Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/325 E. 2021/152 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/325 Esas
KARAR NO : 2021/152

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
KARARYAZ.TRH.: 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… davalıların … Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, davalılar aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, müvekkili Bankanın ….Şubesi ile … Üretim ve Kalite Danış. Araş. Eğ. Ve Tic.Ltd. Şti. arasında Kredi sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmeye dayanılarak KGF kredisi kullandırıldığını, davalılardan …’in ise kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzalamış ve asıl borçlu gibi borcun ödenmemesinden doğan sorumluluğu üstlendiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek asıl borçlu ve kefile ….Noterliği’nin 03.02.2020 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına kayden icra takibine geçildiğini, davalıların icra dosyasına yapmış olduğu itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu kredi sözleşmesi gereği davalıların kredinin ödenmemesinden dolayı sorumlu olduğunu, davalılar tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptalini teminen yasal süre içerisinde başvurma zarureti hâsıl olduğunu, davalılar tarafından yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, tamamen zaman kazanmaya yönelik olduğunu, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesini, davalıların takibe yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine…, ” karar verilmesini istediği görülmüştür.

SAVUNMA:
Davalıların cevap dilekçesinde özetle ” BDDK tarafından ticari krediler ile ilgili muazaralarda Hukuk tarafında yetkili mahkemeler önünde Adalet aranması yönünde beyanı resmi internet sitesi ve Cimer üzerinden verilen cevaplarda tekrarlandığı üzere iş bu dava ile hak arama ihtiyacı doğduğunu, 2016 yılı BDDK düzenlemelerinin gizlenerek yeni iyi kredi yönetmeliği Türkiye’deki bankacılık faaliyetlerini bağlamayacağı, şekilde uygun olduğunun ortaya çıkması ile gelişen sözleşme ve erken muacceliyet hükümlerinin uygulanmasından kaynaklı zarar, kayıpların tespiti ve zararın ikamesine yönelik talepleri ile davacı tarafın ana para harici faiş faiz talepleri ana muaraza konusu olduğunu, 2016 yılı BDDK düzenlemeleri öncesinde de proje finansman ihtiyaçlarına yönelik 2006 yılından günümüze birden çok kredi işbu dava konusu GKS benzerleri imzalanarak ihtisas kredisi kapmasındakilere kıyasla daha kısa vadeler ve faiş faiz ile kullanıldığını, yeni düzenlemelerin buna imkan vermediği halde işbu dava konusu projede uygulandığını mücbir sebep ile ortaya çıktığını, BDDK bankacılık 2016 yılı resmi düzenlemesine aykırı olarak davalı banka tarafından, projeden elde edilecek hibe gelirler esas alınarak ticari işletme kredisi kullandırıldığını iddia edilerek sözleşmede tanımlanan muacceliyet hükümlerinin mücbir sebep dikkate alınmadan olması gerekenden erken uygulandığını, … Sözleşme ve hibe gelirleri oluşmadan önce yapılan işletme kredi taleplerinin, satış ve ciro yetersizliği gerekçesi ile aynı davalı banka tarafından ret edildiğini, fiili gerçekleri dikkate alınmadan tutarsızca, devam eden davası görülen Mahkemeleri yanıltacak şekilde derdest edilmeyi bekleyen dosyalarda adaletsiz şekilde iddia edilmekte olduğunu, ihtisas kredisi kapsamında olan kredi geri ödemesi tek kaynak olan proje ve ekipman nesne kredileri, banka bilançolarında ve BDDK raporlamalarında ihtisas kredisi olarak tanımlanmasına rağmen, davalı tarafından ihtisas dışı ticari işletme kredisi olarak beyan ederek, işbu dava konusu ötesinde BDDK denetimi gerektiren bir suç işlediğini, 2016 yılında devreye giren BDDK İyi Kredi Yönetmeliği, Madde 101; kredi kullanım amacına göre verilir ipoteğe verilmez ifadesi esas alındığında; firmanın satış ve ciro, ödenmiş sermaye gibi, BDDK kredi tahsis koşullarına uygun kredi verilmesi ancak proje gelirleri dikkate alındığında mümkün olacağını, aksi durumda kredi tahsis edildiğinin yasa ve yönetmelikler ile nesnel mali verilere dayanılarak izahı mümkün olmadığını, “basiretli tacir” algısı ile imzalamasaydın almasaydın şekilde yasayı uygulamama için haksız bahane ve gerekçe üretilecek ulusal ve uluslararası sorumluluklardan kaçılacak bir durum olmadığını, bankacılık yasal düzenlemeleri keyfi olarak sözleşme imza aşamasında gizlenerek, finansal kurumsal tüketicinin sorumluluğunda olamayacağını, BDDK düzenlemelerinin ihlal edildiğini, ihlal edilen hayati mücbir sebep düzenlemeleri, gerçekleşen mücbir sebep sonucunda ortaya çıktığını, bu düzenleme pro-aktif olarak projenin ticarileşme ve işbu dava konusu olacak zararları önleyecek nitelikte olduğunu, kredi kullanıcısı projeye yönelik ihtiyaçdan dolayı “evet” tüm koşullarınızı kabul ediyorum diyerek imzalasa dahi, kredi kullanan, kurumsal finansal tüketici dışında gizlilik ile yürüyen kredi değerlendirme ve tahsis sürecinde, BDDK İyi Kredi Yönetmeliğinde kural esnetme koşulu olmadığından davalı tarafından düzenlendiği şekilde uygulanması ancak bir yasal yetkilendirme ile olması gerektiğini, bu sebeple de davalı banka da kanunlar ve yönetmeliklerde davacı tüzel kişiler ve gerçek kişiler ile aynı şekilde eşit olduğu anayasal ilke gereği BDDK kanun ve yönetmeliklerinin çoktan seçmeli olmadığını kabul etmek zorunda olduğunu, işine gelen durumda ihtisas kredisi olarak gelirini esas alırım ancak kredi tahsisinde ise ihtisas dışı kredi koşullarını uygularım diyerek alenen suç işlediğini, sözleşmede olması gereken mücbir sebep maddeleri gizlenmiş olduğunu, erken muacceliyet ile haksız edim yönünde adımlar uygulandığını, ihtisas kredisi olan kredi konusu İhtisas dışı normal Ticari İşletme Kredisi gösterilmesi ile ihtisas kredisi kapsamında gelişen mücbir sebep durumunda, üstlenmesi gereken sorumluluklarından kaçması ve borsada işlem ön koşulu iyi yönetişim taahhütü bulunan güven kuruluşundan beklendiği gibi davranmaması sonucu proje geliri olan hibe gelirlerinden ve proje kaynaklarından kayıplar yaşandığını, Refinansman talebinin karşılanmaması ötesinde mevcut proje için ayrılmış kaynakların kredi faiz ödemelerinde tüketilmesi sebebi ile projenin çıktısının üretimi ve teknolojik tasarımda hedeflenen yeni teknolojiler ile kabiliyet kazanımı fırsatlarının kaçtığını, geçici ifa güçlüğü ile yaşanan gecikme sonucunda pandemi ile daralan ekonomik dar boğaz sonucu, proje çıktı ürünün satışı ile öngörülen yatırım geri dönüş süresi içinde gelir imkanı da ortadan kalktığını, geçici ifa güçlüğü kalıcı ifa güçlüğüne dönüştürülecek şekilde banka hesapları ve işletme adresi üzerinde faaliyet imkanının ortadan kaldırıldığını, Firmanın AL-SAT tipi Tüccar Tacir gibi toptan mal alıp perakende satış yapan basit usülde çalışan yapıda olmadığını, ihtisas dışı sınıfta olan Ticari İşletme Kredisi kullanılarak Gayrimenkul, Araç Temin veya İşletme Büyütmeye yönelik Ekipman, Malzeme Stoklama İnşaat vb ihtiyaçlar söz konusu olmadığını, ileri Teknoloji Mikro Kobi sınıfında olan firmanın Ekonomik değer olarak 100-300 bin Euro/USD bandında Döviz cinsi İthal İkamesi ve İhracat fırsatı olan İleri Teknolojilerin, 100% Entellektüel Sermaye ile tasarlanarak üretildiği ihtisas kredisi sınıfında olan finansman kullanım modeli ile çalışmadığını, ek olarak firmanın mali yapısı, küçük ölçekli start-up girişim şirketlerini, ticarileşecek ürünlerin ve ulusal hibe programlarından elde edilen gelirler esasında 100% arge amaçlı faaliyet gösteren teknoloji mikro kobi statüsünde olduğunu, bu sebeple firmanın gelişimi ürünlerinin rekabetçi olarak ticarileşmesi bu dava konusu projede olduğunu, 2 aşamadan geçmesi gerektiğini, birinci aşamada arge projesi yapılarak Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS) en az 8 olacak şekilde prototip üretildiğini, bu sürede karşılıksız geri ödemesiz hibe fonları veren kurumlardan destekler alınmakta olduğunu, ikinci aşamada ise, özel ve seri üretim, pazarlama faaliyetlerine parallel olarak altyapısı geliştirmeye yönelik ÜR-GE ve Kapasite Geliştirme hibe destekleri ile ticarileştirme potansiyelini geliştirmesi öngörüleceğini, kredi kullanım amacı olan “Üç Boyutlu Model Tabanlı Mühendislik Robotik Bilişim İleri Teknoloji” prototip ürün ve çözümünün tasarımı ve üretimine yönelik araştırma ve geliştirme sürecinde hibe destek alındığını, … Teydeb hibe sözleşmesinin zorunlu gereği olan nesnel izleme sürecinde görevli … Akademik izleyici Hakeminin “nesnel izleme yapmaması sonucunda reddi hakem yapılmış ve … bilim kurulu tarafından hakem değişikliği gerçekleştirildiğini, yeni atanan izleyici hakem ile dava konusu projede geçici ifa güçlüğü oluşturan mücbir sebep ortadan kalkmış ve proje hibe ödemeleri diğer bir deyiş ile kredi gelir akışı tekrar başladığını, geçici ifa güçlüğü döneminde finans kurumları olarak davalı bankanın hukuki sorumlulukları araştırılması sonucunda davalı bankanın, 2016 yılında yeni yayımlanmış Ulusal ve Uluslararası Finansman Faaliyetlerinin Uyumunu sağlayan BDDK İyi Kredi Yönetmeliklerine aykırı olarak, 2017 yılında proje ihtisas kredisi için muarazaralı sözleşme hazırladığı tespit edildiğini, yapılan araştırmalar sonucunda bankacılık sektörü incelendiğinde kredilerin BDDK portalında ve Bankalar Birliği portalında erişime açık BDDK ve Merkez Bankasına veri aktarma amaçlı yapılan banka raporlamalarında ıhtısas ve ıhtısas dışı olarak sınıflandırıldığının tespit edildiğini, işbu sözleşme ve dava konusunda olduğu gibi kredinin tanımlanmasındaki ana kriter, kredinin geri ödemesi için proje gelirleri tek kaynak olup olmadığının değerlendirilmesini, bu konunun ayrıca Uluslararası yatırım ve ticareti de ilgilendirdiğinden 2016 yılında yenilenen Basel düzenlemeleri ile önlenmesi istenen eski usul bankacılık olan ipotek karşılığı kredi vermeyi önleyen yeni düzenlemenin de açık ihlali olduğunu, işbu dava konusu kredi sözleşmesinin ihtisas kredisi ve iyi kredi yönetmeliği hükümlerine uygunluk düzeyi, gelirlerinin ihtisas dışı ticari kredi olarak kullanılmasının yeni yönetmelik ile mümkün olmadığının yetkin bilirkişi tarafından tespit edilmesi taleplerinin olduğunu, … Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yapılan itirazın kabulüne, nesnel gerçek durum ve verilere dayanmadan, tabela şirketi üzerinden, kredi kullanım amacına bakılmaksızın ticari işletme kredisi kullanıldığı iddiası için %20 den az olmamak üzere davacı tarafa tazminat ödetilmesi taleplerinin olduğunu, iyi kredi yönetmeliği esası madde 101 tüm kredi değerlendirmeleri için imtiyazsız uygulanması gereken bir yükümlülük olduğunu, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine…, ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
… Müdürlüğünün … esas sayılı dosyanın tetkikinde; takip alacaklısının davacımız, takip borçlusunun davalılar, takip konusunun 83.411 ,89-TL kredi sözleşmesinden kaynaklı asıl alacak ile faiz BSMV ihtarname dahil 86.261,05-TL’nin tahsili olduğu, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacı bankadan davalılar ile imzalanan kredi sözleşme suretleri ile hesap ekstrelerinin getirtildiği görülmüştür.
… Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, tetkikinde davacılarının … İletim ve Kalite… LTD. ŞTİ. , … Teknolojileri … LTD. ŞTİ., davalısının …. Bankası, dava konusunun … Arge Proje Finansman kredisi için yapılan sözleşmenin, taraflar arasındaki sözleşmede proje kredisi değil ticari kredi olarak tanımlanması nedeniyle hakimin sözleşmeye müdahalesi ile sözleşmenin proje kredisi olarak kabulü ile Türk Borçlar Kanunun 21, 23, 25 ve devamı maddeleri uyarınca hukuki ve somut gerçekliğe uygun olarak yorumlanmasının talep edildiği, duruşmasının 01/04/2021 tarihine bırakıldığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça ticari kediden kaynaklı alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali,davalı tarafça kredi sözleşmesinin Arge kredisi olduğu, normal ticari kredi sözleşmesi olmadığı belirtilerek davanın reddi istenilmiş olup;
Taraflar arasında kredi sözleşmelerinin bulunduğu, dosyamız davalısıncaaynı sözleşmelere dayalı olarak çekilen kredilerin sözleşmede proje kredisi değil ticari kredi olarak tanımlanması nedeniyle hakimin sözleşmeye müdahalesi ile sözleşmenin proje kredisi olarak kabulü ile Türk Borçlar Kanunun 21, 23, 25 ve devamı maddeleri uyarınca hukuki ve somut gerçekliğe uygun olarak yorumlanması için … Ticaret Mahkemesinin …E sayılı dosyası ile dava açıldığı, davanın taraflarının aynı olduğu ,… Ticaret Mahkemesinin … E dosyasında verilecek kararın dosyamızı etkileyecek nitelikte olduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle H.M.K.’nun 166/1 maddesi gereğince mahkememiz dosyasının … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Dosyamızın … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
Dosyamız işlemlerinin birleştirilen dosya üzerinden yürütülmesine,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin birleştirilen dosya üzerinden karara bağlanmasına,
Dair Tarafların yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.