Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/400 E. 2022/815 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/400 Esas
KARAR NO : 2022/815
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARYAZ.TRH: 10/111/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… müvekkilinin altın takı alım satımı yapan ülke çapında tanınmış … Kuyumculuğun sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 2013-2014 yıllarında altın alım satımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, 2013-2014 yılı içinde taraflar arasında yapılan ticaret içerisinde bir ihtilaf oluştuğunu, davalının müvekkilinden her ay gelerek düzenli bir şekilde altın aldığını, alınan altınlar karşılığı davalı müvekkilinden, 01.12.2013 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.01.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.02.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.03.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.04.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.05.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.06.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.07.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.08.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 01.09.2014 vade tarihli 2.000,00 bedelli, 10 adet senet imzalayarak verdiğini, borçlu davalı ile bir çok kez borcun ödenmesi hususunda görüşüldüğünü, bir netice alınamadığını, bunun akabinde ilk olarak İstanbul İcra Dairelerinden ilamsız icra takibi başlattığını, borçlu davalının yetki itirazı üzerine dosya Ankara İcra Dairelerine gönderildiğini, Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile senetlere dayanak olarak ilamsız icra takip dosyasından ödeme emri gönderildiğini, icra dosyasına yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde sonuca varılamadığını, Borçlunun itiraz dilekçesinde “Alacak iddiasına ilişkin olarak müvekkilin alacak iddia eden tarafa takip konusu tutar bakımından veya başkaca herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Zira takibe dayanak sunulan senetler kambiyo vasfına haiz olmadığından buna istinaden iddia edilen alacağın hiçbir surette kabulü mümkün değildir.” şeklinde itirazlarını sunduğunu, borçlunun açık şekilde bonolardaki imzasına itiraz etmeyerek imzaların kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, söz konusu takip dayanağı bonoların tamamı İİK 68-b kapsamında belgelerden sayılması gerektiğini, İİK 68-B kapsamında sayılan belgeye istinaden itirazın iptali açtığını, borçlu davalının sadece zaman kazanarak alacaklıyı zarara uğratmak ve mallarını eksiltmek amacıyla itiraz ettiğini, yargılama boyunca taraflarına Ankara …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası üzerinden yetki verilerek borçlu davalının 3. kişilerdeki hak ve alacakları ile malvarlıklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, itirazın iptali hususunda açılan davamızın kabulüne, yargılama sırasında ihtiyati haciz talebimizin kabulünü, Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı Dosyası yapılmış olan haksız itirazın iptalini, %20’den az olmamak kaydıyla davalı taraf alyehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline…, ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “… davalının davacıdan her ay düzenli altın aldığı, alınan bu altınlar nedeniyle oluşan borç için 01/12/2013-01/09/2014 tarihleri arasındaki dönemde ödenmek üzere tanzim edilen ve her biri 2.000.TL bedelli olan 10 adet bononun ödenmediği, bonolardaki imzaya da itiraz edilmediğinden bahisle borca itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep ettiğini, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini, müvekkilin Takip ve Dava Konusu Bonolar Nedeniyle Davacıya Borcu Bulunmamakta olduğunu, bonoların Zamanaşımına Uğradığını, davalı müvekkilinin davacı yanca takip ve dava konusu yapılan bonoları, davacının kendisine teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünler için avans mahiyetinde ödeme yerine geçmek üzere imzalamış olduğunu, birlikte davacı yanca müvekkiline herhangi bir ürün teslim edilmemiş olduğunu, bonoların karşılıksız hale geldiğini, bonoların 8 yıl önce dayanaksız kalmış olduğunu, salt bono varlığından bahisle işlem temelinin çökmesinden 8 yıl, bonoların zamanaşımına uğramasından 5 yıl sonra alacak talebinde bulunulmasını hukukun koruması düşünülemeyeceğini, bonoların tabi olacağı zamanaşımını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın “Zamanaşımı-Süreler” başlıklı 749. maddesinin 1. fıkrasında aynen; “Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” denildiğini, aynı Kanun’un 750. maddesinde yer alan “Zamanaşımı; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesiyle kesilir.” hükmünü takip eden 751. maddenin 2. fıkrasında da aynen “Zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar.” düzenlemesine yer verildiğini, dava dayanağı bonoların en son ödeme tarihli olanı dahi 31/08/2017 tarihinde zamanaşımına uğradığını, vadeden itibaren arada zamanaşımını kesen ve/veya yeniden işlemeye başlatan başkaca bir işlem bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan takip ve davaların zamanaşımı süresi, bononun zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl olduğundan, eldeki davada itirazın iptaline konu icra takibi 2021 yılında başlatıldığını, TTK’nun 732. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu, tüm bu nedenlerle öncelikle zamanaşımı def’ileri doğrultusunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davanın Esastan Reddini, davalı müvekkilinin davacıdan ürün almak üzere davaya konu bonoları imzalayarak davacıya teslim ettiğini, davacının müvekkiline ürün teslim etmediğinden bonolar dayanaksız kaldığını, bu işlemin üzerinden 8 yıl geçtikten sonra da davacı, salt kambiyo senedi vasfını kaybetmiş bonoları dayanak yapmak ve bonolar altındaki imzanın müvekkiline ait olduğunu sığınmak suretiyle alacak talebinde bulunduğunu, takip ve dava dayanağı bonolar altındaki imzaların müvekkiline ait olduğunu, vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımının gerçekleşmiş olması nedeniyle bonolar kambiyo senedi vasfını kaybettiğini…, icra takibi ve dava dayanağı bonoların zamanaşımına uğramış olması ve davanın tarafları arasında temel ilişki de bulunmaması nedeniyle yapılacak yargılama neticesinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan da reddini, takipte haksız ve kötüniyetli olan davacının %20 oranındaki kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına, yargılama harç ve giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Ankara ..icra Müdürlüğünün ….E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının dosyamızın davacısı,takip borçlsunun dosyamızın davalısı,takip konusunun ilamsız alacağa davalı olarak 10 adet 2.000,00 er TL bonodan ( 01.12.2013 vadeden başlayıp 01.09.2014 vade ile sona eren sıralı ) kaynaklı 20.000,00 TL asıl alacak, 17.981,73 TL faiz olmak üzere 37.981,73 TL ı olduğu, borçlu itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde davaya konu bonoların ne şekilde kayıtlı olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin defterlere ne şekilde yansıdığı yönünde talimat yolu ile inceleme yaptırılmak istenmiş, mahallinde yapılan inceleme sırasında defterlerin ibraz edilmediği görülmüş alınan raporda “…tespitler sonucunda; Alacaklı vekili söz konusu bonoların kendilerine ait olduğunu, Mal teslim belgesi olarak düzenlediklerini 4 adet seri numaralı belgelerinde kendilerine ait olduğu malın teslimi ve tutarını gösteren ikincil belgeler olduğu ve yasal belgeler olmadığı, Ticari defterler ve bunlara ait kayıtlar ibraz edilmemiştir.” denildiği görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde davaya konu bonoların ne şekilde kayıtlı olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin defterlere ne şekilde yansıdığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması için mahkememizin 15/06/20222 tarihli 2 numaralı ara kararı ile bilirkişi ücretinin depo edilmesi için davacı vekiline kesin mehil verilmiş, kesin mehlin e tebliğine rağmen davacı tarafça üçretin depo edilmediği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça zaman aşımına uğramış bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın temel ilişkiye dayalı olarak iptali,davalı tarafça bonoların zaman aşımına uğradığı, avans olarak verilen bonolara rağmen davacının edimini yerine getirmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Davacı tarafça 01.12.2013 vadeden başlayıp 01.09.2014 vade ile sona eren sıralı , zaman aşımına uğramış 10 adet, 2.000,00 er TL bonodan kaynaklı 20.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faize davayı takip yapılmış ise de, takibe konu bonoların zaman aşımına uğradığı, davalı tarafça zaman aşımı savunmasında bulunulduğu, temel borç ilişkisinin de davacı taraf ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi için gerekli ücretin kesin mehile rağmen davacı tarafça depo edilmediği bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği, davacı defter ve kayıtları üzerindeki bilirkişi raporu, zaman aşımına uğramış bonolar, icra dosyası davacı tarafa bilirkişi gideri için verilmiş ve tebliğ edilmiş kesin mehil ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.