Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/185 E. 2021/372 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/185 Esas
KARAR NO : 2021/372


……

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
KARARYAZ.TRH.: 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “….’ye ait 100035-13 hasar numaralı dosyasıyla ilgili olarak 08/01/2014 tarihli temlikname ve sözleşme gereği fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …’ye ödenecek tazminatın %20’si 4.800-TL’nin taraflarına ödenmesini, 26/10/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde …’nin daimi sakat kaldığını, mağdurun maluliyet tazminatının alınabilmesi için… … Noterliğinin 00275 tarihli vekaletiyle müvekkili şirketin vekil tayin ettiğini, …’nin müvekkili şirketle imzaladığını, sözleşme ile sigorta şirketinden tahsil edilen meblağın %20’sini müvekili şirkete ödeyeceğini, taahhüt ettiğini, müvekkili şirkete verdiği temlikname ile de almaya hak kazandığını, tazminat bedelinin %20’sini müvekkili şirkete devrettiğini beyan ettiğini, tazminat alınabilmesi için gerekli tüm işlemler yapıldığını, başvuru belgelerinin eki temlikname, vekalet ve vekalet sözleşmesi davalıya sunulduğunu, yaptıkları başvuruda başvuru belgelerinin eki olarak gönderdiklerini, temliknameden de görüleceğini, davalı tarafınca yapılacak ödemenin %20 si müvekkili şirkete temlik edilmediğini, temlike istinaden davalı … şirketi tarafından ödeneceği taahhüt edilen bedelin %20 lik kısmının müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, 6098 sayılı borçlar kanunun alacağın temliki hükümlerini içeren 183. Maddesi gereğince ” Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir” alacağın temliki, borçluya ihbar edilmiş ise borçlu önceki alacaklıya yaptığı ödemeleri temlik alana karşı ileri süremeyeceğini, temlik ilişkisi gereği temlik edilen kısmın mağdura ödenmesi sizi borçtan kurtarmayacak olduğu, iş bu borcun sona ermesi için müvekkili şirkete ödeme yapılması gerektiğini, alacağın temlikine rağmen taraflarına ödeme yapmayan … Sigorta A.Ş. Hakkında ankara …. ATM’nin 2009/695 esas numarasıyla açtıkları davada temlik edilen kısmın sigorta şirketi tarafından taraflarına ödenmesine karar verildiğini, mevcut kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, davalıya Ankara … Noterliğinden 22/08/2014 tarihinde 20935 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, maluliyet tazminatı adı altında …’ye ödenecek olan tazminatın %20 lik kısmı 4.800-TL’nin 08/01/2014 tarihli temlikname ve sözleşmeye istinaden dava tarihinden işleyecek reoskont faiziyle birlikte davalıdan tazminine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine…,” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle ” … Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahsile yetkin itirazında bulunmuş, easa ilişkin olarak; müvekkili şirket tarafından maluliyet tazminatının %80’i olan 19.200-TL’nin …’ye ödendiğini, ancak ödeme sonrasında …’nin müvekkili sigorta şirketine, temliknamenin geçersiz olduğuna ve davacının azledildiğine ilişkin belgeler sunarak, bu yönde beyanda bulunduğunu, …’nin devamında ”Tedbire Sigorta Geri Dönüşüm Sistemlerine” vekaletname verdiğini ve tazminatın %20’sinin bu kez dava dışı Tedbirge Sigorta Geri Dönüşüm Sistemleri tarafından talep edildiğini, temliknamenin geçerliliği konusunda ihtilaf mevcut olduğundan Türk Borçlar Kanunu’nun 187/1 maddesi uyarınca davacı tarafa ödeme yapılmadığını, temliknamenin geçerli olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Dosyaya ibraz edilen belgelerden; dava dışı …’nin 26/10/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralanması ile ilgili olarak maluliyet tazminatının alınabilmesi için gerekli işlemlerin yapılması hususunda T.C. … 1. Noterliği’nin 08/01/2014 tarihli ve 00275 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davacı şirketi vekil tayin ettiği, ayrıca dava dışı … ile davalı arasında adi yazılı şekilde düzenlenen ”Temlikname” yazılı belge ile …’nin 26/10/2013 tarihli olayla ilgili tazminat alacağının %20’sini davalıya 08/01/2014 tarihinde temlik ettiği, ancak devamında …’nin T.C. … 1. Noterliği’nin26/05/2014 tarihli ve 05494 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile bu kez sigorta tazminatına ilişkin işlerin takibi için dava dışı… Danışmanlık İnşaat Maden. Petrol Turz. Hayvancılık San. ve Tic.Ltd.Şti.’ne ve…’ye vekalet verdiği, bu vekalet uyarınca vekilin tazminatın %25’ini çekmeye yetkili kılındığı ve T.C. … 1. Noterliği’nin 27/05/2014 tarihli ve 05544 yevmiye nolu ”Azilname”si ile davalıyı anılan vekalet yetkilerinden azlettiği ve …’nin davalı … şirketine verdiği tarihsiz, kendi adına atılı imzalı dilekçesinde özetle; ”100035/13 nolu dosyada tazminatın tamamının hesabına yatırılmasını, … Hasar Sigorta ve başka kişilere herhangi bir temlik imzalamadığını, tazminatın %20’sinin kendisi hesabına yatırılmasını”talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın 13/01/2016 tarihli dilekçesinde; hesaplanan tazminatın %80’i olan 19.200-TL’nin …’ye ödendiğini, tazminatın %20’sinin ise davalı şirket bünyesinde olduğunun, temlikin geçerliliği konusunda ihtilaf olduğundan TBK’nun 187/1 maddesi uyarınca ödeme yapılmadığının belirtildiği görülmüştür.
Taraf delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış mahkememizin 2014/1026 Esas, 2017/325 Karar sayılı ilamı ile “…Yapılan yargılama ve tüm dosya evrakına göre; davacı taraf ile dava dışı … arasında düzenlendiği iddia edilen 08/01/2014 tarihli adi yazılı temliknamenin aksinin her zaman iddia edilebileceği, dava dışı …’nin de herhangi bir temlikname düzenlemediği şeklinde davalı … şirketine yazılı başvuru yaptığı ve davacıyı vekaletten azlettiği, bunun üzerine davalı tarafça Türk Borçlar Kanunu’nun 187. maddesi uyarınca ”Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir” hükmüne dayanılarak davacıya ödeme yapılmadığı ve dava konusu alacağının davalının uhdesinde tutulmak suretiyle, bu hususun davacıya bildirildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar, davacı vekili, dava dışı …’ye ihtar çekildiğini ancak dava açılmadığını belirtmiş, …’nin temliknameyi imzalayıp imzalamadığı yönünde tespit davası açılması ve sonuçlanması uzun süreceğinden, dava dışı …’ye meşruhatlı davetiye çıkartılarak temlikname hakkında beyanının alınmasını ve imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini belirtmiş ise de; HMK m. 169 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan isticvap, ”bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir vakıa hakkında mahkeme tarafından sorguya çekilmesi (dinlenilmsi) demektir. Bir davada ancak taraflar isticvap edilebilir. Taraflar dışındaki üçüncü kişilerin isticvap edilmesine imkan yoktur.(Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. baskı, sayfa 362) Dolayısıyla, dava dışı …’nin imza incelemesi için isticvabı mümkün olmadığı gibi, davacı tarafın, usul hukukumuzda bulunmayan dahili davalı şeklindeki usulü, kanunu dolanmak suretiyle, usulüne aykırı bir isticvap talebiyle gerçekleştirmeye yönelik talebi de yerinde görülmemiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine” karar verildiği görülmüştür.
Davacı istinafı üzerine mahkememiz kararının Ankara Bam … Hukuk Dairesinin 2018/220 E, 2020/326 K sayılı ilamı ile “… Alacağın devri (temliki) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiş, devam eden maddelerde devir sözleşmesinin geçerlilik şekli, yasal veya yargısal devir ve etkisi ile devrin hükümleri düzenlenmiştir. Temlikin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Somut olayda mahkemece temlikin sıhhati konusunda açılmış bir dava olup olmadığı araştırılarak var ise bekletici mesele yapılması, sonuçlanmış ise sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus yeterince araştırılmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece bu yönlerden hiçbir delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6.maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Bu anlamda hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasını da 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi temlik edenin temlikname altındaki imzasının geçerli olup olmadığı araştırılması zorunlu olup yukarıda anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan usul kurallarına uygun hüküm kurulmaması, delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına…” denilerek mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 09/09/2020 tarihli oturumunda davacı vekiline 08/01/2014 tarihli temliknameye yönelik dava açılıp açılmadığı yönünde beyanda bulunmak, dava dışı … -‘nin sigortaya verdiği beyanda temliknamedeki imzanın kendine ait olmadığı iddiası karşısında temlikdeki imzanın dava dışı …’ye ait olduğuna ilişkin tespit davası açmak, açıldığına ilişkin belgeyi mahkememize ibraz etmek üzere 2 hafta kesin mehil verilmesine, aksi takdirde 08/01/2014 tarihli temliknamedeki imzanın … el ürünü olduğu ispat edilemediği değerlendirilerek yargılamaya devam edileceğinin ihtarına karar verildiği, kararın davacı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı tarafın ihtar üzerine Değişik işte tespit talebinde bulunduğu,talebin… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/14 D iş sayılı dosyası ile “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talep konusu maddi vakıanın, esas hakkında açılan davada değerlendirilen delil niteliğinde olduğu, dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görüldüğü mahkemenin yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmakla, delil tespiti talebi yönünden mahkememizin yetkisiz ve görevsiz olduğuna … Tespit (delil tespiti) isteyenin talebinin, dava şartı yokluğundan, usulden REDDİNE karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekiline 09/12/2020 tarihli oturumda yeniden kesin mehil verilmiş ise de davacı tarafça kesin mehil süresinde ve karar tarihine kadar temlik sözleşmesindeki imzanın dava dışı … el ürünü olduğunun tespitine yönelik dava açıldığına açıldığına ilişkin bilgi yada belge ibraz edilmediği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça trafik kazası nedeni ile uğranılan maluliyete dayalı tazminatın bir kısmının … tarafından davacıya temlikine dayalı olarak alacak talebinde bulunulmuş, davalı tarafça temliknamenin geçerliliği konusunda tereddüt bulunduğu, davacının temliknamenin geçerliliğini ispat etmesi gerektiği belirtilmiş olup;
Davacının dava dışı … tarafından vekil tayin edildiği, davacının … arasındaki sözleşme kapsamında meydana gelen kaza nedeniyle yapacağı aracılık hizmeti kapsamında %20 tazminat alacağını 08.01.2014 tarihli sözleşme ile temlik aldığı, davacı tarafından 06/06/2014 tarih 2014/06/1246 sayılı yazı ile davalı … şirketine başvuruda bulunulduğu, dava dışı …’nin T.C. … … Noterliği’nin 26/05/2014 tarihli ve 05494 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile sigorta tazminatına ilişkin işlerin takibi için dava dışı… Danışmanlık İnşaat Maden. Petrol Turz. Hayvancılık San. ve Tic.Ltd.Şti.’ne ve…’ye vekalet verdiği, bu vekalet uyarınca vekilin tazminatın %25’ini çekmeye yetkili kılındığı ve T.C. … 1. Noterliği’nin 27/05/2014 tarihli ve 05544 yevmiye nolu ”Azilname”si ile davacıyı anılan vekalet yetkilerinden azlettiği ve …’nin davalı … şirketine verdiği tarihsiz, kendi adına atılı imzalı dilekçesi ile ”100035/13 nolu dosyada tazminatın tamamının hesabına yatırılmasını, … Hasar Sigorta ve başka kişilere herhangi bir temlik imzalamadığını, tazminatın %20’sinin kendisi hesabına yatırılmasını” talep ettiği bu kapsamda davacının dayandığı temliknamenin sıhhat ve geçerliliğinin tartışılır hale geldiği, davalı tarafça haklı sebeple ödemede bulunulmadığı, dosyamızda dava dışı …’nin taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle temlik belgesindeki imzanın … el ürünü olup olmadığı husunda değerlendirme yapılamaması üzerine davacı vekiline 08/01/2014 tarihli temliknamedeki imzanın dava dışı …’ye ait olduğunun tespitine yönelik dava açmak,dava açıldığına ilişkin belgeyi ibraz etmek üzere kesin mehil verilmiş isede süresi içinde ve karar tarihine kadar dava açıldığına ilişkin bilgi veya belge ibraz edilmediği tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 82,00 TL den mahsubu ile bakiye 22,70 TL ‘nin davacıya iadesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansından HMK’nın 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Davalı davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Askeri Ücret Tarifesinin 13/2. Maddesi gereğince taktir edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair Tarafların yokluğunda , tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 14/04/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.