Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2022/717 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/335 Esas
KARAR NO : 2022/717

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2015
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARARYAZ.TRH : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… davalı tarafça müvekkili aleyhine Ankara …İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinin dayanağı olan senedin 9.000-TL olan bedel kısmının tahrif edilerek 19.000-TL yapıldığını, bedelin yazıyla ‘’dokuz’’yazılan kısmında da ‘’on’’ kelimesi eklenerek ‘’on dokuzbin’’ yapıldığını, senet keşide edilirken neye ilişkin olduğu belirtilmemişken, yine senet üzerinde tahrifat yapılarak ‘’malen’’ kelimesinin eklendiğini, bu eklemelerin müvekkilinin rızası dışında olduğunu, bu nedenle senedin bono vasfını kaybettiğini, açıklanan nedenlerle, takip konusu bononun dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin müvekkili ile davalı arasında yapılmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile, davalı aleyhine 19.000-TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatına…, ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “.. davacının müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin arabasını satarak borç para verebileceğini söylemesi nedeniyle, davacının bulduğu dava dışı alıcı …’ye müvekkilinin arabasını 24/12/2014 tarihinde sattığını ve aldığı parayı borç olarak davacıya verdiğini, devamında davacı tarafın müvekkiline parayı geri ödemediğini, karşılığında takip konusu senedi imzaladığını ve müvekkilinin aracının acil olarak satılmasından kaynaklanan zararın da hesaplanarak bono bedelinin 19.000-TL olarak yazıldığını, ayrıca arabanın satımı ve bedelinin davacıya borç olarak verilmesi söz konusu olduğu için düzenlenme anında bonoya malen kaydının sehven yazıldığını, davacı tarafın da malen kaydının sonradan eklendiğini iddia ederek bononun mal alışverişi için düzenlenmediğini ikrar ettiğini belirterek, davanın reddini…, ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mahkememizin 2015/464 E,2017/216 K sayılı ilamı ile “… Dava konusu senette tahrifat bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, tüm dosyanın incelenmesinde; Davalı taraf savunmasında, davacı tarafa borç para verdiğini belirterek malen kayıtlı senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Ancak davacı taraf da iddialarında senedin malen kayıtlı olmadığını, bu kaydın sonradan eklendiğini belirtmek suretiyle senedin ihdas nedenini talil etmiş olup, iki taraf da senedin ihdas nedenini talil ettiğinden ispat yükünün yer değiştirmediği, ispat yükünün halen davacı tarafta bulunduğu anlaşılmış, davacı taraf senedin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğua dair yazılı bir delil sunmamıştır. Davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığından yemin delili hatırlatılmış, davacı taraf davalıya yemin teklifinde bulunmuş, davalı … 28/03/2017 tarihli duruşmada yemini usulüne uygun şekilde yerine getirmek suretiyle, dava konusu senet nedeniyle davacı tarafın kendisine 19.000-TL borcu olduğuna dair yemin etmiştir. Yemin kesin delil olup, davacı taraf davasını ispatlayamadığından…” davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz ilamının Ankara Bam 22.Hukuk Dairesinin 2018/25 E,2020/724 K sayılı ilamı ile “…Dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı lehtar olup, ihdas nedeni olarak “malen” kaydı bulunmaktadır. Davacı, bedel hanesinin rakam ve yazı ile tahrif edildiğini, malen kaydının da sonradan ilave dildiğini, senet nedeniyle borçlu olmadığını, dava dilekçesinde açıklandığı üzere ihdas hanesinin açık olarak düzenlendiğini ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı vekili ise borç para karşılığında senedin verildiğini malen kaydının sehven yazıldığını savunmuştur. Yukarıda da ifade edildiği üzere bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise davalının bononun mal karşılığı olmadığına dair savunması karşısında senedin davalı tarafça da talil edildiğinin kabulü zorunludur ve bu durumda TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davalıda olduğu ve davalının senetten kaynaklanan alacağını ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir. O hâlde açıklanan nedenlerle mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davalı (senet alacaklısı) tarafa bu iddiasını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün davacıda olduğu gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bu durumda, kanıt yükünün davalı alacaklıda olduğunun kabulü suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacının diğer istinaf talepleri şimdilik incelenmeksizin, istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” denilerek mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Davalı vekiline yemin deliline dayanma hakkı hatırlatılmış,14/04/2021 tarihli oturumda yemin deliline dayanıldığının belirtildiği görülmüş,davacı asile yemin davetiyesinin tebliğini rağmen 08/12/2021 tarihli oturumda davacı asilin hazır bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekilinin 08/06/2022 tarihli oturumda “…Müvekkilin beyin kanaması neticesinde felç kaldığını, duruşmaya katılacak durumda olmadığını oğlunun belirttiğini Kahramankazan ‘a talimat yazılması halinde adliyeye götürülebileceğini” belirttiği görülmüş, aynı oturumda davacı vekiline “davacı asilin beyin kanaması geçirip felç olduğuna, adliyeye gelemeyecek durumda olduğuna dair rapor ibraz etmek üzere 2 hafta kesin mehil verilmesine, aksi takdirde davacının yemin davetiyesinden kaçındığı değerlendirilerek yargılamaya devam edilerek karar verileceği” ihtar edilmesine rağmen istenilen raporun ibraz edilemediği 23/06/2022 tarihli dilekçe ile davaya istirdat davası olarak devam edilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça dava dilekçesi ile takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, yargılama sürecinde icra baskısı altında ödenen bedelin istirdadı, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E dosyasında takibe konu bonoda davacının keşideci, davalının ise lehtar olduğu, ihdas nedeni olarak “malen” kaydının bulunduğu, davacı tarafça bedel hanesinin rakam ve yazı ile tahrif edildiği, malen kaydının da sonradan ilave dildiği, ihdas hanesi açık olarak düzenlendiği ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı tarafça borç verilen para karşılığında senedin verildiği, malen kaydının sehven yazıldığı savunulmuş, bononun bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olması, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa ait olduğu gözetildiğinde davalının bononun mal karşılığı olmadığı savunması karşısında senedin davalı tarafça da talil edildiğinin kabulünün zorunlu olduğu ,bu durumda TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davalıda olduğu , davalı tarafça yapılan yemin teklifi üzerine yemin davetiyesi çıkartıldığı, davacı asilin yemin davetiyesine icap etmediği, yemin için belirlenen yer gün ve saatte hazır bulunmadığı, davacı tarafça davacının beyin kanaması ve felç geçirdiği bu nedenle davetiyeye uymadığı belirtilmesine rağmen bu savunmanın kesin mehile rağmen doktor raporu ile doğrulanamadığı, bu kapsamda davacının davalıdan aldığı borç (para) karşılığında senedin düzenlendiği , davalının davacıdan alacaklı olduğu , davalı tarafça dayanılan yemin delili, Ankara Bam 22.Hukuk Dairesinin 2018/25 E,2020/724 K sayılı ilamı, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla davacının davasının reddi ile aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Tarafların şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 324,48 TL harçtan düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 243,78 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça istinaf harcı olarak yatırılan 117,10 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.