Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/415 E. 2022/58 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/415 Esas – 2022/58
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/415
KARAR NO : 2022/58

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Çerçikaya Rüzgâr Enerjisi Santralını işlettiğini, davalı ile Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara İlişkin Yarışma Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılan yarışma sonucunda Müvekkili Şirketin ürettiği her bir kWH için davalıya 2,9-Krş ödemeyi taahhüt ederek Antakya-2 İskenderun-2 Elektrik İletim Hattından sisteme bağlantı hakkı kazandığını, davalı ile müvekkili Şirket arasında 06.02.2012 tarihli 53 MW gücündeki Rüzgâr Enerjisi (RES) Katkı Payı Anlaşması imzalandığını, Çerçikaya Rüzgâr Enerjisi Santralının 53 MW olan kurulu gücü 57 MW olarak artırılması ile 06.02.2012 tarihli RES Katkı Payı Sözleşmesi de revize edilerek aynı şartlarla 12.08.2015 tarihli RES Katkı Payı Sözleşmesi imzalandığını, Anlaşma’nın 3. maddesinde ve bu Anlaşma’nın dayandığı Yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanacak katkı payı, tesisin bir yıllık elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan bir önceki yıla ait yıllık toplam RES katkı payı tutarının 15 Ocak günü saat 17:00’ye kadar … tarafından müvekkil Şirkete faturalanacağı, 2020 Ocak ayında … tarafından katkı payına ilişkin düzenlenecek faturaya göre ödemesi gereken katkı payı tutarının KDV dahil olmak üzere 7.876.622,69 TL olması gerektiği halde davalı tarafın, taraflarca imzalanan RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesine ve bu Anlaşmanın dayanağı olan Yönetmeliğin 9. maddesine aykırı olarak RES Katkı Payı hesaplayıp işbu davaya konu faturayı düzenlediğini, davalı tarafın Anlaşma öncesinde davalıya sunulan teklif mektubundaki taahhüte dayayalı hesaplama yaptığını, Yönetmelik ve RES Katkı Payı Anlaşması’ndaki formülün mahiyetini değiştirdiğini, davalı tarafın 2015 yılına kadar katkı payı hesabını Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine göre yaptığını, 2015 yılında ise tek taraflı olarak keyfi bir yorumdan hareketle hesap yöntemini RES Katkı Payı Anlaşmasına ve Yönetmeliğe aykırı olarak bir önceki yılın kümülatif TÜFE oranına bir puan ilave etmek suretiyle hesaplamaya başladığını, Anlaşmaya ve yönetmeliğe aykırı bir yorum ve yöntemle hesapladığı bedel üzerinden 23/01/2020 tarihli TEE2020015800189 numaralı KDV Dahil 17.059.634,64 TL bedelli e-faturayı düzenleyerek müvekkili Şirkete e-fatura sistemi üzerinden 24/01/2020 tarihinde ilettiğini, müvekkili şirketin faturaya itiraz ettiğini, Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine göre toplam RES Katkı Payı Tutarının 2,9 x 205.808.297,00kWh x (1+%11,84) = 6.675.103,98 TL + KDV miktarı (6.675.103,98 TL*18%) 1.201.518,71 TL olmak üzere KDV dahil 7.876.622,69 TL olması gerektiğini …’a bildirdiğini, davalının düzenlediği 23/01/2020 tarihli TEE2020015800189 numaralı faturanın yukarıdaki hesaplamalar ışığında itiraza konu olan KDV Dahil 9.183.011,94 TL’lik bölümünün, müvekkili Şirket tarafından düzenlenen 29/01/2020 tarih ve ZTE2020000000006 nolu iade faturası ile davalıya gönderildiğini, itiraz edilmeyen KDV dâhil 7.876.622,70 TL’yi davalıya ödendiğini, davalının Anlaşma hükümlerine göre yapılmış bulunan hesaplamayı kabul etmediğini, davalı …’ın Anlaşma ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak yaptığı hesap sonucu düzenlediği faturanın bakiyesine ilişkin müvekkil Şirketin iade faturası düzenlediği KDV Dahil 9.183.011,94 TL’lik bölümün ödenmesi için yazı gönderdiğini, davalının icra takibine başvurması halinde müvekkil Şirketin bankalar nezdinde kredi itibarının zedeleneceğini, ihalelere giremeyecek duruma düşeceğini ve telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayacağını, ekonomik mahvına yol açabileceğini belirterek TEE2020015800189 numaralı KDV Dahil 17.059.634,64 TL bedelli faturanın KDV dâhil 9.183.011,94 TL’lik kısmının icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, TEE2020015800189 numaralı KDV Dahil 17.059.634,64 TL bedelli faturanın KDV dâhil 9.183.011,94 TL’lik kısmından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/c bendinde, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar idarî dava türleri arasında sayıldığını, 2576 sayılı Kanun’un 1. maddesinde; bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanun’la verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş “genel görevli” mahkemeler olduğu belirtildikten sonra, 5. maddesinde; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla, ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki; iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözümleyeceğinin belirtildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta da, davacı ile idareler arasında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşmasının idari sözleşme niteliğinde olduğunu, somut uyuşmazlıkta, dava konusu faturanın idari sözleşme niteliğinde olduğu açık olan RES katkı payı anlaşmasının ilgili hükümleri uyarınca tesis edildiğinden, 2576 ve 2577 sayılı Kanunların hükümleri uyarınca idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden davanın yargı yolu itirazımız gözetilerek görev yönünden reddi gerektiğini, davaya zamanaşımı, derdestlik ve hak düşürücü süreler hususunda da itiraz ettiklerini, davacı şirket ile müvekkili … arasında, davacı şirkete ait üretim tesisinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca müvekkili …’a ödemeyi taahhüt ettiği Rüzgar Enerjisine Dayalı Elektrik Üretimi Santrali (RES) Katkı Payı bedelinin ödenmesi konulu “RES Katkı Payı Anlaşmaları” akdedildiğini, teklif verilmesi sırasında imzalanarak sunulan Teklif Mektubu Formunda davacı şirketin özgür iradesi ile yapmış olduğu taahhüt doğrultusunda, bahse konu faturaların, şirketler tarafından verilen teklif fiyatının, teklif yılından itibaren TÜFE ile kümülatif olarak güncellenerek hesaplanması gerektiğinin açık olması sebebiyle, bahse konu fatura bedelleri, yalnızca Anlaşma ve Yönetmeliğin 9. maddesi dikkate alınarak değil, Yönetmeliğin eki Teklif Mektubu da dikkate alınarak hesaplandığını, söz konusu katkı payının yönetmelik gereği bu şekilde hesaplanması bir zaruret arz ettiğini, RES Katkı Payı Faturasını düzenleme uygulamasında herhangi bir yanlışlık olmadığını belirterek davanın öncelikle usulden reddini, aksi takdirde davanın esas yönünden reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, RES katkı payı fatura bedelinin yanlış hesaplandığı iddiasıyla davacının fatura bedelinden kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, dava konusu faturanın idari sözleşme niteliğinde olan RES katkı payı anlaşmasının ilgili hükümleri uyarınca tesis edildiğinden davanın görüm ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek yargı yolu itirazında bulunmuştur.
Mahkememizin 11/03/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı tarafın yargı yolu itirazının reddine karar verilmiş, davalı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin 24/03/2021 tarihli dilekçesi üzerine mahkememizin 09/04/2021 tarihli ara kararı ile itirazın 2247 sayılı yasanın 12/7.sayılı maddesine göre reddine, 2247 sayılı kanunun 10/4.maddesi uyarınca dosyanın Danıştay Başkanunsözcüsüne gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih 2021/344esas 2021/437 karar sayılı kararını Mahkememize göndermiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih 2021/344 esas, 2021/437 karar sayılı kararının incelenmesinde; Danıştay Başsavcılığınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması görüş ve talebi ile dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih 2021/344esas 2021/437 karar sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna, Danıştay Başsavcısınca yapılan başvurunun kabulü ile Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/03/2021 tarihli … esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına oy çokluğu ile kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına, sunulan delillere, iddia, savunma, tarafların kabulünde olan Res Katkı Payı sözleşmesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/09/2021 tarih 2021/344esas 2021/437 karar sayılı kararına göre; davalı …’ın tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve
sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, kamu hizmeti niteliğindeki elektrik iletim faaliyetini yürüttüğü, davalı ile davacı şirket arasında Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans
Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliğine
dayanarak düzenlenen katkı payı anlaşmasının idari sözleşme niteliği olduğu, dava konusu katkı payı faturasının anılan sözleşme kapsamında düzenlendiği,
verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis
edilen RES katkı payı faturası bedelinin fazla hesaplandığına ilişkin menfi tespit davasının 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinde belirtilen idari dava niteliğinde olduğu, davanın
görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından HMK.114.1-b HMK.115.maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından HMK.114/1-b ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden Reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 156.822,89 TL harçtan mahsubu ile kalan 156.742,99 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
5-AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.27/01/2022