Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/313 E. 2021/489 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/313 Esas – 2021/489
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/313 Esas
KARAR NO : 2021/489

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili tarafından mevzuata uygun olarak hazırlanan Güneş Enerji Santrali projeleri hazırlandığını, gerekli izinler alındıktan ve kurulumu tamamlandıktan sonra geçici kabul işleminin yaptırılmasına binaen… tarafından yaptırıldığını, daha sonra geçici kabul işlemleri için geçici kabul bedeli adı altında ücret talep edildiğini, yaptıkları araştırmalarda bu bedelin talep edilemeyeceğini, hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde geçici kabul bedeli adı altında toplam 9.818,00TL bedelin haksız alınma tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte iadesini ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu ve bu nedenle davanın adli yargıda değil idari yargıda görülmesi gerektiğini , zaman aşımı itirazında bulunduklarını, bedellerin alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını , temerrüte düşürülmediğinden faiz talep edilemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşme, bir tarafın diğer tarafta hiçbir ticari ve hukuki ilişki içerisinde bulunmadan sağladığı kazanımdır. Bu kazanım haksız olduğundan iadesi istenebilir. İade edilmemesi halinde yargı yoluna başvurulabilir. Kamu iktisadi girişimleri kurdukları ticari işletmeler nedeniyle tacir niteliğini taşımaktadırlar. Bu nedenle, gerek sözleşmeden gerekse sözleşmeye aykırılık nedenleriyle özel hukuk kuralları uygulanır. Ancak, idarenin iş ve işlemlerinden dolayı çıkan uyuşmazlıklar idari yargı yerinde sonuca bağlanır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2.maddesinde “1.İdari dava türleri şunlardır:
a)İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının dayadığı banka makbuzundan 26.12.2017 tarihinde 11.205,46TL’nin davacı tarafından davalıya EFT yoluyla gönderildiği, makbuzlar üzerinde ödeme gerekçesi olarak geçici kabul bedeli açıklamasının yer aldığı görülmektedir.
Davalı bu bedeli, Elektrik Proje Yönetmeliği’nin “Yetki devri” başlıklı 8. maddesinde açıklanan biçimde onay yetkisinin tarafına verilmesinden doğan işlem yapma bedeli olarak davacıdan tahsil etmiştir. Görülüyor ki, davalı bu bedelin tahsilinde taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmamış, ilgili yasa ve yönetmeliklerin tarafına yüklediği görevlerin ifasına sırasında alınabilecek hizmet bedeli olduğu başka bir anlatımla yasa ile düzenlemeye dayanmaktadır. Taraflar arasındaki özel hukuku ilgilendiren bir sözleşme hükümlerine dayanılmadığından davalı idarenin iş ve işlemlerinden doğan bir eylem nedeniyle bedel iadesi istendiğinden 2577 sayılı yasanın 2.maddesi de gözetildiğinde idari yargının görevli olduğu açıktır. Bu nedenle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi doğru bulunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın yargı yolu caiz olmadığından usulden REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30TL harcın peşin yatırılan 167,67TL’nin mahsubu ile bakiye 108,37TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. Maddesi gereğince taktir edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava açılmadan önce arabuluculuk aşamasında yapılan 1.320,00 TL giderin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza