Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/299 E. 2021/127 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/299
KARAR NO : 2021/127

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine 30.06.2015 düzenleme tarihli 100.000 Euro bedelli 1 adet sahte senet düzenlenmek suretiyle … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, Müvekkili şirkete 29.06.2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde … Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından sahtelik iddiası ile borca ve imzaya itiraz edildiğini, aynı gün içerisinde davalı … ile senedi tanzim eden (davalının öz kardeşi) dava dışı … aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, senedin tanzim yılı 30.06.2015 olarak belirtildiğini, davalının dava dışı öz kardeşi …’ın 24.07.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan karar ile müvekkili şirkette münferiden temsil ve ilzama yetkili olarak yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, temsil ve ilzama yetkisinin 14.06.2016 yılına kadar devam ettiğini, yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı dava dışı …’ın 14.06.2016 tarihinde istifa ettiğini, sahte senetteki imzanın, davalının öz kardeşi …’a ait olduğunu, müvekkili şirket ile olan husumeti sebebiyle, davalı öz kardeşiyle birlikte müvekkili şirketi dolandırmaya ve borçlandırmaya çalıştıklarını, müvekkili şirketin, davalı ile hiçbir alacak ve borç ilişkisinin olmadığını, takibe konu senede ilişkin de hiçbir borcu bulunmadığını, yakın tarihte eski tarihli senet hazırlayarak müvekkili aleyhine işbu davaya konu icra takibinin başlatıldığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde mürekkep yaşının yeni tarihli olduğu saptanarak borçlu olmadıklarının tespit edileceğini, davalı tarafın öncelikle …Noterliği’nin …. yevmiye numarası ile 10.01.2020 tarihinde müvekkil şirkete ihtarname göndererek sahte senet ile aynı tarihli (30.06.2015) proje danışmanlık sözleşmesi uyarınca ödeme talep ettiğini, senet 30.06.2018 tarihi itibariyle muaccel olmasına rağmen davalı tarafından geçen 2 yıl içerisinde hiçbir şekilde icra takibi başlatılmadığını, davalının hayali sözleşme ile aynı tarihli bir sahte senet tanzim ederek ve tanzim tarihini de dava dışı kardeşinin münferiden imzaya yetkili olduğu tarihi belirterek müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı yollarla para tahsil etmeye çalıştığını, müvekkili şirket kayıtlarında davalı tarafından müvekkili adına kesilmiş bir fatura kaydı dahi bulunmadığını belirterek öncelikle; telafisi imkansız zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yukarıdaki taleplerinin uygun görülmemesi halinde, taraflarınca ödenecek dosya borcunun davalıya ödenmemesi için ihtiyadi tedbir kararı verilmesini, müvekkili şirketin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, senedin iptaline, takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile senette yazılı miktar olan 100.000 Euro bedelin % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: arabuluculuk kurumuna başvurulmadan dava açıldığı için öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak taraflar arasında 30.06.2015 tarihinde imzalanan proje danışmanlık sözleşmesi ile; davacı tarafın müvekkili hesabına bir anonim şirket kurması, kurulacak anonim şirket adına 1+1 =2 megawatt altı, lisanssız “güneş enerji santrali” projesinin geliştirilmesinin sağlanması, şirket hisselerinin müvekkiline sözleşmede belirtilen bedel üzerinden devrinin yapılarak, güneş enerjisi santralinin mülkiyetinin müvekkiliğ lehine edinilmesinin sağlanmasını ve tarafların edim ve mükellefiyetlerinin belirlenmesinin hüküm altına alındığını, her ne kadar davacı sözleşmeyi inkâr etmiş olsa da sözleşme gereği bir kısım işlemlerin yapıldığını ancak sözleşmede vaadedilen sonuç gerçekleşmediğini, 02.07.2015 tarihinde müvekkilinin sözleşme kapsammda davacı şirketin sahibi …’nın talebi üzerine … Teknik Müh. San. Tic. Ltd. Şti/ye olan 30.06.2015 vade tarihli kefillik borcuna ilişkin … isimli şahsın hesabına 200.000 TL aktardığını, ayrıca müvekkilini, … Enerji Üretim A.Ş. ile … Güneş Enerjisi Üretim A.Ş isimli iki şirket daha kurarak bu şirketlerin işlemlerinin takip edilmesi için davacı şirkete vekâlet verdiğini, sözleşmedeki 5. maddesinin A bendinin son fıkrasına göre; davacının kendi üzerine düşen mükellefiyetleri yerine getirmemesi halinde, sözleşme ile kendisine ödenecek olan 100.000 Euro’yu, paranın teslim edildiği tarihten başlamak üzere her geçen yıl %5 nispetinde akdi faizi ile birlikte müvekkiline koşulsuz şartsız hiçbir ihbar ve ihtara hacet olmaksızın iade etmeyi; koşulsuz, şartsız, gavrikabili rücu ile kabul ve taahhüt ettiği hüküm altına alındığını, sözleşmenin 9. maddesinde 30.06.2018 ödeme tarihli 100.000 Euro bedelli bono keşide edip müvekkiline teslim edeceğinin sözleşme ile taahhüt altına alındığını, davacı tarafça işbu davanın konusu edilen bono da sözleşme ile davacı tarafın müvekkiline keşide etmiş olduğu bono olduğunu, davacı taraf, sözleşme ile kendisine yükletilen mükellefiyetleri yerine getirmediğinden dolayı, müvekkili tarafından … Noterliği …. yevmiye numaralı 10.01.2020 tarihli bir ihtarname keşide edilerek; 30.06.2015 tarihli sözleşme uyarınca, taşınmaz alım bedeli ve danışmanlık ücreti olarak davacı tarafa ödenen bedelin iade edilmesinin davacıdan talep edildiğini, davacı tarafın işbu ihtarnameye karşı, “şirket kayıtlarında böyle bir sözleşme ve borç kaydı bulunmamaktadır” şeklinde cevabı üzerine 30.06.2015 tarihinde tanzim edilen senedin, davacı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle davacı aleyhine, kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla … Müdürlüğü’nde … Esas dosya numaralı icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların tamamının asılsız olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava takip dayanağı senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK’nın MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.), “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”, hükümleri mevcuttur.
Dosyada mevcut dilekçeler ve sunulan belgelere göre, davanın ticari dava olduğu, TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildiği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi uyarınca, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 59,30TL harcın peşin alınan13.192,37 TL harçtan mahsubu ile artan 13.133,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.11/02/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza