Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/27 E. 2022/32 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/27 Esas – 2022/32
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/27 Esas
KARAR NO : 2022/32

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davalıların talimatı üzerine sigorta acentesi olan davacı tarafından 6101700000205 poliçe numaralı inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ve yine verilen talimatlar üzerine anılan poliçeler için vade ve teminat altına alınan meblağlar bakımından değişiklik zeyilleri tanzim edildiğini, anılan poliçelerin prim borçlarının davalılar ile davacı arasındaki ilişki kapsamında açık hesaba işlendiğini, anılan poliçe primlerinin davacı ile ilgili sigorta şirketleri arasında mevcut bulunan acentelik ilişkisi çerçevesinde ilgili sigorta şirketine ödendiğini, işbu alacaklar bakımından davacının sigorta şirketlerine halef olduğunu, davalılarca 2011 yılından bugüne kadar sürdürülen ticari ilişkiye ve inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ve zeyilleri ile ilgili idareye sunularak bu sayede ilgili idareden hak edişlerin alındığını, buna rağmen açık hesap bakiye borcunun ödenmediğini, davalıların bakiye borcunun tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak borca itiraz ettiklerini beyanla, itirazların iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Müh. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu poliçe zeyilnamesi üzerinde tarafların iradesinin uyuşmadığını, davalılar tarafından işbu poliçenin kabul edilip imzalanmadığını ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, açık hesaba işlendiği iddia olunan primlere ilişkin hiç ödeme yapılmamış olmasının davalı tarafından poliçenin kabul edilmediği anlamına geldiğini, davacının sigorta şirketine ödeme yapmış olmasının davalıyı bağlayan bir durum olmadığını, esaslı bir unsur olan ödeme şeklinin değiştirilmesi ve davalının zarara uğratılması sebebiyle davacı acentenin … Genel Müdürlüğü’ne şikâyet edildiğini, poliçenin uzatılmamış ilk hali ile yani idareye sunulan kısmı için davalının ödeme yaptığını, davacının talebinin poliçenin tamamı ile ilgili olmadığını, talep edilen 24.273,71-TL’nin zeyilname ile ilgili olduğunu, davanın konusunun zeyilname ile sınırlı olduğunu, dolayısıyla davacı ile ilk yapılan İnşaat All Risk poliçesinin bu davanın konusu olmadığını, bu poliçenin işe başlandığında idareye sunulmuş olmasının ödemesinin davalı tarafından yapılmış olması sebebiyle hak iddiasında bulunulmasını hukuken mümkün kılmadığını, sadece zeyil talimatı verilmesinin diğer esaslı unsurlarda anlaşılamaması durumu dikkate alındığında poliçe borçlusu haline gelmek için hukuken yeterli bir durum olmadığını, talimatın yetkili kişi tarafından mı gönderildiği ya da şirket yetkilisi tarafından mı kaşelenip imzalanıp imzalanmadığı hususunun araştırılarak açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davacının bu yöndeki iddiasını ispat ile yükümlü olduğunu, bir an için yetkili tarafından zeyilname talimatı verildiği düşünülse bile bu durum zeyilnamenin kabul edildiği ve davalı şirketin poliçe borçlusu haline geldiği anlamına gelmeyeceğini, davalı tarafından 25163181 nolu T-Sigorta tarafından hazırlanan inşaat All Risk poliçesini idareye sunduğunu ve bu şekilde işi tamamladığını, davalı şirketin tam işin ortasındayken davacı sigorta şirketinin hakkaniyet ve iyiniyet kurallarına aykırı bir biçimde ödeme şeklini değiştirmesi sebebiyle davalıların yeni All Risk Poliçesini 47.252,10-TL tutarlı olarak yapmak zorunda kaldıklarını ve bu bedeli sigorta şirketine ödediklerini, bu nedenle zarara uğradıklarını, itirazlarının haklı olduğunu beyanla davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … İnşaat ve Makina Sanayi Limited Şirketi’ne dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafça süresi içerisinde herhangi bir cevap sunulmamıştır .
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava ; inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ve zeyilnameler kapsamında davacı acentece ödenen sigorta bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Taraf delilleri dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu İnşaat tüm riskler sigorta poliçe ve zeyilnameler dosya arasına alınmıştır. Sigorta poliçesi ve zeyilnamelerinin prim borcunun kalmadığı, ödemelerin davacı tarafça yapıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, davacı şirketin 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye açılış ve kapanış, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K’nun 64/III ile 213 sayılı V.U.K.’nun 220-222 maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini takip ettiği ve doğruladığı, davalı şirketin 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye açılış ve kapanış, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K’nun 64/III ile 213 sayılı V.U.K.’nun 220-222 maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini takip ettiği ve doğruladığı, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinde davalı şirketin “… İNŞ. VE … MÜH. İŞ ORTAKLIĞI” olarak kayıtlı olduğu ve bu hesaba göre; takip tarihi 04.01.2019 itibariyle davacının davalıdan 24.273,71.-TL TL alacaklı olduğu, davacının muhasebe kayıtlarında bulunan 3.630,00 TL borç kaydının belgeye dayalı olmaması sebebiyle hesaplardan çıkarılması gerektiği, buna göre takip tarihi 04.01.2019 itibariyle davacının davalıdan (24.273,71-TL-3.630,00-TL=) 20.643,71-TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ( … İNŞ. VE … MÜH. İŞ ORT.) ticari defter ve belgelerinde davacı şirketin “195.0020…. SİGORTA ARA.HİZM.LTD.ŞTİ.” olarak kayıtlı olduğu ve bu hesaba göre; takip tarihi 04.01.2019 itibariyle davalının davacıdan 6.000,00-TL avans alacağı olduğu, davalının poliçe/zeyilnamelerin düzenlenmesine onay verdiğinin kabulü halinde; takip tarihi 04.01.2019 itibariyle davalının davacıya (26.643,71-TL-6.000,00-TL=)20.643,71-TL borçlu olduğu , faize hükmedilecek olması halinde; 20.643,71 TL asıl alacak tutarının 31.12.2018 tarihinden 04.01.2019 tarihine kadar işlemiş faiz tutarı 44,12 TL olduğu yönündeki kanaatlerini belirtmişlerdir.
Somut olayda, davacı taraf davalı ortaklığın talimatı üzerini poliçe tanzim edildiğini, şirket mail adresinden imzalı ve kaşeli olarak zeyil talimatı verildiği, poliçe primlerinin davacı tarafça ödendiğini, davalı tarafça poliçe zeyilnamesi üzerinde taraf iradelerinin uyuşmadığını, poliçenin imzalanmadığını, uyuşmazlığın son zeyilnameden kaynaklandığını, zeyilnamedeki ödeme şeklinin değiştirilmesinin kabul edilmediği ve imzalanmadığı belirtilmiştir.
TTK’nun 1401. maddesine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamıştır. Sigorta sözleşmesini yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla sigorta sözleşmesi meydana gelir. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem kazanır.
Dava konusu inşaat tüm riskler sigorta poliçesinin tanziminin tarafların kabulünde olduğu, uyuşmazlığın son zeyilnameden kaynaklandığını anlaşılmakla, söz konusu zeyilnamenin davalıların istemi üzerine tanzim edildiği ve sözleşme ilişkisinin kurulduğu, zeyilname bedelinin belirlendiği, ödeme şeklinin yada vadesinin değiştirildiği iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiği anlaşılmakla davacı acentenin ödenen zeyilname bedelinden dolayı davalılardan alacağının bulunduğu anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu kapsamında davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olduğu dikkate alınarak kabul edilen miktarın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile ; Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 20.643,71 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına , fazlaya dair istemin REDDİNE ,
2-Kabul edilen miktarın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.410,17 TL harçtan, dava açılışında alınan 292,91 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 1.117,26-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 197,40 TL’sinin davacıdan; 1.122,60 TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 101,50 TL tebligat ücreti, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 1,75 TL diğer giderler toplamı 757,65 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 644,35 TL’si ile dava açılışında alınan 292,91 TL peşin harç toplamından oluşan 937,26 TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.630,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak müştereken ve müteselsilen davalılara verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2022