Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/493 E. 2021/836 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/493 Esas – 2021/836
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/493 Esas
KARAR NO : 2021/836
DAVA TARİHİ : 07/10/2013
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/05/2013 günü davacının babasının aracında iken trafiğin durması üzerine araçtan indiğini, bu sırada eğlenen taraftarları seyretmeye başladığını, trafik hareket edince davacının araca binmek üzere harekete geçmiş iken arkadan gelen sürücü davalı …’in yönetimindeki … plakalı aracın çarptığını, daha sonra yapılan tespitlerde davacının bu kaza nedeniyle maluliyetinin oluştuğunun anlaşıldığını, … plakalı aracın sahibinin … olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00-TL geçici, 500,00-TL sürekli iş görememezlik tazminatının davalıların tümünden, 10.000,00-TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’den davalı şahıslar için olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline , yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/06/2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; geçici iş görememezlik tazminatının 1.343,03-TL, sürekli iş görememezlik tazminatının ise 33.477,71-TL olmak üzere toplam 34.820,74-TL’ye çıkartmış ve bu bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALILARIN CEVABI
DAVALI … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay günü İran Caddesi üzerinde şampiyonluk kutlamaları nedeniyle bir grup insanın trafiği aksatması nedeniyle durduğunu, kutlama yapan kişilerin geçmesini beklediğini, tekrar hareket ettikten çok kısa süre sonra babasının aracına binmek için davacının aniden yola çıktığını ve kazanın bu şekilde meydana geldiğini, davacının hemen aracından inerek davacıya yardım etmek istediğini, davacının babasının bunlara gerek olmadığını beyan etmesi üzerine vazgeçtiğini, telefon numarasını davalıya bırakarak olay yerinden ayrıldığını, davacı hastanede ziyaret ettiğini, kendisinden şikayetçi olunmadığını, kusurun karşı tarafta olduğunu, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DAVALI … SİGORTA A.Ş vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın ZMMS’sinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, sorumluluklarının araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, kusur durumunun ve maluliyet halinin uzmanlarca tespitinin gerektiğini, gelir kaybının poliçe teminatına girmediğini, davalının temerrüte düşürülmediğin belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DAVALI … adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmayarak HMK’nın 128.maddesinde belirtildiği üzere dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmış, yargılama sırasında davalı vekili vekaletnamesini dosyaya ibraz etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası niteliğindedir.
Mahkememizin davanın kabulüne dair verdiği 16.11.2015 tarih 2013/289 – 2015/708 sayılı karar davalılar … ve … vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22.02.2019 tarih 2016/4091- 2019/2167 sayılı kararı ile özetle ” özellikle uzman bilirkişiden alınan kusur raporunun benimsenmesinde ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında ( 2 ve 3 nolu bent hariç) bir usulsüzlük bulunmadığından davalılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, davacının kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı hususunda Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığından alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de, raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlendiği, Kaza tarihi olan 05/05/2013 tarihinde maluliyet oranının tespiti açısından Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olduğu ayrıca davalılar vekilinin davacı Volkan Yayla’nın kazadan daha önce de kemik yapısı ile ilgili olarak tedavi gördüğünü iddia ederek raporda belirtilen maluliyet oranın kaza ile nedensellik bağı konusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılmasını talep ettiği dikkate alınarak trafik kazası nedeniyle iş gücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için davalılar vekilinin davacının daha öncesinden kemik yapısı ile ilgili olarak tedavi gördüğü iddiaları konusunda gerekli araştırma yapıldıktan sonra, kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu yönetmelik hükümleri doğrultusunda rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve davaya konu kazanın 2013 yılı Mayıs ayında gerçekleştiği, maddi tazminat hesaplanmasına ilişkin hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan bordro 2014 yılı Mart ayına ait olduğu, dosyada mevcut 2014 yılı Mart ayı bordrosuna göre davacının aynı dönem asgari ücretin 1,15 katı oranında gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapıldığı, mahkemece davacının kaza tarihinde elde ettiği geliri konusunda gerekli araştırma yapılmadığı, öncelikle davacının kaza tarihindeki gelirine dair delillerini ibrazının sağlanması, varsa; işyerinden kaza tarihindeki sürekli ve net kazanç durumunun sorulması, geriye doğru maaş bordrosu ve sosyal güvenlik kayıtlarının getirtilmesi, davacının kaza tarihinde fiili olarak çalışmadığının belirlenmesi halinde asgari ücretin gözönüne alınacağının düşünülmesi gerektiğinden dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınması ve ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğine ” değinilerek bozulmuştur.
Mahkememizce bozma kararına uyulduktan sonra davacının kaza tarihi olan 05.05.2013 tarihi itibarıyla SGK ‘dan gelirini gösterir belgeler 2013 yılı öncesine ilişkin 5 yıllık medula kayıtları getirtilmiş sağlık bakanlığından dan 2012 yılı öncesinde kemik yapısı ile ilgili olarak tedavi görüp görmediği sorulmuş: buna ilişkin belgeler getirtilmiştir. Davacının kaza tarihinde çalıştığı iş yerinden o tarihte aldığı maaşa ilişkin belgelen istenmiş ise de iş yerine ulaşılamamış tebligat yapılamamıştır.
Davacı vekili 16.11.2021 tarihli celsede alınan beyanıda davanın sadece manevi tazminat davası yönünden devam ettiğini, bu nedenle davacının hasta kaydı ile ilgili belgelerin getirtilmesine gerek olmadığını , maddi tazminat yönünden sigorta şirketi ile sulh olduklarının , maddi tazminat bedeli ile vekalet ücretini davalı sigorta şirketinden tahsil ettiklerini , davalılardan maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Bozma öncesi alınan ve yargıtay kararında usulüne uygun olarak düzenlendiği bildirilen kusur raporunda olayın meydana gelişinde davacı yaya Volkan Yayla ‘nın %60 , dava dışı araç sürücüsü … ‘nın %20 ve … plakalı araç sürücüsü … ‘in %20 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde:
– Maddi tazminat talebi yönünden ; Mahkememizin 16.11.2015 tarih 2013/289 – 2015/708 sayılı karar davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmemiş olduğundan sigorta şirketi yönünden kesinleşmiştir. Mahkeme kararı her ne kadar Yargıtay 17. Hukuk Mahkemesinin kararı ile bozulmuş ise de davacı vekilinin 16.11.2021 tarihli celsede alınan beyanıda dikkate alındığında davalı sigorta şirketi tarafından davacıya maddi tazminat ödemesi yapıldığı bu şekilde davacı gerçek kişiler yönünden de davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davalı gerçek kişiler aleyhine açılan maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden ; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şekli , kazanın meydana gelişinde davalının kusur oranları, davacının bu kaza nedeniyle yaşadığı acı, elem ile hakkaniyet kuralları MK’nın 24. ve BK’nın 58. maddelerinde düzenlenen manevi tazminat hükümleri çerçevesinde ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminatın yasal şartları oluştuğu ancak bu durumun sebepsiz zenginleşme yaratmaması durumu da dikkate alınarak 5.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsilin karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi yönünden mahkememizin 16.11.2015 tarih 2013/289-2015/708 sayılı 34.820,74TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememizin 16.11.2015 tarihli kararı sonrasında davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığından ve bu nedenle davalılar … ve … yönünden dava konusuz kaldığından bu davalılara karşı açılan maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … , …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Mahkememizin 16.11.2015 tarih 2013/289-2015/708 sayılı kararında tahsiline karar verilen harcın davalı gerçek kişilerden tahsil edilmiş olması halinde fazla alınan 341,55TL ‘nin hüküm kesinleştikten sonra talep halinde davalılar … ve … ‘e iadesine ,
5-Bozmadan sonra yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
6- Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren mahkememize Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere Davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021