Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 E. 2021/898 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/336
KARAR NO : 2021/898

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/03/2011
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı ile davalı arasında Ankara Etimesgut ilçesinde bulunan benzin istasyonu için 23/06/2008 tarihli beş yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzalandığını, ayrıca Sakarya ili, Karasu ilçesinde de ikinci bir akaryakıt istasyonuna bayilik verilmesi konusunda da 21/05/2008 tarihinde sözleşme yapıldığını, her iki istasyon için ayrı ayrı satış taahhütnamesinin de imzalandığını, Ankara ilindeki akaryakıt istasyonuna 7.080.000,00 Amerikan Doları miktarında bayilik hizmet bedelinin ödenmesinin karar altına alındığını, aynı yönde Sakarya ilindeki istasyon için ise 2.700.000,00 Amerikan Doları miktarında ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, bu hizmet bedelinin davalının yıllık satmayı taahhüt ettiği akaryakıtın miktarı ve intifa süresi boyunca taahhüt edilen akaryakıtın satılması halinde bedelin yatırım maliyeti olarak değerlendirileceğinin hüküm altına alındığını Ankara ilindeki istasyon için yıllık 6.000 m3 beyaz ürün satılmasının kararlaştırıldığını, ayrıca satılamayan her m3 için 70 Amerikan Doları cezai şart öngörüldüğünü, Sakarya ilindeki akaryakıt istasyonu için ise taahhüdün yıllık 4.500 m3 miktarında kararlaştırılıp cezai şartın ise 60 Amerikan Doları olarak belirlendiğini, davalının ilk yıl için Ankara istasyonu için 3.893,10 m3 eksik beyaz ürün alımı yaptığını, Sakarya istasyonu için ise 3.105,11 m3 eksik alım gerçekleştirdiğini, bu durumda cezai şart tahakkuk etmesine rağmen cezai şartın ödenmediğini belirterek her iki istasyon için şimdilik 50.000,00 TL’nin vade tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 03/10/2012 günlü ıslah dilekçesi ile talebini 739.931,40 TL’ye çıkartmış, 01/02/2011 tarihinden itibaren avans faizi talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tek taraflı olarak düzenlenen cezai şartın geçerli olmadığını, sözleşmelerle davalı aleyhine cezai şartın tek taraflı olarak düzenlendiğini, davacının sözleşmeye aykırı davranması halinde ödeyeceği herhangi bir cezai şartın bulunmadığını, söz konusu cezai şartın davalının mahvına sebebiyet verebilecek derecede ağır bulunduğunu, davacının sözleşme hükümlerini yerine getirmesinde kusuru bulunduğunu, bu nedenle cezai şart talep edemeyeceğini, davalının davacıdan toptan akaryakıt istemesine karşılık akaryakıt talebinin davacı şirket tarafından yerine getirilmediğini, ayrıca satış fiyatlarının da yüksek olduğunu, davacı firmanın yeteri kadar reklam yapmadığı ve promosyon düzenlemediği için rakip firmalarla rekabet edilemediğini ve malın satılamadığını, bu durumların davacının kusurlu davranışlarını oluşturduğunu, sözleşmeyle öngürülen cezai şartın genel işlem şartı niteliğinde bulunup dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının baskı uygulayabilmek için kötü niyetli dava açtığını savunmuş, davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Mahkememizce asıl davada ve bu dosya ile birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında taraf vekillerince bildirilen deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yapılan yargılama sonucu18/06/2015 tarihinde, asıl davada, davanın kısmen kabulü ile, taktiren 250.000,00-TL’nin 01/02/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin BK’nın 182.maddesi uyarınca reddine, birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında; davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi sonucu Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/03/2019 tarihli, 2017/4940 esas,2019/1835 karar sayılı kararıyla Mahkememizce asıl ve birleşen davalar hakkında verilen kararın onanmasına karar verilmiş, asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine;Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli, 2019/3681 esas,2020/1231 karar sayılı kararıyla; “asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairelerinin 2017/4940 esas, 2019/1835 karar sayılı ve 20.03.2019 tarihli kararının kaldırılarak hükmünün bozulmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay bozma kararında özetle; ” Asıl dava mahkemece davacının talep edebileceği cezai şart 789.887,62 TL olarak tespit edilerek bu miktarın davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek 250.000 TL’ye indirildiğini, mahkemece cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda bilirkişiden rapor alınarak, daha sonra takdir hakkının kullanılması gerekirken bilirkişi raporu almadan davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce, bozma kararına uyulmuş, bozma kararı doğrultusunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; 789.887,62-TL olarak tespit edilen cezai şart bedelinin ödenmesi halinde, davalı şirketin sermaye özvarlığını yitirmeyeceği, sermayesinin %55’ini koruyacağı, 2016 yılından itibaren aktif olarak ticari faaliyetini devam ettirmeyen davalı şirketin, ekonomik olarak mahvına münhasıran 789.887,62-TL cezai şart bedelinin sebebiyet vereceğinin söylenemeyeceği görüşü bildirilmiştir.
Tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında Ankara istasyonu yönünden 23/06/2008, Sakarya istasyonu yönünden ise 21/08/2008 tarihini içerir iki ayrı sözleşme imzalandığı ve bu sözleşmenin eki niteliğindeki taahhütlerin ayrıca imzalandığı, bu sözleşmeler ile davalının Ankara istasyonu için 6.000 m3, Sakarya istasyonu için ise 4.500 m3 akaryakıt ürünü satmayı taahhhüt ettiği, bu miktarda ürün satamaması halinde Ankara istasyonu için her m3 başına 70,00-ABD Doları, Sakarya istasyonu için ise 60,00-ABD Doları cezai şartı ödemeyi kabul ettiği, sözleşmenin devamı sırasında ilk yıl için Ankara istasyonu açısından 4.252,83 m3, Sakarya istasyonu için ise 3.231,54 m3 miktarında eksik akaryakıt ürününün satıldığı, bilirkişi raporuna göre toplam cezai şartın Ankara istasyonu için 297.698,10-ABD Doları, Sakarya istasyonu için ise 193.892,40-ABD Doları miktarında bulunduğu ve davalının bu cezai şarttan dolayı sorumlu olduğu davalı ….A.Ş. ‘nin tacir olması ve cezai şartın yanısıra yatırım bedeli adı altında ve asgari akaryakıt satımı taahhüdünün alınması karşılığında bedel ödenmesi de dikkate alınarak davalı ….A.Ş.’nin cezai şartın geçersiz olduğuna ilişkin iddialarının yerinde olmadığı, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporuna göre cezai şart bedelinin davalı şirketin ekonomik olarak mahvına münhasıran sebebiyet vermeyeceği anlaşıldığından, birleşen davada verilen kararın kesinleşmiş olması ve ıslah dilekçeside dikkate alınarak asıl davada davanın kabulüne 739.931,40 TL cezai şart tutarının 01/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıda yazılı kararın verilmesi gerkmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulüne,
739.931,40 TL nin 01/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 50.544,71 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 10.988,50 TL harcın mahsubu ile kalan 39.566,21 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 18,40 TL başvuru harcı, 10.988,50 TL peşin ve ıslahla yatırılan harç, 246,00 TL tebligat, 22,00 TL müzekkere gideri, 2.900,00 TL bilirkişi ücreti, bozmadan sonra yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 188,60 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 15.363,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-AAÜT uyarınca belirlenen 54.046,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.25/11/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza