Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/517 E. 2021/687 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/517 Esas – 2021/687
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/517 Esas
KARAR NO : 2021/687 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YZL. TRH. : 24/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 30/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin mevzuata uygun olarak lisanssız Güneş Enerji Santrali (GES) projelerini hazırladığını, davalı tarafın ilgili projelerin onaylatılması için “Proje onay bedeli” adı altında ücret talep ettiğini, söz konusu bedeli ödedikten sonra davalı tarafın söz konusu ücreti alma hakkının olmadığının tespit edildiğini, davalı tarafından Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliğinin verdiği yetki uyarınca yürürlüğe konulan “Elektrik Tesislerinin Proje Onayı ve Kabul İşlemlerine Ait Yetkilendirmelere İlişkin Usul ve Esaslar” ile proje onayı ve kabul işlemlerine ilişkin hizmet bedeli alınmasının öngörüldüğünü, elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretimi yapacak tesislere yönelik proje onayları için bedel alınacağına ilişkin bir kurala, Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği ile 6446 ve 3154 sayılı Kanun ve diğer mevzuatta yer verilmediğinden, proje onay bedeli alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın söz konusu bedeli almasının sebepsiz zenginleşme niteliği taşıdığını, ücretin işletilecek ticari avans faizi ile birlikte tamamen iadesi gerektiğini, davalı taraf ile ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk kapsamında 16.08.2019-17.09.2019 tarihleri arasında arabulucu görüşmeleri gerçekleştirildiğini ve anlaşma sağlanamadığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 14/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçesinde davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu belirttiğini, davanın adli yargıda ikame edildiğini, dava konusunun adli yargının değil idari yargının görev alanına girdiğini, davacı şirketin hazırlamış olduğu güneş enerji santrali projelerinin (GES) davalı kurum tarafından onaylanması neticesinde davalı kurum tarafından alınan hizmet bedellerinin iadesine ilişkin olduğunu, dava konusu ödemelerin 2017 yılına ait olduğu göz önüne alındığında idari dava açma sürelerinin geçirilmiş olduğunu, bu sebeple davanın adli yargı yoluna taşınmaya çalışıldığını, bu hususun davacının da kabulünde olması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını zamanaşımı itirazında bulunduklarını, söz konusu bedelin davalı şirketçe yapıları proje onayına istinaden 12.09.2005 tarih ve 25934 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “TEDAŞ Hizmet Satışı – Araç ve Gereç Kira Yönetmeliği” ve “Elektrik Tesislerinin Proje Onayı ve Kabul İşlemlerine ait 2017 Yılı Hizmet Satış Listesi“nde belirtilen bedellere göre hesaplanarak tahsil edildiğini, davacı vekilinin proje hizmet bedelinin haksız bir şekilde alındığını, anılan bedelin dayanağının “Elektrik Tesislerinin Proje Onayı ve Kabul İşlemlerine ait Hizmet Bedellerinin Hesaplanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”, “Elektrik Tesislerinin Proje Onayı ve Kabul İşlemlerine ait 2017 Yılı Hizmet Satış Listesi” ve “TEDAŞ Hizmet Satışı – Araç ve Gereç Kira Yönetmeliği” olduğunu, davacının bedellerin iadesini haksız bir şekilde talep ettiğini, davacı taraf delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, yargı yolu itirazlarının kabulünü, davanın reddini, esasa geçilmesi halinde esas yönünden reddini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) isteminden ibarettir.
Davalı vekili tarafından yapılan yargı yolu itirazı reddedilmiş olup, 2247 sayılı kanunun 12. Maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı dilekçesi sunulmuş olup, dosya Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş, Danıştay Başsavcılığınca davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı tarafından gönderilen 2020/725 esas sayılı dosyaya ait bilgi ve belgeler Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. 2020/725 Esas 2021/30 Karar sayılı kararda davanın çözümünde İdari Yargının görevli olduğuna dair karar verilerek, mahkememizin görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde yukarıda anılan Uyuşmazlık Mahkemesi kararı dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargının görevli olduğu, HMK’nın 114/1-b maddesi kapsamında yargı yolunun caiz olması dava şartlarından olduğu dikkate alınarak dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın HMK’nın 114/1-b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılışında alınan 257,94 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 198,64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
-Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.