Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/715 E. 2021/116 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/715 Esas
KARAR NO : 2021/116

Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2015
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
KARARYAZ.TRH. : 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin 10/12/2019 tarihli yargılamanın yenilenmesi talebi içerir dava dilekçesi ile “… Mahkemenizde 2015/817 E. 2018/509 K sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davası 04/07/2018 tarihli karar ile reddedilmiş olup red kararı istinaf onaması ile kesinleştiğini. HMK 374 vd. Maddelerinde yargılamanın iadesi kurumu düzenlenmiş olup Yargılama sırasında, elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edildiğini. Sayın Mahkemede görülen ve hüküm altına alınan dava sırasında elde bulunmayan, resmi makamlarca kararın kesinleşmesinden sonra düzenlenen ve aşağıda açıkladığımız olaylar nedeniyle yargılamanın iadesine ve davamızın kabulüne davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini. öncelikle davaya konu olayları kısaca kronolojik olarak izahını yapılacak olursa… İkamet ve iş adresinin …, İcra takibinin ise Ankara’da olduğundan dosyanın içeriğine vakıf olamadıklarını. Beyanlarının doğru olduğuna inanıp ha bugün ha yarın gelirler malzemelerini kendilerine bizim keseceğimiz fatura ile teslim alıp giderler diye düşündüklerini, maalesef en son 03 Agustos 2015 tarihli olarak … Müdürlüğünden …. İcra Müdürlüğü’ne gönderilen , işyerine yapılacak menkul haczine dair talimattan ; sonra (tarafımıza faturası kesilerek – emanet olarak bırakılan geri alınmayan satmış gibi gösterilerek – borcun ödenmediğinden bahisle) icra takibine konu davalı firma ve yetkilisi (…) ’ı (davaya konu hakkındaki iyi niyetimizin suistimal edildiğini ve bunu hak etmediğimizi düşünerek) araştırmaya başladıklarını. Bu araştırmalarımız neticesinde tamamen tesadüfen aşağıdaki bulgulara ulaştıklarını , … firtnası ve Yetkilisi … hakkında bilgi toplamak amacı ile geçmiş yıllarda … ile iş ortaklığı yaptığını öğrendikleri … telefonuna ulaşarak kendisini aradıklarını, kendisine davalı … firmasını ve yetkilisi … …’nu tanıyıp tanımadığını ve … ile ilişkilerini sorulduğunda ilk tepkisi “aman abi dikkat et güvenilir bir insanlar değiller” olduğunu ve sonrasında kendisine olayı ürün ve kişileri detaylı olarak anlatıldığında da davaya konu ürünün , ruhsat sahibi … firması adına tek üreticisinin kendi firması … olduğunu davaya konu ürünün tek ve son olarak Haziran 2011 yılında üretimini yaptıklarını ve ürünün iki (2) yıl kullanım süresi yani (SKT 06/2013) olduğunu belirtmesi ile maalesef dolandırıldıklarını anladıklarını , oysaki taraflarına fatura edilerek depomuza teslim edilen ürünlerin etiketlerinde SKT(01/2015) olarak gözüktüğünü Bu bilgilerin teyidi ve yeni-farklı bilgilerin temini amacıyla bahse konu ürünün ruhsat sahibi olan … firması ile irtibata geçildiğini, buradan da ; … markalı ürünün ruhsat sahibi olduklarını , büyük miktarda ve bir seferde üretim yaptıklarını , bu üretimin … firmasınca Haziran / 2011 tarihinde yapıldığını. Haziran / 2011’den sonra … ruhsatı altında … markası ile ne … , ne de başka bir imalatçı firma tarafından herhangi bir üretim yapılmadığını , davaya konu satılandan daha fazlaca miktarda ürünü davalı,… firmasına 2012 yılında sattıklarını ayrıca kendileri ile paylaşmış oldukları ürün ve ürün etiket görsellerini inceledikten sonra kendi resmi – onaylı etiketlerinden farklı olduğunu ve davacı … tarafından davalı …’a satıldığını iddia ettikleri 01/2013 üretim – 01//2015 son kullanma tarihi olan satılanın ” kesinlikle kendi üretimlerinin olmadığını” ” ilk ve tek üretimlerinin 06/2011 olarak … tarafından üretildiğini ” ifade ettiklerini. (Gerek ruhsat sahibi … gerekse üretici firma … firmalarının herbirine ayrı ayrı göndermiş olduğu numuneler ile bu konulara ait davacı … ve Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemelerine hitaben / cevaben yazılı beyanları ekte olduğunu ve ilgili dosya içeriğinde ayrı ayrı mevcuttur.)Bu süreçte ellerine geçen yukarıdaki bilgi ve belgeler ışığında ağır kusurlu ve gizli ayıp hususunda haberdar olur olmaz söz konusu durumu davalı … ile aramızdaki hukuki süreçten dolayı davalıya mahkeme aracılığı ile bilgilendirildiğini. Yani söz konusu ayıp ağır kusurlu gizli bir ayıp olması münasebetiyle ayıbın taraflarınca tesbiti ve bildiriminin de yukarıda açıklamış olduğumuz bu kronolojide geliştiğini Özet olarak davalı … firmasının gerçekte son kullanma tarihi (SKT) 06/2013 olduğunu bildiği, yani fatura edildiğinde son kullanma tarihi 5 (bes) ay geçmiş – ekonomik değeri olmayan (etiketleri değiştirilmiş ve aksini ispat edemediği) ürünlerin etiketlerini hilleli bir şekilde değiştirmek koşulu ile (SKT) 01/2015 gibi göstererek ürünleri tarafımıza 09/11/2013 tarihli İrsaliye ve 18/11/2013 tarihinde kestiği fatura ile satarak “Basiretsiz Satıcı Tacir” olduğunu acık açık itiraf ettiğini , fakat ısrarla ayıp ihbar süresi içinde ihbarda bulunmadığımız , tebligatlara itiraz etmediğimiz gibi konular üzerinden hayatın olağan akışına aykırı talepleri ile yüce mahkemenizi yanıltarak gereksiz yere meşgul etttiğini ve haksız kazanç elde etme yoluna başvurduğunu … Sunulmuş belgeler deliller ve en son … … -Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü , … İl … Müdürlüğünün ilgili tarih ve sayılı kararı ile (taraflarına fatura ile satılan miktarın tamâmının) 18/09/2019 tarihinde imha edilmesi ile de ayan beyan ortada olduğunu. Tarafınıza gönderilen … Kaymakamlığı – Toplum Sağlığı Merkezi Tabibliği’nin 10/10/2017 tarihli ve 91213.998/ 129-2991 sayılı yazısına istinaden … … Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan …. soruşturma dosyası kapsamında … İl … Müdürlüğüne sunulmak üzere ; istenilen belgelerin (ki bu malların kimden alındığını belgeleyen 18/11/2013 tarihli … firmasına ait fatura ) eğer kendilerine 5(beş) gün içerisinde ibraz edilmemesi durumunda taraflarına 4703 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükümleri gereğince yasal işlem yapılacağını bildirildiğini ,…. Biyosidal Ürünler Yönetmeliği Ruhsatlandırma ve tescil için belirlenmiş koşullara ve bu Yönetmelikte sınıflandırma, etiketleme ambalajlama, güvenlik bilgi formları ve biyosidal ürünlerin reklamlarına ilişkin belirlenmiş koşullara uygun olması, sonuç olarak … Kaymakamlığı – Toplum Sağlığı Merkezi Tabibliği’nin yetkililerinin deposunda ürünlerin üzerinde aynı soruşturma dosyası kapsamında yapmış oldukları fiziki gözlemlerini içeren 11/09/2017 tarihli tutanakları ve yukarıdaki yazıya istinaden taraflarına arz edilen belgeler doğrultusunda davaya konu satılan … Cumhuriyet Başsavcılığının…. nolu soruşturma kararı gereği … … – Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ilgili tarih ve nolu yazısı ile … İl … Müdürlüğünün 10/03/2018 tarih ve 60206642-105.04 sayılı yazısında belirtilen işlemler doğrultusunda 18/09/2019 tarihinde … İl … Müdürlüğünün oluşturduğu komisyon huzurunda her türlü masrafları ilgili kuruma ait olmak üzere depolarından alınarak usulüne uygun bir şekilde faturada belirtilen miktarın tamamının İmhasının gerçekleştirilerek davaya söz konusu malın ortadan kalktığını ,… … … yetkililerin belirttikleri sözlü beyanlarına göre davalı … firmasına cezai yasal işlem de uygulandığını, … İl … Müdürülüğünün ilgili kurum – kuruluşlar ile gerekli koordinasyonları sağlayarak 10/03/2018 tarih ve 60206642-105.04 sayılı yazısında belirtilen işlemler doğrultusunda … İl … Müdürlüğünün oluşturduğu komisyon huzurunda depodan alınarak imhasının yapılacağına dair karar verildiğini, imhanın yapılmasının, ertelendiğini, 18/09/2019 tarihinde, kararın verilmesinden 20 ay sonra imhanın gerçekleştirilebildiğini, bu konuya dair yasal hakları saklı kalmak suretiyle, bu imha zamanında yapılmış olsaydı o sırada hala derbest durumda olan davanın seyrininde farklı ve olması gerektiği gibi olacağının belirtildiğini …, TBK- Madde 223- alıcının devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğunu, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılacağını, ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmayacağını…, satılanın, satıcı tarafından etiket değişimi yapılarak , üretim ve son kullanma tarihleri geçerli yeni bir şekilde satımının yapılması, 09/11/2013 tarihli İrsaliye ve 18/11/2013 tarihli fatura ile tarafımıza teslim edilen davaya konu … ürünlerin etiketlerinde yazan Üretim Tarihi (01/2013) ve Son Kullanma Tarihleri (01/2015) ‘nin gerçekte ÜT (06/2011) ve SKT (06/2013) olduğu gerek ruhsat sahibi- … gerekse imalatçısı … firmalarının hali hazırda dosya içeriğinde bulunan davacı … ve Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemelerine hitaben / cevaben yazılı beyanları ve son … … -Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü , … İl … Müdürlüğünün ilgili tarih ve sayılı karan ile (tarafımıza fatura ile satılan miktarın tamamının) 18/09/2019 tarihinde imha edilmesi ile beyanın ortada olduğunu, satıcı SKT 5 ay geçmiş ürünlerin etiketlerini değiştirmek koşuluyla yeni bir ürün gibi taraflarına fatura ederek suç işlediğini, TBK – MADDE 225 – maddede düzenlenen “satıcının ağır kusuru” nun sonuçlarını doğurur. Aynı madde de “ağır kusuru olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine püresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek, sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz, Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hükmün geçerli olduğunu, ağır kusur (iğfal) halinde alıcı . ticari satımdaki avıp ihbar sürelerine uyulmaksızın, kanundan doğan haklarını kullanabilir. TBK- 231- Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, İki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. TBK – MADDE 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. TBK – MADDE 221- Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veva sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. TBK-MADDE 217- Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satıs sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir, Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini, satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri, davayı satıcıya bildirmekle kaçımlabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri, satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları, satıcı, kendiline hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlü olduğunu, mahkemece satışı yapılan satılanın sunulan davacı … firması , ruhsat sahibi ve üretici firmaların yazılı beyanlarında belgeleri ile gösterilen ayıbın gerçekte var olup olmadığının araştırılmak suretiyle uzman bilirkişilere ayıbın gerçek sebebinin tespit -edilip varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesini, raporunda bu konuda çok kısa – ilgisiz ve hatta kendi uzmanlık konusu dışında alacak verecek durumuna yorum yaptığının gözlendiğini, 3 üncü bilirkişinin (Kimyager) Ek raporunda hala daha kendi uzmanlık dalı olmadığı halde şirketin icra takibine konu ilgili miktarda borçlu olduğu konusunda gereksiz beyanlarda bulunduğunu, kendi uzmanlık alanı ile ilgili konularda da dosya içeriğine vakıf olmadığı veya olayı geçiştirerek baştan savma bir rapor sunduğunu, sonuç olarak uzman bilirkişi kimyager raporları belirttikleri nedenlerle ve uzman bilirkişi muhasebeci/mali müşavir raporlarında da dava konusu sadece TTK ‘nın ilgili maddeleri çerçevesinde tutularak sadece alacak – verecek, ayıp ihbar bildirimi vs konularına dayandırılarak ve… Cumhuriyet Başsavcılığının …. nolu soruşturmanın takipsizlik ve yapılan itiraza red ile sonuçlandığı bahsi ile yeni yapılan soruşturma ve … Bakanlık tahkikatınında dava ile o anlamda alakasının bulunmadığı sevhen belirtilerek yazılı şekilde davanın reddinin hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu,… davacı olarak bir önceki dosyanın içeriğinde sunulan her türlü bilgi (ifadeler, beyanlar)- belge -deliller ve bilirkişi – İİK – TTK – TBK – TCK – HUMK – 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik mevzuatın Hazırlanması Ve Uygulanmasına Dair Kanun – Biyosidal Ürünler Yönetmeliği Vs. Yasal mevzuat doğrultusunda ilgili kanun maddeleri usul ve esasa uygun şekilde sevhen değerlendirmediğini, olayın her iki dosyada (Menfii Tespit ve Ceza Davamız) da çok basite indirgenerek sadece alacak – borç ilişkisine dayalı İhtilaf olarak değerlendirilerek yukarıda belirtilen ilgili, kanun maddelerin vs. sehven gözardı edildiğini, davalı … Vekilinin , 29/01/2018 tarihinde avukat portaldan ilgili dava dosyasına gönderdiğini, müvekkilinin bir imalathanesi olmadığı için bu ürünü üretemeyeceğini, ve etiketleyemeyeceğini, müvekkilinin bu malı dava dışı … firmasından satın aldığını, ve aldığı şekilde de davacı firmaya sattığını, dava dışı ruhsat sahibi … firmasının Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 31/04/2016 tipli beyanlarında belirtmiş olduğu ” 2012 Ağustos ve Eylül aylarında stoklarında tutunan … markalı ürünlerin tamamını davalı … firmasına fatura ederek kendilerine teslim ettiğini, beyanlarının dikkate alındığında davalı … firmasının gerçekte son kullanma tarihi (SKT) 06/2013 olduğunu bildiği, fatura edildiğinde son kullanma tarihi 5 ay geçmiş (etiketleri degistirlmis ve aksini ispat edemediği) ürünlerin etiketlerini hileli bir şekilde değiştirmek koşulu ile (SKT) 01/2015 gibi göstererek ürünleri taraflarına 09/11/2013 tarihli İrsaliye ve 18/11/2013 tarihinde kestiği fatura ile satarak “Basiretsiz Satıcı Tacir” olduğunu açık itiraf ettiğini, fakat ısrarla ayıp ihbar süresi içinde ihbarda bulunmadıklarını – tebligatlara itiraz etmedikleri gibi konular üzerinden hayatın olağan akışına aykırı talepleri ile mahkemeyi yanıltarak gereksiz yere oyaladığını…, söz konusu temlik alan şahsın (13/11/2008 tarihli genel vekaletnamesine istinaden) vekil Avukatının Davalı … firması vekil Avukatı ile avnı olması ve temlik ediliş tarihinin 07/04/2016 olmasının hayatın akışına aykırı olduğunu, red edilip kelinlesen Menfii Tespit Davasının mahkemeye sunmuş oldukları yeni kuvvetli deliller doğrultusunda yargılamasının yeniden yapılarak lehlerine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hak ve alacaklını talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere yargılamanın yeniden yenilenmesini taleplerinin değerlendirilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini…” talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin beyan dilekçesi ile ” Söz konusu dava, Daha önce açılmış ve davanın REDDİ kararı verilerek kesinleştiğini. Yargılamanın iadesini gerektirecek yeni bir delil mevcut olmadığını. Yeniden yargılama kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu. Davanın reddine karar verilmesini ” talep ettiği görülmüştür
DELİLLER:
Davacı vekilince 10/12/2019 tarihli yargılamanın yenilenmesi talebi içerir dilekçe ekinde 09/11/2013 tarihli sevk irsaliyesi, 18/11/2013 tarihli fatura sureti,tarihsiz üretici firma ve ürünün son kullanım tarihini gösterir bilgi formu,… Tarafından davacıya gönderilen 22/09/2015 tarihli davaya konu ürünün firmalarınca üretilmediğine ilişkin yazı, … Tarafından davacıya gönderilen 20/05/2016 tarihli davaya konu ürünün en son haziran 2011 tarihinde üretildiğine ilişkin yazı, … tarafından davacıya gönderilen 05/10/2015 tarihli anılan tarihte ürün üretimi yapılmadığına ilişkin yazı, … tarafından davacıya gönderilen 29/04/2016 tarihli 2011 tarihinden sonra ürün üretimi yapılmadığına ilişkin yazı, ( yukarıda geçen fautara,irsaliye, tutanak ve belgelerin dosya içeriğine yargılama iadesinden önce ibraz edildiği )… Cumhuriyet Başsavcılığının imhanın gerçekleştirilmesi talebi içerir 15/08/2019 tarihli yazısı, ürünlerin yedi eminden Teslim alınmasına ilişkin 18/09/2019 tarihli tutanak ,davacı şirket yetki belgesinin ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı tarafça … Kaymakamlığı Toplum … merkezince davacı firmaya gönderilen 10/10/2017 tarihli üreticinin tespiti amacına yönelik belgelerin ibrazı talebi içerir ihtar suretinin,10/10/2017 tarihli üretici tespitine yönelik tutanak sureti ve ürünlerin muhafaza altına alınmasına yönelik 11/09/2017 tarihli tutanak suretlerinin ibraz edildiği bu tutanakların dosya içeriğine yargılama iadesinden önce ibraz edildiği görülmüştür.
… Valiliği il … Müdürlüğünün imha dosya sureti ve imha kararı getirtilmiş 19020089- 105.04 sayılı karar ile ” söz konusu ürünü … Tarım ve Hay….Ltd.Şti ye satış yapan … Tibbi… Ltd. Şti ye ulaşılamamış olması ve ürünlerin son kullanım süresi dolması nedeni ile yediemine alınmış olan ürünlerin … Mevzuata uygun imhasının sağlanmasına” karar verildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet başsavcılığının … soruşturma,… karar sayılı dosya sureti getirtilmiş, müştekisinin davacımız, şüphelilerinin … …, …. olduğu, 03/12/2018 tarihli karar ile “… Kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilemedikçe bu hususta sulh ceza hakimliğince karar verilmedikçe aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz şeklindeki düzenleme gereği dosyaya yeni bir delil sunulmadığı gibi sulh ceza hakemliğince verilen kararlar kesin olduğundan kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 2015/817 E,2018/509 K sayılı ilamının tetkikinde mahkememizin 04/07/2018 tarihli kararı ile “…Dava konusu kimyasalın ruhsat sahibi olan … firmasına ve üreticisi olan … firmasına müzekkere yazılarak; bahse konu satışı yapıldığı iddia edilen, davacının da emanet olarak alındığını belirttiği kimyasalın üretildiği tarih, yer, son kullanım tarihi ve 2011 yılından sonra herhangi bir üretimi kendi adına yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş, delillerin toplanması üzerine dosyanın verildiği bilirkişiler mali müşavir …, kimya mühendisi …. ve hesap uzmanı …. 16/01/2017 tarih ve 5 sayfadan ibaret raporlarında kısaca; davacı kayıtlarında 21.240-TL’lik alacak bakiyesinin devam ettiğini, davalının herhangi bir defter ve kayıt sunmadığını, takibe dayanak faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, dolayısıyla davacı kayıtlarının kendi aleyhine delil teşkil edeceğini, sonuç olarak 21.240-TL miktarda davacının borçlu olduğunu, ancak takip konusu faturanın sunulması ile temerrüte düşürülmüş sayılamayacağından takip öncesi faiz talebinde bulunulamayacağını ifade etmişler, davacı vekilinin itirazı üzerine aynı bilirkişilerden alınan 29/06/2017 tarihli ve 5 sayfadan ibaret ek raporlarında; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 02/05/2012 tarih 2351/7388 nolu içtihadında belirtildiği üzere davacı şirketin davalı yanca düzenlenip gönderilmiş olan faturaları defterlerine kaydettiği rapor edilmekle ve defterlerin sahibi aleyhine delil teşkil etmesi nedeniyle davacının borcu ödediğini ispat etmesi gerektiğini, bu anlamda davacının 21.240-TL davalıya borçlu olduğundan eski beyanlarında bir değişiklik olmadığını, ayrıca davacı vekilinin yeni sunduğu belgelere göre söz konusu ürünün teknik özelliklerinin şartname değerlerini karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi için analiz numunesine ihtiyaç olduğunu, kimya mühendisinin bu ürünün ticari konuya esas teşkil etmediğini belirttiğini bildirmişlerdir. Numunelerin bilirkişilere özellikle de kimya mühendisine davacı vekili tarafından ulaştırılarak ek rapordaki hususu tamamlamaları için yeniden dosya bilirkişiye verilmiş, kimya mühendisinin sunduğu 05/01/2018 tarih ve 1 sayfadan ibaret ikinci ek raporda ise; tarafına verilen numuneyi incelendiğini, hatta Ankara’daki bir kısım üniversitelerin laboratuvar daire başkanlıkları ile görüştüğünü, 27/11/2017 tarihli tutanakla teslim alınan numunenin orjinal ambalajı üzerindeki etikette son kullanma tarihinin 2015 olarak gözüktüğünü, ancak imalatçı firma olan … firmasının mahkemeye sundukları tarihsiz cevabı yazıda ürünü ilk ve son olarak Haziran 2011 yılında ürettiklerini, ürünün raf ömrünün maksimum iki yıl olduğunu belirttiğini, saklama-ambalaj ve depolama koşullarına göre fiziksel ve kimyasal özellikleri açısından analiz yapılarak şartname değerlerine uygunluğuna bakılabileceğini, eğer ürünün kimyasal ve fiziksel özellikleri yapılan analiz sonucunda şartnameye uygun bulunsa dahi ambalajın üstündeki etiket ruhsat sahibi … firmasının ve üreticisi … firmasının yaptırdığı etiket olmadığını, imalatçı firmanın son kullanma tarihini belirttiğini, bununla birlikte ilk raporda belirtilen görüşün devam ettiğini beyan etmiştir. Yukarıdaki deliller ile tüm dosya kapsamından, davanın; davacının iddiasına göre sahte etiket hazırlanıp kullanmak suretiyle son tarihi geçtikten sonra kimyasal özellikleri kaybolmuş ve ekonomik değeri kalmamış olduğu bilinen bir malın davacıya hileli usullerle satılmış gibi fiili bir durum yaratılarak (deposunda geçici kalması rica edilip sonradan alınmamak suretiyle) icra takibi yapan davalıya … Müdürlüğünün … numaralı dosyasına konu miktarda borçlu olunmadığının tespiti için bu davanın açıldığı sabit olup uyuşmazlık; davacının talebinin yerinde olup olmadığı, davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının ne kadar olduğu hususlarından ibaret olduğu tespit edilmiştir. Davalının, bilirkişiler raporuna göre davacının kayıtlarına giren faturaya dayanarak bedelin ödenmediğinden bahisle icra takibi yaptığı, ödeme emrinin şirket adına yetkiliye tebliğ edildiğine dair davetiye parçasına şerh düşüldüğü, takibe ve borca itiraz edilmediği gibi usulsüz tebliğe ilişkin de bir şikayetin bulunmadığı, davacının aynı konuda … C. Başsavcılığına yaptığı … nolu soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlandığı, davacının buna yaptığı itirazın reddedildiği, dolayısıyla yeni yapılan soruşturma ve bakanlık tahkikatının davamızla o anlamda alakasının bulunmadığı için soruşturmaların sonucunu beklemeye gerek olmadığı, davanın ticari dava olup davacının kayıtlarına da işlenmiş olan faturaya süresinde itiraz edilmediği, gizli ayıp konusunda da bildirim yapılmadığı, davacının borçlu olmadığını yazılı olarak ispat edemediği, kaldı ki icra takibine itiraz edilmeyerek borcun varlığının zımnen kabul edilmiş sayıldığı, sırf takibe itiraz edilmesinin kötü niyetli olduğunu göstermediği gibi verilen tedbire ilişkin kararın infaz edilmemesi nedeniyle davalı aleyhine tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verildiği, davacı tarafça dosyanın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğinin belirtilmesine,10/02/2021 tarihli oturumda 10 kasım 2018 tarihli istinaf dilekçesi ibrazına rağmen dilekçenin uyapta kayıtlı olmadığı, dosyanın istinaf incelemesinden geçmeden 16/11/2018 tarihinde kesinleştiği uyap ve dosya üzerinde yapılan inceleme ile görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça yargılama sırasında elde edilemeyen belgeye davayı olarak 2015/817 E,2018/509 K sayılı dosyada yargılamanın iadesi (yenilenmesi) , davalı tarafça talebin reddi istenilmiş olup;
Davacı tarafça yargılamanın iadesi talep dilekçesine ekli 09/11/2013 tarihli sevk irsaliyesi, 18/11/2013 tarihli fatura sureti,tarihsiz üretici firma ve ürünün son kullanım tarihini gösterir bilgi formu, … Tarafından davacıya gönderilen 22/09/2015 tarihli davaya konu ürünün firmalarınca üretilmediğine ilişkin yazı, … Tarafından davacıya gönderilen 20/05/2016 tarihli davaya konu ürünün en son haziran 2011 tarihinde üretildiğine ilişkin yazı, … tarafından davacıya gönderilen 05/10/2015 tarihli anılan tarihte ürün üretimi yapılmadığına ilişkin yazı, … tarafından davacıya gönderilen 29/04/2016 tarihli 2011 tarihinden sonra ürün üretimi yapılmadığına ilişkin yazının mahkememiz dosyasına 04/07/2018 tarihli ilam öncesinde ibraz edilen belgeler olduğu bu belgeler de dikkate alınarak hüküm tesis edildiği ,… Cumhuriyet Başsavcılığının imhanın gerçekleştirilmesi talebi içerir 15/08/2019 tarihli yazısı ile ürünlerin yedi eminden Teslim alınmasına ilişkin 18/09/2019 tarihli tutanağının ve … Valiliği il … Müdürlüğünün 19020089- 105.04 sayılı Kararının ( söz konusu ürünü … Tarım ve Hay….Ltd.Şti ye satış yapan … Tibbi… Ltd. Şti ye ulaşılamamış olması ve ürünlerin son kullanım süresi dolması nedeni ile yediemine alınmış olan ürünlerin … Mevzuata uygun imhasının sağlanmasına) ise mahkememizin 04/07/2018 tarihli kararından sonra düzenlenilen (yargılama sırasında mevcut olmayan) ve hükme etki edecek nitelikte olmayan belgeler olduğu, yargılamanın iadesi şartlarının gerçekleşmediği, yargılamanın iadesi talebi, bu talebe ekli belgeler ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla yargılamanın iadesi mesmu olmadığından talebin HMK 374,375, 379 m uyarınca reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Yargılamanın iadesi davası mesmu olmadığından talebin reddine,
Peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL red harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,hükmün kesinleşmesi halinde bakiye vansın iadesine,
Av.As.Üc.Ta uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair Davacı vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.