Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/230 E. 2021/618 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/230 Esas
KARAR NO : 2021/618

No:15 Çarşamba/ SAMSUN
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından aleyhine … müdürlüğünün … E.sayılı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, takibe konu 17/12/2017 tanzim tarihli 31/12/2017 vade tarihli 7.500,00 TL miktarlı ve 17/01/2017 tanzim tarihli 28/02/2018 vade tarihli 4.500,00 TL miktarlı bonolara istinaden bu miktarda borcu olmadığını, kendisinin söz konusu bonoları diğer borçlu …’a aralarındaki iş gereği verdiğini, takibe konu 17/12/2017 tanzim tarihli 31/12/2017 vade tarihli 7.500,00 TL miktarlı bononun 5.000 TL’sini ödediğini, ilgili ödemeye ilişkin evrakı bilahare ilgili ödemeye ilişkin evrakı delil olarak sunacağını, kalan kısmını iş bitiminde ödeyeceğini, işi bitirip gereği gibi teslim edilmediğinden kalan miktarın bedelsiz kaldığını, …’nın da kötü niyetle bilerek ciro edip aldığını ve haksız yere icra takibi başlattığını, kendisinin bu miktarlarda borcunun olmadığını, gerekirse yemin teklif edebileceğini, davalıların kötü niyetli olması nedeniyle %40’tan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini, davalılara 12.000TL asıl alacak ve bu miktara ilişkin feriler yönünden borçlu olmadığının tespitine, dava konusu bonalarda itiraz ettiği miktar ve ferileri yönünden iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI … … CEVABI: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının senetlerin ödemesini diğer davalı …’a yapmış olduğu iddia ettiğini, davacının …’a ödemenin müvekkilini bağlamadığını, ayrıca İİK 72. Maddesinin açık hükmü uyarınca menfi tespit davası davalının yerleşim yeri ya da icra takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği, davalı müvekkilinin adresi ve davaya konu icra takibinin yapıldığı yer Ankara olup bu sebeple işbu davanın Ankara’da açılması gerektiğini, davaya bakmakta yetkili mahkeme Ankara Mahkemeleri olduğu bu nedenle öncelikle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiğini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, usule aykırı davasının reddine, davacı davasında kötüniyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI …’IN CEVABI : Davalı adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmayarak HMK’nın 128.maddesinde belirtildiği üzere dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava ; kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit davası niteliğindedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Kabul tarihi 06/12/2018 olan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 21. 22. 23. ve 24. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 22- 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
MADDE 23- 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu yasal düzenleme ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıkca ifade edilmiştir. Davacının dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu son tutanağa ilişkin zorunluluk yerine getirilmeden dava açtığı anlaşıldığından ve arabuluculuğa ilişkin dava şartının giderilebilir dava şartı olmadığı da gözetilerek TTK’nın 5/A, HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 59.30TL red harcından peşin yatırılan 54,40TL’nin mahsubu ile 4,90TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4- Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … KARAMANLI’nın davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. Maddesi gereğince taktir edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … KARAMANLI’ya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinden davacı ve davalı … vekili ile davalı …’ın yokluğunda HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar verildi.08/07/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza