Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/34 E. 2021/166 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/34 Esas
KARAR NO : 2021/166

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
KARARYAZ.TRH.: 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… davalı şirketin 14.478,25-TL tutarlı bakiye alcağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine … Müdürlüğünün … esas, … esas, ve … esas sayılı dosyaları üzerinden takip talebinde bu davanın açıldığı beyan olunduğunu, itirazın iptaline, davalı yanın %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine…” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı 24/02/2020 tarihli oturumdaki dilekçesi ile “… 7201 Sayılı Tebligat Kaıtunu’mm 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılacağını, aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıktan veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdem terinden birine yapılır. Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde de, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüze] kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alındığını, esasen, müvekkili şirketin yetkilisi mutad iş saatlerinde daima işyerinde hazır bulunmadığını, şirket yetkilisi hazır bulunmadığı hallerde, tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse ve yani evrak almaya vazifelendirilmiş birisi olarak şirketin Muhasebe ve Finans Müdürü … ve diğer vazifelendirilmiş müdürler işyerinde daima ve mutlaka bulunması gerektiğini, dosyadaki tebliğ mazbatalarından da anlaşılacağını Yönetmeliğin 21. maddesindeki araştırma lüzumu yerine getirilmeden yani işyeri yetkili temsilcisinin işyerinde bulunmadığı’’ ya da “tebliğ evrakını alacak durumda olmadığı” veya “ondan sonra gelen Muhasebe ve Finans Müdürünün işyerinde olup olmadığı araştırılmadan, yapılan tebligatlar. Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği hükümlerine açıkça aykırıdır ve usulsüz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin şirket yetkilileri dava dilekçesi, tensip zaptı, ön inceleme duruşma zaptından haberdar olamadığını, davadan ve usulsüz tebligatlardan tesadüfen 12.01.2021 tarihinde haberdar olunduğunu, dolayısıyla davanın başından itibaren taraf teşkili sağlanmadan, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış olan savunma, adil yargılanma ve en geniş anlamıyla hukuksal dinlenilme hakkları ihlal edilerek gıyaplarında yapılan tüm işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul etmediklerini, bu nedenle sundukları davaya cevaplarının yapılan işlemlere ve bilirkişi raporuna itirazlarını ve delillerini, nazara alınarak yargılamanın en başından itibaren yeniden başlatılması ve sürdürülmesini talep ettikleri, davacı icra takiplerinde ve huzurdaki davada alacak iddiasına ilişkin müvekkili ve kendi ticari defter ve kayıtlarına ve kendisinin düzenlediği belirsiz ve hukuki değeri olmayan bir cari hesap ekstresine dayandığını, davacının cari hesap ekstrası olarak adlandırdığı tek taraflı düzenlenmiş ve hukuken hiçbir değeri bulunmayan bir belgenin hukuki değeri olmadığını, ancak davacı tarafından delil olarak dayanılmasına karşın müvekkilin ticari defterleri Sayın Mahkemen izce bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, bilirkişi raporu yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, bilirkişinin uzmanlığına girmemesi ve görevi olmamasına karşın bir çok hatalı, yasaya aykırı ve yanlı “hukuki değerlendirme” yaptığını, bilirkişi raporunun tamamına itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili şirket ile takip alacaklısı davacı arasında yürüyen cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda, davacı ve müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki tekil olaylar/ilişkiler üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, belli bir dönem içerisinde kısım kısım mal / hizmet alımı ve aynı şekilde kısım kısım ödemeler yapılacak ve dönem sorunda alacak/verccek kalemleri hesaplanır ve bu doğrultuda bakîye kısım Üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesi gerekeceğini, yapılması gereken dönem sonunda tüm alacak/borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra katan bakiye miktar üzerinden hareket ettiğini, belirli dönemleri kapsayan ve devam eden ticari ilişkilerde yürüyen işlem akışının incelenmesi, alacak/borç miktarlarının tespit edilmesi ve varsa bakiye miktarın tespiti yoluna gidilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddiasının aksine fatura ve bunun karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin beyan tek başına bir ticari ilişkinin kanıtı olmadığını, ortada bîr ticari ilişki olduğunun net bir biçimde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın ya da hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, tüm ticari kayıtların ayrıntılı olarak İncelenmesi ve bu konuya hakim taraf tanıklarının dinlenmesi yoluyla sübut bulacağını, yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, salt faturanın veya sözleşmenin varlığı bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmadığını, kanuni olarak malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce veyahut hiçbir alacak mevcut olmamasına karşın fatura düzenlenebilmesi mümkün olduğunu, faturayı düzenleyen taralın aradaki ilişkiyi ve malın teslimini yada işin gerektiği gibi yerine getirildiğini “kanıtlama yükümlülüğü olduğunu, (Yargıtay 19 HD T. 18.10.2010 E. 2010/3217 K. 2010/11515- Yargıtay 3. HD T. 06.10.2005, E. 2005/8385 K, 2005/9627) dolayısıyla tek taraflı davacının defter incelemesi -ile davacının iddialarımı ispatı hukuken mümkün olmadığını, nedenle bilirkişinin e-faturalann tebliğ olduğu ve itiraza uğramadığı böylece TTK 21/2 gereği fatura münderecatının kesinleştiği şeklindeki görüşünün kabulünün mümkün olmadığını…, davacı tarafından faturaya dayandırılan mal ve hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından yazılı ve kesin delillerle kanıtlanmasının ardından bilirkişi raporunun tamamına karşı itirazlarının nazara alınara öncelikle müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarını Ankara’da yerinde incelenmesini, davacının ticari defter ve kayıtlarıyla karışlaştırılacak dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmasını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, takibin haksız e kötü niyetli olduğunu, tartışmasız olan davacı aleyhine İİK. 67/2 gereği asgari %20 kötü niyetli tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.

DELİLLER:
…Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının davacımız, takip borçlusunun davalımız,takip konusunun cari hesap ekstresi uyarınca 1.815,31 TL asıl alacak 39,33 TL faiz olmak üzere 1.854,64 TL tahsili olduğu,davalı itirazı üzerine takibin durdurulduğu, … E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının davacımız, takip borçlusunun davalımız, takip konusunun fatura, cari hesap ekstresi uyarınca 2.594,54 TL asıl alacak 32,32TL faiz olmak üzere 2.626,86 TL tahsili olduğu, davalı itirazı üzerine takibin durdurulduğu, … E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının davacımız, takip borçlusunun davalımız, takip konusunun fatura cari hesap ekstresi uyarınca10.068,40 asıl alacak 38,18 TL faiz olmak üzere10.106,58 TL tahsili olduğu, davalı itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 24/02/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesi ile davalı tarafa yapılan tebligatların geçerliliğine ve bilirkişi raporlarına yönelik itirazların reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtları ibraz olmadığı takdirde bulundukları yeri bildirmek üzere 14/11/2020 tarihli oturumda kesin mehil verilmiş,kesin mehlin 18/11/2020 tarihinde tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği görülmüştür.
11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda “… e,-‘Temel Fatura” lann 397 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği kapsamında davalı tarafından teslim alınmasının yasal bir zorunluluk olması, Temel Faturaların e Fatura portalından davalıya iletilmesi ve davalı tarafından da yasal 8 günlük süre içerisinde takip konusu faturaların davacıya iade edildiği veya TTK 18. Maddesinde belirtilen yöntemlerle kabul edilmediği hususu ispat edilemediğinden an itibariyle takip konusu faturaların TTK 21/2 maddesi kapsamında münderecatınm kesinleştiği anlaşılmıştır…GİB başkanlığının sitesinde yapılan sorgulamalarda davacı … Dijital Baskı Ltd. Şti. ve davalı … Kompresör Ltd. Şti. nin 397 Sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura Uygulamasına, Mali Mühür Sertifika temin işlemlerini tamamlayarak dahil oldukları anlaşılmıştır…. Gerek e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönülmesi gerekse Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak Türk Ticaret Kanununun 2l’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) eünlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuclarındandır. Bu süre seçtikten sonra yapılan itirazlar ve e-Fatura uygulaması üzerinden dönülen red yanıtları söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurmaktadır…. Davacı … Ltd. Şti. ne ait incelemesi yapılan 2018, 2019, 2020 Yıllarına ait ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, ticari defterlerin birbirini doğruladığı ve usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla bu yıllara ait ticari defterlerin HMK 222 maddesi kapsamında sahibi lehine/aleyhine delil niteliği taşımasının takdirinin sayın mahkemenize ait olduğu, Davalı tarafından sayın mahkemenin 04/11/2020 tarihli ara kararına aykırı olarak ticari defterleri sunulmadığından an itibariyle inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, Davacıya ait incelemesi yapılan 2018, 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlere göre davalı … Kompresör Ltd. Şti nin davacı … Ltd. Şti. ne 14.478,25 TL tutarında borçlu olduğu ve bu borcun detaylarının; T.C. … Dairesinin … Esas Sayılı Dosyasında 10.068,37 TL, T.C. … Dairesinin … Esas dosyasında 2.594,54 TL, T.C. … Dairesinin … Esas dosyasmda 1.815,31 TL dan ibaret olduğu, Davacı … Ltd. Şti. tarafından Davalı … Kompresör Ltd. Şti. ne T.C. … Dairesinin … Esas Sayılı dosya kapsamında 12 adet toplamda 10.068,40 TL, T.C. … Dairesinin … Esas Sayılı dosya kapsamında 3 adet toplamda 2.594,54 TL ve T.C. … Dairesinin … Esas Sayılı dosya kapsamında 2 adet toplamda 1.815,31 TL tutarında ‘Temel Fatura” düzenlendiği (Bkz. Detaylar Raporun C maddesi) görülmüştür. Hal böyle olunca davacı tarafından düzenlenen e-“Temel Fatura” ların 397 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği kapsamında davalı tarafından teslim alınmasının yasal bir zorunluluk olması, Temel Faturaların e Fatura portalından davalıya iletilmesi ve davalı tarafından da yasal 8 günlük süre içerisinde takip konusu faturaların davacıya iade edildiği veya TTK 18. Maddesinde belirtilen yöntemlerle kabul edilmediği hususu ispat edilemediğinden an itibariyle takip konusu faturaların TTK 21/2 maddesi kapsamında münderecatının kesinleştiğinin anlaşıldığı, Bir an olsun davalının defterlerinin incelendiği ve takip konusu faturaların ticari defterlerinde yer almadığı varsayıldığında dahi davalının takip konusu faturaya yasal 8 günlük süre içerisinde itiraz ettiğinin ispat edilememesi halinde TTK 21/2 maddesi gereği fatura münderecatının kesinleştiği sonucuna ulaşılacağı, İşlemiş faizin takdiri ve hukuki yorumu sayın mahkemenize ait olmak üzere mevcut dava dosyasında temerrüt İhtarı görülemediğinden an itibariyle işlemiş faiz yönünden mevcut bir hesaplama yapılmadığı,…” belirtildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça faturalandırılmış alacak nedeniyle başlatılan icra takiplerine yönelik itirazın iptali, davalı tarafça davanın reddi talep edilmiş olup;
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu , davacının ve davalının e fatura sistemine dahil oldukları davacı tarafça e-fatura karşılığı ürünlerin ve faturaların davalıya teslim edildiği , davalı tarafça süresi içerisinde e-faturalara itirazda bulunulmadığı, fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edilmiş olduğu, davalı tarafın da ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı, davacının ticari defter ve kayıtları uyarınca davalıdan 14.478,25 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın 3 dosyada icra takibine konu yapıldığı bilirkişi raporu, davacı ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla, davalının icradan önce temerrüde düşürülmemesi faiz talebi yönünden gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının kabulüne,
Davalının … Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas sayılı dosyalarındaki itirazlarının kısmen iptaline,
… esas sayılı dosyada takibin 2.594,54-TL asıl alacak, … esas sayılı dosyasında takibin 10.068,40-TL asıl alacak, … esas sayılı dosyasındaki takibin 1.815,31-TL asıl alacak üzerinden asıl alacaklara takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına,
İcra dosyasındaki asıl alacaklar toplamı, 14.478,25-TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 989,00 TL nispi harçtan peşin alınan miktarın mahsubu ile bakiye 751,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan (bilirkişi ücreti,tebligat,harç) 1.184,68 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Hükmün kesinleşmesi halinde bakiye avansın iadesine,
Av.As.Üc. Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.