000.000,00 TL tutarlı, 13.09.2010 tarihli 6.000.000,00 TL tutarlı ve 15.04.2015 tarihli 32.000.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden dava dışı borçlu … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ne nakdi ve gayri nakdi kredi kullandırıldığını, davalılardan …’nin ve …’ın 27.05.2008 ve 13.09.2010 tarihli, …’nin ve …’nin ise 15.04.2015 Genel Kredi Sözleşmesinin kefil olarak imzaladıklarını, dava dışı borçlu firmaya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine davalılardan …’ye ve …’ye …. yevmiye numaralı ihtarnamenin, …’a ise 22.11.2017 tarihli ve 18274 yevmiye numaralı ihtarnameler gönderilerek nakdi kredi borcunun ödenmesinin ve gayri nakdi kredilerin deposunun talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında 19.12.2017 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, Bingöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı iflasın ertelenmesine ilişkin davada ihtiyati tedbir kararı verildiğinden takip başlatılırken … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin borçlu olarak gösterilemediğini, davalıların süresi içinde itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek davalılar tarafından Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların farklı kredi sözleşmelerinin kefili olduklarını, ödeme emrinde borca sebep olarak gösterilen sözleşmelerde her bir davalının sorumluluğunun ortak ve eşit olmadığını, … ile …’nin sözleşmelerin hiç birinde müşterek/müteselsil kefil olmamalarına rağmen aynı icra takibinde borçlu olarak gösterilmelerinin nedeninin anlaşılamadığını, yine …’nin yalnızca 15.04.2015 tarihli sözleşmenin kefili olmasına rağmen borç sebebinde gösterilen 27.05.2008 tarihli sözleşmeden hangi gerekçeyle sorumlu tutulduğunun anlaşılamadığını, davacı bankaca borçlu şirkete ve davalılara 14.09.2017 ve 22.11.2017 tarihli ihtarnamelerin gönderildiğini, hukuken sonuç doğurmaya elverişli ve geçerli bir ihtarnamenin söz konusu olabilmesi için borçlu şirkete TBK 586 uyarınca kefillerden ayrı ve bağımsız olarak ihtar gönderilmesi gerektiğini, müteselsil kefile başvuru şartları oluşmamışken borcun ödenmesi için ihtarda bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, her sözleşmenin birbirinden ayrı sözleşmeler olduğunu, bunlardan doğan her borcun da birbirinden ayrı ve bağımsız borçlar olduğunu, söz konusu 2 adet ihtarnamede 3 ayrı sözleşmeden doğan borçlardan hangisinin ifa edilmediğinin belirtilmediğini, hangi kefilin hangi sözleşmeden doğan hangi borç nedeniyle sorumlu oldukları belirlenmeden asıl borçlu ila aynı anda gönderilen ihtarname dayanağıyla takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, şayet mahkemece asıl borçluya yapılan ihtarın hukuki olduğu kanaatine varılsa bile davalı müteselsil kefillere geçerli bir ihtar yapılmadığından başlatılan icra takibinde temerrüt olgusu gerçekleşmemiş olacağından davacının faiz talebinin hukuka aykırı olacağını, kefilin sorumluluğunun, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sınırlı olduğunu, kefillerin gayri nakdi risklerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede buna dair açık hüküm bulunması gerektiğini, ilgili sözleşmelerde buna dair açık bir hüküm bulunmadığından kefillerden gayri nakdi riskin deposunun talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, banka alacağının tahsili için başlatılan ilamsı icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce deliller toplanmış, bankacı bilirkişiden rapor alınmış, sözlü yargılama aşamasında taraflarca takip edilmeyen dava dosyası işlemden kaldırılmış, süresi içinde yenilenmediğinden 03/06/2020 tarihinde HMK.nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temlik alan davacı … Varlık Yönetim Anonim Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21.hukuk Dairesi
17/06/2021 tarih, 2020/908 esas ve 2021/812 karar sayılı kararıyla, 6100 Sayılı HMK’nın 186.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince gelecek celsenin sözlü yargılama günü olduğunun taraf vekillerine ihtar edilmiş olmasına rağmen bu oturumdan sonraki 12/12/2019 tarihli oturumda HMK’nın 186.maddesine uygun şekilde taraflar hazır olmasa dahi (somut olayda davacı vekilinin hazır olmaması) yokluklarında hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkememizin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkememize gönderilmesine karara verilmiştir.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; alacaklı … Katılım Bankası A.Ş. vekili tarafından borçlular …, … ve … aleyhine genel kredi sözleşmesi müteselsil kefalet sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı olarak 1.456.630,68-TL asıl alacak 5.952,64-TL mahrum kalınan kar payı, 494.186,50-TL mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam 1.956.769,82-TL nakdi alacağın, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yıllık %13,56 faiz oranından az olmak üzere artan oranlarda faiziyle tahsili, 2.820,00-TL gayri nakdi riskten kaynaklanan alacağın depo edilmesi için ilamsız icra takibi başlatıldığı borçlular vekilinin borca ve kefalete itirazı sonucu takibin durduğu, davanın süresi içerisinde olduğu anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı bankanın takip tarihi itibarıyla dava dışı asıl borçlu … San.Tic.Ltd.Şti.den 1.456.436,61TL asıl alacak, 198.643,17 TL kar payı olmak üzere toplam 1.655.079,78 TL nakdi alacağı ve 2 adet merii çek yaprağı nedeniyle yasal yükümlülük tutarından kaynaklanan 2.820 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olan bilirkişi raporunda alacak miktarı yönünden yapılan hesaplama mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Tic.San.Tic.Ltd.Şti. arasında; 27,05.2008 tarihinde 1.500.000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşme limitinin 29.11.2008 tarihinde 1.500.000 TL artırımla 3.000.000 TL’ye yükseltildiği, sözleşmede davalı … ile davalı …’ın müteselsil kefalet imzalarının mevcut olduğu, 13.09.2010 tarihinde 6.000.000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye … ile …’ın kefaleti alındığı, 15.04.2015 tarihinde 32.000.000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye … ile …’nin müteselsil kefaleti alındığı, sözleşmeler kapsamında davalı …’nin kefalet limitinin 41.000.000 TL, davalı …’ın kefalet limitinin 9.000.000 TL, davalı …’nin kefalet limitinin 32.000.000TL olduğu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine bankaca hesabın kat edildiği, asıl borçlu şirkete ve kefillere noterden keşide edilen ihtarnamelerle belirtilen borçların ödenmesinin talep edildiği, ihtarname tebliğine rağmen borç ödenmediğinden alacağın tahsili için davalı kefiller aleyhine takip başlatıldığı, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … San.Tic.Ltd.Şti.ne kullandırmış olduğu krediler nedeniyle takip tarihi itibarıyla anılan şirketten 1.456.436,61TL asıl alacak, 198.643,17 TL kar payı olmak üzere toplam 1.655.079,78 TL nakdi alacağı bulunduğu, Genel Kredi Sözleşmelerinin 15.1.maddesinde kefillerin asıl borçlu şirketin davacı bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarından sorumlu olduklarına ilişkin açık hüküm bulunduğundan davalı kefillerin kefalet limitinin altında kalan nakit borç miktarından asıl borçlu şirket ile birlikte sorumlu oldukları, davalıların takipte talep edilen1.456.436,61TL asıl alacak, 198.643,17 TL kar payı olmak üzere toplam 1.655.079,78 TL nakdi alacak tutarına itirazlarında haksız oldukları anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, alacak tutarı likit olduğundan kabul edilen alacak tutarı üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, sözleşmede çek yapraklan yasal yükümlülük bedeli tutarı olan depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına ilişkin açık hüküm bulunmadığından gayri nakdi alacağa ilişkin talebin reddine dair aşağıda yazılı kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davalıların 1.456.436,61 TL asıl alacak, 198.643,17 TL kar payı olmak üzere toplam 1.655.079,78 TL nakdi alacağa yapmış oldukları itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı olan 1.456.436,61 TL ye %13,56 oranında yıllık faiz yürütülmek suretiyle yukarıda verilen tutarlar için davalılardan tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin nakdi alacak isteminin reddine,
Kabul edilen nakdi alacak tutarı olan 1.655.079,78 TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Koşulları oluşmadığından gayri nakdi alacağa ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 113.058,49 TL harçtan peşin alınan 23.666,95 TL’nin mahsubu ile kalan 89.391,54 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 23.666,95 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 223,00 TL tebligat, müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.858,90 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.572,30 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT uyarınca belirlenen 90.727,79 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-AAÜT uyarınca belirlenen 29.568,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.07/04/2022