Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/259 E. 2021/482 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/259 Esas
KARAR NO : 2021/482 Karar

……
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
KARAR YZL. TRH. : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 16/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 18.02.2015 tarihinde … Bayilik sözleşmesi imzalanarak 2015 yılından itibaren bayilik sözleşmesi kapsamında kitap alışverişi gerçekleştirildiğini, bu alışverişin davalı şirketin sipariş ve iadeleri almak için kurmuş olduğu B2B Sistemi üzerinden gerçekleştiğini, davacı şirketin davalı şirket ile halen bu alışverişini sürdürdüğü 29.06.2016 tarihinde B2B sistemine giriş yapmak istediğini fakat giriş yapamadığını, davacı şirket akabinde davalı şirketin mail adresinden iletişime geçerek bu durumun düzeltilmesini talep ettiğini, bu talebin olumsuz sonuçlandırıldığını, davacı şirketin bu talebin olumsuz sonuçlanması akabinde davalı şirket ile aralarındaki cari hesap kayıtlarının tarafına verilmesini talep ettiğini, bu talebine cevaben davacı şirkete davalı şirket tarafından cari hesap kaydıyla mail olarak gönderildiğini fakat davacı şirketin mutabık kalınan miktarın tarafına ödenmesi talebinin yerine getirilmediğini, bu taleplerinin de olumsuz cevaplandığını, 06.06.2018 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğünün 2018/6840 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine karşı davalı şirket mutabakat yapılmasına ve kendi kayıtlarında bu miktarın bulunmasına rağmen bila tarihli dilekçesi ile ” borcun tamamına ve tüm faiz ve ferilerine ” itirazda bulunduğunu ve bu itiraz neticesinde işbu takibin durduğunu, davalı şirkete karşı kendi defterlerinde sabit bulunan cari hesaplara ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın haksız olduğunu bu nedenle, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini takibin devamını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen 15/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı Martı Okul Yayınları San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında imzalanan 18.02.2015 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından belirlenen ürünlerin satılması hususunda davacı bayiye yetki verildiğini, bu sözleşme gereği bayi tarafından taahhüt edilen garanti satış tutarı karşılığında çekler teslim alındığını, davalı şirket ile davacı taraf arasında imzalanan 18.02.2015 tarihli sözleşmede bayinin 26.000,00-TL tutarında garanti satış çeki vermeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiğini, alınan garanti satış çekinin hiç bir şart ve ahvalde kısmen ve tamamen iade edilmeyeceğinin hüküm altına alındığını, davacı tarafın sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte garanti çeki bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, hiçbir şart ve ahvalde bu çekin kısmen veya tamamen iade edilmeyeceğini peşinen kabul ettiğini, bahse konu çeklerin defter kaydında görünse de bu çeklerin ticari bayilik anlaşması gereğince bayi tarafından taahhüt edilen garanti satış miktarına istinaden alındığını, çek bedelinden hiçbir şekilde iade yapılmayacağının hüküm altına alındığını, bu hususun taraflarca peşinen kabul edildiğini, sözleşme gereği bayinin satmayı taahhüt ettiği ürün tutarı, garanti satış çeki tutarını karşılamıyorsa daha açık bir ifade ile taahhüt edilen satış tutarı, garanti satış çekinden daha az ise aradaki fark bedelini davacının talep etmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (bayilik Sözleşmesinden kaynaklanan alacak) isteminden ibarettir.
Ankara … İcra Dairesi tarafından gönderilen 2018/6840 esas sayılı dosya Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi dosya arasına alınmıştır.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış olup, Ceyhan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/23 Talimat dosyası ile bilirkişi incelemesi yapılmış olup, rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 09/03/2021 tarihli raporunda özetle; davalı şirketin 2015 yılına ait ticari defterlerin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin ise E – Defter olduğunu yasal süresi içerisinde beratlarının alındığını, davalı şirket tarafından davacı firmaya 13.617,78-TL tutarında fatura düzenlendiğini, davacı firmanın 2015 yılına 957,34-TL tutarında alacak bakiyesi ile devir geldiğini, buna göre (957,34-13.617,78) = 12.660,44.-TL tutarında borç bakiyesi oluştuğunu, davalı şirketin (6.500,00 x 4 Adet) = 26,000,00-TL çek ve davacının düzenlediği 2 adet (2.264,84-1-1.977,31) = 4.242,15-TL faturalar ile birlikte toplam 30.242,15-TL tutarında ödeme aldığını buna göre (30.242,15-TL – 12.660,44-TL) = 17.581,71-TL tutarında şirketin davacıya borçlu olduğunu, talimat yolu ile alınan bilirkişi raporunda davacının kayıtlarına göre davalının davacı yana 21.151,67-TL borçlu olduğunu, taraflar arasında (21.151,67 – 17.581,71) = 3.569,96-TL tutarında fark olduğunu, farkın/uyuşmazlığın kaynağının, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan, davacı şirket kayıtlarında olmayan 25.06.2015 tarihli M618998 numaralı 1.727,01-TL ve 10.08.2016 tarihli M619420 numaralı 2.667,16-TL faturalar ile devir bakiye rakamlarından oluştuğunu olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 24/03/2021 tarihli raporda özetle; davalı şirketin 2015 yılına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin E – Defter olduğunu ve yasal içerisinde beratlarının alındığını, davalı şirket tarafından davacı firmaya 13.617,78-TL tutarında fatura düzenlendiğini, davacı firmanın 2015 yılına 957,34-TL tutarında alacak bakiyesi ile devir geldiğini, buna göre toplam 30.242,15-TL tutarında ödeme aldığını, 17.581,71-TL tutarında davalı şirketin davacıya borçlu olduğunu, taraflar arasında 18.02.2015 tarihli sözleşmede bayinin 26.000-TL tutarında garanti satış çekinin hiç bir şart ve ahvalde kısmen ve tamamen iade edilmeyeceğinin hüküm altına alındığı, bu hususun mahkemenin taktirinde olduğu belirtmiştir.
Somut olayda davanın bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 18.02.2015 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından belirlenen ürünlerin satılması hususunda davacı bayiye yetki verildiğini, bu sözleşme gereği bayi tarafından taahhüt edilen garanti satış tutarı karşılığında çekler teslim alındığını, davalı şirket ile davacı taraf arasında imzalanan 18.02.2015 tarihli sözleşmede bayinin 26.000,00-TL tutarında garanti satış çeki vermeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, alınan garanti satış çekinin hiç bir şart ve ahvalde kısmen ve tamamen iade edilmeyeceği hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda yapılan incelemede sözleşme hükümleri, tarafların basiretli tacir gibi akdettiği sözleşme ile bağlı olması gerektiği, garanti satış çeklerinin iadesinin sözleşme hükümlerine göre mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli başlatıldığı ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;

1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 249,37 TL harçtan mahsubu ile kalan190,07 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
6-AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Dava öncesi zorunlu arabuluculuk gideri olarak yapılan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E-İMZALIDIR

Hakim …
E-İMZALIDIR