Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/648 E. 2021/265 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/648 Esas
KARAR NO : 2021/265 Karar



DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/10/2014
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
KARAR YZL. TRH. : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …nin davalı kooperatif üyesi iken, üyeliğin konusu olan taşınmazın mülkiyetinin iktisap ettiğini, davacının kooperatifteki üyeliği devam ederken, “PROTOKOL” ile davacının satıcı sıfatıyla, üyelik konusu daireyi davalılardan …’a 30.08.2009 tarihinde sattığını, söz konusu satış işlemini müteakip, satıcının davalı ile alıcı …’ın, üyeliğin satış sözleşmesi doğrultusunda tanzimi hususunda kooperatife müracaat ettiklerini, kooperatifin eski yönetiminden kaynaklanan bazı nedenlerle bu yönde verilen dilekçenin kaybolduğunu, herhangi bir işlem yapılmadığını, kooperatif vekilinin davacıya gönderdiği uyarı yazısı ile öğrenildiğini, kooperatifin bahsi geçen uyarı yazısında, davacının üyeliğinin halen devam ettiğini, 5.740,00-TL üyelik ve ek ödeme borcunun bulunduğunun bildirildiğini ve ödenmesinin talep edildiğini, bunun üzerine davacının 27.05.2014 tarihli cevabi yazısı ile 30.08.2009 tarihinde üyelik konusu olan daireyi … adındaki şahsa sattığını, satış tarihine kadar borcunun bulunmadığını, varsa bile bu borçları ödemeye hazır olduğunu, 30.08.2009 tarihinden bu yana olan borçların ise alıcı davalı …’a ait olması gerektiğini, kooperatif vekili ile yapılan görüşme üzerine, Kooperatifler Kanunu (KK) gereği olarak davacının 06.09.2014 tarihli makbuzla 5.990,00-TL’yi kooperatife ödemek zorunda kaldığını, yapılan bu ödemeden sonra davacının noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile …’ın, davacının ödediği 5.990,00-TL’yi ödemesi ile kooperatif merkezinde ortaklık hisse devri sözleşmesinin imzalanması yönünde uyarıldığını, şahsın cevabi bir ihtarnameyle hiçbir uyarıyı kabul etmediğini beyan ettiğini, davalı …’ın belirtilen cevabi ihtarnamesinde kooperatif üyeliğini devir almayıp, sadece daire mülkiyetini devraldığını, bu nedenle de ihtarname ile talep ettikleri hususların karşılanamayacağını beyan ettiğini, protokolün üçüncü paragrafında “DAİRENİN KOOPERATİF ÜYELİĞİNE İLİŞKİN OLARAK SATIŞ TARİHİNDEN (30/08/2009) ÖNCEKİ BORÇ VE ALACAKLAR SATICIYA AİTTİR. SATIŞ TARİHİNDEN SONRA DOĞACAK BORÇ VE ALACAKLAR ALICIYA AİT OLACAKTIR.” şeklinde düzenlendiğini, alıcı …’ın kooperatif üyeliğine ilişkin olarak doğan borçları kayıtsız şartsız ödemeyi kabul ettiğini, bu nedenle B.K. hükümleri doğrultusunda, 30.08.2009 tarihinden sonraki borçları ödemek ve kooperatif üyeliğini kabul ile yükümlü olduğunu, kooperatif üyeliğinin de …’a intikal etmesi gerektiğini belirterek davalılardan …’ın, davalı kooperatif üyeliğinin hükmen tescili ile davacının üyeliğinin düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin bir sözleşmenin ve devrin geçerliliği için yazılı beyanın bulunmadığını, üyelik işlemlerinin KK’nın 8. maddesinde, ortaklığın devrinin de 14. maddesinde düzenlendiğini, bu nedenle davacının ortaklığın devredildiğine ilişkin iddiasının yasal dayanağının bulunmadığını, daire satımında üyeliğin kendiliğinden alıcıya satımla geçmeyeceğini, üyelik ayrıca devredilmedikçe, satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam edeceğini, gayrimenkulün tapuda bedeli ödenerek devredildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili 22.12.2015 günlü celsede, davanın reddini istemiş, kooperatifin, davacı … ve davalı … arasında imzalanan satış protokolü ile ilgili bir bilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Davalı kooperatif yöneticileri imzalı 11.02.2016 tarihli dilekçelerinde; taraflar arasında imzalanan satış protokolünden ve yapılan işlemlerden haberleri olmadığını, ilgililerce kooperatif yönetim kuruluna taraflarca üyelik devrine ilişkin ne yazılı ve ne de şifahi haber verilmediğini beyan etmişlerdir.
Davalı kooperatif vekili 21.03.2016 tarihli dilekçesinde; davalının şekli olarak davalı olduğunu, kooperatifin kim ortak ise aidatları ondan istediğini, kooperatif için aidatı davacı veya diğer davalının ödemesi arasında fark bulunmadığını, birinin ödemesinin yeterli olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında imzalanan sözleşmenin kooperatifi bağlamadığını, ancak kendilerini bağladığını, kooperatife verildiği iddia edilen hisse devri dilekçesinin kooperatifte yapılan araştırmada bulunamadığını beyan etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden dairesini satarak ayrıldığını iddia eden davacının, bu hukuki durumun tespiti ile ödenilen aidat vb. bedellerin davalı …’dan iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı kooperatifin üyesi ve daire sahibinde bulunan davacının 2009 yılında dairesini sattığı davalı … ve davalı kooperatife açtığı iş bu davada, davalı kooperatifin sorumluluğu ve hukuki durumu, davalı … ile davacı arasında yapılan protokolün daire satışı veya kooperatif üyeliğinin devrini içerip içermediği, protokolün içeriği ve hukuki anlamı ve davacının yaptığını iddia ettiği ödemeye ilişkin bedelin kimin sorumluluğunda olacağı ve davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizin 2014/986 E. 2016/378 K.sayılı kararında, Davacının, kooperatiften edindiği konutunu davalı …’a tapu devri suretiyle satmakla birlikte, kooperatifteki ortaklığını da devir etmediği, davalı …’ın ise davacının konutunu satın almakla birlikte, ortaklığını devir almadığı anlaşıldığından, davalı …’ın davacı tarafından ödenen ve davaya konu aidat borcundan sorumlu olmadığı anlaşılmış, Davalı kooperatif yönünden, davacının kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin kooperatife karşı yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmakla, kooperatif aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/2612E. 2020/3222K.sayılı ilamında; “…alıcı sıfatıyla davalı …, satıcı sıfatıyla davacı … arasında imzalanan bila tarihli protokol başlıklı belgede “dairenin kooperatif üyeliğine ilişkin olarak satış (30.08.2009) önceki borç ve alacak satıcıya aittir. Satış tarihinden sonra doğacak borç ve alacaklar alıcıya ait olacaktır.” hükmü yer almaktadır. Mevcut durumu bilerek anılan protokolü imzalayan davalı …’ın protokol tarihinden sonraki dava konusu borçtan sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece davacı tarafından kooperatife ödenen bedelin davalı …’dan tahsiline karar vermesi gerekirken…” gerekçesi ile mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemede; uyulmasına karar verilen Yargıtay İlamı kapsamında ödenilen 6.154,21-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 6.154,21-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Hükmen tescil talebinin reddine,
2-Alınması gereken 420,39-TL harcın, peşin alınan 105,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 315,29-TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 105,10-TL peşin harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı S.S ATAGAZİKENT KONUT YAPI KOOPERATİFİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı kooperatife verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı, posta, tebligat ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 808,20-TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafça yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E İMZALIDIR.

Hakim …
E İMZALIDIR.